Hrant’ın Arkadaşları Adliyeye Yürüdü Grup, Duruşma Bitimine Kadar ‘adalet Nöbeti’ Tutacak/Haberler.com – 15.11.2011
Beşiktaş Meydanı’nda birleşen grup, “Hrant için, adalet için” yazılı pankart ve “Bu dava böyle bitmez” yazılı dövizlerle davanın görüldüğü Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne yürüdü. “Cemil Çiçek, Muammer Güler, Celalettin Cerrah, öldür diyenler yargılansın”, şeklinde slogan atan grup adına Hrant’ın arkadaşlarından Ümit Kıvanç hazırladıkları mütalaayı okudu.
Haberin videosu için: http://www.haberler.com/hrant-in-arkadaslari-adliyeye-yurudu-grup-durusma-3122354-haberi/
Hrant’ın arkadaşlarının hazırladığı 11 maddelik mütalaanın bazıları şöyle;
1-Hrant’ın katilleri, suikastin çok öncesinden beri devletin kontrolü altındaki kişilerdir. Onları kullanan, yönlendiren devlet görevlilerinin cinayette katkısı, rolü vardır. Ancak araştırılmamıştır. Cinayetin nasıl işlendiğini ayrıntısıyla bilen Trabzon Emniyeti görevlileri ve amirleri bile doğru dürüst sorgulanmamıştır. Cinayet ihbarını örtbas eden Trabzon jandarması hakkında, bizzat jandarma görevlilerinin itiraflarına rağmen, gülünç bir görevi ihmal davasından öteye giden bir soruşturma yapılamamıştır.
2-Bütün bunların bir arada ve derinlemesine, ayrıntılı soruşturulması, bunun için özel bir savcı ekibinin görevlendirilmesi gerekirken buna gerek görülmemiştir.
3-Bölük pörçük ve üstünkörü yürütülen davalar birleştirilmediği gibi, yargıçlar ve savcılar, avukat taleplerini reddetme konusunda yarışa girmişlerdir. Böylece, resmi görevliler hakkında bütün soruşturma taleplerini reddeden yerel yöneticiler, savcılar ve yargıçlarla aynı safta yer almışlardır. Hepsinin birden adalete karşı çalışması hayatın doğal akışına uygun değildir, örgütsel irtibata işaret etmektedir.
4-Cinayet ertesindeki süreç, suça devlet görevlilerinin katılımını açıkça ortaya koymuştur. Katille birlikte kahramanlık pozları veren polis ve jandarmanın ceza görmeyişi, bu sürecin şüphe götürmez bir sembolüdür.
5-Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı, davanın başından beri, cinayetin aydınlatılmasından çok soruşturmanın bir noktada durması, daha derine gitmemesi için çalışmıştır. Kimse ondan hesap sormamıştır.
Grup açıklamanın ardından Rakel Dink’in de gelmesiyle duruşma bitimine kadar adalet nöbetine başladılar.
Biraz bekleyin
Taraf – 15.11.2011
DİNK davasında Savcı Usta ‘mânâlı’ konuştu: Karanlık aydınlanacak, bekleyin. Avukatlar: Karanlığı aydınlatacak olan savcı ‘Bekleyin’ diyor.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesi hakkındaki davada dün önemli bir gelişme yaşandı. Adlî Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesi’nin, tutuklu sanık Yasin Hayal’in “cezai ehliyetinin tam olduğu” yönündeki kararı mahkemeye ulaştı.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuklu sanıklar Erhan Tuncel ile Yasin Hayal getirildi. Dink’in eşi Rakel Dink, kızı Delal Dink ve kardeşi Hosrof Dink de duruşmaya katıldı. Duruşma, Mahkeme Başkanı Rüstem Eryılmaz’ın dava dosyasına gelen evrakları okumasıyla başladı. Olay yerine ait kamera kayıtlarıyla tutuksuz sanık Osman Hayal’in biyometrik fotoğraflarını karşılaştırılan Adlî Tıp Kurumu’ndan gelen yazıda, verilerin yetersiz olduğu belirtildi.
Savcıdan tartışmalı sözler
Daha sonra konuşan Savcı Hikmet Usta, bir önceki duruşmada verdiği esas hakkındaki mütalaasını aynen tekrarladı. Usta, “Mütalaayla hiçbir davanın bitirilmesi gibi bir durum ortaya çıkarılamaz.
