1 Eylül 2010 – Basın Açıklaması – İstanbul

0
Want create site? Find Free WordPress Themes and plugins.
Vatandaşlık hakkımızı kullanıyoruz ve soruyoruz!

Hrant’ın Arkadaşları bir basın toplantısı düzenleyerek, Hrant Dink cinayetindeki ihmalleri sordu. Taxim Hill Otel’de yapılan basın açıklamasında Hrant’ın arkadaşları Cumhurbaşkanı’na, Dışişleri Bakanı’na, Adalet Bakanı’na, Başbakan’a ve İçişleri Bakanı’na sorular sordu.

Basın açıklamasını yapan Kemal Gökhan Gürses, bilgi edinme hakkı kapsamında devlet yetkililerine bazı soruları olduğunu belirtti. Bu sorulara 15 gün içinde yanıt verilmesi gerektiğini vurgulayan Gürses, verilecek yanıtları da ayrıca bir basın açıklamasıyla duyuracaklarını ifade etti.

Basın Metni:

Vatandaşlık hakkımızı kullanıyoruz ve soruyoruz!

Geçtiğimiz haftalar, devletin ve hükümetin çeşitli kademelerindeki, yasama ve yürütmeyi elinde bulunduran bazı yüksek mevkideki insanların arkadaşımız Hrant Dink’in öldürülmesine ne kadar üzüldüklerini dinleyerek geçti. Bizler, Hrant Dink cinayeti davasının tanıkları, mağdurları ve takipçileri olarak başta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu olmak üzere, Hrant’ın katledilmesini “tedbir alınmadığı için maalesef” diye yorumlayan, Türkiye Cumhuriyeti’nin Hrant’ı bir Nazi subayına benzeten savunmasını “oruçtan bile ağır bulan” bu devlet yetkililerinin acısını paylaşıyoruz!

Ancak, bugün Hrant Dink’in katledilmesine üzülen devletin Ermeni’ye bakışını da biliyoruz, yaşıyoruz. Öncesine gitmeye bile gerek yok, yakın örnekler var: Sabiha Gökçen’in Ermeni olduğu iddiasını haberleştirmeyi milli birlik ve beraberliğe kasıtlı saldırı olarak görenlerin ve Türk vatandaşlarını ve bütün kurumları göreve çağıranların; annesinin Ermeni olduğunu iddia edenlere hakaret davası açanların; Ermenilerin ve Rumların ülkeden gönderilmesine güzelleme yapanların; ölen örgüt üyeleri arasında sünnetsiz cesetler olduğu keşfiyle toplumun en hassas duygularını Ermenileri düşmanlaştırmak için kullananların; toplumun vicdanında hâlâ kapanmayan bir yara olan Maraş Katliamını yine sünnetsiz cesetlere dayanarak Hrant Dink’e ve Ermenilere yüklemeye çalışan devlet televizyonu yayınlarının ve şimdi burada sayamadıklarımızın yarattığı utanç ve acıyı her gün yaşıyoruz.

Bugün Hrant’ın katledilmesine ne kadar üzüldüklerini anlatanlar yasama ve yürütmeyi elinde bulunduranlardır, ancak bu isimler bugüne kadar cinayet davasıyla ilgili herhangi bir adım atmadı.

Biz, 3 yılı aşkın süredir devam eden Hrant Dink cinayeti davasının takipçileri, bugüne kadar durmaksızın sorular sorduk, taleplerimizi ilettik. Ne Cumhurbaşkanı, ne de hükümet ya da devletten bugüne kadar olumlu bir yanıt aldık.

Dolayısıyla, 1 Eylül 2010 Çarşamba günü itibariyle, Hrant’ın arkadaşları olarak Hrant’ın arkadaşlarına çağrımızdır. Hakikat anlatıcımızı 23 Ocak 2007’de Türkiye tarihinin gördüğü en görkemli uğurlamalardan biriyle yolcu eden yüz binlere çağrımızdır. Bu ülkenin vicdanlı insanlarına çağrımızdır.

Yasadan gelen haklarımızı kullanmaya ve Bilgi Edinme Hakkı Yasası kapsamında herkesi Hrant için, adalet için soru sormaya çağırıyoruz.

