ABD’de savaş karşıtları yürüdü / Yeşil Gazete – 14.04.2011
New York’da Birleşik Savaş Karşıtı Komite tarafından yapılan savaş karşıtı gösteride ABD’nin yürüttüğü askeri operasyonlar ve Filistin işgali protesto edildi. Geçtiğimiz hafta sonu Union Square’de başlayan gösteriye katılan bin kadar eylemci 3 saate yakın bir süre içinde şehri kateden bir yürüyüş yaptı.
“Birlikler Eve Dönsün! Hemen Şimdi!” sloganıyla yapılan yürüyüşte hükümete iletilen talepler şunlardı:
– Irak ve Afganistan’daki savaşlara son verin.
– Kuzey Kore, İran ve Yemen’e yönelik savaş tehditlerine son verin.
– Filistin’deki İsrail işgaline yönelik ABD desteğine son verin.
– Fonları eğitim, sağlık, istihdam ve sosyal hizmetlerde kullanın.
– Uluslararası işçi ve aktivist dayanışmasının sesini kesme çabalarınıza son verin.
Gösteride taşınan pankartlarla ayrıca Libya’daki NATO askeri operasyonu da protesto edildi.
Eyleme ABD Yeşil Partisi, Filistin’de Adalet için Öğrenci Grubu, Filistinle Dayanışma Grubu ve diğer savaş karşıtı gruplar katıldı. Gösteri Foley Square’de yapılan konuşmalar ve müzik dinletisiyle sona erdi.
BDP’li kadınlardan ‘savaş’ protestosu
Timetürk – 16.04.2011
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) üyesi bir grup kadın, Beyoğlu’nda savaş protestosu yaptı. Taksim Meydanı’nda oturma eylemi yapan kadınlar Türkçe ve Kürtçe basın açıklaması yaparak savaşların insanlar üzerindeki etkilerine dikkat çekti. Açıklama sıra
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) üyesi bir grup kadın, Beyoğlu’nda savaş protestosu yaptı. Taksim Meydanı’nda oturma eylemi yapan kadınlar Türkçe ve Kürtçe basın açıklaması yaparak savaşların insanlar üzerindeki etkilerine dikkat çekti. Açıklama sırasında yerde duran oyuncak silahı almak isteyen küçük bir çocuk ile gruptaki kadınların arasındaki diyalog ve kovalamaca eylemi renklendirdi.
BDP’li Barış İçin Kadın Girişimi üyesi yaklaşık 50 kadın, savaş protestosu için Taksim Meydanı’nda oturma eylemi yaptı. ‘Savaş oyun değildir. Barış için ısrar ediyoruz’ yazılı pankart açan kadınlar, yere oyuncak silahlar bıraktı. ‘Ölüm değil yaşam’ , ‘Savaşın faturasını ödemeyeceğiz’ , ‘Ölüm değil yaşam’ , ‘Savaş doğa tahribatıdır’ yazılı dövizler taşıyan kadınlar bir süre sessiz bir şekilde oturdu.
Türkçe ve Kürtçe yapılan basın açıklamasında, Türkiye’de barışın ne demek olduğunun unutturulmak istendiği belirtilerek şöyle denildi: “Bizler barış için Kadın Girişimi olarak barış içinde yaşamanın ne kadar güzel olduğun hayal ekmeye ve barış için ısrar etmeye hep devam ettik, edeceğiz buna mecburuz. Bizler erkek egemen hayatın sürdürülmesinde en temel ihtiyaçlarından biri olan askerleştirilmiş erkekler için her yerin savaş alanı olduğunu biliyoruz. Militarizm ve savaş insana yapılan en büyük kötülüktür.”
Grup açıklama sırasında ‘Barış için ısrar ediyoruz’ , ‘Savaş oyun değildir’ , ‘Savaşma barış hemen şimdi’ şeklinde sloganlar attı.
Basın açıklamasının devam ettiği sırada oyuncaklara göz diken küçük bir çocuk, yerdeki silahı kaparak kaçmak istedi. Çocuğun silahı aldığını gören eylemci bir kadın yerinden kalkarak çocuğun elinden silahı almak istedi. Kadın ile çocuk arasında geçen diyaloglar eylemi renklendirdi.
Grup, bir süre daha oturma eylemi yaparak olaysız dağıldı.
