12 Ocak Çarşamba akşamı II.Dönem Edebiyatta Savaş ve Barış Atölyesinin dördüncü kitabı Albert Camus’nün Yabancı kitabını bizlere Zehra Yaman hazırlamıştı. Zehra Yaman önce yazarın hayatı, yaşadığı dönem ve siyasi duruşu ile ilgili bilgiler verdi. Daha sonra da kitap ile ilgili tartışmalara ve değerlendirmelere geçtik. Yabancı, bir kimsenin özelliklerinin (heyecansızlık, umursamazlık, dinginlik, kayıtsızlık gibi) nasıl bir toplumsal kabul görmeme, onaylamama ve hatta nefrete dönüşebileceğini, buradan da öldürme suçu ile yargılandığı bir mahkemede aleyhine kanıt oluşturabileceğinin hikayesiydi.
Roman başkişisi Meursault kayıtsız biridir. Olaylara, kişilere, çevresine karşı kayıtsız, ilgisizdir; yabancılaşmıştır ve olup bitenleri saçma bulmaktadır. Onun için “her şey birdir”. ”İnsan ateş eder de etmez de; ikisi de birdir”.
Sevgisi var mıdır? Hissetmeyiz. Varsa da alışılageldik biçimde göstermez;ne annesine ne kadın arkadaşına karşı. Emin değildir; “sanırım sevmiyorum” der. Toplum bu sevgisizliği ya da sevginin farklı biçimde gösterimini mahkum eder; o bir canidir.
“Bu adamda rastlanan türden bir kalpsizlik, toplumu içine sürükleyen bir uçurum halini alırsa…”, o halde gazeteler ve onların manipüle ettiği okur kitlesi kararı verir; “topluma olan borç” ödenmelidir. Suç yargılanmaz bile. Ceza, mahkemeden çok önce verilmiştir; ölüm.
Meursault, mahkeme sürecinde, savcının, duruşmayı izleyen insanların, jüri üyelerinin, hakimin ve hatta savunma avukatının bile ondan,kişilik özellikleri için nefret ettiğini hisseder. Dava sürecinde suç üzerinde hiç durulmaz, sanığın kişiliğine odaklanılmıştır; “Benim davam beni işe karıştırılmadan çözümleniyor gibidir” der Meursault. Mahkeme öldürülen değil de öldüren üzerinden anlatılmaktadır.
Suç yaz ayında işlenir ve basının konu sıkıntısı çektiği bir döneme denk gelir. Basının önyargısını, iktidarını kullanmasını ve bunun yol açtığı şiddeti bir basın mensubunun ağzından duyarız: “Sizin davayı biraz da biz hazırladık”.
Oysa ki Meursault dış dünya ile arasına bir mesafe koymuştur. Topluma olduğu kadar kendine de yabancılaşmıştır. Annesinin ölümü, komşuları, iş ve kadın arkadaşı ile olan ilişkilerine hep uzak ve nesnel bir açıdan yaklaşmaktadır. Dış dünya onun için anlamsızdır. Bu nedenle toplumdan ve dış dünyadan kopuk bilinci ancak ölüm cezası aldığında uyanacak, yabancılığından sıyrılacak ve yaşamın anlamına varacaktır.
Kitap baş kişisinin özelliklerinin yazarın özellikleri ile örtüştüğünü, yaşam öyküsünden anladığımızda, kitabın ne denli başarılı bir eser olduğunda hemfikir olduk. Bununla birlikte, yabancılaşmış, yaşamı anlamsız tanımlayan bir kişiliğin, içeriğini fazla sorgulamadan nasıl bir katile dönüşebileceğini, nasıl tehlikeli bir insan olabileceğini de fark ettik.
Meursault/yazar için ölenin bir “kara ayak”, “Arap”, “fellah” olmasının önemi yoktu; fark etmezdi, hepsi birdi. Komşusu ve onun köpeği “mundar, kafir” olabilirdi. Sevişirken, okşarken parçalarcasına sert davranılabilirdi. Birine “Deccal” diye hitap edilebilirdi. Kadınları tuzağa düşürüp dövülmesinin ne gibi bir anlamı olabilirdi ki? Bir tanıdık, arkadaş bile değil,istiyorsa kumpas kurmaya yardım etmede bir sakınca yoktu. Pekala annenin tabutunun önünde sütlü kahve içilip sigara tüttürülebilirdi.
Yabancı, zaman zaman bizlerin ve çevremizde kolaylıkla görebileceğimiz yabancılaşmış insan davranışlarının nerelere, hangi uç noktalara gidebileceğini görmemiz açısından çarpıcı, ağırlığı olan bir kitaptı. Kendimizle, çevremizle, toplumla bağımızın kopması bizleri yaşamın anlamsızlığına, oradan da ölüme kadar gidecek bir yolun başlangıcını oluşturuyordu. O halde ne yapmalının yanıtını bize Camus şöyle vermekteydi; yabancılaşmaya, anlamsızlığa karşı baş kaldırın!
Bir sonraki Atölye’mizde, 26 Ocak 2011 Çarşamba günü, Görkem Yeltan ve Yalçın Akyıldız M.A.Solohov’un Uyandırılmış Toprak romanını tartışmaya açacaklar.
Atölye takvimi şöyledir;
09.02.2011 Soljenitsin (1970) İvan Denisoviç’in bir günü
23.02.11 H.Böll (1972) Ve o hiçbir şey demedi
09.03.11 N.Mahfuz (1988) Aynalar
Önemli Not:
Kitap olarak bastırmayı düşündüğümüz I.Dönem çalışmaları için, yazılarını tamamlayamamış arkadaşlarımız, 26 Ocak günü bize yazılarının hangi aşamada olduğu ile ilgili bilgi versinler lütfen.
AtölyeBAK