15 Nisan 2013 – Edebiyat Atölyesi IV. Dönem Onikinci Kitap – İstanbul

0
Want create site? Find Free WordPress Themes and plugins.

2895-Koleksiyoncu‘Sinemaya uyarlanmış edebiyat eserlerinde savaş ve barış’ Atölye’sinin on ikinci kitap/filmi olan Koleksiyoncu’yu Yıldız Önen (John Fowles basım yılı 1963)ve Alev Yapışkan- Tahmaz(yönetmen William Wyler çekim yılı 1965)tanıttı ve tartışmaya açtı.      Koleksiyoncu aristokrat sınıflı toplum bilincinin egemen olduğu İngiltere’de geçiyor. ‘Ondan o kadar üstünüm ki! Soyluluğumun gereği. O çirkinliğin ta kendisi.’ ‘Sanki onu ve sefil, çürük, dikiş tutturamamış yaşamını umursuyormuşum gibi oluyor.’ ’Benim sınıfımdan değil.’ Roman bu sınıfsal baskı altında kalmış, silik, yaşama ve çevresinde gelişen olaylara duyarsız, suçunun bilincinde olmayan, psikopat bir belediye çalışanının, büyük bir ikramiye kazanarak zenginleşmesi sonucunda, paranın verdiği güçle iktidarını, bir mahzende tutsak ettiği canlı, yaşamı kullanan, çağının bilincinde genç bir kız, bir sanat öğrencisi üzerinde nasıl kullandığını anlatıyor.  Korkunç koleksiyoncuyu hayata bağlayan tek şey kelebek koleksiyonu ve yalnızca bunu yaptığında gücün ve kontrolün kendi eline geçtiğini hissediyor. Tutsak ettiği sanat öğrencisini de bir koleksiyon malzemesi gibi korumak, elinin altında tutmak ve istediği zaman seyredebilmek istiyor. Ancak insani değerleri ve yaşamla bağları güçlü kız, koleksiyoncunun amacına, kendi değerleri çerçevesinde ve yöntemleriyle direniyor.

Koleksiyoncu onun dünyayla bağını keserek en büyük işkenceyi yapıyor. ‘ Eski dünyayla bağlantıyı kapatmak. Gazete, radyo, televizyon vermemek… Dünyanın artık var olmadığı duygusuna kapılıyorum.’

Romanda cahil ile aydının hayata bakışı sergileniyor, azınlığı baskısı altına alan çoğunluğun acımasızlığı anlatılıyor. Kitap, hem iktidarın ve hem de parasal servetin, bu güçleri adil olarak kullanma yetisine sahip olmayanların eline geçmesinin tehlikelerini vurguluyor. Ve ona karşı direnenleri, ‘Umudunu yitirmeyen küçük bir gurupla başladı her şey.’

Kitap Atölye okuyucularını, ahlaki kaygılarla baskı altına aldığımız yabanıl doğallığımız içinde, aslında neyi nereye kadar haklı ve geçerli bulabileceğimiz gerçekliğiyle yüzleştirdi. Yalnızca kendimize göre haklı olan bir tutku adına yapabileceklerimizin ne kadar ikna edici ve masum olabildiğini düşündürdü.

İçimizdeki ‘iktidar’ ve ‘teslim olma’ isteğinin hangi şartlarda ortaya çıkabileceğini tartıştık. İki ayrı sosyal sınıfın birbirine yakınlaşma çabalarının, aslında alt sınıfın üst sınıfa yaranma, üst sınıfın ise öğretmenlik kisvesine bürünerek ‘yığınları’ mümkün olduğunda kendisinden uzak tutma kaygısından başka bir şey olmadığını, seçkinci bakış açısını irdeledik.

Silik, umursamaz, ilgisiz çoğunluğu simgeleyen erkek karaktere karşın, güçlü bir iradeye sahip genç kadın karakterin insancıllığını, barışçıllığını, dönüşüm sancılarının anlatılarını  beğeniyle okuduk. ‘Birini tanımak, ister istemez o kişiye yakınlaştırıyor insanı.’ ’Şiddetin anlamı yok.’ ‘Canlı olan, dürüst ve özgün olmaya çalışan her şeyin sırtına çıkıyor ve eziyorsun.’ ‘Yeni Kitle, eskilerin parası yoktu bunlarınsa ruhları.’

Yazarın düşüncelerini, topluma uyum göstermeye direnen ve böylece şansın hayatı üzerindeki etkisini sınırlayan ‘gerçek insan’ anlayışını, tutsaklık hikayesindeki  barışçıl bir dille anlatmasını beğendik. ‘Yaşamdaki tek amacı düzgün olabilmek. Biz doğmadan önce doğru ve iyi olarak belirlenmiş her şeyi yerine getirmeye çalışıyor.’

‘En güzel şeyler parayla ilişkisiz. Para dünyasında yaşamıyorlar.’ ‘Kendi yaşadığı ve gördüğü dünyadan başkasına inanmıyor. Hapiste olan asıl kendisi; iğrenç daracık dünyasında…’ ‘Bazen gerçek olmadığım duygusuna kapılıyorum… Zeki bir yüze bakmam gerek.’ ‘Başka insanların ihtiyacıyla yanıp tutuşuyorum. ‘Ölmek istemiyorum çünkü geleceği aklımdan çıkaramıyorum… Tarih boyunca en az ölme arzusu duyulacak bir çağda yaşıyorum…Çağımı çılgınca seviyorum.’ Zekaya tecavüz. Paralı yığınların, Yeni Kitle’nin tecavüzü…’

Okurken uzun süre cezaevlerinde tutsak edilen, hücre cezasına uğratılmışların duygularını çok iyi anlayabileceğimiz bu kitabı edebiyatta barışa iyi bir örnek olarak değerlendirdik.

Atölye’ye aşağıdaki küçük değişiklikle devam ediyoruz:

levitra

Did you find apk for android? You can find new Free Android Games and apps.
Share.

Comments are closed.