Fildişi Sahili’nde Gbagbo dönemi sona erdi
Marksist.org – 12.04.2011
Fildişi Sahili’nde aylardır süren iç savaş, seçim sonuçlarını kabul etmeyerek iktidarı terk etmeyen Gbagbo’nun tutuklanmasıyla sona erdi. 2010 Kasım ayında yapılan başkanlık seçimlerin sonucuna göre aylar önce görevine atanması gereken Outtara, Fildişi Sahili’nin yeni devlet başkanı oldu. Gbagbo’nun, haftalardır saklandığı Abidjan’daki konutunun Fransız askerleri tarafından etrafının sarılması ve ateş açılması üzerine teslim olduğu bildirildi. Outtara, tutuklamanın ardından yaptığı açıklamada Gbagbo’ya karşı yasal sürecin başlatılıdığını, Gbagbo’ya bağlı birliklerin son dört ay boyunca gerçekleştirdiği insan hakları ihlallerinin inceleneceğini ve bu süreçte Gbagbo ve ailesinin güvenliği için tüm tedbirlerin alınacağını söyledi. Savaş karşıtı kitleler ise her iki tarafa bağlı birlikleri, insan hakları ihlallerinde bulunmak ve sivillere karşı suç işlemekle itham ediyor. Dünyanın dört bir yanından insan hakları örgütleri ve savunucuları, Outtara’nın kurulacağını iddia ettiği “gerçekleri aydınlatma ve uzlaşma komisyonu”nun hem Gbagbo’ya ve Outtara’ya bağlı askeri birliklerin hem de Fransız özel birliklerinin işlediğiinsanlık suçlarının araştırılması ve incelenmesinin şart olduğunu vurguluyor.
İç savaş sivilleri vurdu
Aylardır sürmekte olan bu iktidar savaşı, Fildişi Sahili’nde yüzlerce kişinin ölümü ve 1 milyon kişinin yaşadığı bölgeyi terk etmesiyle sonuçlanmıştı. Gbagbo ve Outtara’ya bağlı birliklerin ülkede terör estirdiği, açlık ve sefalete sebep olduğu; Fildişi Sahili’ni yıllardır sömürge olarak kullanan Fransa’nın ise iktidar savaşına son verme bahanesiyle yüzlerce insanın ölümünü tetiklediği iç savaşın faturasını yine siviller ödemiş oldu.
Bölgede faaliyet sürdüren bankaların barındırdıkları tüm parayı çekerek kapatılması ve karışıklıklar süresince ülkede üretimin durmuş olması ile birlikte bölgede yaşayan halk sefalete terk edildi.
Kuzey Irak’ta Gösteriler
VoaNews – 17.04.2011
Irak’ın kuzeyindeki Süleymaniye kentinde göstericilerin polisle çatışması sonucu 35 kişi yaralandı.
Göstericiler, Bölgesel Kürt Yönetimi’ndeki yolsuzluktan ve temel hizmetleri alamamaktan şikayetçiydi. Polisin çatışmalar sırasında göstericilere karşı gerçek mermi ve gözyaşartıcı gaz kullandığı bildirildi. Göstericilerden yedisinin silahla vurulduğu ve bu kişilerin hayati tehlikeyi atlattığı belirtildi. Yaralananlar arasında iki yerel gazeteci ve yedi polis de bulunuyor.
Irak’ın Kürt bölgesi son aylarda sık sık gösterilere sahne oluyor. Göstericiler, Arap ülkelerinde olduğu gibi siyasi ve ekonomik reformlar istiyor.
17 Şubat’ta Süleymaniye’deki gösterilerde yedi eylemci hayatını kaybetmişti.
Öte yandan Amerika Temsilciler Meclisi’nin Cumhuriyetçi Partili Başkanı John Boehner, sürpriz bir ziyaret düzenlediği Irak’taki temaslarını sürdürüyor. Bağdat’ta Başbakan Nuri el Maliki’yle görüşen Boehner, Irak güvenlik kuvvetlerinin ülkeyi korumaya hazır hale geldiğini söyledi.
Başbakan Nuri el Maliki de silahlı kuvvetlerin ülke güvenliğini devralmaya hazır olduğunu belirtti. Halen Irak’ta bulunan 47 bin Amerikan askeri, 31 Aralık’ta ülkeden ayrılacak.
