Küreselleşme karşıtı hareketler, sendikalar, kadın ve çevre örgütleri, siyasi partiler ve savaş karşıtı hareketlerden oluşan G20 Karşı Zirve Koordinasyonunun düzenlediği “Kar değil insan” sloganlı G20 karşı zirvesi 2-4 Kasım’da Nice’te yapıldı. G20 Karşı Zirvesinin merkezi Abattoirs (eski mezbaha) alanıydı. Abattoirs dışında 13 ayrı toplantı yeri vardı. Yaklaşık 40 toplantı yapıldı. Toplantılara Fransa, İtalya, İspanya, Yunanistan, Portekiz, İngiltere, Hollanda, Belçika, Almanya, Tunus, Mısır, İsrail, Türkiye, Amerika, Kanada, Güney Kore, Meksika, Brezilya ve Venezüella’dan yüzlerce aktivist katıldı.
Karşı Zirvede dünyanın her yanından gelen küreselleşme karşıtı hareketler “eşit ve adil bir dünya için yerel ve küresel önerileri” tartıştılar. Toplantılarda; savaş, işgal, geri kalmış ülkelere dayatılan borçlanmalar, yoksullaştırma politikaları, sosyal güvenlik haklarına saldırı, yiyecek kıtlığı ve yaşam güvencesinin ortadan kaldırılması gibi konu başlıkları tartışıldı.
İspanya ve Yunanistan’daki Indignants (bıkkınlar, protestocular) hareketi, Amerika ve İngiltere’deki Occupy streets (sokakları işgal et) hareketi, Mısır ve Tunus devrim hareketleri tartışmalara katılarak deneyimlerini paylaştılar, diğer örgütlenmelerle ortaklaşa neler yapabileceklerini tartıştılar, uluslararası koordinasyonlarını güçlendirmeye çalıştılar.
Perşembe akşamı Abottoirs’de yapılan kapanış etkinliğinde yerel ve uluslararası temsilciler G20 karşı zirvesi hakkında fikirlerini paylaştılar. Genel kanı Karşı Zirvenin Nice gibi bir şehirde oldukça başarılı geçtiği idi. Fransa’dan ve dünyanın değişik yerlerinden gelen katılımcılar tanışma, deneyim paylaşma ve geleceğe dönük ortak projeler oluşturma şansı elde ettiler. Meksika ve Brezilya’da yapılacak karşı-zirveler için çalışmalar başlatıldı. Avrupa’nın günah keçisi ilan edilen Yunanistan halkına dayanışma mesajı çıktı. Bunlar karşı zirvenin başarısı olarak kabul edildi.
Ortaklaşılan ikinci konu polisin korkunç tavrı idi. Binlerce polis ile şehir resmen işgal edilmiş bir görüntü içindeydi. Sınırlarda “şüpheli” bulunan herkes gözaltına alınıyordu. Barışçıl yürüyüşte bile polis, protestocuları tahrik etti. Hangi devlet olursa olsun, küreselleşme karşıtı hareketlere uygulanan şiddet aynı. Tüm hareketler olarak polis şiddeti bir kez daha kınandı.
Toplantıların ardından 4 Kasım’da Tramway Garibaldi’de bir gösteri ile G20 Karşı Zirvesi bitirildi.
Biz genel olarak Karşı Zirvedeki küreselleşme ve savaş karşıtı hareketlerin uluslararası koordinasyon toplantılarına katıldık. Tam gün süren bu toplantılarda dünyadaki küreselleşme ve savaş karşıtı hareketlerin durumları, başarıları, eksiklikleri, hedefleri konuşuldu. Önümüzdeki süreçte neler yapılabileceği tartışıldı. Aşağıda katıldığımız toplantıların raporları var.
Ekonomi Konferansı – 2 Kasım Çarşamba
Çarşamba sabahı ilk toplantı ekonomi konferansıydı. Başlığı “Kriz, Borç, Vergilendirme ve vergi cennetlerine karşı mücadele” olan toplantıda vergi ve borç ile ilgilenen uluslararası örgütlerin başarısızlığı konuşuldu. Monako, İsviçre gibi ülkelerin vergi cenneti olarak yaşamalarının ardında büyük dolandırıcıların para aklama ve saklama yeri olmaları yattığı vurgulandı. Yoksullar kazandığı ve harcadığı her kuruş için vergi verirken, bu tür yerlerin haksız kazanç yarattığı söylendi. Bunun engellenmesi için bütün şirketlerin ve devletlerin maddi süreçlerinin şeffaf olmasının şart koşulması gerektiği söylendi. Diğer toplantıya katılmak için bu toplantıyı erken bıraktık.
