‘Bilinmeyen dil!’ için yüzlerce kişi yürüdü
Dicle Haber Ajansı – 11.11.2010
Yüzlerce kişi, KCK davasında yargılanan Kürt siyasetçilerin Kürtçe savunma talebinin mahkeme tarafından engellenmesi nedeniyle yargılamanın gerçekleşememesini, İstiklal Caddesi’nde yürüyüşle protesto etti.
KCK’nin daha önce ilan ettiği eylemsizlik kararını seçimlere kadar birkez daha uzatmasının ardından gözlerin çevrildiği KCK davası kapsamında tutuklu bulunan Kürt siyasetçilerin serbest bırakılması bir yana anadilleri olan Kürtçe savunma taleplerinin ‘bilinmeyen dil’ tanımlamasıyla mahkeme tarafından kabul edilmemesine, Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu (KüreselBAK) öncülüğünde düzenlenen yürüyüşle tepki gösterildi. Organize edilen protesto yürüyüşü için aralarında Şanatçı İlkay Akkaya, Şair Cezmi Ersöz, KESK Genel Başkanı Sami Evren, Dansçı Zeynep Tanbay’ın yanı sıra birçok siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcisinin de bulunduğu yüzlerce kişi Galatasaray Meydanı’nda toplanarak. İstiklal Caddesi üzerinden Taksim Meydanı’na doğru yürüyüşe geçti. “BDP’liler tutuklular serbest bırakılsın, barışı serbest bırakın” pankartının arkasında yürüyen kitle, hep bir ağızdan “Hepimiz Kürdüz, hepimiz BDP’liyiz”, “Tutukluyu bırak, diyaloğu sürdür”, “Muhatapsız çözüm olmaz”, “Savaşı sustur, barışı yükselt”, “Kimse asker doğmaz” ve “Askere gitme kardeş kanı dökme” diye slogan attı.
‘Hükümet sürecin sorumluluğunu yerine getirmeli’
Taksim Meydanı’nda yapılan basın açıklamasını Kürtçe Yıldız Önen, Türkçe olarak ise sanatçı İlkay Akkaya yaptı. Okunan açıklamada, düşmanlık ve gerilimden beslenen güçlerin olumsuz müdahalelerine rağmen halkın barış talebinin giderek yükseldiği belirtilerek, “Tek taraflı ateşkes kararının genel seçimlere kadar uzatılması ve yetkililerin barış umutlarını yükselten açıklamaları, diyalog ve müzakere sürecinin kapısını aralıyor” denildi. Toplumun büyük bir çoğunluğunun barış istediğinin kaydedildiği açıklamada, Kürt sorununun nihai çözümü yolunda büyük bir adımı atmak için hiç olmadığı kadar güçlü bir tarihsel fırsatın olgunlaştığı aktarıldı. Açıklamada şunlar kaydedildi: “18 Ekim’den bu yana Diyarbakır’da görülen KCK davasının gidişatı kritik bir önem taşıyor. Buna rağmen beklenen tahliyelerin gerçekleşmemesi ve sanıkların savunma haklarının Kürtçe yasağı engeliyle karşılaşması umut kırıcıdır. Sürecin sorumluluğunu üzerinde taşıyan Hükümet, barış ve diyalog sürecinin gelişmesi için yasakçı değil, özgürlükçü bir yaklaşımla inisiyatif kullanmalı, aralarında belediye başkanlarının ve seçilmiş siyasilerin de olduğu tutukluların serbest bırakılması için görüşünü açıklamalıdır.”
