Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin yeniden görülen davaya bugün (5 Haziran) Çağlayan’daki İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edilecek.
Dink cinayeti hakkında hazırlanan üçüncü iddianamenin de kabul edilmesiyle, davadaki sanık sayısı 85 oldu.
3.HRANT DİNK CİNAYETİ İDDİANAMESİ ANA DAVAYLA BİRLEŞTİRİLDİ
15. celsenin ilk duruşması öncesine saat 10’da adliyenin C kapısı karşısında toplanan Hrant’ın Arkadaşları, “Hrant için adalet için” ve “Biz bitti demeden bu dava bitmez” sloganları attı.
Hrant’ın Arkadaşları adına konuşan Bülent Aydın, davanın bundan 10 yıl önce başladığını belirterek “Hala bu cinayetin gerçek sorumluları yargılanmış değil” diye konuştu.
“2 Temmuz 2007’de yani bundan 10 yıl önce bu dava başladı. Hala bu cinayetin gerçek sorumluları hakim karşısına çıkarılmış değil, yargılanmış değil.
“Dava bir anlamda yeniden başlıyor. Adalet talebi devam ediyor. Tüm Türkiye’de adalet talebinin yükseldiği zamanlardayız.
“Biz bugüne kadar adalet nöbetinde tekrarladığımız gibi bu cinayetin tüm ortakları hakim karşısına çıkarılana, sorumlu kamu görevlileri yargılanana kadar bu davanın takipçisiyiz. O nedenle bir kez daha diyoruz ki biz bitti demeden bu dava bitmez.”
Basın açıklamasının ardından Hrant’ın Arkadaşları duruşmayı izlemek üzere adliyeye girdi.
Ne olmuştu?
Dink cinayetinde aralarında Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç, İstanbul Emniyeti eski Müdürü Celalettin Cerrah, Emniyet İstihbarat Dairesi eski Başkanları Ramazan Akyürek, Sabri Uzun, Ahmet İlhan Güler, Trabzon Emniyeti Eski Müdürü Reşat Altay’ın bulunduğu sanıkların yargılanmalarına İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülüyor.
Dink’in öldürülmesine ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca yürütülen soruşturmada Dink’in öldürüldüğü saatlerde olay yerinde jandarma görevlilerinin olduğu tespit edilmişti. Ancak savcı Gökalp Kökçü, jandarmayı kamu görevlileri ile ilgili hazırladığı iddianameye dahil etmemişti.
DİNK ÖLDÜRÜLDÜĞÜNDE JANDARMA CİNAYET MAHALLİNDE MİYDİ?
Bundan kısa süre sonra, 11 Ocak 2016’da Kökçü soruşturmadan alındı. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Kökçü, 26 Temmuz 2016’da yeniden soruşturmanın başına getirildi.
27 Temmuz’da İstanbul ve Trabzon’da dört jandarma ve bir yayınevi sahibi tutuklanmıştı. 31 Temmuz’da aralarında askerlerin de bulunduğu 20 kişi gözaltına alındı.
AVUKAT BAKIRCIĞLU DEĞERLENDİRDİ: “JANDARMA SORUŞTURMASINDAKİ YENİ GÖZALTILAR, DİNK DAVASINI YENİ AŞAMAYA GETİREBİLİR”
3 Ağustos’ta ise Fox TV Haber Müdürü Ercan Gün, Hrant Dink cinayeti soruşturması kapsamında gözaltına alındı. Aynı gün jandarma görevlilerinden Jandarma Uzman Çavuş Abdullah Dinç tutuklandı.
7 Ağustos’ta da dönemin Trabzon Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlilerinden Ergün Yorulmaz tutuklandı.
9 Ağustos’ta eski astsubay Emre Cingöz, Hrant Dink cinayetinin olduğu gün olay yerinde olduğu gerekçesiyle, “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, “Fetullahçı Terör Örgütü/ Paralel Devlet Yapılanması” (FETÖ / PDY) üyeliği ve kasten öldürmeye iştirak” suçundan tutuklandı. Aynı gün Şüpheli jandarma astsubaylar Mustafa Küçük, Mikdat Özbek, eski uzman çavuşlar Rahmi Özer ile Musa Yıldırım ise aynı suçlardan, adli kontrol uygulanarak tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
16 Ağustos’ta Trabzon İl Jandarma Komutanı Albay Ali Öz, jandarma istihbarat görevlisi Astsubay Veysel Şahin, İstanbul İl Jandarma Komutanlığı’nda görevli Astsubay Ecevit Emir ve Uzman Jandarma Adem Sarıgöl tutuklandı.
Hrant Dink cinayeti davasında “örgüt olmadığı”nı söyleyen ve iki kişi dışındaki sanıkları tahliye eden mahkemenin başkanlığını yapan hakim Rüstem Eryılmaz 20 Ağustos’ta tutuklandı.
25 Ağustos’ta gazeteci Ercan Gün ile Dönemin Trabzon Jandarma İstihbarat Müdürü Metin Yıldız tutuklandı.
24 Nisan 2017’de aralarında Fethullah Gülen, Ali Öz ve Ekrem Dumanlı gibi isimlerin de olduğu 51 şüpheli hakkında hazırlanan iddianame İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Mahkemenin üç defa iade ettiği iddianame, savcının başvurusu üzerine bir üst mahkeme tarafından, 50 sanıkla kabul edildi, 3 Haziran 2017’de İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından ana davayla birleştirildi. Mahkeme, soruşturmanın derinleştirilmesi gerektiği ve eksik soruturma ile tamamlandığı gerekçesiyle iddianamenin kabulü hakkında “kanun yararına bozma” talebiyle Adalet Bakanlığı’na başvurdu. (EA)
Bu yazı bianet web sitesinde yayınlanmıştır.