Sosyal Hareketlerin Uluslararası Koordinasyon Toplantısı – 2 Kasım Çarşamba
Koordinasyon toplantısı 2 Kasım Çarşamba günü Pastör Kültür Merkezinde yapıldı. Toplantıya Fransa, İtalya, İspanya, Tunus, Mısır, İsrail, Türkiye, Yunanistan, Portekiz, İngiltere, Hollanda, Belçika, Almanya, Amerika, Kanada ve Venezuella’dan aktivistler katıldı.
Toplantının amacı çeşitli ülke deneyimlerini paylaşarak, bundan sonra neler yapabileceğini konuşmak, ülkelerdeki hareketleri bir araya getirmeye çalışmak olarak belirlendi. Bu doğrultuda katılımcıların deneyimlerini paylaşarak, öneriler sunması, uluslararası dayanışmayı oluşturmaya çalışması istendi.
Hareketler ne durumda, hedefler, planlar, başarılar, önemli noktalar, bilgilendirme…
Portekiz: Çeşitli sosyal hareketler çalışıyor, feministler, çevreciler, barış aktivistleri vb. Portekiz’in en önemli gündemi borç sorunu. Borçlar yüzünden çalışanlar aleyhine pek çok politik karar alınıyor, özelleştirmeler yapılıyor, sosyal kesintiler artırılıyor. Sendikalar güçlü ama sosyal hareketler güçsüz, politik olarak sosyal hareketler arasında ayrışma yüksek. İnsanlar birlikte çalışmaya alışık değiller. Sendikalar, feministler, çevreciler hepsi ayrı çalışma yöntemine sahipler.
Geçen seneye göre yine de bir gelişme var. Genel greve kamu alanından katılım düşüktü. Mısır’daki olaylardan sonra facebook’tan çağrılar yapıldı. Yoksulluk, borç, vergiler, sosyal kesintiler vb konular etrafında birlik sağlandı ve sokağa çıkıldı. IMF, Dünya bankası ve AB birlikte müdahale etti, bu arada seçimler oldu. 15 Ekim’de kitlesel gösteriler yapıldı, alternatif mücadele yolları aranıyor.
Tunus: Seçimlerden sonra anayasa meclisini toplamaya çalışıyorlar. Aynı zamanda işkenceye karşı mücadele ediliyor. Henüz amaçlanan pek az şey başarıldı. Seçimde sağcılar güçlendiler. Körfez ülkeleri ve Amerika ile ilişkileri iyi olan siyasal yapılar güçlendiler. Hala değiştirilecek çok şey var. Kapitalizm ile mücadeleye daha başlanamadı. Borç sorunu nedeniyle IMF ve Dünya bankası Tunus’u mali olarak ele geçirmeye çalışıyor.
Devrimi yapan hareketler politik olarak var olan sistemi değiştirmeye çalışıyorlar. İçerde ve dışarda devrime tehditler var. Devrimi sürdürmek için var olan sistemde reformlar gerekiyor. Eski rejimin kalıntılarını temizlemeye ve eski suçluları cezalandırmaya çalışıyorlar.
Gruplar arasında sorunlar yaşanıyor. Sendikalar ve sol arasında büyük bir koalisyon kurulmaya çalışılıyor. Vergi cennetleri Tunus gibi ülkeler açısından para aklama yeri. Tunus halkının yıllarca biriktirdiği paralar oralarda, örneğin Paris’te toplanıyor. Tunuslular bu paraları geri almaya çalışıyorlar. Başkan ve oğlunun çaldığı paraları almaya çalışıyorlar. Paralar yurtdışında. İkinci problem yurtdışı borçları, ödenemeyecek büyüklükte borçlar birikmiş. Eski rejimin bu borçlarını ödemek istemiyorlar.
Önemli bir problem de, içerde eski rejimle çalışmış çok kişi var. Şimdi iktidarda sağcı bir hükümet var. Bunlara karşı mücadele zaman alacak.
