3 Mayıs 2017 – Edebiyat Atölyesi VIII. Dönem XII. Kitabı

0
Want create site? Find Free WordPress Themes and plugins.

EDEBİYATTA BARIŞ ATÖLYESİ

Konusunu ‘Antik Çağ Yazınında Savaş ve Barış’ olarak belirlediğimiz VIII. Dönem Edebiyatta Savaş ve Barış Atölye’sinin 3 Mayıs Çarşamba akşamki son oturumunda Asuman Kafaoğlu Büke, Ovidius’u (MÖ 43 – M.Ö.17) tanıttıktan ve yaşadığı dönemi anlattıktan sonra, Aşk Sanatı’nı Atölye katılımcılarının değerlendirmesine açtı.

Ovidius Roma yakınlarında (Sulmo) bugün Sulmona’da, asker kökenli, varlıklı bir ailenin çocuğu olarak doğar. Romalı edebiyatçıların çoğu gibi o da taşralı. Doğduğu yıl, Sezar (M.Ö.44), bir yıl sonra da Cicero öldürülür. Antonius ile Oktavian arasındaki tarihin en kanlı savaşlarından biri olan Aktium Savaşı (M.Ö.31) sürmektedir. O çağın çocukları gibi, o da Roma’ya hukuk ve retorik okumaya yollanır. O dönemde retorik Roma eğitim sisteminin en son aşamasını ve en önemli bölümünü oluşturuyor, öğrenciler hukuk konularında kurallara uygun konuşmayı, hitabet sanatını öğreniyorlar. Kendisini tanımış olan Seneca (İÖ 55-İS 37) onunla ilgili olarak, biçimsel tartışmalardan hoşlanmadığını, psikoloji ve etik konularını yeğlediğini yazar.

Eğitimine Atina’da devam eder. Anadolu’da uzun süre kalır, Sicilya’da yaşar. Yunanistan ve Anadolu gezilerini, manzara betimlemeleri ve mitolojik konuları ele alan şiirlerinde yazar. O dönemde, Roma edebiyat çevresi çok canlıdır. Vergilius iki büyük eserini yazmış, Aeneas üzerine çalışıyordur, Horatius ünlü bir şairdir ve Latince en gelişmiş halini almış, değerli ürünler ortaya çıkmıştır.

Ovidius şiire doğal bir şekilde başlar; ‘Ağzımdan ne laf çıksa, dizeler halinde çıkıyor’ der. Roma’nın en ünlü şairi olur. Vergilius’a hayranlık duyar ama onunla hiç karşılaşma fırsatı olmaz. Kendinden önceki büyük şairlerden, Vergilius, Tibullus ve Horatius, Augustus’un özendirdiği ‘resmi’ ahlak anlayışına uygun şiirler yazanlardan farklıdır. Amores (Aşklar) adı altında topladığı ilk düşünsel şiirlerini yazarken bir yandan da aşk şiiri ile alay eder.

Bugün kaybolmuş ama çağında önem verilmiş bir eser yazar; Helene, Dido, Klytemnestra, Elektra gibi mitolojik kadın kahramanların ağzından sevgililerine, kocalarına yazılmış mektuplar kaleme alır. İlginç ve kadın açısını veren önemli bir eserdir ortaya çıkan; kadınlar ne hissettiler, neden yaptılar yaptıklarını. Ovidius, her zaman kadını anlamaya çalışan, kadın ruhuna ilgi duyan bir şair olur.

Oyunlarnın bir bölümü kayıp olmakla birlikte, Fasti’de (Şenlikler) yılın her ayı için yazılmış 12 kitaptan oluşan (bugüne sadece altısı kamış olan) eserinde, belki de imparatorun gözüne girmek için, İmparatorluk ailesine övgü, yurtseverlik gibi, diğer eserlerinde olmayan temaların eklendiği, Augustus’un resmi edebiyat programına uygun ulusal şiirler kaleme alır.

