Gizli Kararname Açıklansın, İncirlik Üssü Kapatılsın
Irak işgalinin başladığı 2003 yılından beri İncirlik Üssü’nün kullanım süresini ve biçimini belirleyen Bakanlar Kurulu kararnamelerine karşı her düzeyde mücadele ediyoruz. Barıştan, bölgesel barıştan söz edenler, gizli bir kararnameyle, tümüyle hukuk dışı bir yöntemle İncirlik Üssü’nün ABD’nin Irak işgalinin en önemli lojistik üssü olmasının yolunu açıyorlar.
Üssün kullanımıyla ilgili Bakanlar Kurulu Kararında; “…liman, havaalanı, tesis ve üslerin, B.M. Güvenlik Konseyi’nin 22.05.2003 tarihli ve 1483 sayılı kararda öngörülen amaçlar doğrultusunda, dost ve müttefik ülkelerce, askeri malzeme/teçhizat ve personel nakli de dahil lojistik destek maksadıyla bu Kararname tarihinden itibaren bir yıl süre ile kullanılmasına izin verilmesi.” yazılıyor.
Biz yıllardır bu açıklamanın İncirlik Üssü’nün kullanımı hakkında hiçbir gerçeği açıklamadığını söylüyoruz. İncirlik Üssü’nün Irak işgalinde oynadığı rol nedir? Kaç ABD uçağı Irak’a kaç sefer yapmıştır? İncirlik Üssü’nde kaç adet nükleer başlık bulunmaktadır ve bu nükleer başlıkların Üs’te ne işi vardır? Neden kullanıma hazır haldedirler? Türk ordusunun ABD ordusuna yardımları hangi kapsamdadır?
Bugüne kadar Gizli Kararnameyle ilgili bilgilenme taleplerimiz sürekli reddedildi. Ve İncirlik Üssü hukuk dışı bir şekilde dünyanın en büyük işgalci gücünün oyun sahasına dönüştürüldü. Fakat dün Danıştay 10. Dairesinde görülmeye başlayan incirlik kararnamesine itiraz davasının duruşmasında mütalaa veren Savcı, Av. Kürşat Bafra’nın savunması doğrultusunda görüş bildirerek, TBMM’nin yetkisinin Bakanlar Kurulu tarafından kullanılamayacağını belirterek kararnamenin iptali için davanın kabulü yönünde görüş bildirdi.
Bu gelişmenin çok olumlu olduğunu düşünüyoruz. Yıllardır sürdürdüğümüz ısrarlı kampanyalar en azından İncirlik Üssü’nün kullanımındaki hukuksuzluğu gündeme getirdi.
Ne yazık ki duruşmaya Hükümet tarafından katılan Başbakanlık Müşaviri, “Gizli Kararnamenin içeriğini bilmiyorlar neye itiraz ediyorlar?”…”Ortada kişisel mağduriyet ve hak ihlali yok, dava açanların mağduriyeti yok” diyerek, her şeyin ötesinde insanlık adına, barış adına kabul edilemez, yanlış ve kara mizah yapar gibi bir açıklama yaptı.
Öncelikle, biz defalarca Gizli Kararname’nin kapsamını öğrenmek için bilgilendirme hakkımızı kullandık. Her seferinde “Ulusal güvenlik” gerekçesiyle talebimiz reddedildi. Bir yandan bilgiyi gizleyip bir yandan da bilginiz yok diyemezsiniz.
Bir yandan gizlice, el altından, kamuoyundan saklayarak bir üssü kanlı, gerçekten kanlı bir işgal için en önemli askeri üs haline getireceksiniz, aynı anda bilginiz yok diyeceksiniz!
Bu savunmayı kabul edilemez buluyoruz.
Üstelik bir dava açmak için kişisel mağduriyetimiz olması gerektiğini söyleyen Başbakanlık Müşaviri, gerçekten ne dediğini biliyor mu? Temsil ettiği Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Davos’ta Filistin halkı için “one minute” derken kişisel bir mağduriyete mi sahipti?
Sayın müşavir, kişisel mağduriyet, sadece başınıza bomba düşmesi midir?
Siz, Irak halkı mağdur olduğunda kendiniz de mağdur olmuş gibi hissetmiyor musunuz?
Guantanamo’da işkence gören insanlar sizi de mağdur hissettirmiyor mu?
Irak’ta işgal sonucu ölen, işkenceye maruz kalan, tecavüze uğrayan yüz binlerce Iraklı, size acı vermiyor mu?
Ebu Garip cezaevinde yapılan işkencelerin sizi mağdur etmiyorsa, size diyebileceğimiz hiçbir şey yok!
Bizi mağdur ediyor Irak işgali. Bu işgalde Türkiye’deki bir üssün kullanılması bizi mağdur ediyor. Halkların kardeşliğini savunan tüm yurttaşlar kendilerini mağdur hissediyor. Irak’ta işkence yaptığını bildiğimiz ABD’li subayların İncirlik’te hukuk dışı bir kararnamenin izniyle cirit atması, Irak’ı vuran silahların İncirlik üssünden taşınması, kocaman bir uygarlığı yıllardır bombalayan uçakların İncirlik üssünden yakıt alması, bu üsten havalanması bizi mağdur ediyor. Savaşın bir parçası, işgalin bir parçası olmak bizi mağdur ediyor.
Sizin mağdur olmanız için ne gerekiyor, biz bilemiyoruz.
Biz yıllardır Irak işgaline karşı mücadele diyoruz. Irak halkıyla gerçekten dayanışmaya çalışıyoruz. Sözde değil, özde insan olanlar, Irak işgaline, İncirlik Üssü’nün işgalcilere kullandırılmasına karşı çıkıyorlar, karşı çıkmaya da devam edecekler.
