Rusya’nın Ukrayna’yı işgali devam ediyor.
Şimdiye kadar çeşitli kaynaklardan yapılan açıklamalara göre bine yakın sivil öldü, daha fazlası yaralandı. Rusya dün Mariupol’de çocuk hastanesini bombaladı, biri çocuk 3 kişi öldü, 17 kişi yaralandı. Birleşmiş Miletler Genel Sekreteri Rusya’yı savaş suçu işlemekle suçladı, Uluslararası Adalet Divanı Rusya hakkında soruşturma açtı.
Ukrayna halkı dişiyle tırnağı ile işgale karşı direniyor. Diktatörlerin oyun planlarını bozuyor. Dünya halkları Ukrayna’ya destek olmak için ayağa kalkıyor.
Savaş karşıtları olarak bizler mutlaka Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişimine karşı çıkmalıyız. İşgali haklı gösterecek hiçbir gerekçe olamaz. Rusya’nın işgal girişimi için ileri sürdüğü tezlerin tamamen bahane olduğu, asıl hedefin Rusya için yaşam alanı oluşturmak olduğu ortada.
Aslında Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmeyi uzun süredir, muhtemelen 15 yıldır özellikle Putin’in kafasında olgunlaştırmakta olduğu çeşitli uzmanlar tarafından analiz ediliyor. Putin çeşitli zamanlarda yayınladığı makalelerde, yaptığı konuşmalarda şu fikri açıkça söylüyor: Ukrayna Rusya’nın bir yaşam alanıdır, Ukrayna’yı bir ulus ve devlet olarak kabul etmiyoruz, Ukrayna Lenin tarafından kurulmuş yapay bir devlettir vb.
Putin’in bu milliyetçi ütopyası, büyük Rus devleti hayali şimdi hayata geçiyor. Muhtemelen sırada Belarus, Moldova, Kazakistan gibi Rus azınlıkların olduğu diğer ülkeler, sonrasında Finlandiya
glucophage Prix: Achat en Ligne Sans Ordonnance, Kafkaslar gibi komşu ülkeler var.
Putin, Ukrayna harekâtında muhtemelen kısa bir sürede hedefine varacağını düşünüyordu. İsmi o coğrafyada yüreklere korku salan ordusunun harekete geçmesiyle, Ukrayna’da halkın sineceğini, Zelensky’nin ülkeyi terk edeceğini ve dünyanın da -daha önce farklı yerlerde olduğu gibi- pek bir tepki göstermeyeceğini, böylece çok patırtı gürültü çıkmadan kendine bağlı bir yönetimi iş başına getireceğini hesaplıyordu. Fakat bu hesap şimdilik tutmadı.
Rusya silahlı gücü sayesinde böyle planlar yapıyor ve hayata geçirmeye çalışıyor. Ama bütün diktatörler gibi Rusya diktatörü Putin’in de unuttuğu bir nokta var.
Toplumlar sadece ordudan, bürokrasiden ve diktatörlerden oluşmuyor. Bir de halklar var. Ukrayna halkı elindeki her türlü imkânla şimdi işgale karşı direniyor. Rusya halkı her türlü riski göze alıp savaşa ve işgale hayır diyor. Belarus halkı, Ukrayna direnişine gönüllü katılarak destek veriyor. Rus ordusuna karşı sabotajlar yapıyor, tren yollarını keserek saldırıyı zorlaştırıyor.
Dünya halkları işgale karşı eylemler düzenliyor. Ukrayna’daki insanlara gönderilmek üzere yardımlar topluyor.
Diktatör Putin, yaptığı hareketle dünya halklarının dayanışma duygusunu açığa çıkardı. İnsanlık elbette bu savaştan zaferle çıkacak, diktatörler yenilecek, halklar kazanacak.
Marksist.org