Cumhurbaşkanı’na, Başbakan’a, İçişleri, Dışişleri ve Adalet bakanlarına sorularımız var. Bu sorular, hem Hrant Dink cinayetinin kilit noktalarına dair, hem de sonraki süreçte artık tahammül sınırlarımızı zorlayan devletin yanlış adımlarına dair.

Yapacağımız şey çok basit: BİMER, e-posta, faks ya da posta yoluyla, sorularımızı soracağız. Yasalar gereği devletin 15 işgünü içinde bizlere, vatandaşlarına yanıt vermesi gerekiyor. 15 işgünü bitip sorularımızın yanıtlarını alınca, siz sevgili basın mensubu dostlarımızı bir kere daha davet edeceğiz; bu kez yanıtları paylaşmak için.

Cumhurbaşkanı’na sorular

16 Ağustos 2010 tarihinde “Hrant Dink maalesef gerekli tedbirler alınmadığı için hayatını kaybetti” demiştiniz. Hrant Dink’in hayatını kaybetmemesi için alınması gereken tedbirler nelerdi?

16 Ağustos 2010 tarihinde “Hrant Dink maalesef gerekli tedbirler alınmadığı için hayatını kaybetti” demiştiniz. Bu tedbirleri kimlerin alması gerekiyordu?

16 Ağustos 2010 tarihinde “Hrant Dink maalesef gerekli tedbirler alınmadığı için hayatını kaybetti” demiştiniz. Bu tedbirleri almayanlar hakkında herhangi bir işlem yapıldı mı, yapılması için herhangi bir talimat verdiniz mi?

16 Ağustos 2010 tarihinde “Hrant Dink maalesef gerekli tedbirler alınmadığı için hayatını kaybetti” demiştiniz. Bildiğimiz kadarıyla İstanbul ve Trabzon’daki kamu görevlileri hakkında 4483 sayılı Yasaya göre yürütülen incelemelerde tek bir kamu görevlisinin bile ihmali olmadığı sonucuna ulaşıldı ve yargı önüne çıkarılmaları sağlanmadı. Bu durumda, Hrant Dink’in hayatını kaybetmesinin nedeninin alınmayan tedbirler olduğuna dair bilginizin kaynağı nedir?

Bir helikopter kazasında ölen BBP Lideri Muhsin Yazıcıoğlu için ve son olarak geçtiğimiz hafta ortaya çıkan KPSS sınav sorularının çalınmasıyla ilgili olarak Devlet Denetleme Kurulu’nu hemen harekete geçirdiniz. Devlet Denetleme Kurulu’nun görevlendirilmesi için gerekli koşullar nelerdir? Hrant Dink cinayeti ile ilgili olarak bir görevlendirme yapılması için gerekli koşullar oluşmamış mıdır? Devlet Denetleme Kurulu’nu Hrant Dink için harekete geçirmeyi düşünüyor musunuz?

Dışişleri Bakanı’na sorular

Hrant Dink’in öldürülmeden önce yaptığı ve öldürülmesinin ardından ailesi tarafından AİHM’e yapılan başvurulara ilişkin Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından gönderilen ve “ruhuma birçok krizden ağır geldi, oruçtan bile ağır geldi, içime sindiremedim” dediğiniz savunmayı hazırlayan görevli ya da görevliler kimdir?

Hrant Dink’in öldürülmeden önce yaptığı ve öldürülmesinin ardından ailesi tarafından AİHM’e yapılan başvurulara ilişkin Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından gönderilen ve “ruhuma birçok krizden ağır geldi, oruçtan bile ağır geldi, içime sindiremedim” dediğiniz savunmayı veren kişiler nasıl, kimler tarafından, ne zaman görevlendirilmiştir? Söz konusu savunma kimler tarafından ne zaman okunup onaylanmıştır?

Hrant Dink’in öldürülmeden önce yaptığı ve öldürülmesinin ardından ailesi tarafından AİHM’e yapılan başvurulara ilişkin Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından gönderilen ve “ruhuma birçok krizden ağır geldi, oruçtan bile ağır geldi, içime sindiremedim” dediğiniz savunmayı hazırlayan görevli ile ilgili herhangi bir yasal işlem yaptınız mı? Yaptınız ise nedir? Yapmadıysanız neden?

