HDP Eşgenel Başkanı Pervin Buldan, bir soruya yanıt verirken, AKP-MHP’nin başını çektiği ittifakın çatlakları olduğunu söyleyip şöyle devam ediyor: “Oysa Millet İttifakı böyle değil. Çok güçlü bir ayak üzerine kurulmuş bir ittifaktır. Dolayısıyla bu ittifakın daha da büyümesi ve çeperinin daha da genişlemesi gerektiğini düşünüyorum.”
Hakkını yememek gerek, Buldan sadece bir seçim ittifakından bahsetmiyor, HDP’nin 1 Haziran’da gerçekleştirdiği mücadele sürecinden de söz ediyor. Ama Millet İttifakı’nı oluşturan partilerin tabanında güçlü bir demokrasi bloğu duygusunun olduğunu söylediğinde yanılıyor.
HDP’li arkadaşlarımız söz konusu olan Millet İttifakı’nın ömrünü uzatmak olduğunda, gerçeği önemli ölçüde eğip büküyorlar. Tüm gelişmelerin merkezine, AKP-MHP koalisyonundan kurtulmak için geniş muhalefetin seçim ittifakı stratejisi oturtulduğunda, Akşener’den Karamaollağulları’na kadar geniş bir ittifak kurma ve bu ittifakı koruma çabası belirleyici oluyor.
Bu yüzden CHP, muhalefeti çekip çevirmesi gereken ama bu arada elbette kendisini de değiştirmesi gereken bir umut merkezi halini alıyor.
Mevcut korku imparatorluğu göz önüne alındığında, seçime endekslenmiş bir ittifaka dört elle sarılmak anlaşılır. Fakat anlaşılır olması doğru olduğu anlamına gelmiyor.
Çünkü, Buldan’ın iddiasının tersine, Millet İttifakı’nı oluşturan partilerin hepsi-kuşkusuz HDP dışında-bazı yerli ve milli öğeleri sahiplendikleri ölçüde iktidar karşısında çaresiz kalmalarına neden olan bir milliyetçiliğin içindeler.
İktidar, Mavi Vatan tezi etrafındaki deniz politikasını, Yunanistan’la denizlerde gerilim yaşamayı, partiler üstü bir beka meselesi olarak anlatıyor. Örneğin “Ayasofya’da ibadet etmeyi, dua etmeyi ben de istedim. Ancak maalesef olmadı. İnşallah ilk fırsatta ziyaret edeceğim.” diyen Akşener. Aynı Akşener geçen sene de “İYİ Parti olarak bugüne kadar yaptığı yanlışları not ettiğimiz iktidarın bugünkü tavrının arkasında olduğumuzu buradan ilan ediyoruz” diyerek iktidarın Akdeniz politikasına onay vermişti.
İktidarın bir dizi sınırötesi operasyonuna destek veren CHP de hakeza.
İstanbul Sözleşmesi konusunda, Ayasofya konusunda iktidarmış gibi tutum alan Saadet Partisi’ni de ekleyince Pervin Buldan’ın dediği gibi olmadığını, Millet İttifakı’nın hiç de güçlü temellere sahip olmadığını görmüş oluruz.
Bize, sahte temellerde inşa edilen seçim ittifakları değil, şu temel perspektif etrafında, aşağıdan inşa edilecek bir eylem bloğu gerekiyor. ABD’de ırkçılık karşıtı siyah ve beyazların hareketinin, Lübnan’da yoksulların mücadelesinin, Belarus’ta kadınların ve işçilerin yığınsal eylemlerinin, Tayland ve Hong Kong’da kitlelerin gösterdiği budur. Değişim, milli beka kaygısını partiler üstü olarak görüp devletmiş gibi tutum alan partilerin sahte seçim ittifaklarıyla değil, kitlelerin en somut talepleri için aşağıdan kurdukları eylem ağlarının milyonlarca insanın öfkesine köprü olabilmesiyle yaşanacak.
Bugünlerde hep birlikte şu somut konularda adım atmaya çalışıyoruz:
• Patronlardan çok patronları düşünenlere,
• Irkçı ve milliyetçi söylemleri günlük siyaset yapma tarzı olarak kullananlara,
• Göçmenlere yönelik pazarlıkçı uygulamalara,
• İklimi ve gezegeni mahveden ekoloji politikalarına,
• Cinsiyetçi bakış açısına,
• LGBTİ+ fobisine ve tüm sağcı uygulamalara,
Öfke duyan herkesi birlikte antikapitalist bir alternatifi tartışmaya, inşa etmeye davet ediyoruz.
İşçi sınıfının her düzeyde birliğini savunan, Kürtleri ve göçmenleri savunan, kadın ve LGBTİ+ haklarını savunan, iklim krizine karşı mücadele eden bir antikapitalist bloğu birlikte inşa edelim.
Şenol Karakaş
İmza atmak için bu linke tıklayabilirsiniz: https://forms.gle/VY9hkXkxQApkCKWr6
İmza listesine şu linkten ulaşabilirsiniz: https://bit.ly/imzalistesi
İletişim: antikapitalistblok2020@gmail.com
(Sosyalist işçi)