Yıldız Önen
Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu Aktivisti
Irak’ta işgale son
11 Eylül 2001’de Amerikan kapitalizminin ve askeri gücünün görkemli ikonları İkiz Kuleler ile Pentagon’a saplanan yolcu uçakları, petrol ve silah lobileri tarafından desteklenen, dini görüşleriyle tartışma yaratan George W. Bush ABD Başkanıydı. El Kaide ve Usame Bin Laden’in saldırıları üstlenmesinin ardından, Afganistan aralıksız olarak bombalanmaya başladı.
Ardından ABD’nin öncülüğünü yaptığı ittifak Irak’ın işgalini planlamaya başladı. Sebep, daha sonra yalan olduğu ortaya çıkacak olan Irak’ın kitle imha silahlarıydı. 2002 yılı içinde Temsilciler Meclisi ve Senato, Başkan Bush’a Irak’a savaş açma yetkisi verdi. İngiltere Başbakanı Tony Blair, ABD’nin Irak politikasına destek verdiğini açıkladı. ABD ve İngiltere’nin, olmayan kitle imha silahlarını yok etmek üzere Irak’a saldırmaları ile birlikte Bush’un “ya bizdensiniz ya da onlardan” Yeni Amerikan Yüzyılı Projesi devreye girmiş oldu. 2003’ten bugüne dünyanın en saygın bilim dergilerinden biri olan Lancet’in, Mayıs 2009’da açıkladığı araştırmaya göre Irak’ta 1.339.711 kişi öldü.
İşgal sırasında, yıkılan, talan edilen yerler arasında Bağdat Arkeoloji Müzesi ile Sumer, Babil, Asur, Akkad müze ve sit alanları da vardı. Bağdat Milli Kütüphanesi alevler içinde yanıyordu. Sadece Petrol Bakanlığı işgalci güçler tarafından koruma altına alındı.
Ebu Garib Cezaevi ve onlarca benzerinde gördüğümüz insanlık dışı hal Auschwitz Nazi Toplama Kampı’nın kapatılmasının 60. yıldönümü olan 2005’te gerçekleşti. Dünyanın dört bir yanında umudu yayan kitleler sokakları işgal ettiler. Savaş ”kaçınılmaz” görülse de dünyanın dört bir yanından savaş karşıtı sesler yükseliyor; Londra’da, Selanik’te, Roma’da, İstanbul’da, Washington’da ve New York’ta yüz binlerce kişi yürüyordu. Tarihte ilk defa savaş olmadan önce bu büyüklükte savaş karşıtı gösteriler gerçekleşiyordu.
Irak’a asker gönderme tezkeresi, 2003 Mart ayı başında TBMM’de oylandı. 20 küsur bin ABD askerinin Türkiye topraklarında belirsiz bir süre konuşlandırılmasını öngören Tezkere, salt çoğunluk sağlanamayınca reddedildi. Oylamanın yapıldığı dakikalarda, Meclis’in dibinde, Sıhhiye Meydanı’nda, Bush’a 70 bin kişilik bir ‘savaşa hayır’ cevabı veriyorduk. “Savaşa hayır!” demek için altı kıtada 600’den fazla noktada 12 milyon insan sokaklara döküldü. İnsanlık tarihinin gördüğü en büyük gösteri buydu
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin 2008 verilerine göre, Irak’ın işgali sonrası 4,7 milyon insan yaşadığı yeri terk etmek zorunda kalmıştır. Bu insanların 2 milyonu komşu ülkelerde hayatta kalmaya çalışıyor.
Avi Haligua
Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu Aktivisti
Dünya nükleer silahlardan arınsın!
Avrupa Parlamentosu 24.4.2009 tarihinde yaptığı bir oylama sonucunda, 177 oya karşı 130 oy ile 2020 yılına kadar “Nükleer Silahlardan Arınmış bir Dünya” kurulması tasarısını kabul etmişti. Bu önemli bir başarıydı çünkü bu tasarıyla Avrupa Parlamentosu’nun üye ülkeler üzerinde, Avrupa’daki nükleer silahların 2020 yılına kadar kaldırılması konusunda baskısının artacağı anlaşılmaktaydı. Burada önemli olan Avrupa Parlamentosu’nun bu konuda görünür bir lider olma iradesi göstermesiydi.
Bu tasarı daha önce Avrupa Konseyi’ne sunulmuş ve kabul edilmiş olan NPT’nin (Nükleer Silahları Sınırlandırma Anlaşması) yeniden işlerlik kazanmasını sağlayacak yasal girişimlerin bir devamı niteliğindedir.“Nükleer Silahlar Anlaşması Modeli” ve “Hiroşima-Nagasaki Protokolu” gibi iki önemli belge bu tasarının geçmesinde önemli rol oynamıştır.
Bu iki model protokol, 134 ülkeden 2.817 şehir belediye başkanının oluşturduğu, başkanlığını Hiroşima Belediye Başkanı Dr.Tadatoshi Akiba’nın yürüttüğü “Barış için Belediye Başkanları” birliğinin hazırladığı ve yürüttüğü kampanyaların başarısıdır. Bu başarı ayrıca “Nükleer Silahlardan Arınma ve Sınırlandırma için Parlamenterler” ve 2.000’in üzerinde sivil toplum örgütünün destek ve katılımı ile yürütülen “Abolition 2000 Europe” küresel network ağının başarısıdır. Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu’nun da üye olduğu bu network ve 2.000 yılından bu yana nükleer silahların sınırlandırılması ve kaldırılması için yürütülen kampanya ile sivil inisiyatiflerin, aktivizmin önemi ve etkileri somut olarak görülmektedir. Avrupa Parlamentosu’nda alınan bu karar ile dünyanın geleceği açısından sivil girişimlerin katkıları ve geleceğe yön verebilmekteki bilgi ve deneyim birikimlerinin değeri bir kez daha ortaya çıkmaktadır.