Devrimde pek çok kurum baştan itibaren yer aldılar. Bu kurumlar devrimi ileriye taşıyabilecek olanlar. Ama henüz pek bir şey belli değil, devrim henüz çok başlarda. Eski sistemi ve sistem için çalışanları değiştirmek gerekiyor. Eski suçluların yargılanması çok önemli.
Ana talepleri karşılamak gerekir. Özgürlük isteyenlerin ve yargılama bekleyenlerin talepleri karşılanmalı.
Tunus’ta devrim oldu. Ana slogan, “karları değil insanları kurtarın” idi. Ana konu borç meselesi, borç işini hallederek kendilerini yönetmek istiyorlar.
Tunuslular, Amerikalıların “Sokakları işgal et” videolarını görünce çok mutlu oldular. Orada Arapça sloganların Amerikalı aksanıyla atılması çok hoşlarına gitti.
İspanya: Tunus devrimi, “sıradan insanların barışçıl yollarla iktidarı nasıl alabileceğini göstermesi” açısından çok önemli. İspanya hareketleri bunu örnek almaya çalışıyor.
İspanya’da ulusal bir koordinasyon kuruldu. Özellikle farklı düşüncedeki pek çok muhalif insan bir araya getirilmeye çalışılıyor, sendikacılarla sosyal hareketler bir araya getirildi. Harekette insanlar arasında iyi ilişkiler var, güven var. Hareket hızla hem konu açısından hem iller açısından yayılıyor.
Hareketin hedefleri ile ilgili 3 konuda anlaşma sağlanmış.
- Politik şeffaflık
- Bankalar sorununu öne çıkarmak
- Solun birleşmesini sağlamak
Kamusal alanda işsizlik sorunu ile ilgili gündem oluşturulmaya, evsizlerin sorunları çözülmeye çalışılıyor.
Son olarak her yerdeki sorunlar İspanya’da da var. En önemli sorunlar; ekonomik kriz ve borçlar. Bu konularda insanları sokağa çıkarmak için çalışıyorlar.
Yunanistan: Yunanistan son bir yılı genel grevler ve işgallerle geçirdi. Hareket tüm Yunanistan’a yayıldı. Polisler ile sürekli çatışma var. Çatışmalar hükümeti tedirgin ediyor. Hükümet referandum ilan etti. Pek çok kişinin karşı çıkmasına rağmen hükümet referandumda ısrar ediyor. Halk artık sistemden bıkmış, herhangi bir hükümeti istemiyor. Hükümet milli kurtuluş hükümeti kurarak istikrarı sağlamaya çalışacak.
Yunanistan, şimdiye kadar çatışmasız ülkelerden biriydi. Son bir yılda üç kişi öldürüldü, biri gösteriye bile katılmamıştı. Birisi de gaz yüzünden öldü. Artık Yunanistan bir savaş ülkesi oldu. Her gün çatışma var. Para lazım deyip göstericilere saldırılıyor. Milliyetçi duygular kabartılıyor.
Mısır: Napolyon Mısır’ı işgal ettiğinde “dünyadaki en önemli ülke mısır” demişti. Stratejik olarak haklıydı. Amerika ve diğer ülkelerin bu günlerde Mısır’a bu kadar önem vermesinin sebebi bu.
Devrim denilen kitle hareketleri başladığında hareketin en önemli zaafı önderliğinin olmamasıydı. Kendiliğinden başlayan hareket tv’lerde seyredilen büyük eylemlere dönüştü. Örgütleyenler genelde sanal alemde konuşup, örgütlendiler. Ancak kısa bir süre sonra sadece eskiyi yıkmak yeterli gelmiyor. Yeni bir sistemi inşa etmek gerekiyor, bu ise işin daha zor olan kısmı.
Mısır’da 5 politik blok var.
- Mübarekçiler, hala çok güçlü ve iktidardalar, 8 yeni parti kurdular.
- Liberal muhafazakârlar, Hristiyan sosyal demokratlara benziyorlar. Sistemde önemli değişiklik istemiyorlar.
- İslamcılar: Suudiler destekliyor (yani Amerika destekliyor). Batı medyası İslamcıların politikasından hoşlanılmıyor gibi gösterse de bu doğru değil. Batı hem Mübarekçileri, hem İslamcıları destekliyor.