Bugün en sevilen ve okunan eseri, 8 yılda tamamladığı Metamorfozdur (Dönüşümler). Tanrıların, tanrıçaların kılık değiştirip baştan çıkarma hikayeleri, mitoloji konusunda ne denli bilgili olduğunu gösteren bir başyapıta dönüşür.

Ovidius Elba adasındayken imparator Augustus tarafından Roma’ya çağrılır, imparatorun özel mahkemesinde devlete ihanet suçuyla yargılanır ve Karadeniz sahilinde Tomi’ye (Bu günkü Köstence) sürülür. Cezanın bir nedeni Aşk Sanatı olduğu sanılmaktadır ama başka, bilinmeyen ve hiç açıklanmayan bir nedeni olduğu da bilinir. Bunun bir suç değil, boşboğazlık olduğunu düşündüren bilgiler var sadece. M.S. 8 Yılında Tomi’ye doğru yola çıkar, ertesi yılın baharında oraya varır. ‘Karadeniz’den mektuplar’ adlı eserini burada yazar. Yalnızlık ve sıkıntı dolu bir dönem geçirir, yeniden, bağışlanma dileğiyle kaleme alınmış, daha kişisel ve daha içe dönük şiirler kaleme alır; eşine yazdığı şiirler dâhil, hepsi kamuya, imparatora, tüm dünyaya kendini duyurma isteğiyle yazılmış ‘kamusal’ şiirler. Ne Augustus ne de halefi Tiberius tarafında affedilmez. Sürgünde M.S. 17 ya da 18 yılında ölür.

Ovidius’un şiirleri zeka ve alay konularıyla bilinir. Diğer Latin şairleriyle karşılaştırıldığında daha az siyasetle ilgilidir. Hukuk, eğitim, sosyal konular fazla ilgisini çekmez. Genelde aşk üzerine yazar. Bunun nedeni de toplumsal düzeninin sağlam olduğu bir çağda yaşamış olması olarak gösterilir.

‘Benim aşkım bütün mitolojiyi kucaklar.’ Antik Yunanda bir din olarak yazılan, kabul edilen, tanrılarla ilgili anlatılar, ilk kez onun dilinden, Antik Roma Döneminde, mitoloji olarak anılmaya başlanır.

Aşk Sanatı M.Ö. 1.yılda yayımlanır. Baştan çıkarma ve entrika sanatı üzerine bu parlak yapıtın içeriği Augustus’un başlattığı ahlak reformlarıyla ters düşer. Didaktik bir şiirdir. Romalı şairler Propertius ve Tibullus gibi erotik şiirler yazma geleneğindedir. Okura aşk ve baştan çıkarma sanatını öğretmek için yazılmıştı.

İlk bölümde, erkeğe kadını nasıl tavlayacağı, nasıl baştan çıkaracağı öğretilir, sevgili bulmak için nereye gitmeli, bekarlara öğütler şeklinde dile getirdiği öğretmenlikler var. Kendini aşk öğretmeni olarak tanımlar. Şiirselliği yüksektir. İkinci bölümde yine erkeğe, bulunan sevgiliye neler yapılacağı, nasıl elinde tutacağı, nasıl davranması gerektiği gibi bilgiler verir. Tiyatro, şenlik, düğün gibi yerlerde bir kızın ilgisini çekmek için ne yapmalı, nasıl davranmalı, doğru zamanı nasıl seçmeli, kızın değer verdiği, saygı duyduğu insanların güvenini nasıl kazanmalı, erkeğin, kendi bedebine nasıl dikkat etmesi gerektiği, bakımın önemi vurgulanır. Erkeklere çok fazla hediye vermemeyi , arada gizli ilişkilerini saklı tutmalarını, gerekirse yalan söylemelerini öğütlüyor.