Hiroşima Barış Kültürü Vakfı danışmanı Pol D’Huyvetter’in Strasbourg Avrupa Parlamentosu’nda yapmış olduğu konuşmada açıkladığına göre; 2020 yılından önce dünya üzerinde var olduğu bilinen 25.000 nükleer başlıktan kurtulunması için herkese önemli sorumluluklar yüklenmektedir.
Dünya üzerinde 5 ülkede nükleer silah üretilmektedir. Bu ülkelerden ikisi, Fransa ve İngiltere sürekli olarak nükleer silah depolarını modernleştirmektedirler. Avrupa Birliği üyesi ülkelerin çoğu NATO üyelikleri nedeniyle “NATO Nükleer Planlama Grubu” üyesi olmak durumundadırlar. Bu Grup üyeleri, “transatlantiğin güvenliği” gerekçesiyle ülke topraklarında nükleer silah bulundurmayı kabul etmişlerdir. Grup üyelerinden beş ülke, Türkiye, Belçika, Almanya, İtalya, Hollanda, bugün topraklarında nükleer başlık bulundurmaktadır.
Bu arada mayıs 2010 yılında düzenlenecek olan NPT gözden geçirme toplantısına kadar tüm dünyada nükleer silahların tehlikesine dikkat çekecek, sınırlandırmayı ve 2020 yılına kadar dünyanın nükleer silahlardan arındırılmasını gerçekleştirmek üzere kampanyalar şimdiden örülmeye başlandı.
Bu genel çerçeve ışığı altında yürütülebilecek kampanya ile ilgili olarak öneriler bilgilenme/bilgilendirme, politik eylemler ve NPT izleme olarak özetlenebilir.
1. Bilgilendirme çalışmaları:
a. Koalisyon üyelerimize yürütülecek kampanyanın içeriği hakkında bilgilendirme çalışmaları yapmak. Broşür çıkartmak ve dağıtmak.
b. Nükleer, biyolojik ve kimyasal silahların özellikleri ve zararları konusunda bir toplantı düzenlemek.
c. Nükleer silah ve nükleer enerji karmaşasını önlemek üzere fizikçi ve elektrik mühendislerinin katılacağı bir toplantı düzenlemek.
d. Dünya’da ve bölgede nükleer tehlikeye, nükleer silahların bulunduğu üslere dikkat çekecek, mümkünse uluslararası bir toplantı düzenlemek.
e. İşbirliği yapabileceğimiz sivil toplum örgütü ve partilerin katılacağı ve kampanya örebilmenin yollarının aranacağı bir toplantı düzenlemek.
2. Avrupa Parlamento’nun onayladığı bu tasarının getireceklerini TBMM ile paylaşmak.
3. Mayıs 2010’da düzenlenecek olan NPT güncelleme toplantısına kadar yürütülecek kampanyaları izleyerek uluslararası kampanyalarla bağlantı kurmak. NPT toplantısını izlemek ve bu toplantıda alınacak kararlar çerçevesinde gelecek politikaları buna bağlı olarak belirlemek.
Nilüfer Uğur Dalay
Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu Aktivisti
Önce Barış!
Kürt sorununun çözümü için barış sürecinin gündemde olduğu, başka yolun mümkün olmadığının artık herkes tarafından görüldüğü ve barışa gidecek adımların atıldığı günlerdeyiz. Tepkiler, korkular, kararsızlıklar bu süreci kesintiye uğratmamalıdır. Barış adımları her zaman cesaret gerektirir.
Biz savaş karşıtları olarak, derhal ve koşulsuz barış istiyoruz. Yıllarca sürdürülen politikalarının eseri olan düşmanlık ve ön yargıların, ırkçılığa ve linç girişimlerine varan yıkıcı sonuçlarını gidermenin başka yolu yoktur. Savaşa, silahlanmaya, iç operasyonlara ve sınır ötesi harekatlara ayrılan devasa bütçenin eğitime ve sağlığa aktarılmasını; yoksulluğu, toplumsal eşitsizlik ve adaletsizlikleri gidermek için kullanılmasını istiyoruz.
Sivil ve asker bürokratlardan başlayarak, film yönetmeninden mahalle bakkalına, üniversite öğrencisinden oğlu askerde veya dağda olan anne ve babaya, sanatçılardan kamu görevlilerine herkese, hepimize büyük sorumluluk düşmektedir.
Söylediğiniz her söz ve yaptığınız işlerle ya savaşın ve çatışmanın sürmesi için yıllardır içimizi yakan ateşe bir odun daha atacaksınız ya da barış için bir adım daha atacaksınız.
Savaş karşıtları olarak, önce ‘Barışa Bir Şans Verin’ dedik. Sınır ötesi operasyonlara karşı sokaklara çıktık. Sonra ‘Şimdi Barış Zamanı’ dedik, kampanyalar yaptık. Barış talebi kulakları sağır edercesine yükseldiğinde bu sözler ülkede büyük çoğunluğun dileği haline geldi. Şimdi de dağ başlarından kent varoşlarına, fabrikalardan Bakanlık koridorlarına, filmlerden kitaplara umutlu bir bekleyiş var. Bunu görüyoruz. Bunu duymamak mümkün değil.