- Milliyetçiler: liberaller ve İslamcılar ile aynı taraftalar.
- Solcular: Mısır devrim hareketinin ruhu solculardır. Her ne kadar kendileri solcu olduklarını söylemeseler de yaptıkları solculuktur.
Yapılacak olan Seçim Mısır’da yapılan en sahte seçimlerden biri olacak. Yeni parlamento genel olarak İslamcılar, Mübarekciler ve liberallerden oluşacak. Askerler politikada güçlü bir şekilde yer almak istiyorlar ve bunu başarabilirler. Mısırlı solcular, değişim isteyenler aşağıdan hareketi güçlendirip, sistemi değiştirebilecek güce dönüşmesini sağlamaya çalışıyorlar.
ABD: Son birkaç haftada 200 bin kişinin katıldığı 100 den fazla eylem yapıldı. Polis gaz bombası kullanıyor ve insanları gözaltına alıyor. Stratejik olarak Amerika’daki büyük bankalar hedef alınıyor. Bankaları hedef alma nedeni herkesi birleştiren bir konu olması. Öğrenciler, işçiler, bankalardan kredi kullananlar bir araya gelmiş oldu.
Yeni dönemde bankalar dışında devlet ve mali kurumlar da hedef alınacak. Amerika’daki pek çok sosyal hareket bu işte bir araya geldi. Özellikle öğrenci hareketi birleşti. Harç artışlarına karşı tek yumruk olundu. Nerdeyse öğrenciler işçilere önderlik yapar hale geldi, siyasete yeni bir yön verildi.
Seçim sisteminin değişmesi temel taleplerimizden biri. Demokrasi için bu değişim şart. Irkçılığı da unutmamak gerekir. Irkçılık önemli bir sorun. Amerikan toplumunun bir parçası olmasına rağmen siyahlar hep eziliyordu. Bu harekette herkes eşit, beyazlar, kadınlar, siyahlar eşit.
İngiltere: Londra’yı işgal et eyleminden aktivistler konuşma yaptılar. Hareketin çok başında olunduğu belirtildi. Henüz Londra’da sadece iki yerde oturuluyor. 9 Kasım’da öğrenci eylem günü, 30 Kasım’da kamu işçileri grevi var. İngiltere’de bir şeyler değişecek çünkü insanlar çok heyecanlı, sokağa çıkmaya istekli.
İtalya: Yunanistan’da olduğu gibi İtalya’da da kriz hissedilmeye başlandı. Berlusconi hayatı daha da zorlaştırıyor. Halk korkmaya başladı. Politik düzey çok düşük. Halk ciddi alternatif göremiyor. Haziran’dan beri protestolar artıyor. Yerel grevler ve mücadeleler var, ancak hareket hala parçalı. 15 Ekim’de büyük bir küreselleşme karşıtı koalisyonu kuruldu ve 300.000’den fazla katılım sağlandı. Ancak gösterideki şiddet koalisyonu dağıttı.
Türkiye: Savaş karşıtı hareket hala güçlü, Kürt sorununda barışçıl çözüm için çeşitli etkinlikler yapılmaya devam ediliyor. 26 Kasım’da büyük bir yürüyüş örgütlenmeye çalışılıyor. Demokrasi mücadelesine devam ediliyor. Binlerce haksız tutuklanma var. Adalet sistemi yetersiz ve tarafgir. Uluslararası 15 Ekim Kapitalizme Karşı Sokağa Çık günü etkinlikleri zayıf oldu, aynı gösteriler 11 Kasım’da tekrar düzenlenecek, bu defa daha güçlü eylemler yapmak için hazırlıklar devam ediyor.
İkinci bölümde “hareketi ne birleştiriyor, ortak hedefler ve buradan nereye gidebiliriz, ortak eylemler, deklarasyonlar, asambleler; toplantıdan sonra nasıl iletişim kuracağız” konuları konuşuldu.
Tüm konuşmacılar benzer konulara değindiler. Neo liberalizmin sonuçları her yerde görülüyor. Tüm hükümetler ekonomik krizin sonuçlarını halklara ödetmeye çalışıyor. G20, IMF, Dünya Bankası, Avrupa Birliği gibi uluslararası kuruluşlar ekonomik krizi bize ödetmeye çalışıyorlar. Onları engellemek gerekiyor.
