AKKUYU, SİNOP FUKUŞİMA OLMASIN!
NÜKLEER FELAKETTİR, NÜKLEER CİNAYETTİR!
NÜKLEER SANTRALLERE HAYIR!
Japonya’da dünyanın en büyük nükleer felaketi yaşanıyor. Japon halkı önce deprem ve tsunamiyle, ardından Fukuşima nükleer santralindeki patlamalar ve radyasyon kirlenmesiyle ağır bir darbe aldı. Yakınlarını kaybeden, evinden yurdundan olan, yaşadıkları kentler boşaltılan ve radyoaktif kirlenme tehlikesiyle iç içe yaşamak zorunda kalan Japon halkının acısını ve endişesini paylaşıyor, dayanışma duygularımızı iletiyoruz.
Yaşanan bu kaza Çernobil felaketinin tam 25. yılında Çernobil’den kat be kat büyük bir nükleer faciaya dönüşüyor. Fukuşima felaketi nükleer enerjinin ne kadar tehlikeli ve öngörülemez risklerle dolu olduğunu bir kez daha gösterdi. Yıllardır yeni Çernobiller olmasın diye uyarıyorduk. Yeni nükleer santraller yapılmasın, var olan bütün reaktörler kapatılsın diyorduk. Bize hayalci diyorlardı. Çernobil’in sonuçlarını küçümsüyorlar, bir daha olmaz sanıyorlardı.
Oysa nükleer enerjinin tarihi yüzlerce kazayla doludur. İster Çernobil gibi insan hatasıyla, isterse Japonya’daki gibi doğal bir afetin tetiklemesiyle olsun, nükleer reaktörler her an benzer bir felakete yol açma potansiyeline sahiptir. Bu tehlikeden kaçınmanın tek yolu nükleer santrallerden tamamen kurtulmaktır. Bu gerçeği anlamak için daha kaç Çernobil’e, daha kaç Fukuşima’ya ihtiyacımız var?
Japonya’daki nükleer cinayet, atom çağının sonuna gelindiğini gösteriyor. Çernobil’den sonra zaten yeni reaktör yapımı azalmış, dünyadaki nükleer reaktör sayısı düşmeye başlamıştı. Fukuşima felaketinden sonra Almanya, Fransa, ABD, İsviçre, Çin, Venezüella, hatta Türkiye’ye nükleer reaktör kurmak isteyen Rusya nükleer enerji programlarını gözden geçirmeye karar verdiler. Bütün dünya nükleerden kaçış yollarını arıyor. Dünya enerji tasarrufuyla, verimli teknolojilerle ve yenilenebilir enerjiyle hem fosil yakıtlardan, hem de nükleer tehlikeden kurtulabileceğini anlamaya başlıyor.
Türkiye’de ise hükümet ne yazık ki nükleer yangına körükle gidiyor. Başbakan Erdoğan, Enerji Bakanı Yıldız ve Çevre Bakanı Eroğlu Japonya’daki faciayı küçümseyici açıklamalar yapıyor, nükleer patlamayla tüp gaz patlamasını birbirine karıştırıyor, nükleer sevdaları uğruna halkı yanıltıyorlar. Dünyanın nükleer teknolojiyi en fazla kullanan ülkelerinden biri olan Japonya’nın bile aynı anda 4 reaktörün birden kontrolden çıkması karşısında çaresiz kaldığını görmezden gelip, Rusya’nın Akkuyu’ya yapacağı reaktörün daha güvenli olduğu yalanını söylüyorlar.
Hükümet derhal nükleer enerjiden vazgeçtiğini açıklamalıdır. Akkuyu’da, Sinop’ta ve ülkenin her yerinde nükleer enerji istemeyen halka ve nükleer karşıtlarına meydan okumaktan vazgeçmelidir. Hükümet facianın büyüklüğünü kavrayamadan yaptığı aceleci açıklamalardan ve panik içinde aldığı Mayıs ayına kadar Akkuyu’ya kazma vurma kararından derhal geri adım atmalıdır. Hükümeti Türkiye’yi soktukları bu yıkıcı nükleer maceradan yol yakınken vazgeçmeye çağırıyoruz.
Bizler, nükleerin felaket, nükleer santrallerin ise cinayet olduğunu düşünenler, nükleer enerji çılgınlığına karşı tüm yurttaşlarımızı sürekli eyleme çağırıyoruz.
Akkuyu’ya, Sinop’a, Türkiye’nin ya da dünyanın herhangi bir yerine nükleer santral istemiyoruz.
Yaptırmayacağız.
Akkuyu, Sinop Fukuşima olmasın!
26 Nisanda, Çernobil’in yıldönümünde yeniden sokaklarda olacağız!
Ümit Şahin
19 Mart 2011