‘Barış iklimini bozmaya kimsenin hakkı yok’
Açıklamanın ardından konuşan Barış Anneleri’nden Güler Buğday, Kürt halkının barış için 15 yıldır mücadele ettiğini belirterek, “15 yıl önce ‘Kürtler yoktur’ diyorlardı, bugün Kürt sorununun olduğunu kabul ettiler. Kürt sorunu uluslararası boyuta taşındı. Biz bu savaşın sona ermesini istiyoruz. Gerillalar için de asker için de üzülüyoruz. Kaybedilen her can bizim canımızdır. Barış istiyoruz” dedi. Bu ülkeye barış gelene kadar susmayacaklarını ifade eden KESK Başkanı Sami Evren de, anadilde savunma hakkı ve anadilde eğitim talebi gerçekleşene kadar sokaklarda olacaklarını söyledi. KCK davasında süren anadilde savunma talebi tartışmalarını komik olarak değerlendiren Evren, “TRT ŞEŞ’de Kürtçe yayın yapacaksınız, sonra bu dil bilinmeyen dildir diyeceksiniz. Bu davanın tutukluları serbest bırakılsın. PKK’nin eylemsizlik kararı barış için bir fırsattır. Bir barış iklimi yaratmıştır. Hiç kimsenin bu barış iklimini bozmaya hakkı yoktur” diye konuştu.
‘Bütün mahkemelerde Kürtçe konuşacağız’
BDP İstanbul İl yöneticilerinden Dursun Yıldız da, AKP’nin bölgede genel seçimlerde BDP’den ağır darbe aldığına ve bu nedenle BDP’li yöneticilerin tutuklandığına işaret ederek, “Bu tutuklamamalarla BDP’nin çökeceğini sandılar. BDP çökmedi aksine güçlendi. Kürt sorunun barışçıl yollardan çözümü için mücadele etmeye devam edeceğiz, bunu mahkemede duysun, AKP’de duysun. Biz bu davanın hukuk normlarına uymadığını biliyoruz. Sadece bu mahkemede değil Türkiye’deki tüm mahkemelerde anadilimizde Kürtçe savunma yapacağız. Anadilde savunma hakkı insanlık hakkıdır, bu hakkı hiç kimse engelleyemeyecek” dedi.
‘Bilinmeyen dil’ için yürüdüler
Yüksekovahaber.com – 11.11.2010
Yüzlerce kişi, KCK davasında yargılanan Kürt siyasetçilerin Kürtçe savunma talebinin mahkeme tarafından engellenmesi nedeniyle yargılamanın gerçekleşememesini, İstiklal Caddesi’nde yürüyüşle protesto etti.
KCK’nin daha önce ilan ettiği eylemsizlik kararını seçimlere kadar birkez daha uzatmasının ardından gözlerin çevrildiği KCK davası kapsamında tutuklu bulunan Kürt siyasetçilerin serbest bırakılması bir yana anadilleri olan Kürtçe savunma taleplerinin ‘bilinmeyen dil’ tanımlamasıyla mahkeme tarafından kabul edilmemesine, Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu (KüreselBAK) öncülüğünde düzenlenen yürüyüşle tepki gösterildi.
Organize edilen protesto yürüyüşü için aralarında Şanatçı İlkay Akkaya, Şair Cezmi Ersöz, KESK Genel Başkanı Sami Evren, Dansçı Zeynep Tanbay’ın yanı sıra birçok siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcisinin de bulunduğu yüzlerce kişi Galatasaray Meydanı’nda toplanarak. İstiklal Caddesi üzerinden Taksim Meydanı’na doğru yürüyüşe geçti. “BDP’liler tutuklular serbest bırakılsın, barışı serbest bırakın” pankartının arkasında yürüyen kitle, hep bir ağızdan “Hepimiz Kürdüz, hepimiz BDP’liyiz”, “Tutukluyu bırak, diyaloğu sürdür”, “Muhatapsız çözüm olmaz”, “Savaşı sustur, barışı yükselt”, “Kimse asker doğmaz” ve “Askere gitme kardeş kanı dökme” diye slogan attı.