Halklar her yerde güçlü, güçsüz, küçük büyük karşı çıkmaya çalışıyorlar. Tunus, Mısır devrimleri, Yunanistan, İspanya direnişleri, Amerika eylemleri neo liberal politikalara ve hükümetlere karşı çıkılabileceğini gösterdi.
Hareketi her yerde güçlendirmek çok önemli. Her yerde yeni bir eylemci kuşak gelişti. Bunların eski kuşaklardan deneyimleri almaya ve hareketi ilerletmeye ihtiyaçları var.
Hareketin koordinasyonu için bir internet çalışma grubu kuruldu.
Sosyal Hareketlerin Uluslararası Meclisi – 3 Kasım Perşembe
Toplantının ilk bölümünde Fransa, İngiltere, Meksika ve Brezilya’dan sunumlar yapıldı. Konuşmaların ortak noktası eski ve yeni hareketleri bir araya getirmek üzerine idi. ‘2011 G20 karşı zirvesini” gerçekleştiren Fransız aktivistleri zirveyi nasıl örgütlediklerini anlattılar. Daha önce yapılan zirvelerden deneyimlerin çok işlerine yaradığını belirttiler. Daha önceki karşı zirveyi yapan İngiltereli aktivistler yaptıkları başarılı kampanyayı anlattılar. Birkaç yıldır bu gösterilerin çok başarılı geçmesinin önemini vurguladılar.
2012’de Meksika G20 dönem başkanı oluyor. Brezilya ve Meksika sosyal hareketleri 2012’de G20 karşıtı gösteriler için çalışmalara başladılar. 2012 Dünya Sosyal Forumunu bu karşı zirvenin örgütlenmesi için bir alan olarak kullanacaklar. Şimdiden pek çok çevre, örgüt, sendika, hareket ile ortaklaşa bir koordinasyon kuruldu. Bir de uluslararası bir koordinasyon kurulacak. G20 küresel ise Karşı Zirve de küresel olmalı diye düşünüyorlar. Karşı zirvede barış, eğitim sorunları, işsizlik, yoksulluk, borçların silinmesi vb. konuların tartışılması düşünülüyor.
Toplantının ikinci bölümünde çeşitli görüş ve öneriler dile getirildi. Sonuç bildirgesi hazırlayan çeşitli çalışma grupları ve sosyal hareketler, sonuç bildirgelerini sundular.
Ortadoğulu aktivistler: Ekonomi ve savaş çok ilişkili. Bu ilişki Libya’da görüldü. Diktatörlüğü yeneceğiz diye tüm dünya büyükleri bir araya geldiler, petrol için Ortadoğu devrimlerini durdurmaya çalışıyorlar. Petrol ve gelir için NATO ülkeleri her şeyi yaparlar. Akdeniz ve Ortadoğu ülkeleri olarak sürekli NATO’nun müdahalesi ile karşı karşıyayız. Sadece ekonomi konuşmak yeterli değil, savaş ve ekonomiyi birlikte konuşmak gerekiyor.
Ortadoğu’da işsizlik, yoksulluk çok yüksek. Devrimlerin devam etmesi ve dayanışmak için Avrupa ve Amerika sosyal hareketleri sokaklara çıkmalı. Facebook ve internet yeterli değil. Suriye ve diğer ülkelerde insanlar ölmeye devam ediyor. Ekonomi Tunus sistemini zorluyor. Avrupa ülkeleri bu işi zorlaştırıyor. Tunus’a ardı ardına devlet başkanları gelip anlaşmalar yapıyorlar, ama ekonomi düzelmiyor. Mart 2012’de Tunus’ta büyük bir yürüyüş olacak. Buna uluslararası dayanışma örgütlenebilir.