Öyleyse ‘Önce Barış!’ diyerek, barış ve diyalog sürecinin önündeki engelleri kaldıralım. Yıllanmış sorunları bir kenara bırakıp sınır kapılarını açmanın, yüksek duvarları yıkmanın mümkün olduğu bir dönemde, başka türlüsünün artık mümkün olmadığının anlaşıldığı bir konjonktürde halklarımız arasına yeni düşmanlık bariyerlerinin konulmasına fırsat vermeyelim.
‘Barışmaya geldik’ diyen Kürt yurttaşlarımıza ‘Gelin barışalım’ demekten başka türlüsü düşünülebilir mi? 30 yılda çekilen acıları yarıştırmanın değil, acılarımızı birlikte sarmanın zamanının çoktan gelmiş olduğunu bilmeyen kaldı mı?
Bu ülkede elbette Irak’taki işgali, Afganistan’daki kıyımı, Filistin’deki zulmü nasıl savunanlar oldu ise, Kürt sorununun barışçı çözümünden yana olmayanlar da vardır. Hatta barış talebinin yükseldiği günlerde ‘dağa çıkıp savaşmaktan’ da söz edenler oldu ve olacaktır.
Barış adımlarını daha da kararlı atmaktan başka, silahını bırakanı kucaklamaktan başka çare var mı? Çatışmayla, operasyonla, savaşla, bombardımanla daha büyük acıdan başka hiç bir sonuç alınmadığını hepimiz biliyoruz.
Dünyada ve Bölgemizdeki savaşlara işgallere, halkları birbirine düşman eden politikalara karşı barışın ve adaletin bayrağını yükseltmek nasıl ki bir insanlık ve vicdan gereğiyse, ülkemizde çatışma ortamının sona ermesi, Kürt sorununun barışçı çözümünün geliştirilmesi, bu yöndeki sürecin önünün açılması için çalışmak da o kadar gereklidir.
Çünkü bir arada yaşamamızın başka yolu yoktur. Barış sürecine, barış taleplerine sahip çıkalım. Savaşa, militarizme, ırkçılığa ve şovenizme karşı barışın ve kardeşliğin bayrağını yükseltelim.
Bülent Aydın
Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu Aktivisti
Afganistan Obama’nın Vietnam’ı olacak!”
Afganistan’dan defolun!
NATO Savunma Bakanları toplantısı 22-23 Ekim’de Slovakya’nın başkenti Bratislava’da gerçekleşti. Toplantıdan önce, zamanın NATO lehine işlemediğini açıklayan NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen NATO’ya üye ülkelerin Afganistan işgalinde daha fazla desteğini talep ediyordu.
İşgal de direniş de sürüyor
2001 yılının Ekim ayında başlayan Afganistan işgali tüm şiddetiyle devam ediyor. Afgan halkı da bu şiddetli işgale karşı aynı şiddette yanıt veriyor. NATO’nun, Afganistan’da işi zor. İttifak ülkelerinin verdiği kayıplar her geçen gün artıyor.
Savunma Bakanları toplantısının temel gündemi de Afganistan oldu. Rasmussen, toplantı sonrası yaptığı basın açıklamasında “Afganistan’da başarıya ulaşabilmek için eğitmen personel ve paraya ihtiyaç duyulduğunu” söyledi. Söz konusu olanın eğitim olmadığını, işgal güçlerinin Afganistan’da köşeye sıkıştığını ve bu yüzden ek asker gücü talep edildiğini biliyoruz.
NATO yeniliyor
Washington Post gazetesinin sızdırdığı haber ABD ordusunun ve NATO’nun Afganistan’daki içler acısı halini ortaya seriyor. Habere göre, ABD’li General Stanley McChrystal “bir yıla kadar bu ülkedeki askerlerinin sayısı artırılmazsa çabaların büyük olasılıkla başarısızlıkla sonuçlanacağını” gizli bir raporda dile getirdi. Raporda, Afganistan’daki operasyonları kötüye gittiği ifade edildikten sonra şu vurgulara yer veriliyor: “Yetersizlikler yüzünden ayrıca savaş uzayabilir, kayıpların sayısı artabilir, toplam maliyet yükselebilir ve sonuçta ABD ve NATO ciddi bir siyasi destek kaybına uğrayabilir.”
ABD Başkanı Barack Obama’nın göreve gelmesinden sonra altı ayda Afganistan’a 30 bin ek asker daha gönderildi. Ek asker desteği de ABD’yi kurtarmaya yetmedi. İşgale direnen Taliban liderliğindeki güçler NATO’nun elinden köyleri kasabaları ve şehirleri birer birer söküp alıyor. İşgalin uzamsı ve maliyeti ise ABD’de kamuoyunu işgal politikalarına mesafeli bakmaya itiyor. Kamuoyu yoklamaları ABD’de halkın Afganistan işgalini desteklemediğini gösteriyor. Aynı şekilde Afgan halkı da işgalin hayatlarını çekilmez kıldığı için her geçen gün NATO güçlerine daha fazla tepki duyuyor.
Türkiye Afganistan’dan çekilmelidir!
ABD ise bir yandan işgali sürdürmek, savaşı kazanmak zorunda. Irak’taki büyük başarısızlığın ardından Afganistan’da da alınacak bir mağlubiyet, küresel güçler arasındaki hegemonya savaşında ABD’nin rakiplerinin gözünde gerilemesi anlamına gelir. Bu yüzden, ABD kazanamayacağı bir savaşı daha sürdürmek zorunda. Bu yüzden Obama tüm barış nutuklarına rağmen Afganistan’da işgalin başarıya ulaşması için asker üstüne asker gönderiyor. NATO bu yüzden toplantılar yapıyor. İşgalin maliyetini İttifak ülkeleriyle paylaşmak istiyor. Mağlubiyetten kurtulmak için ek asker istiyor NATO üyesi ülkelerden.