Kaddafi’yi kabul edecek bir Afrika ülkesi aranıyor
Star – 18.04.2011
LİBYA’da sivillerin korunması amacıyla başlatılan hava operasyonu birinci ayını doldururken, muhaliflere karşı saldırısını ağır silahlarla sürdüren Libya lideri Muammer Kaddafi’nin görevden ayrılması amacıyla diplomatik arayış da sürüyor.
Konuya ilişkin önemli bir gelişmeyi duyuran New York Times gazetesinde yayımlanan habere göre ABD hükümeti ve müttefikleri yoğun bir şekilde Muammer Kaddafi’nin sığınabileceği bir ülke arayışı içindeler. Adlarının açıklanmasını istemeyen Amerikalı yetkililere dayandırılan haberde 1988’de İskoçya üzerinde bir yolcu uçağının bomba ile düşürülmesi ve ülkesinde isyanın başlamasından bu yana sivillere yönelik tutumundan dolayı Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından yargılanması riski nedeniyle, Kaddafi’yi kabul edebilecek ülke sayısı ise çok az.
Üç yetkili, yaptıkları açıklamada, UCM tarafından dava açılan herkesi iade etmeye zorunlu kılan Roma Anlaşması’nı imzalamamış bir ülke bulmaya çalıştıklarını belirterek, Kaddafi’nin devletlerin yarısının anlaşmayı imzalamadığı Afrika’daki bir ülkeye sığınabileceğini kaydetti. Yetkililer, Irak’tan aldıkları derse dayanarak, rejim değişikliğinin sorumluluğunu ABD’nin değil Libyalıların üstlenmesi gerektiğini belirterek, yapmaya çalıştıklarının barışçıl bir geçiş olanağını organize etmek olduğunu aktararak, “Kaddafi’nin ayağını güç kullanarak kaydırmak sözkonusu değil. Ancak Libya’nın Kaddafi ile bir geleceği olduğunu hayal etmek imkansız. Kendi halkını katletmek isteyen birinin Libya hükümetinin geleceğinde rol oynaması düşünülemez” diye konuştular. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi 27 Şubat’ta aldığı son kararla, Kaddafi rejimine ambargo uygulanmasına karar vermiş ve UCM’nin bu ülkedeki sistematik insan hakları ihlalleri ile “insanlık suçu oluşturabilecek” sivil halka karşı saldırıları gözönüne almasını istemişti. ABD Başkanı Barack Obama, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ile İngiltere Başbakanı David Cameron da önceki gün ortak bir çağrıyla Kaddafi’nin gitmesini istemişti.
Öte yandan Afganistan’daki Fransız askerlerini ziyarete gelen Fransa Savunma Bakanı Gerard Longuet, Libya’daki çatışmaların uzaması riski bulunduğunu söyledi. NATO ise dün başkent Trablus’un güneybatısındaki El Hira bölgesini bombaladı. Kaddafi’ye bağlı güçlerinse Ecdebiye’nin batısına yönelik ağır topçu bombardımanı, muhalifleri yeniden doğuya doğru çekilmeye zorlarken, isyancılar haftalardır Kaddafi güçlerinin bombardımanı altındaki Misrata’da varlıklarını kuvvetlendirdi.
Esad: Değişime ayak uyduracağız
Star – 18.04.2011
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, haftalardır devam eden reform yanlısı protesto gösterilerinin ardından ikinci kez televizyonda halka hitap etti.
Yeni atanan kabinenin ilk toplantısına başkanlık eden Esad, ülkesinin bir komployla karşı karşıya olduğu iddiasını yineledi ancak Suriye’nin uluslararası platformda konumunu güçlendirmek için reformların da gerekli olduğunu vurguladı. Esad, muhaliflerin başlıca talepleri arasında yer alan olağanüstü halin kaldırılması konusuna da değinerek, kabineden, 1960’tan beri yürürlükte olan yasayı gelecek hafta kaldırılmasını istedi. Suriye’de kanlı çatışmaların ülkedeki her bir ferdi derinden yaraladığını da söyleyen ve sorumlularn bulunması için çalıştıklarını söyleyen Esad, rejimle halk arasında bir uçurum olduğunu da itiraf etti. 8AP
REJİM, MUHALİFLERE KARŞI SÖYLEMİNİ YUMUŞATTI : Tehdit yerine uzlaşma mesajı
Protesto gösterilerinin başlamasının ardından yaptığı ilk konuşmasıyla kıyaslandığında, muhaliflere yönelik sert ve tehiditkar söylemini hayli yumuşatmış görünen Suriye lideri Esad, reform bekleyen halk kitelerine de uzlaşma mesajları verdi. Esad, bölgedeki isyan dalgasına atıfla, “Çevremizdeki dünya hızla değişiyor. Biz de bu değişime ayak uydurmak zorundayız” dedi. Suriye lideri, toplumsal huzursuzluğun, ekonomik zorluklarla da bağlantılı olduğuna dikkat çekerek, işsizliğin azaltılması için uzun vadeli projeleri hayata geçireceklerini kaydetti.