Londra’yı işgal et komitesinin bildirgesi
“Dünya sistemimiz çalışmıyor. Adaletsiz, antidemokratik ve istikrarsız bir dünyada yaşıyoruz. Ekonomik sistemimiz sadece kar amaçlı. Bu sistemde adaletsizlik büyüyor. Biz demokratik, istikrarlı yeni bir sistem istiyoruz. Su, eğitim, konut ihtiyaçlarımızı karşılayan bir sistem istiyoruz. Demokratik, Adil, İstikrarlı bir dünya sistemi için Uluslararası bir komite oluşturuldu ve buna katılmanızı istiyoruz. ”
Avrupa Sosyal Hareketler toplantısının sonuç bildirgesi
“G20, Yunanistan halkı üzerinde tehditlerle baskı oluşturarak haklarını almaya çalışıyor. G20, IMF, AB ve Yunan hükümeti krizi halkların aleyhine çözmeye çalışıyorlar. Demokrasiyi ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Yunan halkı geleceklerine karar verme haklarına sahip olmalıdır.”
G20 dünyayı yönetmek istiyor, bu durumdan en çok etkilenen Yunanistan olacak, Yunanistanlılar ile dayanışmak için bu bildirge imzaya açıldı.
İtalya, Borçları ödemiyoruz hareketi önerisi
Kapitalist sistem, “pazar yeniden düzenlenerek” değiştirilemez. Kapitalist Pazar yeniden düzenlenerek barış ve adalet sağlanamaz. Sosyal hareketler, kapitalizmi yaratan devletlerden, hükümetlerden değişmelerini istiyor. Sistemin sahipleri adalet, barış sağlayamaz. Sosyalistler çözümü bulmalı, sistemi değiştirmeli.
İtalya’daki koalisyon sendikalar, marjinal solcular, sosyal hareketlerin aktivistlerinden oluşuyor. Programı “ biz borçları ödemeyeceğiz”.
Fransa sosyal forum önerisi
Sosyal forumlar başladığında farklı bir dönemdi. Şimdi nerede olunduğuna, neler başarıldığına bakmak gerekiyor. Yeni durumlar ve fikirler var. Herkes aynı süreçleri, aynı sorunları yaşıyor. Kapitalizm herkesi etkiliyor. Sendikalar, Çevre, Barış ve diğer hareketler herkes, asıl sorununun kapitalizm olduğunu anladı. Şimdi “beraber kapitalizme alternatifi” tartışma zamanı. Ortak amaç, insanların lehine kapitalizmi zayıflatmak. Bu amaç sendikaları, çevre örgütlerini, insan hakları örgütlerini, feministleri, küreselleşme karşıtı hareketleri bir araya getirebilir.
İtalyan Sosyal Forumu önerisi
Yeni bir dönemdeyiz. Eğer birbirimizi dinlersek, birbirimize güven duyarsak ortaklaşabiliriz. Bunun için birbirimizi tanımalıyız. DSF ayrı bir dönemin sonucuydu. Şimdi yeni bir dönem, yeni bir aktivist kuşağı var. Ancak DSF, hala bizlerin bir araya gelebileceği ortak bir alandır. Gelecek DSF Tunus veya Mısır’da olacak. Bunu kullanarak ortaklaşabiliriz. DSF-İtalya komitesi olarak bir seminer yapacağız, burada ASF olarak neler yapabiliriz diye konuşacağız.
Sonuç:
Başarılı bir Karşı Zirve olduğunda herkes hem fikir. Herkesin var olan sistemi değiştirmek istediği belli. Tartışmalar, nasıl ve ne kadar değiştirmek gerektiği konusunda devam ediyor.
Sosyal, politik, çevre ve ekonomi konularını ayırmamak gerektiği vurgulandı. Aralarında sağlam bir ilişki var. Nasıl bir dünyada yaşamak istiyoruz dendiğinde, petrolsüz cevabını unutmamak gerekir. Sorunlar ve çözümler bağlantılı.
Nasıl yapılacağı bilinmese de yapılabileceği kesin. Farklılıklarla birlikte beraber mücadele etmeye devam edilmeli.
Bunları tartışmaya devam edilmeli.
Ortaklaşılan konu ve eylemler
- Uluslararası 11 Kasım Kapitalizme karşı sokağa çık eylemleri
- Yunanistan dayanışma deklarasyonu kabul edildi ve imzaya açıldı.
- Londralıların bildirgesi kabul edildi.
- Latin Amerikalıların Uluslararası G20 komitesi önerisi kabul edildi.
- İtalya’daki Sosyal Forum toplantısına katılım kabul edildi
- Magrip sosyal forumu, Mart 2012.
- Su forumu, Marsilya, Mart 2012.