‘Hükümet sürecin sorumluluğunu yerine getirmeli’
Taksim Meydanı’nda yapılan basın açıklamasını Kürtçe Yıldız Önen, Türkçe olarak ise sanatçı İlkay Akkaya yaptı. Okunan açıklamada, düşmanlık ve gerilimden beslenen güçlerin olumsuz müdahalelerine rağmen halkın barış talebinin giderek yükseldiği belirtilerek, “Tek taraflı ateşkes kararının genel seçimlere kadar uzatılması ve yetkililerin barış umutlarını yükselten açıklamaları, diyalog ve müzakere sürecinin kapısını aralıyor” denildi. Toplumun büyük bir çoğunluğunun barış istediğinin kaydedildiği açıklamada, Kürt sorununun nihai çözümü yolunda büyük bir adımı atmak için hiç olmadığı kadar güçlü bir tarihsel fırsatın olgunlaştığı aktarıldı. Açıklamada şunlar kaydedildi: “18 Ekim’den bu yana Diyarbakır’da görülen KCK davasının gidişatı kritik bir önem taşıyor. Buna rağmen beklenen tahliyelerin gerçekleşmemesi ve sanıkların savunma haklarının Kürtçe yasağı engeliyle karşılaşması umut kırıcıdır. Sürecin sorumluluğunu üzerinde taşıyan Hükümet, barış ve diyalog sürecinin gelişmesi için yasakçı değil, özgürlükçü bir yaklaşımla inisiyatif kullanmalı, aralarında belediye başkanlarının ve seçilmiş siyasilerin de olduğu tutukluların serbest bırakılması için görüşünü açıklamalıdır.”
‘Barış iklimini bozmaya kimsenin hakkı yok’
Açıklamanın ardından konuşan Barış Anneleri’nden Güler Buğday, Kürt halkının barış için 15 yıldır mücadele ettiğini belirterek, “15 yıl önce ‘Kürtler yoktur’ diyorlardı, bugün Kürt sorununun olduğunu kabul ettiler. Kürt sorunu uluslararası boyuta taşındı. Biz bu savaşın sona ermesini istiyoruz. Gerillalar için de asker için de üzülüyoruz. Kaybedilen her can bizim canımızdır. Barış istiyoruz” dedi. Bu ülkeye barış gelene kadar susmayacaklarını ifade eden KESK Başkanı Sami Evren de, anadilde savunma hakkı ve anadilde eğitim talebi gerçekleşene kadar sokaklarda olacaklarını söyledi. KCK davasında süren anadilde savunma talebi tartışmalarını komik olarak değerlendiren Evren, “TRT ŞEŞ’de Kürtçe yayın yapacaksınız, sonra bu dil bilinmeyen dildir diyeceksiniz. Bu davanın tutukluları serbest bırakılsın. PKK’nin eylemsizlik kararı barış için bir fırsattır. Bir barış iklimi yaratmıştır. Hiç kimsenin bu barış iklimini bozmaya hakkı yoktur” diye konuştu.
‘Bütün mahkemelerde Kürtçe konuşacağız’
BDP İstanbul İl yöneticilerinden Dursun Yıldız da, AKP’nin bölgede genel seçimlerde BDP’den ağır darbe aldığına ve bu nedenle BDP’li yöneticilerin tutuklandığına işaret ederek, “Bu tutuklamamalarla BDP’nin çökeceğini sandılar. BDP çökmedi aksine güçlendi. Kürt sorunun barışçıl yollardan çözümü için mücadele etmeye devam edeceğiz, bunu mahkemede duysun, AKP’de duysun. Biz bu davanın hukuk normlarına uymadığını biliyoruz. Sadece bu mahkemede değil Türkiye’deki tüm mahkemelerde anadilimizde Kürtçe savunma yapacağız. Anadilde savunma hakkı insanlık hakkıdır, bu hakkı hiç kimse engelleyemeyecek” dedi. DİHA
‘Biinmeyen dil’ Kürtçe için yürüdüler
http://www.kazete.com.tr/haber_detay.php?hid=9540
KCK davasında mahkemenin kürtçe savnmayı engellemesini protesto için BDP ve KESK’liler İstanbul Beyoğlu’nda Galatasaray’dan Taksim’e yürüdü.
Yüzlerce kişi, KCK Davası’nda yargılanan Kürt siyasetçilerin Kürtçe savunma talebinin mahkeme tarafından engellenmesi nedeniyle yargılamanın gerçekleşememesini, İstiklal Caddesi’nde yürüyüşle protesto etti.