Filistin – İsrail
Diplomatik tsunamiden korkan Netanyahu’dan acil barış adımı
Star – 10.04.2011
Eylül ayında yapılacak BM Genel Kurulu’nun ardından giderek artan sayıda ülkenin bağımsız Filistin devletini tanımasıyla ‘diplomatik tsunamiye’ maruz kalmaktan çekinen İsrail yönetimi, bir dizi acil adım atarak gelişmelerin önünü almaya çalışıyor.
İsrail basını, Başbakan Benyamin Netanyahu’nun, ABD, AB ve BM’nin 1967 sınırlarıyla bağımsız Filistin’i tanımalarına engel olmak amacıyla, İsrail ordusunun Batı Şeria’dan çekilmesini de öngören bir planı yürürlüğe koyacağını yazdı. Netanyahu’nun, Filistin tarafıyla müzakerlerin yeniden başlamasından umut kestiğini ancak bazı diplomatik açılımlarla uluslararası camiayı etkilemeyi planladığını yazan Haaretz, bu çerçevede üç aşamalı bir plan üzerinde durulduğunu kaydetti. İlk olarak İsrail ordusunun Batı Şeria’dan kısmen çekilmesi, ikinci olarak tarafların temsil edileceği uluslararası konfrenas yapılması, son olarak da Filistin’in bağımsızlığını tanımamaları konusunda Batı nezdinde diplomatik baskı yapılması öngörülüyor. İsrail’in korkularını arttıran son açıklama ise BM’den geldi. BM Ortadoğu özel temsilcisi Robert Serry, Güvenlik Konseyi’ne sunduğu raporda, Filistin yönetiminin, bağımsız devlet için ‘hazır ve yeterli’ olduğunu savundu. Raporda, BM’nin faaliyette bulunduğu altı bölgede resmi kurumların, ‘işler bir devlet’ için yeterli olduğu ancak İsrail işgalinin, Filistin’in yapısal gelişiminde mesafe almasını engellediği vurgulandı.
Gazze’ye ‘Özgürlük Filosu II’, Türkiye’deki seçimlerin ardından hareket edecek
Zaman – 12.04.2011
Gazze’ye uluslararası yardım götürmek ve ambargoyu kırmak için harekete geçen “Özgürlük Filosu II”nin koordinasyon heyeti, 2 günlük Atina toplantılarının ardından bir basın toplantısı düzenledi.
12-15 civarında gemiden oluşması beklenen Gazze’ye uluslararası yardım filosunun Mayıs sonunda hazır olacağı ancak Türkiye’deki genel seçimlerin ardından hareket edeceği belirtiliyor.
Gazze’ye uluslararası yardım götürmek için çalışmalarını sürdüren “Özgürlük Filosu II” koordinasyon heyeti, Yunanistan ayağını temsil eden “Gazze’ye bir gemi” barış inisiyatifinin evsahipliğinde 9-10 Nisan tarihlerinde Atina’da yaptığı toplantıların ardından bir basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısına, aralarında İHH’nın Batı Şeria temsilcisi İzzet Şahin’in de bulunduğu farklı ülkelerden temsilciler, Özgürlük Filosu I’e katılan aktivistler, Yunan parlamentosundan milletvekilleri, sivil toplum temsilcileri, Yunanistan’da yaşayan Filistin vatandaşları katıldı. Basın toplantısının ardından Gazze için “Mavi Marmara” gemisinin kumbara maketiyle yardım da toplandı.
Söz alan Yunan ve yabancı ülke vatandaşlarından oluşan koordinasyon heyeti, Özgürlük Filosu II yardım filosunun kapsamı ve amacı konusunda Avrupalı parlamenterleri, BM yetkililerini ve diğer kuruluşları bilgilendirmek üzere 10 Mayıs’ta Avrupa Parlamentosunu ziyaret edeceklerini açıkladı.