İngiliz hükümeti, her zaman olduğu gibi ABD’nin çağrısına yanıt verdi ve 500 askeri daha Afganistan’a yollama kararı aldı.
Türk hükümeti de NATO’nun çağrısına olumlu yanıt verdi. Son MGK toplantısında “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, Kabil Bölge Komutanlığı görevini Kasım 2009 başında ikinci defa alacağı” konuşuluyor. Türkiye’nin Afganistan’a 1000 asker daha göndermesi gündemde.
Afganistan neden işgal edildi?
2001 yılında Afganistan’ın neden işgal edildiğini hatırlamakta bugün ayrı bir önem var. Afganistan, sözde, El Kaide liderliğini çökertmek ve Usame Bin ladin’in yakalanması için işgal edilmişti. Bugün El Kaide ya da Usame Bin ladin ismini hatırlayan hiç kimse kalmadı. ABD’nin Bin ladin’i yakalamak için oluşturduğu özel birim yıllar önce lağvedildi.
2001 yılında işgalin bir nedeninin de uygar batının Afgan kadınlarını özgürleştirmek ve “Burka”dan kurtarmak için başladığı söyleniyordu. Bugün Afgan kadınlarının maruz kaldığı şiddet ve yoksulluk işgal öncesi dönemi aratır durumda.
Küresel savaş karşıtı hareket Afganistan’ın neden işgal edildiğini daha işgal başlamadan önce açıklamış ve savaşa karşı çıkmıştı: NATO’nun, “Bir NATO üyesine yapılan saldırı tüm üye ülkelere yapılmıştır” diye başlayan maddesiyle harekete geçirilmesi, o dönemde 11 Eylül’ün korkutucu etkisiyle tüm devletlerin neo conlar tarafından baskı altına alınmasıyla Afganistan işgaline destek vermesinin sağlanması ilk adımlar oldu. O günlerde çok sık vurgulandığı gibi, ABD işgale, hem hegemonya sorunlarını çözmek için Afganistan’dan daha zayıf bir halka bulamayacağı için, hem de 11 Eylül saldırılarından sonra ayakta olduğunu tüm dünyaya korku sağlayacak süper askeri şovla kanıtlamak için, bir intikam savaşı olarak da başlamıştı. Afganistan aslında Irak’ın da işgal edilmesinin hazırlığı olmuştu.
Şimdi NATO’nun Afganistan bataklığında kaybolması için yüksek sesle konuşmanın zamanıdır. İşlevi sona ermiş olan cinayet örgütü NATO mutlaka dağıtılmalıdır.
Türkiye dahil tüm işgalci güçler Afganistan’dan derhal çekilmelidir.
Afgan halkı kendi kaderini kendisi belitlemelidir.
İşgalin ürünü olarak kurulan hükümetin ne kadar büyük bir yolsuzluğa battığını 20 Ağustos’ta yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hile nedeniyle iptal edilmesi kanıtlıyor.
Etkinlik önerileri
- 1. Afganistan işgalinin anlatılan nedenini hatırlatmakla işe başlayabiliriz. Artık kimse hatırlamıyor ama Afganistan 11 Eylül’ün sorumlularını yakalamak için işgal edildi. Usame Bin Ladin Afganistan dağlarında “görülmüştü”. 2001’de başlayan işgal hala devam ediyor ama Ladin’den ses seda yok, insan dağ keçisi olsa bu kadar uzun zamandır saklanamaz dağlarda.
- NATO, Afganistan işgalinin temel gücü. NATO hakkında yeniden bilgilendirme yapabilir ve NATO’nun teşhirini gerçekleştirebiliriz.
- Türkiye’nin Afganistan’da ne işi olduğu ise kampanyada başlı başına bir teşhir konusu olabilir. “Ne işi var Türkiye’nin Afganistan’da?”. Türkiye ne kadar meraklı NATO ile birlikte “Barış gücü” olmaya. Afganistan işgalinde Türkiye’nin maliyeti ne?
- 4. Bir de Afganistan’da kaç bin işgalci asker var sorularına yanıt versek iyi olur. Kullandıkları silahlar. Bir dönem çocukları parçalayan bombalar gündeme düşmüştü, tam adını hatırlamıyorum ama “kilim bombası” mıydı?
- Daha fazla bilgilenme için akademisyen ve gazetecilerle bir toplantı örgütleyebiliriz.
- Basılı malzemeler oluşturabiliriz.
- BAK aktivistlerinin olduğu her şehirde başlangıç için “Afganistan” toplantıları örgütleyebiliriz. Kampanyayı anlatabiliriz.
- Uluslar arası bir toplantı düzenlenebilir.
- Mart sonu Nisan başında büyük bir etkinlik çağırabiliriz.
Şenol Karakaş
Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu Aktivisti
Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu
2009 Faaliyet Raporu
Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu olarak 2009 yılı içerisinde 3 kampanya gerçekleştirdik. Bu kampanyalar;
■ NATO’ya Hayır
■ İncirlik Kapatılsın
■ Afganistan’a Asker Yok!
Kampanyalar Kapsamında Yapılan Etkinlikler
■ NATO’ya Hayır
NATO’ya Hayır Kampanyası kapsamında 31 etkinlik gerçekleştirdik. Bu etkinlikler, 12 basın açıklaması, 11 toplantı, 2 radyo programı, 1 miting, 1 Karga Art Etkinliği, 1 Gitar Cafe Etkinliği ve Barış Panayırı şeklindeydi.
