Tayfun Mater
ABD-Türkiye ilişkilerinde özellikle son aylarda karşılıklı açıklamalar, düzeltmeler neredeyse rutine dönüştü. Sözcülerin “yumuşatma açıklamaları” da hızla işlevini yitiriyor
“Ülkemizin terörizm ve radikalizmin her boyutuyla nasıl bir mücadele verdiğini en iyi bilmesi gereken bir makamda bulunan Ulusal Güvenlik Danışmanı McMaster’ın gerçeklikle bağlantısı olmayan iddiaları hayret verici, temelsiz ve kabul edilemez niteliktedir.”
“ABD, bölgeye istikrar getirmek ve her türlü terörü yenmek için Türkiye ile stratejik ortaklık amacına bağlıdır.”
Bu iki açıklamadan ilki Türkiye Dışişleri Bakanlığı, ikincisi de Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü’nden.
Her iki açıklama da Ulusal Güvenlik Konseyi Danışmanı Raymond McMaster’in Washington merkezli Policy Exchange adlı düşünce kuruluşunca 13 Aralık günü düzenlenen toplantıdaki açıklamalarına dair.
McMaster ne demişti?
McMaster korgeneral üniformasıyla katıldığı toplantıda ABD çıkarlarına karşı üç küresel tehdit bulunduğunu ve bunların ikisinin Orta Doğu’da olduğunu söylemiş, “İslamcı ideoloji”nin tehdit olarak altını çizmişti.
“ [İslamcı ideoloji] bugün çoğunlukla Katar ve Türkiye’den destek alıyorlar.”
McMaster, konuşmasında, Adalet ve Kalkınma Partisi’ni de “Müslüman Kardeşler’in bir diğer modeli” olarak da tanımladı.
Ulusal Güvenlik Konseyi
ABD Ulusal Güvenlik Konseyi soğuk savaşın bir gereği olarak 1947’de ABD Başkanlarına iç, dış ve askeri konularda, ulusal güvenlikle ilişkili danışmanlık vermek üzere kuruldu. Ulusal güvenlik danışmanlarını başkan atıyor, Senato’dan onay alınması gerekmiyor.
Şu ana kadar 26 kişi bu konuda görev aldı. Bir kısmı asker olan danışmanlar arasında Walt W.Rostow, Henry A.Kissinger, Zbigniew Brzezinski, Colin L.Powell, Condeleezza Rice, James L.Jones gibi isimler de yer aldı.
Ulusal Güvenlik danışmanları güç sıralamasında başkan ve dışişleri bakanından sonra geliyorlar ve genelde geleceğin dışişleri bakanı olarak görülüyor; Kissinger, Powell, Rice gibi. Danışmanlar görev yaptıkları dönemlerde, dünyanın da en güçlü kişileri arasında yer alıyorlar.
24 gün süren danışmanlık
Trump Yönetiminin talihsizliği General Michael Flynn’in sadece 24 gün ulusal güvenlik danışmanlığı görevinde kalabilmesi oldu. Rusya ve Türkiye ilişkileri nedeniyle kovuldu.
Flynn’in yerine McMaster’in getirilişi Türkiye ile olan ilişkilerde doğal olarak yeni bir evre anlamına geldi.
Çünkü Flynn’ın Türkiye’den 530 bin USD alarak Fethullah Gülen aleyhine yazı yazması ve TC hükümeti yetkilileriyle 15 milyon dolarlık bir anlaşma sonucu Fetullah Gülen’in kaçırılabileceğine ışık yakması doğal olarak Ulusal Güvenlik Konseyi’nde Türkiye aleyhine ciddi bir tepkiye yol açmıştı.
Flynn şu anda Rusya ve Türkiye bağlantıları nedeniyle sorgulanıyor.
Yerine, Korgeneral Herbert Raymond McMaster 20 Şubat 2017’de bu göreve atandı.
Gümüş yıldızlı danışman
H. R. McMaster 1984’te West Point Askeri Akademi’sinden mezun olduktan sonra, yüksek lisans ve doktora derecelerini Kuzey Carolina Üniversitesinden aldı ve 1992’den itibaren Vietnam Savaşı üzerinde çalışmaya başladı.1994-96 arasında West Point’te askeri tarih dersi verdi.
1991’de Birinci Irak Savaşı’nda bir tank muharebesinde gösterdiği başarıdan dolayı Gümüş Yıldız Madalyası aldı.
1997’de yayınladığı Görevin İhmali: Johnson, McNamara, Genelkurmay ve Vietnam Yalanları (Dereliction of Duty) adlı ödüllü kitabı, en önemli Vietnam Savaşı değerlendirmelerinden biri olarak kabul görüyor.
Kitabında ABD Vietnam ve politikalarına dair “Vietnam Savaşı, savaş alanında değil, New York Times’in ön sayfalarında değil, kolej kampüslerinde değil başkent Washington’da kaybedildi”* cümlesinin yazdığında henüz binbaşı idi.
2003’deki Irak İşgalinden sonra 3. Zırhlı Süvari Alayı Komutanı olarak Telafer Savaşında ün kazandı ve takip eden yıllarda yeni ABD Ayaklanma Bastırma Doktrininin yaratıcılarından biri haline geldi.
Son görevi ise ABD Ordusu için Geleceğin Savaşı’nın hazırlanması idi.
Geçen ayın sonunda McMaster’in bir toplantıda Başkan Trump için, idiot (aptal) dediği basına sızdı.
Farklı güç odakları ve Türkiye
ABD-Türkiye ilişkilerinde özellikle son aylarda karşılıklı açıklamalar, düzeltmeler neredeyse rutine dönüştü. Ancak, ne kadar düzeltme yapılırsa yapılsın, söylenen söylenmiş oluyor.
Hele de açıklamalar ulusal güvenlik danışmanlığı pozisyonundan geliyorsa önemi katlanıyor. İki ülke arasındaki ilişkilerdeki gerilim öyle bir hale geliyor ki; sözcülerin “yumuşatma açıklamaları” da hızla işlevini yitiriyor.
ABD yönetiminde Başkan Trump’ın iktidarının artarak yıprandığı ortada. Yine de, sadece bu döneme dair olmamakla birlikte her zaman Pentagon, Dışişleri, ve Ulusal Güvenlik Ajansı gibi farklı güç odakları olduğunu özellikle akılda tutmak gerekiyor.
Ne var ki, Ulusal Güvenlik Konseyi ve pozisyon olarak danışmanlık hepsinden üstünde bir yerde duruyor. O nedenle McMaster’ın açıklaması Türkiye açısından özel önem taşıyor.
Suudi Arabistan’da yeni veliaht prensle birlikte yaşanan “yeniden yapılanma”yı, Katar’daki süren “düzeltme çalışmaları”nı hatırlayalım. (TM/HK)
* Dereliction of Duty) Görevin İhmali: Johnson, McNamara, Genelkurmay ve Vietnam Yalanları (Harper Collins yayınları, 1997, 446 sayfa, New York
Bu yazı Bianet web sitesinde yayınlanmıştır.