Yeni uluslararası yardım filosuna karşı İsrail’in tahrik kampanyası başlattığına dikkat çekilen basın toplantısında, bu girişimlere karşı önlem alınması çağrısında bulunuldu.
‘Özgürlük Filosu II’ye Cezayir, ABD, Kanada, İskoçya, İspanya, Fransa, Hollanda, İrlanda, İtalya, İsveç, Norveç, Ürdün, Malezya, Endonezya, İsviçre, Türkiye ve Filistin diasporasından kuruluşların katılacağı belirtildi. 12 yada 15 gemiden oluşması planlanan filonun yardım malzemesi ile bin civarında yardım gönüllüsünü taşıyacağı ifade ediliyor. Aktivistler arasında politikacılar, Avrupa milletvekilleri, yazarlar, gazeteciler, din, sanat ve kültür adamları olacağı açıklandı.
Son olarak Yunan hükümetinin, İsrail’in 31 Mayıs 2010’da el koyduğu 2 Yunan gemisinin iade edilmesi konusunda başarısız olduğu kaydedildi. Yunanistan’dan Türkiye’nin yaptığı gibi gemilerin geri gönderilmesi için baskı yapması istendi.
“TÜRKİYE’DEKİ SEÇİMLERİN ARDINDAN YOLA ÇIKABİLİRİZ”
Gazze’ye uluslararası yardım organizasyonunun Yunanistan ayağını oluşturan “Gazze’ye bir gemi” insiyatifi adına Cihan Haber Ajansı’na konuşan Yunan öğretim görevlisi ve Gazze’ye Özgürlük I’in yolcularından Vasilis Pissias, Mayıs sonu itibariyle ‘Özgürlük Filosu II’in demir almaya hazır duruma geleceğini söyledi. “Biz gücümüzü ve şartları dikkatle mercek altına aldık.” diyen Pissias, şöyle konuştu: “Genel olarak uluslararası konjonktür, Ortadoğu ve Filistin’in içerisinde bulunduğu durumu göz önüne alıyoruz. Mayıs sonu itibariyle hareket etmeye hazır duruma geleceğiz. Ne zaman denize açılacağımıza ise daha önceki şartlara göre karar vereceğiz. Hiç kimseden herhangi bir engelleme istemiyoruz.”
Türkiye’de yapılacak genel seçimlerin hatırlatılması üzerine Yunan yardım filosu organizatörlerinden Pissias, “Türkiye’deki seçimlerin tarihini de ciddi olarak akılda tutuyoruz. Seçimlerden sonra hareket etme konusunu da inceliyoruz. Böylece daha büyük ve daha güçlü bir filo olarak yola çıkabileceğiz.” ifadelerini kullandı.
“İSRAİL TUTUMUNU GÖZDEN GEÇİRMELİ”
“Mavi Marmara’ya yapılan saldırıya benzer bir müdahaleden endişe edip etmedikleri” sorusu üzerine Pissias, “Hiçbir girişim ve mücadele yoktur ki bazı insanların hayatları tehlike altında olmasın. Eğer İsrail tutumunu tekrar gözden geçirirse çıkmazda olduğunu görecektir.” şeklinde cevap verdi. Vangelis Pissias, şöyle devam etti: “İsrail’in mantıklı düşünmüyor. Çıkarına göre hareket ediyor. Mavi Marmara’ya müdahalesi çıkarına hizmet etmedi. Başka yanlışlar da yapabilir. Bu yanlışları insanlar ödüyor. Hiçbir girişim ve mücadele yoktur ki bazı insan hayatları tehlike altında olmasın. İsrail eğer tutumunu tekrar gözden geçirirse çıkmazda olduğunu görecektir. Gazze’ye yardım gönüllülerinin sayısı katlanarak artıyor. Yunan mitolojisindeki gibi bir kişinin kafasını kestiğin zaman yerine 2-3 tane daha çıkıyor. İsrail’in bunu biran önce anlamasını bekliyoruz. Şiddetten kaybeden sadece onlar. Haklı olanı hiçbir gücün şiddeti engelleyemez.”
“YENİ FİLO SONUÇ ALICI OLACAK”
“Yeni uluslararası filonun çift rakamlı gemi sayısına ulaşacağını düşünüyoruz.” diyen Pissias, “Sivil vatandaşlar ve aktivistlerden oluşacak filomuz daha güçlü, daha kararlı, daha sonuç alıcı olacak. Bizim şiddet uygulamamız mümkün değil. Denizler herkese açıktır. Bu görüşümüzden hiçbir devlet, organizasyon yada kuruluş dönmemizi beklemesin.” dedi.