Kampanya kapsamında yapılan toplantılar ve katılımcıları şu şekildeydi: Paris’te “Avrupa ve bölgesel çalışma ağları” ve “4 Nisan NATO Karşıtı Eylem İçin Uluslararası Hazırlık 2” Yıldız Önen; İzmir’de “Filistin: Neler yaşandı? Bizi neler bekliyor?” Roni Margulies; İstanbul’da “İsrail’in Filistin saldırganlığı, kökenleri, nedenleri” Ceyda Karan ve Roni Margulies; İstanbul’da “NATO ve Militarizme Karşı Mücadele” Ayşegül Altınay ve Tayfun Mater; Ankara’da “NATO: Savaş dolu 60 yıl” Yıldız Önen ve Duygu Maktay; Strazbourg’da “Avrupa’daki Askeri Üslere Hayır Toplantısı” Nilüfer Uğur Dalay; İstanbul’da “NATO’ya Karşı Notalar” Sezai Sarıoğlu; İstanbul Üniversitesi’nde “NATO’ya Hayır Savaşa Hayır” Roni Margulies ve Kerem Kabadayı; İstanbul’da “Savaşa Hayır” Mehmet Ali Alabora.,
Bilgi Üniversitesi’nde yapılan Alternatif Su Forumu’nda Küresel BAK tarafından “Hegemonya, Savaş ve Su Politikaları” başlıklı bir oturum gerçekleştirildi. Konuşmacılar ise Jonathan Neale, Anna Irwin, Nick Hildyard ve Pianporn Deetes idi.
NATO’ya Hayır kampanyasının tanıtımında iki radyo programına katılım gösterildi. Bunlardan ilki Nilüfer Uğur Dalay’ın katıldığı Yaşam Radyo’daki “Bush Tarihin Çöp Sepetine Gidiyor”, diğeri Şengül Çiftçi ve İrem Nur Aksu katıldığı Açık Radyo’daki “Barış Panayırı” konulu programlardı.
NATO’ya Hayır etkinlikleri çerçevesinde Kadıköy’de Barış Panayırı düzenlendi. Yine kampanya kapsamında BAK aktivisti Yıldız Önen Atina’daki Avrupa Sosyal Forumu hazırlık toplantısına Erkin Erdoğan’da Belem’deki Dünya Sosyal Forumuna katılım gösterdi.
Kampanya kapsamında yapılan basın açıklamaları Kerem Kabadayı, Nuri Ödemiş, Zeynep Tanbay, Mustafa Alabora, Görkem Yeltan, Nebat Bukrek, Tahsin Yeşildere, Leyla İpekçi, Yıldız Ramazanoğlu, Roni Margulies, Giray Korkusuz ve Halil Ergün tarafından okundu.
■ İncirlik Kapatılsın
İncirlik Kapatılsın Kampanyası kapsamında 14 etkinlik gerçekleştirdik. Bu etkinlikler, 5 toplantı, 4 basın açıklaması, 2 bilgilendirme yazısı, 1 basın bülteni, 1 kitap tanıtımı ve 1 soru önergesi şeklindeydi.
Kampanya kapsamında İstanbul’da “Strasburg’dan Küresel BAK Aktivistleri’nin İzlenimleri” başlıklı toplantıya konuşmacı olarak Nilüfer Uğur Dalay ve Semiha Kaya katılırken İzmir’deki “Savaş’a Hayır” başlıklı toplantının konuşmacısı Mehmet Ali Alabora idi. Adana’da “Bölge halklarının düşmanı İncirlik Üssü kapatılsın!“ ve İstanbul’da “Pakistan’dan İncirlik Üssüne ABD’nin derdi ne?” isimli toplantılara da konuşmacı olarak Kerem Kabadayı ve Yıldız Önen katıldı.
İncirlik Kapatılsın Kampanyası ile ilgili Ufuk Uras “Gizli İncirlik Kararnamesi Durdurulsun” başlıklı bir soru önergesini meclise sunarken, Nilüfer Uğur Dalay “Nükleer Silahlar” ve Arif Ali Cangı “Gizli İncirlik Kararnamesi Durdurulsun” başlıklı bilgilendirme yazılarını kaleme aldılar.
Küresel BAK Aktivisti Tayfun Mater “Barışa Bir Şans Verin” sloganıyla kampanya kapsamında DTP grup toplantısına katıldı. Ayrıca “Irak İşgalinin Mantığı” kitabının tanıtımı Şenol Karakaş’ın inisiyatifinde gerçekleştirildi.
Kampanya kapsamında yapılan basın açıklamalarını Kerem Kabadayı ve Görkem Yeltan okudu.
■ Afganistan’a Asker Yok!
Afganistan’a Asker Yok! Kampanyası kapsamında 12 etkinlik gerçekleştirdik. Bu etkinlikler, 6 basın açıklaması, 4 toplantı, 1 vicdan zinciri ve 1 meşaleli yürüyüş şeklinde yapıldı.
Kampanya kapsamında Berlin’de “NATO’ya Hayır, Savaşa Hayır Komite Toplantısı” ve “Uluslar arası Afganistan Komitesi Toplantısı”na Yıldız Önen ile katılım gösterildi ve Diyarbakır MSF’de “Sivil İtaatsizlik Deneyimleri ve Militarizm, Sivilleşme” isimli bir oturum gerçekleştirildi. Bu oturuma da konuşmacı olarak Küresel BAK aktivisti Yıldız Önen katıldı.