Adalet Bakanı’na sorular

2004 yılında Hrant Dink’in hedef haline getirilme sürecinin başlangıç adımlarından biri olan ve başını Levent Temiz’in çektiği bir grup tarafından Agos gazetesi önünde bir eylem yapılmış ve Levent Temiz “Hrant Dink bundan sonra nefretimizin hedefidir, hedefimizsin” ve “bir gece ansızın gelebiliriz” şeklinde tehditler savurmuştu. Aleni tehdit içeren, halkı ırk ve din farkı gözeterek kin ve düşmanlığa sevk eden ve takibi şikâyete bağlı olmayan bu suç ve failleri hakkında hiçbir yasal işlem yapmayan İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevlileri ve savcılar hakkında herhangi bir işlem yaptınız mı?

Cumhurbaşkanı’nın dahi Hrant Dink’in yaşamının korunması konusunda gerekli tedbirlerin alınmadığını ifade ettiği bir süreçte, İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevlileri hakkında 4483 sayılı yasa uyarınca yürütülen üç ön inceleme sonucunda müfettişler tarafından bu cinayetin işlenmesinde en alt kademeden en üst kademedeki görevlilere kadar sorumluluk bulunduğu ve kamu görevlilerinin yükümlülüklerinin yerine getirilmediği tespit edilmiş ve son incelemede 6 polis memuru hakkında soruşturma açılması gerektiği yönünde görüş bildirilmişti. Ancak İstanbul Bölge İdare Mahkemesi, bir muhalif oyla, hiçbir polis memuru hakkında soruşturma izni vermemişti. İçişleri Bakanlığı müfettişleri tarafından hazırlanan raporlara ve İstanbul Valiliği’nin eksik de olsa soruşturma izni verilmesi gerektiği yönünde karar vermiş olmasına rağmen yasal süreci tıkayan İstanbul Bölge İdare Mahkemesi hakimleri ile ilgili herhangi bir işlem yaptınız mı? Yaptınız ise nedir? Yapmadıysanız neden?

Başbakan’a sorular

Hrant Dink’in öldürülmesinin ardından yasal süreçler vasıtasıyla elde edilen belge ve bilgilerde Milli İstihbarat Teşkilatı’nın herhangi bir faaliyetine rastlamamış olmamızın nedeni nedir?

Ülke genelinde istihbarat toplamaya yetkili bir kurumun bu cinayetle ilgili hiçbir istihbarata ulaşmamış olması mümkün müdür? Ulaşmış ise bu bilgiler nedir? Ulaşmamış ise MİT yetkilileri ile ilgili herhangi bir işlem yaptınız mı? Yaptınız ise nedir? Yapmadıysanız neden?

İçişleri Bakanı’na sorular

Cumhurbaşkanı’nın dahi Hrant Dink’in yaşamının korunması konusunda gerekli tedbirlerin alınmadığını ifade ettiği bir süreçte, İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevlileri hakkında 4483 sayılı Yasa uyarınca yürütülen üç ön inceleme sonucunda müfettişler tarafından bu cinayetin işlenmesinde en alt kademeden en üst kademedeki görevlilere kadar sorumluluk bulunduğu ve kamu görevlilerinin yükümlülüklerinin yerine getirilmediği tespit edilmiş ve son incelemede 6 polis memuru hakkında soruşturma açılması gerektiği yönünde görüş bildirilmişti. Ancak İstanbul Bölge İdare Mahkemesi, bir muhalif oyla, hiçbir polis memuru hakkında soruşturma izni vermemişti.

Bu durumda, müfettişleriniz, herhangi bir kusuru olmayan kamu görevlilerine haksız suç isnadında bulunmuş ve hatta iftira atmış olmaktadırlar. Bu müfettişlerle ilgili herhangi bir işlem yaptınız mı? Yaptıysanız nedir? Yapmadıysanız neden?