HAMAS, barış eylemcisinin katilini yakalatana ödül verecek
Zaman – 17.04.2011
Filistinle Dayanışma Hareketi üyesi İtalyan Vittorio Arrigoni’nin (36) öldürülmesinin ardından, Gazze polisi, katillerin belirlenmesine yardımcı olacaklara ve polislere ödül vaad etti.
Gazze’deki emniyet güçlerinin başkanı Ebu Ubeyda El Cerrah, ödülün tutarını açıklamadı.
Hamas polisinin ödül açıklamasının, olayla ilgili olarak dört kişinin gözaltında bulunmasına rağmen yapılması dikkati çekti. Yerel kaynaklara göre, polisin yakında, olayla ilgisi olanların kimliklerini açıklaması bekleniyor.
Son üç yıldır Gazze’deki faaliyetleri ile tanınan ve büyük sempati toplayan İtalyan barış eylemcisinin öldürülmesi büyük tepki çekmişti. Arrigoni’nin bir radikal Selefi grup tarafından kaçırıldığına dair video geçen Perşembe günü yayımlanmış, aynı günün gecesi ise cesedi Cebaliye’de bir evde bulunmuştu.
Gazze’de beş ayrı Selefi grup bulunmasına rağmen İtalyan eylemciyi kaçıran ve ismini “El Hemmem Muhammed Bin Müslime” olarak açıklayan grup bugüne kadar duyulmamıştı.
Bu arada, Gazze’deki yönetimin Dışişleri ve Planlama Bakanı Muhammed Avad, Gazze polisinin, cinayete karışanların kaçmasını önlemek için yoğun güvenlik önlemleri aldığını açıkladı. Avad, ellerindeki bilgilerin, olayı gerçekleştirenlerin henüz Gazze’de olduğunu gösterdiğini belirterek, bu nedenle özellikle Gazze limanının bulunduğu bölge ile karadan kaçış ihtimalinin bulunduğu yerlerde yoğun polis gücü bulundurulduğunu açıkladı. Gazze polisinin, bölgenin güneyinde, Mısır ile Gazze arasındaki tünellerin bulunduğu alanlarda çok sıkı önlem aldığı da belirtiliyor.
Ancak, Gazze ile Mısır arasındaki Refah geçiş noktasının, her iki tarafın güvenliğinin kontrolü altında açık tutulmasına devam ediliyor.
İsrail de Kerem Şalom geçiş noktasını iki taraf arasındaki saldırıların durmasının ardından, geçen hafta Çarşamba günü açmıştı.
Filistin, tutsakları için yürüdü
Akşam – 18.04.2011
İsrail hapishanelerinde bulunan binlerce Filistinli tutuklunun trajedisine dikkat çekmek için Filistin’de gösteri yapıldı.
Gazze’de çoluk çocuk binlerce kişinin katıldığı protesto gösterisinde, başta Fatah lideri Mervan Barguti olmak üzere birçok tutuklunun posteri taşındı. 17 Nisan Filistinli Tutsaklar Günü’nde İsrail’in işgali altındaki bölgelerde bulunan bütün cezaevlerindeki Filistinli tutuklular da açlık grevine gitti. İsrail cezaevlerinde halen bulunan 6 binden fazla tutuklu, işkence ve baskılara maruz kaldığı gibi, sağlık gereksinimleri yerine getirilmiyor, tecrit ediliyor ve ziyaret kısıtlamalarıyla karşı karşıya bulunuyor. Filistinli tutukluların durumuna dikkat çekmek için Kızılhaç’ın düzenlediği yürüyüşte, uluslararası topluma da silahsız insanlarla ilgili olarak sorumluluk almaları çağrısında bulunuldu.
İtalyan aktiviste korkunç infaz
BBC – 16.04.2011
Gazze’de radikal Selefi gruplardan biri tarafından kaçırılan Filistin yanlısı İtalyan gazeteci ve aktivist Vittorio Arrigoni önceki gece asılı bir şekilde bulundu.