4 Ekim Pazar günü, Bilgi Üniversitesi’nde “IMF-DB ve Krizdeki Dünya: Karşıt Sesler Forumu” kapsamında Küresel BAK olarak “Küresel Kriz ve Savaş Politikaları” toplantısı yaptık. Toplantı konuşmacıları Nilüfer Uğur Dalay, Kerem Kabadayı idi.
Kampanya kapsamında yapılan basın açıklamaları Ufuk Uras, Cengiz Algan, Mahir Günşiray, Sami Evren, Ebru Telör, ve Alaattin Dinçer tarafından okundu.
Etkinlik Takvimi
Kampanya | Tarih | Etkinlik | Yer | Konu | Konuşmacılar |
NATO’ya Hayır |
5 Ocak 2009 |
İnsan Zinciri & Basın Açıklaması | İstanbul-İzmir-Ankara | İsrail’i Durdurun Vahşeti Durdurun | Mustafa Alabora |
NATO’ya Hayır
|
8 Ocak 2009 |
Basın Açıklaması | İstanbul -Kadıköy | Dünyanın Bütün Filistinlileri Birleşiniz | Kerem Kabadayı
|
NATO’ya Hayır | 10 Ocak 2009 | Basın Açıklaması | İstanbul- İzmir | Dünyanın Bütün Filistinlileri Birleşiniz | Zeynep Tanbay Nuri Odemiş |
NATO’ya Hayır | 12 Ocak 2009 | Toplantı | Paris | Avrupa ve bölgesel çalışma ağları | Yıldız Önen |
NATO’ya Hayır |
12 Ocak 2009 |
Toplantı | Paris | 4 Nisan NATO Karşıtı Eylem İçin Uluslararası Hazırlık 2 | Yıldız Önen |
NATO’ya Hayır
|
14 Ocak 2009 |
Basın Açıklaması | İzmir | Her Yer Filistin Hepimiz Filistinliyiz | Giray Korkusuz |
NATO’ya Hayır
|
19 Ocak 2009 | Hrant Dink Anması | İstanbul | Hrant İçin Adalet İçin | Halil Ergün |
NATO’ya Hayır |
20 Ocak 2009 | Radyo Programı Yaşam Radyo | İstanbul | Bush Tarihin Çöp Sepetine Gidiyor | Nilüfer Uğur Dalay |
NATO’ya Hayır |
20 Ocak 2009 |
Basın Açıklaması & Konser | İstanbul | Bush Tarihin Çöp Sepetine Gidiyor | Yıldız Ramazanoğlu ve Roni Margulies |
NATO’ya Hayır |
24 Ocak 2009 | Basın Açıklaması | İstanbul | İsrail ile İkili Anlaşmalar İptal Edilsin | Leyla İpekçi |
NATO’ya Hayır
|
27 Ocak 2009 |
Forum | Belem | Dünya Sosyal Forumu | Erkin Erdoğan |
NATO’ya Hayır |
30 Ocak 2009 |
Toplantı | İzmir | “Filistin: Neler yaşandı? Bizi neler bekliyor? | Roni Margulies |
NATO’ya Hayır
|
5 Şubat 2009 | Basın Açıklaması | İstanbul | NATO’ya Hayır Savaşa Hayır | Tahsin Yeşildere |
NATO’ya Hayır |
18 Şubat 2009 |
Toplantı | İstanbul | İsrail’in Filistin saldırganlığı, kökenleri, nedenleri | Ceyda Karan, Roni Margulies |
NATO’ya Hayır | 26 Şubat 2009 | Toplantı | İstanbul | “NATO ve Militarizme Karşı Mücadele” | Ayşegül Altınay, Tayfun Mater |
NATO’ya Hayır |
27 Şubat 2009 |
Yazılı Basın Açıklaması | İstanbul | SAVAŞ SUÇLULARIYLA İŞBİRLİĞİNE HAYIR! | |
NATO’ya Hayır
|
4 Mart 2009 |
Toplantı | Ankara | NATO: Savaş dolu 60 yıl | Yıldız Önen, Duygu Maktay |
NATO’ya Hayır
|
12 Mart 2009 |
Radyo Programı Açık Radyo |
İstanbul |
Barış Panayırı |
Şengül Çiftçi, İrem Nur Aksu |
NATO’ya Hayır
|
13–14 Mart 2009 | Barış Panayırı | İstanbul | NATO’ya Hayır! Savaşa Hayır! | |
NATO’ya Hayır |
13–15 Mart 2009 | ASF Hazırlık Toplantısı | Atina | Yıldız Önen | |
NATO’ya Hayır
|
18 Mart 2009 | Karga Art Etkinliği | İstanbul | NATO’ya Hayır | |
NATO’ya Hayır |
18 Mart 2009 | İstanbul Lise Toplantıları | İstanbul | Savaşa Hayır | Mehmet Ali Alabora |
NATO’ya Hayır |
20 Mart 2009 | Yazılı Basın Açıklaması | İstanbul | Irak’ta İşgale Son | |
NATO’ya Hayır |
20–22 Mart 2009 |
Uluslar arası Su Forum |
İstanbul |
Alternatif Su Forumu – Hegemonya, Savaş ve Su Politikaları | Jonathan Neale, Anna Irwin, Nick Hildyard, Pianporn Deetes |
NATO’ya Hayır
|
25 Mart 2009 | İstanbul Üniversitesi Toplantı | İstanbul | NATO’ya Hayır Savaşa Hayır | Roni Margulies, Kerem Kabadayı |
NATO’ya Hayır |
25 Mart 2009 | Uluslar arası Toplantı | Strazbourg | Avrupa’daki Askeri Üslere Hayır Toplantısı | Nilüfer Uğur Dalay |
NATO’ya Hayır |
