“KCK Davası”nda aralarında belediye başkanları ve insan hakları savunucularının da bulunduğu eski DTP üyesi Kürt siyasetçilerinin yargılanmasına 13 ve 14 Ocak’ta devam edildi. Mahkemenin 15.duruşması için sabah saat 9.00’dan itibaren Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi önünde Türkiye’den ve dünyadan çeşitli kurum temsilcileri, avukatlar ve kalabalık bir halk kitlesi toplanmaya başladı. Mahkemeyi izlemek üzere çok sayıda yerli ve yabancı insan hakları örgütü yönetici ve aktivistleri de bina önündeydi. Kimlik tespiti ile başlayan duruşmada, mahkeme başkanının kimlik yoklamasına Kürt siyasetçiler “Ez li vi rim (Buradayım)”, “Amade me (Hazırım)”, “Nexweş (Hasta) ” şeklinde Kürtçe cevap verdiler. Mahkeme başkanı bu cümleleri “Burada” ve “Yok” diye tutanaklara geçirdi. Kimlik tespitinden sonra savcı suçları okudu. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan 7 bin 578 sayfalık iddianamede, 104’ü tutuklu 152 Kürt siyasetçisi hakkında TCK’nin ”Devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma’, ”örgüt üyesi ve yöneticisi olmak” ve ”örgüte yardım etmek” iddiasıyla 15 yıl ile ağırlaştırılmış müebbet arasında değişen hapis cezaları isteniyor. Kapatılan Demokratik Toplum Partisi’nin (DTP) 28 yöneticisi ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’in de aralarında bulunduğu 12 belediye başkanı, 2 il genel meclisi başkanı ile 2 belediye meclisi üyesi de yargılananlar arasında bulunuyor.
Daha sonra savunma için Kürt siyasetçilere söz verildi. Kürtçe konuşmaya başlayanları, mahkeme başkanı susturarak tutanaklara, “Kürtçe olduğu düşünülen bir dil ile konuşuldu” diye geçirdi. Mahkeme heyeti, Kürtçe savunmaya izin vermeyeceğini söyledi. Kürtçe savunma yapandan mikrofon alındı.
Diyarbakır’da görülen ‘tarihi davanın’ öğleden sonraki duruşmasında da mahkeme heyeti, hiçbir sanığın Kürtçe savunma yapmasına izin vermedi. Sanıkların Kürtçe kullandığı cümleler avukatlar tarafından “Müvekkilim şöyle dedi” diyerek Türkçe olarak tutanaklara geçirildi.
Kürt siyasetçilerin yargılandığı davada avukatların tahliye talebi, mahkeme heyeti tarafından reddedildi. Dava 14 Ocak Cuma gününe ertelendi.
13 Ocak Perşembe günü, Diyarbakır, Bingöl, Urfa, Dersim, Batman, Siirt, Şırnak, Hakkari, Güroymak, Nusaybin, İstanbul ve Manisa’da bir araya gelen binlerce kişi, yürüyüş düzenleyerek, Kürt siyasetçilerin serbest bırakılmasını istedi.
Diyarbakır’da DTK (Demokratik Toplum Kongresi) tarafından İstasyon Meydanı’nda düzenlenen demokratik özerklik mitingine on binlerce kişi katıldı. DTK Eş Başkanı Ahmet Türk, Kürt siyasetçilerine geri adım attırmak istendiğini belirterek, “Halkımız kimliğini, dilini ve demokratik özerkliği istiyor. Bilinmeyen bir dil demek bize ve halkımıza hakarettir. Bunu kınıyoruz” dedi. Türk’ün konuşması ardından on binlerce kişi, Kürt siyasetçilerinin yargılandığı Diyarbakır Adliyesi’ne doğru yürüyüşe geçti
14 Ocak Cuma günü duruşma saat 10.00’da yeniden başladı. Yoğun güvenlik önlemleri altından cezaevi ring araçlarıyla getirilen Kürt siyasetçilerin duruşma salonuna alınmasıyla duruşma başlarken, duruşmayı aralarında aydın, yazar ve gazetecilerin de bulunduğu 17’si yabancı, 15’i de yerli heyet ile 200’i aşkın avukat katıldı.
Siyasetçilerin avukatları savunmalarını yaptılar. Savunmalarda Kürt siyasetçilerinin Kürt halkının özgürlüğü, demokrasinin genişletilmesi için çalıştıkları için yargılandıkları söylendi. İddialara temel gösterilen hiçbir belgenin geçerliliği olmadığı eklendi ve tutukluların serbest bırakılması istendi. .
Dava kapsamında tutuksuz olarak yargılanan Abdullah Demirbaş’a sorgusu için mikrofon verildi. Demirbaş, Kürtçe “Ben de savunmamı anadilimde yapacağım” deyince mikrofonun sesi kısıldı. Mahkeme Başkanı Menderes Yılmaz, Kürtçe savunma yapmak isteyen tüm sanıkların reddetmesinin ardından tutanaklara geçirdiği, “Sanık Kürtçe olduğunu düşündüğümüz bir dilde konuştu” ifadesini Demirbaş’ın sesinin kesilmesinden sonra aynı ifadeyi tutanaklara geçirdi. Kürtçe ifade vermek isteyen Rojda Balkaş için de aynı durum tekrarlandı
Beyanların ardından mahkeme heyeti, sanıklar hakkında “kuvvetli suç şüphesi, kaçma şüphesi bulunduğu ve sanıklara isnat edilen suçun CMK 103’üncü maddesinde tanımlanan katalog suçlardan olduğunu” gerekçe göstererek, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek, duruşmayı 18 Ocak Salı gününe erteledi
BDP Diyarbakır İl Örgütü, 13 Ocak Perşembe günü Kürt siyasetçilere destek vermek için düzenlenen yürüyüşe polisin müdahale etmesi ve orantısız güç kullanmasını14 ocak Cuma günü binlerce kişinin katıldığı yürüyüş ile protesto etti.
Yıldız Önen
Küresel BAK yürütme kurulu üyesi