Gazze’de radikal Selefi gruplardan biri tarafından kaçırılan Filistin yanlısı İtalyan gazeteci ve aktivist Vittorio Arrigoni önceki gece asılı bir şekilde bulundu. 36 yaşındaki Uluslararası Dayanışma Hareketi (ISM) üyesi aktivisti rehin alan grup, yayımladığı bir videoyla Arrigoni karşılığında, Hamas hükümeti tarafından tutuklanan lider ve üyelerinin 30 saat içinde serbest bırakılmasını talep etmişti. Hamas yönetiminin İçişleri Bakanlığı sözcüsü Ehab El Hüseyin, Arrigoni’nin “korkunç bir şekilde” kaçırıldıktan kısa bir süre sonra öldürüldüğünü söyledi. “Bu çirkin suç değerlerimizle, dinimizle ve geleneklerimizle tamamen çatışıyor” diyen sözcü olaya karışan iki kişinin yakalandığını, güvenlik güçlerinin diğer sorumluları da aradığını belirtti. Hamas yönetimi, bu son kaçırma olayına kadar Gazze’de son üç yıldır rehin alma tehdidini ortadan kaldırmıştı.
Gazze’ye ilk kez 2008’de gelen ‘Viktor’ adıyla tanınan Arrigoni, 2009’da İsrail’in Dökme Kurşun Operasyonu sırasında yaralanıp tedavi görmüştü. Eylemi gerçekleştiren grubun lideri Ebu El Velid El Makdisi, geçen ay Hamas tarafından tutuklanarak cezaevine kondu. Örgüt, Hamas’ı ılımlı olmakla suçluyor.
Irak
Irak’ta mezhep saldırısı: 10 ölü
NTV – 12.04.2011
Mezhepler arasında toprak çatışmalarının yaşandığı bölgedeki saldırı da aynı aileden 10 kişi öldü, 4 kişi yaralandı.
Suriye ve Bahreyn’deki çatışmaların bölgede mezhep çatışmalarını körükleyeceği yönünde kaygılar artarken, Irak’ta da Şii bir aileye saldırı düzenlendi. Saldırıda kadınların da aralarında olduğu 10 kişi öldü.
Irak’ın Diyala bölgesinde 2003 işgali sonrasındaki mezhep çatışmalarında evlerini terk eden ve 2010 yılında da geri dönen Şii bir aileye bombalı saldırı düzenlendi.
Saldırıda, aynı aileye mensup 10 kişi ölürken 4 kişi de yaralandı. Ölenler arasında biri hamile 3 kadının da bulunduğu belirtildi.
İngiliz askerlerinden Irak’ta işkence skandalı
Star – 18.04.2011
ABD askerlerinin Afganistan’da çekilen işkence görüntülerinin ardından bu kez de Irak’taki İngiliz askerlerinin, Iraklı bir sivile sorgusu sırasında işkence uyguladıkları ortaya çıktı.
İngiliz Savunma Bakanlığı, İngiliz askerlerinin, 6 askerin hayatını kaybettiği bir olaya ilişkin gözaltına alınan bir sivile işkence uyguladıklarını gösteren video hakkında soruşturma başlattı. Söz konusu görüntülerde ölen arkadaşlarının intikamını almak isteyen askerlerin feci şekilde dövdüğü sivilin kanlar içindeki kırılan çenesinin de resmen sallandığı görülüyor. Daily Mail’in, ordu içindeki bir kaynaktan aldığını belirttiği videonun “Red Caps” olarak bilinen 6 İngiliz Ordu Polisinin 2003’te öldürülmelerinin ardından olayı soruşturan bir asker tarafından çekildiği aktarıldı. Görüntüleri gazeteye ileten kaynağa göre bir dakikalık bu video, öldürülen Red Caps askerlerinin 2003’teki soruşturmasına katılan bir SAS timinden üç istihbarat askerinin karıştığı yaklaşık bir saat uzunluğundaki videonun sadece bir kısmı. Kaynak, videonun Majar El Kebir kentinin ana caddelerinden olan 6. Yol’da çekildiğini belirtiyor. 6 Red Caps askeri de 2003’te burada öldürülmüş, ardından kente gönderilen SAS timi birçok eve baskın düzenlemiş, birçok aile dövülmüş ve zorla evlerinden çıkartılmıştı. SAS askerleri daha sonra ailelere tazminat ödenmişti. DAILY MAIL
Afganistan – Pakistan
Taliban, Türkiye’de büro açıyor
Hürriyet – 12.04.2011
Ankara’nın, Afganistan’da barış sağlanması amacıyla başlatılacak görüşmelere katkıda bulunmak için Taliban’ın Türkiye’de büro açması fikrine olumlu baktığı ve bu konuda gerekli hazırlıkları başlattığı bildirildi.