31 Mart 2009 | NATO Karşıtı Birlik Basın Açıklaması | İstanbul | 60 Yıllık Suç Örgütü NATO Dağıtılsın! | Nebat Bukrek |
NATO’ya Hayır
|
1 Nisan 2009 | Gitar Cafe Etkinliği | İstanbul | NATO’ya Karşı Notalar | Sezai Sarıoğlu |
NATO’ya Hayır | 2 Nisan 2009 | Barış İşareti ve Basın Açıklaması | İstanbul | NATO’ya Hayır! 60 Yıllık Suç Örgütü NATO Dağıtılsın! | Görkem Yeltan |
NATO’ya Hayır
|
4 Nisan 2009 | Miting | İstanbul | NATO’ya Hayır! | |
NATO’ya Hayır | 6 Nisan 2009 | Basın Açıklaması | İstanbul | Obama Evine Dön! NATO’ya Afganistan’a Asker Yok | Mustafa Alabora |
İncirlik |
17 Nisan 2009 | Toplantı | İstanbul | Strasburg’dan Küresel BAK aktivistlerinin izlenimleri |
Nilüfer Uğur Dalay Semiha Kaya |
İncirlik |
28 Nisan 2009 |
DTP Grup Toplantısına Katılım |
Ankara | Barışa Bir Şans Verin | Tayfun Mater |
İncirlik | 29 Nisan 2009 | Bilgilendirme Yazısı | İstanbul | Nükleer silahlar | Nilüfer Uğur Dalay |
İncirlik | 04 Mayıs 2009 | Toplantı | İzmir | Savaş’a Hayır | Memet Ali Alabora |
İncirlik |
13 Mayıs 2009 | Bilgilendirme Yazısı | İstanbul | Gizli İncirlik Kararnamesi Durdurulsun | Arif Ali Cangı |
İncirlik |
14 Mayıs 2009 | Irak İşgaline ilişkin kitap tanıtımı | İstanbul | Irak İşgalinin Mantığı | Şenol Karakaş |
İncirlik |
20 Mayıs 2009 |
Yazılı Basın Açıklaması |
İstanbul | Bölge halklarının düşmanı İncirlik Üssü kapatılsın! | |
İncirlik |
21 Mayıs 2009 | Yazılı Basın Açıklaması | İstanbul | Şimdi Barışın Sesini Yükseltme Zamanıdır | |
İncirlik |
26 Mayıs 2009 |
TBMM’de Soru Önergesi |
Ankara | Gizli İncirlik Kararnamesi Durdurulsun | Ufuk Uras |
İncirlik |
28 Mayıs 2009 | Basın Açıklaması | İstanbul | İncirlik Üssü Bölge Halklarının Düşmanıdır | Görkem Yeltan |
İncirlik |
28 Mayıs 2009 | Basın Bülteni | Adana | Bölge halklarının düşmanı İncirlik Üssü kapatılsın! | Yaşar Gökoğlu |
İncirlik |
29 Mayıs 2009 | Toplantı | Adana | Bölge halklarının düşmanı İncirlik Üssü kapatılsın! | Yıldız Önen Kerem Kabadayı |
İncirlik |
30 Mayıs 2009 | Basın Açıklaması | Adana | Bölge halklarının düşmanı İncirlik Üssü kapatılsın! | Kerem Kabadayı |
İncirlik |
3 Haziran 2009 | Toplantı | İstanbul
Kadıköy |
Pakistan’dan İncirlik Üssüne ABD’nin derdi ne? | Kerem Kabadayı
Yıldız Önen |
Afganistan | 18 Haziran 2009 | Yazılı Basın Açıklaması | İstanbul | Tüm işgal güçleri bölgeden çekilsin | |
Afganistan | 4 Temmuz 2009 | Vicdan Zinciri | İstanbul | Hrant Dink için vicdan zinciri
|
Ufuk Uras |
Afganistan |
17 Eylül 2009 | Yazılı Basın Açıklaması | İstanbul | Patriot füzelerinin Türkiye’de ne işi var? | |
Afganistan |
25 – 30 Eylül 2009 | MSF | Diyarbakır | Sivil İtaatsizlik Deneyimleri ve Militarizm, Sivilleşme | Yıldız Önen |
Afganistan |
03 Ekim 2009 | Basın Açıklaması | İstanbul | Paranız Füzeniz Batsın Biz Barış İstiyoruz | Alaattin Dinçer |
Afganistan |
04 Ekim 2009 | Toplantı | İstanbul | Küresel Kriz ve Savaş Politikaları | Nilüfer Uğur Dalay, Kerem Kabadayı |
Afganistan
|
5 Ekim 2009 | Basın Açıklaması | İstanbul |
İMF’siz bir İstanbul, İMF’siz bir Gezegen |
Ebru Telör |
Afganistan |
6 Ekim 2009 | Basın Açıklaması | İstanbul | İMF ve Dünya Bankası toplantıları protesto edildi. | Sami Evren |
Afganistan
|
12 Ekim 2009 | Basın Açıklaması | İstanbul | Hrant İçin Adalet İçin 12 Ekim’de Beşiktaş’ta! | Mahir Günşiray |
Afganistan
|
15 Ekim 2009 | Meşaleli Yürüyüş | İstanbul | Ceylan Önkol için meşaleli yürüyüş | Cengiz Algan |
Afganistan |
16 Ekim 2009 | Toplantı | Berlin | Uluslar arası Afganistan Komitesi Toplantısı | Yıldız Onen |
Afganistan |
17 Ekim 2009 | Toplantı | Berlin | NATO’ya Hayır, Savaşa Hayır Komite Toplantısı | Yıldız Onen |