Yıldız Önen
Bu, sadece 16 Nisan referandumunda Kürtlerin verdiği oyların dağılımından çıkan bir sonuç değil.
Referandum öncesinde Diyarbakır’da Newroz kutlamaları sırasında kürsünden sık sık dile getirilen bir görüş. Kürtlerin çatışma yerine diyalog sürecine duyduğu özlemi ifade eden cümle, “2013 ruhuna dönelim” cümlesiydi ve Newroz kürsüsünden dile getirildi.
2013 ruhu, dönemin demokratik siyaset dönemi olduğunu vurguluyordu silahsızlanmayla tamamlanacak bir sürecin başladığını duyuruyordu.
iki buçuk yıllık çözüm süreci bu yönde adımların atılacağına dair umutlar yaratsa da 2015 yılından itibaren çözüm süreci önce buzluğa kaldırıldı, bir süre sonra ise kimse süreçten söz etmez oldu. Sürecin sonlanmasıyla önce bazı şehirlerde, ardından bütün Türkiye’de kan dökülmeye başlandı. Diyalog döneminin yerini, ölüm, bombalama, canlı bomba ve yıkım haberleri almaya başladı.
Bu iklimden de destek bulduğu apaçık olan 15 Temmuz darbe girişimi sonrası gündeme gelen OHAL koşulları Kürt siyasileri de hedefleyen bir devlet refleksi olarak yansıdı. Milletvekilleri ve belediye başkanlarının tutuklanması, belediyelere atanan kayyımlar demokratik siyaset alanının bütünüyle darlaşmasına neden oldu.
16 Nisan referandumunun hangi koşullarda gerçekleştiğini unutmamak lazım. Referandumdan sonra sanki birleşik bir ‘Hayır’ cephesi varmış gibi Kürt oylarının bir 1 Kasım seçimlerine göre AKP’ye yönelmiş olmasını Kürtlerin ihaneti olarak gören yorumcuları okudukça kendime hakim olmakta zorlanıyorum. Yılmaz Özdil gibi Kürtleri bir bütün olarak aşağılayan insanların, Kürtler hakkında atıp tutan liderler tarafından sürdürülen kampanyaların durumunu biliyoruz. Bırakalım Kürtlere güven vermeyi, zorunluluklardan Türkiye’ye kaçan Suriyeli göçmenleri aşağılama yarışına giren liderliklerle olduydu “Hayır” kampanyası. Ama sadece bu değil, daha demokratik öğelerin yan yana gelmesiyle kurulan “Hayır platformlarında bile ne Kürt halkına bir mesaj ne Kürtlere güven verecek bir yaklaşım söz konusuydu. Herkes kıyısından geçti Kürt sorununun. Herkes arkasını döndü Kürtlere. Herkes yalnız bıraktı Kürtleri.
Şimdi Kürt illerinde AKP Kürtlerden 1 Kasım seçimlerine göre yüzde 10 daha fazla oy aldı diye Kürt halkına ipe sapa gelmez şeyler söyleyen cümleten ulusalcılara söylenecek tek bir şey var: Aynaya bakın ve görmekte zorlandığınız milliyetçiyi kilometrelerce uzak durmaya çalıştığınız Kürtler kilometrelerce uzaktan bir bakışta tanıyorlar.
Bu yazı Marksistorg web sitesinde yayınlanmıştır.