Associated Press’in haberine göre, Dışişleri Bakanlığı’dan bir yetkili, henüz ne Taliban’ın Türkiye’de büro açması için resmi bir başvuru olduğunu, ne de Ankara’nın barış görüşmelerine ev sahipliği yapması gibi bir öneride bulunulduğunu belirtti.
Ancak yetkili, böyle bir talep gelmesi halinde Türkiye’nin bu konuyu değerlendireceğini ifade etti.
Ajansa konuşan Afgan yekililer ise Ankara’nın, söz konusu büronun açılması için gerekli hazırlıklara başladığını söyledi.
Afgan hükümeti tarafından kurulan barış konseyi üyelerinden Arsala Rahmani, Taliban bürosunun açılmasının zaman alınacağını da sözlerine ekledi.
Rahmani, Afganistan eski Devlet Başkanı ve Afgan Yüksek Barış Konseyi Başkanı Burhaneddin Rabbani’nin geçtiğimiz ay Türkiye’ye yaptığı ziyaret sırasında bu konuyu görüştüğünü belirtti.
Rahmani, “Türkiye hayır demedi… Bu, Afganistan’daki sorunun çözülmesi için önemli bir konu. Taliban’ın dünyayla yüz yüze konuşabilmesi için siyasi bir adresinin, yerinin olması önemli. Geçmişte de söyledik, belli bir adres olmadan bu sorunu çözmek zor olur” diye konuştu.
KARZAİ DE YEŞİL IŞIK YAKMIŞTI
Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai de geçtiğimiz Aralık ayında İstanbul’da gerçekleştirilen Türkiye-Afganistan-Pakistan Üçlü Zirve Toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, Taliban’ın Türkiye’de büro açması fikrine destek vermişti.
Liderleri Pakistan’ın güneybatısında gizlenen Taliban’ın içindeki radikal kesimler, yabancı güçler Afganistan’dan çekilene dek Kabil’le masaya oturulmasına karşı çıkıyor.
Pakistan Devlet Başkanı Ali Asıf Zerdari’nin bugün gerçekleştireceği Türkiye ziyaretinde de Afganistan konusunun ana gündem maddelerinden birini oluşturması bekleniyor.
ABD kendi askerlerini vurdu!
Akşam – 12.04.2011
İşgal ettiği ülkelerde yüzbinlerce sivili katleden ve daha sonra da yanlışlık oldu bahanesine sığınan ABD bu sefer kendi askerlerini öldürdü. Pentagon şaştı kaldı.
Afganistan’ın güneybatısındaki Helmand bölgesinde 2 Amerikan askerinin, ABD’ye ait pilotsuz uçağın açtığı ateşte öldüğü bildirildi.
Amerikan ordusundan bazı yetkililer, ilk kez böyle bir olayın meydana geldiğini belirtti.
ABD Savunma Bakanlığı Pentagon, denizciler Jeremy Smith (26) ve Benjamin Rast’ın (23) ölümünün araştırıldığını belirtirken, adının açıklanmasını istemeyen bir askeri yetkili ise, askerlerin düşman ateşinde öldüğünü ifade etti.
Afganistan’da ortak üsse Taliban saldırısı: 9 ölü
Taraf – 17.04.2011
Afganistan’ın doğusundaki bir askerî üsse düzenlenen intihar saldırısında dört Afgan askeri ve milliyetleri henüz belirtilmeyen beş NATO askeri öldü.
Afganistan’ın doğusundaki bir askerî üsse düzenlenen intihar saldırısında dört Afgan askeri ve milliyetleri henüz belirtilmeyen beş NATO askeri öldü. Nangarhar bölgesindeki sağlık yetkilisi Muhammed Şerzad, saldırıda yaralananlar da olduğunu söyledi. Yetkililer, asker üniforması giyen ve üzerinde patlayıcılar bulunan saldırganın, Celalabad kentinin batısındaki Afgan ve NATO birliklerinin ortak kullandığı üssün girişinde bombaları patlattığını belirtti. Saldırının sorumluluğunu Taliban militanları üstlendi
Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu Bülteni, 18 Nisan 2011
İletişim: www.kureselbak.org, kureselbak@gmail.com; 00905362196341
