BDP’li Demirtaş: KCK davasında mahkeme değil, devlet karar vermeli/CİHAN-02.08.2011
Diyarbakır Adliyesi 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam KCK/TM davasını izlemek için gelen BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, mahkemenin tıkanmasının en büyük nedeni anadil olduğunu iddia etti. Avukatlarla ilgili yaşanan krizi görmezden gelen Demirtaş, “İnsanlar anadilinde konuşamadığı, savunma yapamadığı için yargılanıyor. Yargılama tıkanmış durumda. O nedenle burada mahkeme değil devletin karar vermesi lazım.” dedi.
Kürtlerin dillerini mahkemede ve kamusal rahatça konuşabilecek mi? sorusunu soran Demirtaş, AKP’li olmayan Kürtlerin dillerini özgürce konuşacak mı konuşmayacak mı? Devletin buna karar vermesi gerektiğini savundu. Buna bu mahkemenin verebileceği bir karar olmadığını ileri süren Demirtaş, şunları söyledi:
“Mahkeme de yargılama yapamaz durumda işlevsiz durumda. Ne bileceğini bilemez aciz bir durumda. Bu insanları rehin tutuyor. 2,5 yıldır devam eden tutuklu bir dava var. Ondan önce 2,5 yıl da soruşturma devam etmişti. 2007’de başlamıştı, soruşturma tam 5 yıldır sürüyor. Bugün mahkeme delillerinin toplanamadığı gerekçesiyle aralarında milletvekillerinin de bulunduğu yüzlerce siyasetçinin tutukluluklarının devamına karar veriyor. Bu anlayış ve zihniyetle toplumsal barışı ve huzuru elde etmek imkansızdır. Bu zihniyetlerin değişmesi lazım.”
Özel yetkili mahkemelerin 1925’te kurulan İstiklal Mahkemeleri gibi iş gördüğünü savunan Demirtaş, bu mahkemelerin zihniyeti değişmediğini kaydetti. Şeyh Said’i yargılayan İstiklal Mahkemeleri ile Özel Yetkili Mahkemelerin aynı zihniyeti taşıdığını ileri süren Demirtaş, “Kesintisiz yargılamalar devam ediyor, devletin artık bu zihniyeti değiştirmesi gerekiyor. Bir karar vermesi gerekiyor ya Kürtleri tutuklayıp cezaevine atması gerekiyor yada tel örgü çekip burayı açık cezaevi ilan edecekler, burada yaşayan herkesi suçlu ilan edecekler. Ya da Kürtlerle artık tarihi bir barışı gerçekleştirecekler.” diye konuştu.
Bunun da daha çok özgürlük ve demokrasiyle olacağını söyleyen Demirtaş, artık bunlara tahammüllerinin kalmadığını belirtti. Demirtaş, şunları söyledi: “Ölümlere de tahammülümüz kalmadı bu hukuksuzluklara da tahammülümüz kalmadı. Her gün onlarca insan tutuklanıyor hukuksuz bir şekilde cezaevine tıkılıyor. Yargılama ve ifadeleri yapılmıyor. Sözde tiyatral bir mahkemeyle yargılamalar yapıyor. AKP bu hukuksuzluklara ya bir çözüm bulacak bu da Meclis’i işletmekle olur.”
Özel yetkili mahkemelerin de kaldırılması gerektiğini savunan Demirtaş, bunların İstiklal Mahkemelerinin devamı olduğunu iddia etti. Tutuklama koşullarının derhal düzeltilmesi gerektiğini belirten Demirtaş, İnsanların anadilinde savunma yapmasının önünün açılması gerektiğini anlattı. Bunlar yapılmadığı sürece, barış istiyorum diyenlerin sözünün havada kalacağını ileri süren Demirtaş, isteklerinin yerine gelmemesinden dolayı barış isteklerinin havada kaldığını söyledi. Demirtaş, “Biz de barışı istiyoruz ama isteklerimiz yerine gelmediği için sözümüz havada kalıyor ve halen maalesef bu ülkede kan akıyor, genç bedenler, canlar toprağa düşüyor. Mahkeme kendi sorumluluklarını görmelidir. Yargılama yapılıyorsa siyaset yapmayı bırakmalılar. Siyaset yapacaklarsa cübbeyi bırakıp siyaset yapmalılar.” şeklinde konuştu.
KCK Davası Ertelendi, Savunma Avukatlarına Suç Duyurusu
BİA Haber Merkezi – 03.08.2011
KCK davasının 25. duruşmasında savunma avukatlarıyla mahkeme heyeti arasındaki kriz devam etti. Diyarbakır Baro Başkanı Aktar, mesleklerine saygı gösterilmediği için duruşmalara katılmadıklarını ifade etti. Aralarında üç milletvekili ve 12 belediye başkanının da bulunduğu 152 kişi hakkında yürütülen Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) davasının 25. duruşması bugün görüldü.
Sanıkların katılmadığı duruşmaya, sanıkların bölünerek getirilmesine karşı çıkan ve bu nedenle son üç duruşmaya katılmayan müdafii avukatlar yine katılmadı.