Basında çıkan haberler

Hrant’ın Arkadaşları’ndan soru yağmuru

DHA – 01.09.2010 / Uğur CAN

AGOS Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in ölümüne ilişkin dava sürerken Hrant’ın Arkadaşları Grubu üyeler, “Hrant Dink cinayeti davasına ilişkin birkaç soru” konulu basın açıklaması yaptı.

3 yılı aşkın süredir devam eden Hrant Dink cinayeti davasının takipçisi olan ve kendini Hrant Dink’in arkadaşları olarak adlandıran Tamer Nalcı, Zeynep Tanbay, Gora Paylan ve Kemal Gökhan Güneş, Taksim Hill Otel’de basın açıklaması yaptı.

Basın metnini okuyan Kemal Gökhan Güneş, “Hrant’ın katledilmesine üzülen devletin Ermeni’ye bakışını da biliyoruz ve yaşıyoruz. Örneğin Sabiha Gökçen’in Ermeni olduğu iddiasını haberleştirmeyi milli birlik ve beraberliğe kasıtlı saldırı olarak görenlerin ve Türk vatandaşlarının, bütün kurumları göreve çağıranların, annesinin Ermeni olduğunu iddia edenlere hakaret davası açanların, Ermenilerin ve Rumların ülkeden gönderilmesine güzelleme yapanların ve burada sayamadıklarımızın yarattığı utanç ve acıyı her gün yaşıyoruz” diye konuştu.

HERKESİ SORU SORMAYA DAVET ETTİ

Kemal Gökhan Güneş, herkesi Hrant için, adalet için soru sormaya çağırdıklarını belirtti. Güneş, Cumhurbaşkanı’na, Başbakan’a, İçişleri, Dışişleri ve Adalet bakanlarına sorular sordu. Bu soruların Dink cinayetinin kilit noktasına dair, hem de sonraki süreçte, devletin yanlış adım attığını ve tahammül sınırlarını zorladığını söyleyen Güneş, “BİMER, e-posta, faks ya da posta yoluyla, sorularımızı soracağız. Yasalar gereği devletin 15 gün geçtikten sonra soruların yanıtını aldıktan sonra tekrar basın açıklaması yapacağız” dedi. Güneş, konuşmasında şu soruları sordu:

CUMHURBAŞKANI ABDULLAH GÜL’E

“16 Ağustos 2010 tarihinde ’Hrant Dink maalesef gerekli tedbirler alınmadığı için hayatını kaybetti’ demişsiniz. Hrant Dink’in hayatını kaybetmemesi için alınması gereken tedbirler nelerdi? Bu tedbirleri kimlerin alması gerekiyordu? Bu tedbirleri alamayanlar hakkında herhangi bir işlem yapıldı mı, yapılması için herhangi bir talimat verdiniz mi? Bildiğimiz kadarıyla İstanbul ve Trabzon’daki kamu görevlileri hakkında 4483 sayılı yasaya göre yürütülen incelemelerde tek bir kamu görevlisinin bile ihmali olmadığı sonucuna ulaşıldı ve yargı önüne çıkmaları sağlanamadı. Bu durumda, Hrant Dink’in hayatını kaybetmesinin nedeninin alınmayan tedbirler olduğuna dair bilginizin kaynağı nedir? Bir helikopter kazasında ölen BBP Lideri Muhsin Yazıcıoğlu için ve geçtiğimiz hafta ortaya çıkan KPSS sınav sorularının çalınmasıyla ilgili olarak Devlet Denetleme Kurulu’nu hemen harekete geçirdiniz? Devlet Denetleme Kurulu’nun görevlendirilmesi için gerekli koşullar nelerdir? Hrant Dink Cinayeti ile ilgili olarak bir görevlendirme yapılması için gerekli koşullar oluşmamış mıdır? Devlet Denetleme Kurulu’nu Hrant için harekete geçirmeyi düşünüyor musunuz?

