Ekim ayında yaşadığımız gerginlik, çatışma ve ölüm dolu günler, barışa ne kadar çok ihtiyaç duyduğumuzu hepimize bir kez daha hatırlattı. IŞİD güçleri 40 gündür Kobvanê’ye saldırıyor. Saldırıların ilk gününden itibaren hükümetin izlediği “bekle- gör” politikası özellikle Kürt halkında büyük bir gerilim yarattı ve ağır giden çözüm sürecindeki karamsar hava bu gerilimin üzerine eklendi. Kobanê’yle dayanışmak için başlayan gösterilere sertlikle müdahale ve bazı yerlerde yaşanan provokasyonlar sonucu ölümlere yol açan şiddet olayları ortaya çıktı. Bu gelişmeler, Türkiye’de demokratik, barışçıl bir ortamın bir an önce sağlanmak zorunda olduğunu gösterdi.
Basın açıklaması videosu http://www.youtube.com/watch?v=mGmgAgFbTNI&feature=youtu.be
Başta Kürt halkı olmak üzere Türkiye’de yaşayan herkesin barışa hava kadar ekmek kadar ihtiyacı var. Çözüm sürecinin kalıcı bir barışa evrilmesi, öncelikle aralarındaki mesafe günden güne açılan halkların barışmasıyla ve eşit koşullarda kardeşliğin tesis edilmesiyle mümkündür. Bunun için hükümetin acil olarak atması gereken adımları bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.
1.IŞİD güçlerinin katliam tehdidi altındaki Kobanê halkıyla dayanışmaya yardımcı olunmalı, sınırlar Kobanê’yle dayanışmak isteyenlere ve Türkiye’ye sığınmak isteyenlere koşulsuz açılmalıdır.
2. Kobanê sınırında sağlık hizmetleri en üst seviyeye çıkartılmalıdır. Bölgeye doktor ve sağlık hizmeti desteği arttırılmalıdır.
3.Bütün sığınmacıların temel ihtiyaçları giderilmeli, barınma, eğitim ve sağlık gibi en temel insan hakları karşılanmalıdır.
4.Hükümet yetkilileri ve cumhurbaşkanı Kürt hareketinin örgütleriyle IŞİD’i eşitleyen, zaten var olan sorunları içinden çıkılmaz bir şiddet sarmalına döndüren açıklamalara son vermeli, gerginlik politikasından vaz geçmelidir.
5.Protesto gösterilerini şiddetle bastırma girişimlerine son verilmelidir. Provokasyonlar ortaya çıkartılmalıdır.
6.Çözüm sürecinde somut adımlar atılmalıdır. Çözüm Koordinasyon Kurulu gibi kurullar sadece Resmi Gazete’de kurulduğu bilgisiyle kalmamalı, çözüm sürecinin pratik yol haritasının adımları açıklanmalıdır.
Bugün hem Kobanê halkının yanında olmaya hem de çözüm sürecini savunmaya ihtiyacımız var. Kalıcı barış için, Kürt halkının temel haklarının tanınmasına ihtiyacımız var.
Demokratik tepkilerin şiddet gösterilerine dönüşmemesi için sağduyuya ihtiyacımız var.
Herkesi savaş politikalarına değil, barış politikalarına destek vermeleri konusunda uyarıyoruz. Kürt halkı barış istiyor. Türkiye’de yaşayan diğer halklar da barış istiyor. Kürt halkı, temel haklarının her düzeyde tanınması ve garanti altına alınmasını istiyor. Diğer halklar, emekçiler, yoksullar, gençler, Aleviler de siyasal demokrasinin sınırlarının genişlemesini istiyor. Kürt halkı kardeşlik istiyor. Ama lafta kalan bir kardeşlik değil, eşit koşullarda bir kardeşlik. Anadilini sadece günlük hayatta değil, resmi düzeyde de eğitim alanında da kullanmak istiyor.
Bu talepler hepimizin talepleridir!
Bu talepler, barışın talepleridir.
Bu talepler, karşılanması çok kolay olan taleplerdir.
Bu talepler, halkların bir arada yaşama duygusunun karşısına yapay bir şekilde dikilen ırkçı, milliyetçi önyargılardan çok daha haklı, çok daha güçlü ve kazanacak olan taleplerdir.
Çatışma, şiddet ve ölüm, sadece daha fazla çatışmayı, şiddeti ve ölümü üretiyor. Bu yüzden biz ölüm değil çözüm istiyoruz.
Savaş, sadece bir avuç savaş baronunun, bir avuç ırkçının tüm demokratik değerlerin, çevrenin, demokrasinin yıkımı pahasına istediği geri dönüşü olmayan imha politikasıdır. Bu yüzden biz, savaşın sesinin susturulmasını, barışın sesinin yükseltilmesini istiyoruz.
Bugün çıkarttığımız ses, bir ilk adım. Kobanê halkıyla dayanışmaya, çözüm, barış ve özgürlük için mücadele etmeye devam edeceğiz.
Yaşasın barış!
Yaşasın halkların kardeşliği!“
Şengül Çifci