Bunun üstüne Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi, KCK davasında, “yargılamayı engelledikleri” iddiasıyla sanık avukatları ve mahkemenin talebine rağmen avukat görevlendirmeyen Diyarbakır Baro Başkanlığı yönetimi hakkında suç duyurusunda bulundu.
Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verirken bir sonraki duruşmayı 10 Ağustos’a erteledi.
“Savunmanın yapılamadığı yerde sanık olmaya hazırım”
Duruşmaya Diyarbakır Baro Başkanı Avukat Mehmet Emin Aktar ile Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Başkanı Avukat Selçuk Kozağaçlı katıldı. Duruşmaya savunma yapmak için değil, yaşanan krize açıklık getirmek amacıyla katıldıklarını söyleyen Aktar ve Kozağaçlı, mahkemenin taleplerinden hiçbirine olumlu cevap vermemesini kınadıklarını ifade ettiler.
ntvmsnbc’de yer alan habere göre, mesleklerine saygı gösterilmediği gerekçesiyle duruşmalara katılmadıklarını ifade eden Aktar, duruşma salonu aksesuarı olmadıklarını söyledi.
Dava dosyasında 300 avukatın vekâletinin bulunduğunu hatırlatan Aktar, “Mesleğimizin saygınlığın zedelendiği, savunmanın yapılamadığı bir yerde sanık kürsüsünde olmaya hazırım. Tehditler mesleği serbest ve bağımsız yapmamızı engelliyor. Savunma yapmak için değil, mesleğimizin saygınlığını zedeleyen tartışmalar nedeniyle buradayız” diye konuştu.
“Sandalyelerin mi avukatlığını yapalım?”
ÇHD Başkanı Kozağaçlı ise, davaya müdahil olan avukatların mesleki yetilerini kaybettikleri için duruşmalara katılmadığını söyledi.
“Tozlu sandalyelerin avukatlığını mı yapalım? Müvekkillerimizin hazır edilmediği yerde delil ikamesi mi yapalım?” diyen Kozağaçlı, bir sonraki duruşmada tüm sanıkların hazır edilmesini, tutuklu sanıkların da tahliyesini talep etti.
Davanın hukuksal olarak yürütülemeyeceğini söyleyen Kozağaçlı, mahkemenin önce savunma avukatlarıyla olan sorunlarını çözmesi gerektiğini ifade etti.
KCK davasında avukat krizi
Ntvmsnbc – 02.08.2011
Kürt siyasetçi ve belediye başkanlarının da aralarında bulunduğu 152 kişi hakkında açılan KCK davasının 24. duruşmasında da Kürtçe savunma ve avukat krizi çözülemedi. BDP’li vekiller davayı hukuk dışı olarak niteledi.
Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen KCK davasının 24. duruşmasında, müvekkillerinin guruplar halinde mahkemeye getirilme kararını protesto eden avukatların boykot kararı devam etti. Böylece davanın 24’üncü duruşması müdafi avukatsız başladı.
İddia makamı, avukatların duruşmalara katılmaları için yeniden müzakere yazılmasını, ayrıca Diyarbakır Barosu’nun avukat tayini için sorumluluğunu yerine getirmemesi halinde Baro hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmesini istedi.
Mahkeme heyeti duruşmayı yarına erteledi.
CHP DE İZLEDİ
Duruşmaya, BDP Grup Başkanı Selahattin Demirtaş ile BDP’li Vekiller Nazmi Gür, Hasip Kaplan, Altan Tan, Bengi Yıldız, Nursel Aydoğan, Sebahat Tuncel, Gülten Kışanak, Adil Kurt, Erol Dora, Ayla Akat Ata ile CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ile CHP İzmir Milletvekili Oğuz Oyan katıldı.
DEMİRTAŞ: MAHKEME DEĞİL DEVLET KARAR VERSİN
Duruşmanın ardından konuşan BDP Grup Başkanı Selahattin Demirtaş, yargılamanın tıkandığını ve davada yargılamanın yapılamadığını söyledi. “Ortada sanık yok, avukat yok, ciddi bir soruşturma yok, iddianame yok” diyen Demirtaş, “Tıkanmanın da en büyük nedeni anadildir. İnsanlar kendi anadilini konuşamadığı yani kendi anadilinde savunma yapamadığı için yargılama tıkanmış durumdadır. O nedenle burada mahkeme değil, devletin bir karar vermesi lazım. Kürtler kendi anadillerini mahkemelerde, sokaklarda, okulda, kamusal alanda, televizyonda özgürce rahatça konuşabilecek mi, konuşamayacak mı? AKP’li olmayan Kürtler de anadillerini özgürce konuşabilecek mi konuşamayacak mı? Devletin buna karar vermesi lazım. Bu mahkemenin verebileceği bir karar değildir. Mahkeme çaresizlik içerisinde yargılama yapamaz durumda, ne yapacağını bilmeyen aciz bir konumda bu insanları rehin tutuyor” dedi.