KCK’nin daha önce ilan ettiği eylemsizlik kararını seçimlere kadar birkez daha uzatmasının ardından gözlerin çevrildiği KCK davası kapsamında tutuklu bulunan Kürt siyasetçilerin serbest bırakılması bir yana anadilleri olan Kürtçe savunma taleplerinin ‘bilinmeyen dil’ tanımlamasıyla mahkeme tarafından kabul edilmemesine, Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu (KüreselBAK) öncülüğünde düzenlenen yürüyüşle tepki gösterildi.
protesto yürüyüşüne aralarında Şanatçı İlkay Akkaya, Şair Cezmi Ersöz, KESK Genel Başkanı Sami Evren, Dansçı Zeynep Tanbay’ın yanı sıra birçok siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı.
Galatasaray Meydanı’nda “Tutuklular serbest bırakılsın, barışı serbest bırakın” pankartının arkasında toplanan yüzlerce kişi İstiklal Caddesi’de Taksim Meydanı’na doğru yürüyüşe geçerek “Hepimiz Kürdüz, hepimiz BDP’liyiz”, “Tutukluyu bırak, diyaloğu sürdür”, “Muhatapsız çözüm olmaz”, “Savaşı sustur, barışı yükselt”, “Kimse asker doğmaz” ve “Askere gitme kardeş kanı dökme” diye slogan attı.
Taksim Meydanı’nda yapılan basın açıklamasını Yıldız Önen Kürtçe, sanatçı İlkay Akkaya Türkçe okudukları basın açıklamasında özetle şu görüşe yer verdiler:
“Düşmanlık ve gerilimden beslenen güçlerin olumsuz müdahalelerine rağmen halkın barış talebinin giderek yükseldiği belirtilerek, “Tek taraflı ateşkes kararının genel seçimlere kadar uzatılması ve yetkililerin barış umutlarını yükselten açıklamaları, diyalog ve müzakere sürecinin kapısını aralıyor” denildi. Toplumun büyük bir çoğunluğunun barış istediğinin kaydedildiği açıklamada, Kürt sorununun nihai çözümü yolunda büyük bir adımı atmak için hiç olmadığı kadar güçlü bir tarihsel fırsatın olgunlaştığı aktarıldı. Açıklamada şunlar kaydedildi: “18 Ekim’den bu yana Diyarbakır’da görülen KCK davasının gidişatı kritik bir önem taşıyor. Buna rağmen beklenen tahliyelerin gerçekleşmemesi ve sanıkların savunma haklarının Kürtçe yasağı engeliyle karşılaşması umut kırıcıdır. Sürecin sorumluluğunu üzerinde taşıyan Hükümet, barış ve diyalog sürecinin gelişmesi için yasakçı değil, özgürlükçü bir yaklaşımla inisiyatif kullanmalı, aralarında belediye başkanlarının ve seçilmiş siyasilerin de olduğu tutukluların serbest bırakılması için görüşünü açıklamalıdır.”
“BARIŞ İKLİMİNİ BOZMAYA KİMSENİN HAKKI YOK”
Açıklamanın ardından konuşan Barış Anneleri’nden Güler Buğday, Kürt halkının barış için 15 yıldır mücadele ettiğini belirterek, “15 yıl önce ‘Kürtler yoktur’ diyorlardı, bugün Kürt sorununun olduğunu kabul ettiler. Kürt sorunu uluslararası boyuta taşındı. Biz bu savaşın sona ermesini istiyoruz. Gerillalar için de asker için de üzülüyoruz. Kaybedilen her can bizim canımızdır. Barış istiyoruz” dedi.
Bu ülkeye barış gelene kadar susmayacaklarını ifade eden KESK Başkanı Sami Evren de, anadilde savunma hakkı ve anadilde eğitim talebi gerçekleşene kadar sokaklarda olacaklarını söyledi.
KCK davasında süren anadilde savunma talebi tartışmalarını komik olarak değerlendiren Evren, “TRT ŞEŞ’de Kürtçe yayın yapacaksınız, sonra bu dil bilinmeyen dildir diyeceksiniz. Bu davanın tutukluları serbest bırakılsın. PKK’nin eylemsizlik kararı barış için bir fırsattır. Bir barış iklimi yaratmıştır. Hiç kimsenin bu barış iklimini bozmaya hakkı yoktur” diye konuştu.