BAŞBAKAN ERDOĞAN’A

’Hrant Dink’in öldürülmesinin ardından yasal süreçler vasıtasıyla elde edilen belge ve bilgilerde Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) herhangi bir faaliyetine rastlamamış olmamızın nedeni nedir? Ülke genelinde istihbarat toplamaya yetkili bir kurumun bu cinayetli ilgili hiçbir istihbarata ulaşmamış olması mümkün müdür? Ulaşmış ise bu bilgiler nelerdir? Ulaşmamış ise MİT yetkilileri ile ilgili herhangi bir işlem yaptınız mı? Yaptınız ise nedir? Yapmadınız ise neden?

DIŞİŞLERİ BAKANI’NA

Hrant Dink’in öldürülmesinden önce yaptığı ve öldürülmesinin ardından ailesi tarafından AİHM’e yapılan başvurulara ilişkin Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından gönderilen ’Ruhuma birçok krizden ağır geldi, oruçtan bile ağır geldi, içime sindiremedim’ dediğiniz savunmayı hazırlayan görevli ya da görevliler kimdir? Savunmayı veren kişiler nasıl, kimler tarafından, ne zaman görevlendirilmiştir? Söz konusu savunma kimler tarafından ne zaman okunup onaylanmıştır? Savunmayı hazırlayan görevli ile ilgili herhangi bir yasal işlem yaptınız mı? Yaptınız ise nedir? Yapmadınız ise neden?”

ADALET BAKANI’NA

2004 yılında Hrant Dink’in hedef haline getirilme sürecinin başlangıç adımlarından biri olan ve başını Levent Temiz’in çektiği bir grup tarafından Agos Gazetesi önünde bir eylem yapılmış ve Levent Temiz ’Hrant Dink bundan sonra nefretimizin hedefidir, hedefimizsin’ ve ’Bir gece ansızın gelebiliriz’ şeklinde tehditler savurmuştu. Aleni tehdit içeren bu suç ve failleri hakkında hiçbir yasal işlem yapmayan İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevlileri ve savcılar hakkında herhangi bir işlem yaptınız mı? Cumhurbaşkanı’nın dahi Hrant Dink’in yaşamının korunması konusunda gerekli tedbirlerin alınmadığını ifade ettiği bir süreçte İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevlileri hakkında incelemelerde bulunulmuş ve son incelemede 6 polis memuru hakkında soruşturma açılması gerektiği yönünde görüş bildirilmişti. Ancak İstanbul Bölge İdare Mahkemesi, bir muhalif oyla, hiçbir polis memuru hakkında soruşturma izni vermemişti. İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin hazırladığı raporlara ve İstanbul Valiliği’nin eksik de olsa soruşturma izni verilmesi gerektiği yönünde karar vermiş olmasına rağmen yasal süreci tıkayan İstanbul Bölge İdare Mahkemesi hakimleri ile ilgili herhangi bir işlem yaptınız mı? Yaptınız ise nedir? Yapmadıysanız neden?

İÇİŞLERİ BAKANI’NA

İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevlileri hakkında yasa uyarınca yürütülen 3 ön inceleme sonucunda müfettişler tarafından bu cinayetin işlenmesinde en alt kademeden, en üst kademedeki görevlilere kadar sorumluluk bulunduğu ve kamu görevlilerinin yükümlülüklerini yerine getirmediği tespit edilmişti ancak İstanbul Bölge İdare Mahkemesi, bir muhalif oyla hiçbir polis memuru hakkında soruşturma izni vermemişti. Müfettişleriniz, herhangi bir kusuru olmayan kamu görevlilerine haksız suç isnadında bulunmuş ve hatta iftira atmış olmaktadırlar. Bu müfettişlerle ilgili herhangi bir işlem yaptınız mı? Yaptıysanız nedir? Yapmadıysanız neden? Gerçek, yasalar gereği 15 gün geçtikten sonra sordukları soruların yanıtını basına duyuracaklarını söyledi.

Hrant için soru

Vatan – 01.09.2010

Hrant’ın Arkadaşları İnsiyatifi, cinayeti kınayan herkesi, yetkili kurumlara soru sormaya çağırdı.

