Hrant Dink’i anmak için, DurDe Platformu tarafından, katledilişinin 14. yıldönümünde, “14 yıl geçti: Buradasın her yerdesin Ahparig!” konulu online panel düzenlendi.
Panelde; avukat Fethiye Çetin, öğrenci Tibet Şahin, akademisyen Fatma Akdokur, gazeteci Canan Coşkun ve Hrant’ın Arkadaşlarından Bülent Aydın konuşma yaptılar.
Panelin moderatörlüğünü Yıldız Önen yaptı. Önen, açılış konuşmasında, Hrant Dink‘in ölümünden bugüne kadar geçen 14 yılda yargılamanın hala devam ettiğini, davanın kapatılmaya çalışıldığını, davada gerçek suçluların yargılanmasına başlanamadığını söyledi.
İlk konuşmacı Fethiye Çetin; Hrant’ın öldürülmesinin, 1915’in bir devamı olduğunu söyledi. Hrant’ın öldürülme biçimi ile Talat Paşa’nın öldürülme biçimi arasındaki benzerliğe dikkat çekti. Hrant’ın öldürüldüğü anda etrafta bulunan jandarma görevlilerinin ve iki jandarma aracının dava dosyasına girdiğini ama yeterince derinliğine soruşturulmadığını söyledi. Jandarma aracından Hrant öldürüldüğü sırada kayıt yapıldığını, büyük bir ihtimalle Hrant’ın öldürülmesinin kayıt altına alındığını açıkladı. Olayın kilidinin, jandarmanın soruşturulması ile çözülebileceğini belirtti.
Antikapitalist Öğrenciler’den Tibet Şahin konuşmasında; Hrant’ın öldürülmesinde Ermeni düşmanlığının rolü olduğunu, bunun Türkiye toplumu için önemli bir problem olduğunu söyledi. “Hatırlayan toplum olmamız gerekir, geçmişteki siyasi olayları hatırlamalıyız, böyle olmadığı zaman arada ortaya çıkan nefret patlamalarını anlayamayız. Hrant’ın anmaları o yüzden sürekli, geçmişte yaşanan ve bugün de devam eden Ermeni azınlığa yönelik düşmanlığı hatırlatma şeklinde olmaktadır, böyle olmalıdır” dedi.
Fatma Akdokur konuşmasında; Hrant’ın eşitlik, eşit yurttaşlık talep ettiğini, bunları söylediği için öldürüldüğünü söyledi. “Düşmanlıktan beslenen güç odakları, egemenler bundan rahatsız oldular, Hrant bu toplumda kardeşlik mayası tutturmaya çalıştı, ama bunu reddettiler. Ben inanıyorum ki, Hrant’ın tutturmaya çalıştığı maya mutlaka tutacak” dedi.
Canan Coşkun, mahkemenin pek çok konuda soruşturmayı derinleştirmediğini, kamu görevlilerinin sürekli birbirini suçladığını, bir karmaşa yaratıldığını, bazı sanıkların kâğıt üzerinde yargılandığını, bazılarının kendilerini mağdur ilan ettiğin söyledi. Özellikle MİT konusunda mahkemenin hiçbir araştırma, soruşturma hatta tanıklık bile yaptırmadığını anlattı. “Hâlbuki dava dosyasında var, cinayeti azmettiren Yasin Hayal MİT ile ilişkili” dedi. Mahkeme heyetinin beş defa değiştiğini söyledi.
Bülent Aydın ise Hrant’ın Arkadaşları olarak ilk günden beri davayı izlediklerini söyledi. “Israrla biz bitti demeden bu dava bitmez dedik, öldür diyenler yargılansın dedik. Bu dediklerimizin arkasındayız. Davayı izleyen, avukat olarak destek veren, medyada yayınlayan tüm insanlara teşekkür ederiz. Hrant bu toplumda bir iyileşme yarattı, buna tahammül edemeyenler oldu, işlemediği bir suçtan dolayı yargılandı, linç edilmek istendi, ölümüne giden koşullar bu şekilde ortaya çıktı. İlk yargılama fiyaskoydu, bugün bitmekte olan davada 100’e yakın kamu görevlisi yargılanıyor, bunların yargılanması hep bizim etkimizle oldu. Yargılananlar arasında jandarma ve polisler de var, hepsinin cinayetten bir yıl veya 6 ay önce haberlerinin olduğu bir cinayet. Dava boyunca birbirlerini suçladılar. Mahkeme salonunda sürekli birbirlerini suçladılar. Bunların hepsi bu cinayetten bir biçimde sorumlular” dedi.
Yıldız Önen, kapanışta; “bütün dünyada ırkçılığa karşı olan milyonlarla birlikte adalet mücadelemiz devam edecek, Amerika’da George Floyd öldürüldüğünde yüzbinler ayağa kalktı. Biz de Hrant öldürüldüğünde yüzbinlerce insan yürüdük, her zaman ırkçılığa karşı mücadele edeceğiz” dedi.
Herkesi 19 Ocak günü saat 14.45’te başlayacak olan online anmaya katılmaya davet etti.