“BÜTÜN MAHKEMELERDE KÜRTÇE KONUŞACAĞIZ”
BDP İstanbul İl yöneticilerinden Dursun Yıldız da, AKP’nin bölgede genel seçimlerde BDP’den ağır darbe aldığına ve bu nedenle BDP’li yöneticilerin tutuklandığına işaret ederek, “Bu tutuklamamalarla BDP’nin çökeceğini sandılar. BDP çökmedi aksine güçlendi. Kürt sorunun barışçıl yollardan çözümü için mücadele etmeye devam edeceğiz, bunu mahkemede duysun, AKP’de duysun. Biz bu davanın hukuk normlarına uymadığını biliyoruz. Sadece bu mahkemede değil Türkiye’deki tüm mahkemelerde anadilimizde Kürtçe savunma yapacağız. Anadilde savunma hakkı insanlık hakkıdır, bu hakkı hiç kimse engelleyemeyecek” dedi.
Savaş karşıtları yürüdü: ‘Kürt siyasetçiler serbest bırakılsın’
Marksistorg.com – 11.11.2010
Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu, İstanbul’da yaptığı yürüyüşle KCK davasını protesto etti ve tutuklu BDP’lilerin derhal serbest bırakılmasını istedi. Galatasaray Meydanı’ndan Taksim’e yapılan yürüyüş sırasında sık sık “bilinmeyen bir dilde” sloganlar atıldı. 18 aydır düzemece suçlamalarla hapiste tutulan Kürt siyasetçilere ana dilleri Kürtçe’de savunma yapma hakkı verilmemişti.
Aralarında KESK Genel Başkanı Sami Evren, DSİP Genel Başkanı Doğan Tarkan, BDP İstanbul İl yöneticileri, Barış Anneleri ve çok sayıda savaş karşıtı KCK davasında yargılanan Kürt siyasetçilerin serbest bırakılması için yürüdü.
Yürüyüş boyunca sık sık ‘Kürtçeye Özgürlük’, ‘Kürt Halkına Özgürlük’, ‘Yaşasın Barış’, ‘Biji Aşiti!’, ‘BDP’li tutuklular serbest bırakılsın’, ‘Kimse asker doğmaz’, ‘Barış Hemen Şimdi’ sloganları atıldı.
Taksim Meydanı’nda Türkçe ve Kürtçe olarak yapılan basın açıklamasında şunlar söylendi:
“Tek taraflı ateşkes, şiddet ve gerilimden beslenen güçlerin olumsuz müdahalelerine rağmen genel seçimlere kadar uzatıldı.
Yetkililerin, barış umutlarını yükselten açıklamaları oldu. Büyük bir barış adımı atmak için hiç olmadığı kadar güçlü bir tarihsel fırsat önümüzde. Tüm toplumda, bir adım daha atabilirsek, kalıcı bir barış sürecinin şekillenebileceği duygusu güçleniyor…
Kürt sorununda barışa giden yolda, Diyarbakır’da görülen KCK davasının gidişatı kritik bir önem taşıyor. Bu davada tutuklu olarak yargılanan Kürt halkının seçilmiş temsilcileri ve BDP üyelerinin bir an önce serbest bırakılması gerekiyor.
Bu aynı zamanda hukuki ve vicdani bir gerekliliktir.”
Küresel BAK’tan ‘Bilinmeyen dil’ protestosu
Kaypakkaya-partizan.org-11.11.2010
http://www.kaypakkaya-partizan.org/kuresel-baktan-bilinmeyen-dil-protestosu/
Küresel BAK, KCK davasında Kürtçe’nin kayıtlara “Bilinmeyen bir dil ” olarak geçmesini İstiklal Caddesi’nde düzenlediği yürüyüş ile protesto etti. Eylemde, Kürt halkının temsilcilerinin serbest bırakılması ve tüm kamu alanlarında Kürtçenin tanınması çağrısında bulunuldu.
Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu (Küresel BAK) KCK davasında Kürt dilinin ‘bilinmeyen bir dil’ olarak kayıtlara geçmesi ve Kürt siyasetçilerinin serbest bırakılmamasını protesto etmek amacıyla İstiklal Caddesi’nde bir yürüyüş gerçekleştirdi.