Hrant’ın Arkadaşları İnsiyatifi, cinayeti kınayan herkesi, Bilgi Edinme Yasası çerçevesinde, yetkili tüm devlet kurumlarına soru sormaya çağırdı

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesinin ardından başlatılan soruşturmada bugüne kadar atılmamış adımları gündeme getirmek ve yetkililerin harekete geçmesini sağlamak isteyen Hrant’ın Arkadaşları İnsiyatifi, resmi makamlara soru gönderme kampanyası başlatarak herkesi bu kampanyaya katılmaya davet etti.

Dink’in öldürülmesine üzüldüklerini anlatanların yasama ve yürütmeyi ellerinde bulunduranlar olduğunun altını çizen İnsiyatif üyeleri, “Biz, 3 yılı aşkın süredir devam eden Hrant Dink cinayeti davasının takipçileri, bugüne kadar durmaksızın sorular sorduk, taleplerimizi ilettik. Ne Cumhurbaşkanı, ne de hükümet ya da devletten bugüne kadar olumlu bir yanıt aldık. Bugün itibarıyle Hrant’ın arkadaşları olarak Hrant’ın arkadaşlarına çağrımızdır. Bu ülkenin vicdanlı insanlarına çağrımızdır. Yasadan gelen haklarımızı kullanmaya ve Bilgi Edinme Hakkı Yasası kapsamında herkesi Hrant için, adalet için soru sormaya çağırıyoruz. Cumhurbaşkanı’na, Ba∫bakan’a, İçişleri, Dışişleri ve Adalet bakanlarına sorularımız var. Bu sorular, hem Hrant Dink cinayetinin kilit noktalarına dair, hem de sonraki süreçte artık tahammül sınırlarımızı zorlayan devletin yanlış adımlarına dair. Yapacağımız şey çok basit: BİMER, e-posta, faks ya da posta yoluyla, sorularımızı soracağız. Yasalar gereği devletin 15 işgünü içinde bizlere, vatandaşlarına yanıt vermesi gerekiyor. 15 işgünü bitip sorularımızın yanıtlarını alınca bu kez yanıtları paylaşacağız” diye konuştu.

Cinayetini kınayan herkesi, Bilgi Edinme Yasası çerçevesinde Cumhurbaşkanı, Başbakan, Dışişleri Bakanı, Adalet Bakanı, ve eski İçişleri Bakanı’na soru sormaya çağıran insiyatif, yetkililerin soruları yanıt vermesi için 15 gün bekleyeceklerini ve daha sonra bu sonuçları açıklayacaklarını kaydettiler.

İŞTE O SORULARDAN

Cumhurbaşkanı’na 16 Ağustos 2010 tarihinde “Hrant Dink maalesef gerekli tedbirler alınmadığı için hayatını kaybetti” demiştiniz.

* Hrant’ın hayatını kaybetmemesi için alınması gereken tedbirler nelerdi?

* Bu tedbirleri almayanlar hakkında herhangi bir işlem yapıldı mı, yapılması için herhangi bir talimat verdiniz mi?

* Dink’in hayatını kaybetmesinin nedeninin alınmayan tedbirler olduğuna dair bilginizin kaynağı nedir?

* Devlet Denetleme Kurulu’nu Hrant Dink için harekete geçirmeyi düşünüyor musunuz?

Başbakan’a

* Hrant Dink’in öldürülmesinin ardından yasal süreçler vasıtasıyla elde edilen belge ve bilgilerde MİT’in herhangi bir faaliyetine rastlamamış olmamızın nedeni nedir?

* Ülke genelinde istihbarat toplamaya yetkili bir kurumun bu cinayetle ilgili hiçbir istihbarata ulaşmamış olması mümkün müdür? Ulaşmış ise bu bilgiler nedir? Ulaşmamış ise MİT yetkilileri ile ilgili herhangi bir işlem yaptınız mı? Yaptınız ise nedir? Yapmadıysanız neden?

Dışişleri Bakanı’na

* AİHM savunması için, “Ruhuma birçok krizden ağır geldi, oruçtan bile ağır geldi, içime sindiremedim” dediğiniz savunmayı hazırlayan görevli ile ilgili herhangi bir yasal işlem yaptınız mı? Yaptınız ise nedir? Yapmadıysanız neden?

Hrant’ın Arkadaşları’nın Hükümete Soruları Var!