Üçüncü bölüm kadınlara yönelik yazılmıştır. Kadınlara çekici olma, erkeğin aklını başından alma, ayartma gibi, ikibin yıl önce yazılmış olsa da, ‘bugün de geçerliliğini sürdüren’ teknikler öğretir. ‘Doğum gününü unutma, elbisesini düzelt, tozunu silk, toz olmasa da… hiçbir zaman yaşını sorma. Bırak seni özlesin ama çok uzamasın ayrılık.’

İlk kitap Venüs’e, ikinci kitap Apollon’a adanır. . İkarus’un hikayesini anlatarak başlıyor. Ovidius. Yüzeysel görünmekle birlikte derin bir psikolojik anlamları olan öğütler bunlar. Roma döneminde, kadın erkek ilişkilerinin yerine oturması için çok önemli bir metin. Toplumsal yönü de bir o kadar önemli. Çağdaş aile ortamı, modern ikili ilişkiler temelinde bakınca, siyasi olmasada yerine oturması açısından önem taşıyan bir metin. Aile ilişkisi de bu yönüyle zaten politik. Daha önceki çağların kadını ezen yaklaşımına karşı bir duruş. Kadınların elde edilişinin en büyük oranının tecavüzle olduğu bir dönemin yazarı Ovidius. Antik Yunan’da kadına tecavüz suç oluşturmazken, Roma’da, kölelerin dışınfdaki kadınlara tecavüz suç kapsamına alınıyor. Aşk ve evlilikte karşılıklı ve eşit ağırlıklı bir düzen öngörmesi, oldukça ileri bir yaklaşım. Adeta uygarlığın temelini oluşturacak bir duruş.

Yeterince ciddi olmadığı için eleştirilip küçümsense de, 19. ve 20.yy’da Vergilius’un çok altında değer verilmiş olsa da, toplumsal açıdan ve sosyal sınıflanmanın şekillenmesi açısından Vergilius’tan daha önemli. Klişe görünen konuları espriyle ele alması da oldukça özgün. Ortaçağ Avrupa’sı üzerinde çok etkisi olan bir şair. Ortaçağ şiirlerinin bir bölümü, Ovidius kopyaları olarak kabul edilebilir. Hatta Alman ortaçağ düşünürü ‘aetas Ovidiana’ (Ovidius Çağı) diye adlandırır 11.yüz yılı. 1497’de Floransa’da tüm eserleri topluca yakılır, yasaklanır. İngiltere’de 1599’da, 1930’da da ABD’de yasaklanır.

Ancak, Ovidius aşkı askeri düzene benzetir. Erkek hiç sorgulamadan savaşır, erkek aynı şekilde hiç sorgulamadan kendini kadına devrederse, mutluluğunu garantiler. ‘Ama şimdi rütbeler veriyoruz geceki maceralara, yüksek fiyatlar biçiyoruz, ağza alınmaya değer ne varsa!’,’Öfkesi zirvedeyken, başlıca düşmanın kesilmişken, ateşkesi yatakta ara, hemen boyun eğecektir. Ahenk yerleşir yatağa, atar silahlarını bir kenara.’ Barış da aşkta aranır; ‘Erkekliğinden sarfınazar etme, budur barış elde etmenin tek yolu.’

Ovidius ile bir dönemin daha sonuna geldik. İfade özgürlüğü için söylenmiş ‘Her kelimenin sonuçları vardır. Her sessizliğin de…’ cümlesindeki gibi bizler de sözümüzü söylemeye devam edeceğiz. Nefretin dipsiz bir kuyu olduğunu hiç aklımızdan çıkarmadan, dilimizi silahsızlaştırarak…Barıştan dönmenin maliyetinin çok yüksek olduğunun bilinciyle… Korkunun barışa faydasının olmadığını görerek… Bir şey mümkünse, bu da barışsa, kurmaya mecbur olduğumuzu unutmadan.

AtölyeBAK

Did you find apk for android? You can find new Free Android Games and apps.
Share.

Comments are closed.