Galatasaray Meydanı’ndan Taksim Tramvay Durağı’na kadar süren yürüyüşte, ‘BDP’li tutuklular serbest bırakılsın’, ‘Barışı serbest bırakın’ pankartları ile ‘Savaşı sustur, barışı yükselt’ yazılı Kürtçe ve Türkçe dövizlerin taşınırken, yürüyüş BDP İstanbul İl Örgütü, KESK Genel Başkanı Sami Evren, sanatçı İlkay Akkaya, balerin Zeynep Tanbay ve Barış Anneleri İnisiyatifi destek verdi.
”Biji Aşıtî”, ”Hepimiz Kürtüz hepimiz BDP’liyiz”, ”Şimdi barış zamanı” sloganlarının atıldığı yürüyüş te sık sık alkış çalınarak ve zılgıtlar çekildi.
Taksim Tramvay durağından son bulan yürüyüşün ardından ilk açıklamayı Barış Anneleri İnisiyatifi’nden Güler Buğday yaptı. Buğday, 15 yıldır Kürt anaları olarak barışın gelmesi çocuklarımızın ölmemesi için mücadele ettiklerini vurgulayarak, “Ancak her seferinde bizim bu çığlığımıza devlet askeri operasyonlarla cevap veriliyor. Bizim seçtiğimiz siyasetçilerin önünü engelleyerek, hapsederek, çocuklarımızı zindanlarda atarak, dilimizi yasaklayarak bir yere varamazsınız. Biz dün gibi bugün de barış için mücadele eden Kürt ve Türk halkları olarak sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz” dedi.
‘BARIŞ İKLİMİNİ SABOTE ETMEYİN’
Buğday’ın ardından kısa bir açıklama yapan BDP İstanbul İl Yöneticilerinden Dursun Yıldız, Kürt sorununda inkar ve imha politikasının kabul edilemeyeceğini vurgulayarak, “BDP ve devrim demokrasi dostları ile Kürt sorununu çözümü için, Kürt kültürünü yaşatmak ve sadece mahkemelerde değil Kürt dilinin tüm kamu alanlarında kabul edilene dek mücadelemizi dün olduğu bugünde kararlıkla sürdüreceğiz” diye konuştu.
Diyarbakır’da görülen davada Kürt halkının özgürlük talebinin yargılandığını belirten KESK Genel Başkanı Sami Evren ise bu hukuksuzluğu tüm dünya tarafından kabul edilmesine rağmen Türkiye devleti tarafından hala ısrar edilmesinin kabul edilemez olduğunu vurguladı. Bir halkın kendi anadilinde savunma yapmasının insanın en temel hakkı olduğunu hatırlatan Evren, ”Bir taraftan TRT Şeş’i açacaksın diğer taraftan ‘bilinmeyen bir dil’ diyeceksin. Sen bilinmeyen bir dil de mi kanal açtın?” diye sordu. PKK’nin tek taraflı ateşkesinin barış için olumlu bir iklim yaratığını ancak bu iklimin yeniden sabote edilmek istediğine dikkat çeken Evren, hukuksuz bir şekilde tutulan Kürt siyasetçilerinin serbest bırakılması ve uzatılan barış elinin tutulması gerektiğini kaydetti.
‘YASAKÇI ZİHNİYETTEN UZAKLAŞIN’
Yapılan konuşmaların ardından Küresel BAK’ın basın açıklaması okundu. Açıklamayı Kürtçe
Yıldız Önen yaparken Türkçesini ise sanatçı İlkay Akkaya yaptı. Kürt sorununun nihai çözümü yolunda büyük bir barış adımı atmak için hiç olmadığı kadar güçlü bir tarihsel fırsatın olduğunu belirten Akkaya ve Önen, ”Kürt sorunun barışçı çözümüne giden yolda 18 Ekim’den bu yana Diyarbakır da görülen KCK davasının gidişatı kritik bir önem taşıyor. Buna rağmen beklenilen tahliyeler gerçekleşmemesi ve tutukluların savunma haklarının Kürtçe yasağı engeliyle karşılaşması umut kırıcıdır.Hükümet derhal yasakçı zihniyetinden uzaklaşıp özgürlükçü bir yaklaşım kullanmalı. Barış gelene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.