ORTADOĞU’DA YENİ SİLAHLI GÜÇ GÖSTERİSİNE DEĞİL, ŞİDDETSİZ ÇÖZÜMLERE ve BARIŞA İHTİYAÇ VAR; SURİYE’YE ASKERİ MÜDAHALEYE HAYIR!
Suriye’de bir insanlık trajedisi yaşanıyor. 30 yıldır ülkeyi yönetenler, 2011 Mart ayında başlayan halk ayaklanmasına yıkım ve katliamla yanıt verdiler. 2.5 yılda 100 binden fazla kişi öldürüldü, ülke nüfusunun dörtte birini oluşturan 5 milyon Suriyeli evlerini terk etti. Bunların 2 milyonu mülteci oldu. 3 yıldır Suriye’nin birçok kentinde hayat durdu. Çocuklar okula gidemiyor, işyerleri çalışmıyor. Çatışmalar iç savaş boyutuna sıçradı ve bu kaosun ne zaman sona ereceği ile ilgili en ufak bir belirti yok. Son olarak, geçtiğimiz günlerde Şam’ın dış mahallelerinden Guta’da kimyasal silah kullanımı sonucu, 2 saat gibi kısa bir sürede en az 1500 kişi hayatını kaybetti. Hayatını kaybedenlerin büyük kısmı yataklarında uyuyan çocuklardı. Bütün dünyada infial uyandıran bu saldırıyı gerçekleştirenleri ve arkasında duranları lanetliyoruz.
Kimyasal silahların geliştirilmesi, üretilmesi ve stoklanması, en az kullanılması kadar insanlık suçudur. Suriye’de kullanılan silahları kimin üretip Suriye’ye verdiği ve orada stoklanmasına göz yumduğu açıklanmalıdır. Tüm ülkelerdeki kimyasal silahların topyekûn imha edilmesi, kullananların, üretenlerin ve stoklayanların Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanması gerekir.
BM heyeti tarafından araştırılan kimyasal saldırı sonrası, şimdiye kadar yaşananlara kılını bile kıpırdatmayan Batı, hemen bir askeri müdahale seçeneğini tartışmaya başladı. Oysa Suriye’de ve bölgede silahlı güç gösterilerine değil, şiddetsiz çözümlere ve barışa ihtiyaç var.
Suriye, Esat diktatörlüğünün yanı sıra uluslararası güçlerin poltik çıkarları uğruna giriştikleri müdahalelerle, içinden çıkılmaz bir çözümsüzlüğe ve iç savaşa sürüklendi. Askeri müdahale bu durumu daha da derinleştirecektir.
İşlerin bu noktaya gelmesinde bugün müdahaleye hazırlanan devletlerin olduğu kadar, başta Türkiye olmak üzere, Suriye’deki iç savaşa insani yardımı aşan müdahalelerde bulunan komşu ve bölge ülkelerinin de payı var.
Elbette kimyasal silah kullanımı insanlık suçudur, cezalandırılmalıdır. Ancak bunun yöntemi bir askeri harekat, savaş ve işgal değil, uluslararası yargılamalardır. Dünya halkları, katliamcıların casino suçlarının açığa çıkarıldığını görmeli ve ikna olmalıdır, bu zahmetli bir süreçtir, ama kalıcı olarak daha adil bir sonuç doğurur. Muhtemel bir Batı müdahalesi Suriyedeki durumu çok daha ağır hale sokabilir. Daha çok kan dökülür. Böyle bir müdahalenin bölgede gerilimi artıracağı açıktır. Çatışmalar çevre ülkelere ve bu arada Türkiye’ye de sıçrayabilir.
Askeri müdahale, Suriye’de halkın özgürlük ve demokrasi taleplerine yarar sağlamayacaktır, aksine rejime moral güç verecektir. Gerekçesi ne olursa olsun, son 10 yılda Afganistan ve Irak’ı kan gölüne çevirenlerin, şimdi Suriye’ye askeri müdahalesine kesinlikle karşı çıkılmalıdır.
Suriye’deki bu iç savaş bir an önce durdurulmalıdır. Türkiye ve diğer ülkeler, çatışmayı derinleştiren silah desteğinden, politik ve lojistik müdahalelerden derhal vazgeçmelidir.
Suriye’de, halkın kendi temsilcilerini özgürce ve demokratik yollarla seçeceği bir ortam oluşturulmalıdır. Suriye toplumundaki farklı kültürleri, inançları, halkları ve dilleri kapsayan demokratik bir düzen mutlaka ve zaman geçirilmeden inşa edilmelidir. Ama bunun yolu başka devletlerin müdahalesi ve savaş değil, şiddetsiz çözüm süreçlerini devreye sokmaktır.
Suriye’ye yapılacak askeri müdahale meşru değildir, karşı çıkılmalıdır. Özellikle Türkiye’nin Suriye veya başka bir ülkeye yönelik operasyona katılması veya lojistik destek vermesine kesinlikle karşı çıkılmalıdır.
Suriye’deki ve Ortadoğu’daki diktatörlükler yıkılmalı, yerlerine halkın demokratik yönetimleri kurulmalıdır, ama bu dönüşüm o ülkelerdeki halkların kendi inisiyatifiyle olacaktır. Dış müdahaleler bu süreci olsa olsa geciktirir.
Ortadoğu’daki ABD, Rusya, NATO vb. kaynaklı tüm askeri üs ve tesisler başta İncirlik olmak üzere kapatılmalıdır! Ortadoğu, silahsız, nükleersiz, kimyasalsız, barış içinde kardeşçe bir arada yaşadığımız bir bölge olmalıdır.
Savaş insanlık suçudur. Ahlaki olan savaş karşıtlığıdır. Bütün dünyanın savaş karşıtlarıyla birlikte haykırıyoruz:
Suriye’ye askeri müdahaleye ve SAVAŞA HAYIR!
Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu
Yürütme Kurulu
29 Ağustos 20103, İstanbul