Tuncel’den yalan makinesi talebi
Doğan Haber Ajansı – 14.11.2011
Sanıklar Erhan Tuncel ve Yasin Hayal’in kaçma şüpheleri olduğu gerekçesiyle tutukluluk hallerinin devamına karar veren Mahkeme duruşmayı 5 Aralık’a erteledi. Sanıklardan Erhan Tuncel, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e mektup yazdığını belirterek “Ceza yasasında yalan makinesi yok ama emniyette var. Bunlar cüzi rakamlarla alınabilir. Devlet bu cinayeti çözmek istiyorsa, beni yalan makinesine oturtsun ben 3 saatte çözerim. Ben bu durumu Cumhurbaşkanı’na yazdım. Adalet Bakanı’na da buradan sesleniyorum” dedi.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin davanın 21. duruşması bugün görüldü. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuklu sanıklar Erhan Tuncel ile Yasin Hayal getirildi.
AVUKAT EDA SALMAN: “TİB KAYITLARI SİLİNMEMESİ İÇİN KARAR ALINSIN
Müdahil avukatlarından Eda Salman, TİB’deki kayıtların yasalar gereği 5 yıl sonrasında silindiğini belirterek “Bu durumda bu davayla ilgili kayıtlar 64 gün sonra silinecek. Mahkemenin, TİB’deki kayıtların muhafaza altına alınmasını sağlamasını ve kayıtların silinmemesi için tedbir kararı vermesini talep ediyoruz” dedi.
AVUKAT ÇETİN: “TİB’İN KAYITLARI SAKLANIYOR”
Avukat Fethiye Çetin de, TİB’in söz konusu kayıtları herkesten sakladığına dikkat çekerek, “Ankara Kumrular Sokak’taki patlama ve Güngören patlamasında failler MOBESE kameraları ve TİB kayıtlarıyla bulundu. Ama bu davada elimizde görüntüler olduğu halde, şahısların kimliğine ulaşamıyoruz” diye konuştu.
Avukat Bahri Belen de, toplanması gereken deliller olduğunu düşündükleri için mütalaaya karşı bir şey söylemeyeceklerini belirtti.
SAVCI USTA: “MÜTALAA İLE HİÇBİR DAVANIN BİTİRİLMESİ GİBİ BİR TUTUM ORTAYA ÇIARILAMAZ”
Taleplere ilişkin görüşü sorulan Savcı Hikmet Usta, bir önceki duruşmada mütalaa sunulurken müdahil avukatlarının salonu terk ettiğini hatırlatarak bu konuda bir açıklama yaptı. Bu davranışla “Olumsuz bir tutum takınıldığınıö ifade eden Savcı Usta, “Mütalaa ile hiçbir davanın bitirilmesi gibi bir tutum ortaya çıkarılamaz. Çünkü böylece belki davaya yeni bir safha açılmış, taraflara yeni bir değerlendirme imkanı sunulmuşturö dedi. Kimsenin umutsuzluğa kapılmasını istemediğini belirten Savcı Usta, “Devletimize güvenmek zorundayız. Devletimiz hasım ilan edilemez. Katil varsa, azmettirici varsa bu ancak gerçek kişi olabilir. Masumiyet karinesi de unutulmamalıdır. Hakkımızı yasal olarak aramalıyız. Sanırım bu davanın maktulü de böyle düşünürdü. Hakikat asla gizlenemeyecek bir gerçektir. Karanlık noktalar aydınlatılacaktır. Kimse merak etmesin” diye konuştu.
Bunun üzerine konuşan Avukat Bahri Belen, tavırlarının savcıya yönelik olmadığını belirterek “Devlet yurttaşlarının adil yargılama hakkı, düşünce hakkı gibi haklarını güvence altına aldığında hukuk devletidir. Bunları tek taraflı koruduğunda meşruiyetini kaybeder” dedi.
SANIK TUNCEL: “CUMHURBAŞKANINA MEKTUP YAZDIM”
Sanıklardan Erhan Tuncel de, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e mektup yazdığını belirterek “Ceza yasasında yalan makinesi yok ama emniyette var. Bunlar cüzi rakamlarla alınabilir. Devlet bu cinayeti çözmek istiyorsa, beni yalan makinesine oturtsun ben 3 saatte çözerim. Ben bu durumu Cumhurbaşkanı’na yazdım. Adalet Bakanı’na da buradan sesleniyorum” dedi.
DAVA ERTELENDİ-
Duruşmaya yaklaşık 1 saatlik ara verdikten sonra kararlarını açıklayan Mahkeme, TİB’ten sinyal bilgilerini bildirmesini istedi. Sanıklar Erhan Tuncel ve Yasin Hayal’in kaçma şüpheleri olduğu gerekçesiyle tutukluluk hallerinin devamına karar veren Mahkeme duruşmayı 5 Aralık’a erteledi. Mahkeme, mütalaaya ilişkin görüşlerini bildirmesi için müdahil ve sanık avukatlarına 5 Aralık’taki duruşmaya kadar süre verdi.