BİA Haber Merkezi  – 01.09.2010

Hrant’ın Arkadaşları, herkesi Bilgi Edinme Yasası’ndan yararlanarak Dink cinayetiyle ilgili Cumhurbaşkanı, Başbakan, Dışişleri, İçişleri ve Adalet bakanlarına soru yöneltmeye çağırdı. Sorular, devlet neden kayıtsız kaldığına odaklanıyor.

Hrant’ın Arkadaşları, Bilgi Edinme Hakkı kapsamında herkesi Hrant için, Adalet için cumhurbaşkanı , başbakan, içişleri, dışişleri ve adalet bakanına soru göndermeye çağırıyor.

“Vatandaşlık hakkımızı kullanıyor ve soruyoruz”

Hrant Dink cinayetinin “kilit noktaları” ve “üç yıllık yargılama sürecinde tahammül sınırlarını zorlayan devletin yanlış adımları”na dair soruların yanıtları için 15 günlük yasal süre beklenecek, sonuçlar kamuoyuyla paylaşılacak.

Aralarında karikatürist Kemal Gökhan Gürses, dansçı Zeynep Tanbay ve eğitimci Garo Paylan’ın da bulunduğu İnisiyatif üyeleri, bugün Taksim Hill Oteli’ndeki toplantıyla Dink cinayetinin tanıkları, mağdurları ve takipçileri olarak sorulan ancak yanıtlanmayan soruları tekrarlayarak kampanyalarını başlattı.

Cumhurbaşkanı’na sorular

Hrant’ın arkadaşları öncelikle Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den Devlet Denetleme Kurulu’nun Dink cinayetiyle ilgili neden devreye sokulmadığının yanıtını bekliyor.

Cumhurbaşkanı’nın  “Hrant Dink maalesef gerekli tedbirler alınmadığı için hayatını kaybetti” sözleri de “Tedbirlerin olduğu, neden ve kimlerce alınmadığı, almayanlarla ilgili işlem yapılıp yapılmadığı, yapıldıysa sonuçları” üzerinde sorulara kaynaklık ediyor.

Davutoğlu’na

Hrant’ın arkadaşları, Dışişleri Bakanı’ndan Dink ve ailesinin başvurusuyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) süren yargılamada Türkiye’nin savunmasıyla ilgili “ruhuma oruçtan bile ağır geldi, içime sindiremedim” sözleri kaynaklı sorulara yanıt bekliyor.

“Dışişleri’nde savunmayı kimler hazırladı? Hazırlayanlarla ilgili işlem yapıldı mı? Sonuç? Yapılmadıysa neden? AİHM’e gönderilen savunmayı kimler onayladı?”

Başbakana

Hrant’ın arkadaşları Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan  Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) bağlantılı sorulara yanıt bekliyor: “MİT’in Dink cinayetiyle ilgili  hiçbir istihbarata ulaşmaması mümkün müdür? Ulaştıysa bu bilgiler nelerdir? ”

Başbakanlık, MİT’in elinde hiçbir bilgi yoksa, MİT yetkilileriyle ilgili işlem yaptı mı? Yapmadıysa neden?

Adalet ve İçişleri bakanlarına

Müfettiş raporlarında Dink cinayetinin önlenememesinde İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde en alttan en üste görevlleirn sorumlu olduğu yükümlülüklerin yerine getirilmediği, altı polis memuru hakkınd soruşturma gerektiği yönünde görüş belirtiliyor.

Hrant’ın arkadaşları, Adalet Bakanından polisler için soruşturma izni vemeyen Bölge İdare Mahkemesi yargıçlarıyla ilgili işlem yapılıp yapılmadığını, yapıldıysa sonucunu, yapılmadıysa nedenini soruyor.

Hrant’ın arkadaşları, İçişleri Bakanından da altı polis memuruyla ilgili  soruşturma açılması yolundaki görüşleri Bölge İdare Mahkemesi’yle uyuşmadığına göre müfettişlerle ilgili soruşturma açılıp açılmadığı, açıldıysa sonucunu, açılmadıysa nedenini öğrenmek istiyor.

Did you find apk for android? You can find new Free Android Games and apps.
Share.

Comments are closed.