Altıncı Avrupa Sosyal Forumu (ASF), Temmuz ayında yapıldıktan sonraki ilk hazırlık toplantısı, 22-24 Ekim’de yapıldı. Paris’te City hall of Montreuil binasında yapılan toplantıya yaklaşık 100 kişi katıldı.
22 Ekim Cuma günü: İlk gün, Dünya Kadın Yürüyüşü ve Başka Bir Avrupa çalışma ağları toplantısı yapıldı.
Dünya Kadın Yürüyüşü toplantısında, Avrupa çapındaki çalışmaların koordine edilmesinden duyulan mutluluk paylaşıldı. İstanbul’a Avrupa’dan giden karavanın ve İstanbul’daki yürüyüş ve forumun başarılı olduğu anlatıldı. Önümüzdeki sürece ilişkin öneriler toplandı.
Başka Bir Avrupa toplantısında, Avrupa’daki ekonomik krize ve bunu takip eden işçilerin haklarına yönelik saldırılar ve buna karşı mücadele konuşuldu. Toplantıdan konuşulan iki temel konu oldu. Bunlar:
- 29 Ekim’de Brüksel’de yapılan gösteriler dışındakiler, ülke çapında sınırlı kalıyor. Hâlbuki saldırıları hükümetler Avrupa çapında tartışıp uyguluyorlar. Bu yüzden Avrupa Biriliği asıl hedefimiz olmalı ve Avrupa çağında örgütleme yapmaya çalışmalıyız.
- İstanbul’da yapılan son ASF oldukça zayıftı. Ancak ASF, gene de Avrupa’daki sosyal hareketlerin, sendikaların, kurumların bir araya geldiği tek platform olmaya devam ediyor. Bu yüzden, ASF sürecini güçlendirmeye ve yeni ortaklıklar kurmaya devam etmeliyiz.
Avrupa çapında Ekonomik kriz, sosyal haklar, ortak örgütlenme konularını tartışmak için bir konferans örgütlenmesi ve bunun Hazırlık toplantısına önerilmesine karar verildi.
23 Ekim Cumartesi
Ilk oturumda “Avrupa çapında krize karşı mücadele ve Avrupa Sosyal Hareketinin krizle yüzleşmesi” tartışıldı.
Bu bölümde Avrupalı hükümetlerin krize karşı otoriter bir yöntemle farklı uygulamalarda bulundukları ama hepsinin sonunda işçi sınıfının haklarını tırpanlayan bir ortaklığa ulaştığı tartışıldı. Krizden dolayı sağcı, milliyetçi, ırkçı hareketlerde bir artış olduğunun görmemezlikten gelinemiyeceğinin altı çizildi.
Krizi, sonuçlarını ve nedenlerini anlamanın önemli olduğu, halkın büyük çoğunluğunun artık, neo liberal politikaların iyi bir hayatı garantileyemiyeceğini anladığı ve şimdi avrupa çağında somut bir alternatif yaratma dönemi olduğu söylendi.
Daha sonra çeşitli ülkelerdeki durum anlatıldı.
Fransa’da, Sarkozy hükümetinin emeklilik reform tasarısına karşı yürütülen gösteriler, grevler anlatıdlı. Fransa’nın çeşitli bölgelerinde yasa tasarısına karşı kadın, genç binlerce kişinin gösterilere katıldığının altı çizildi.
İtalya’da, saldırıların yoğunluğu anlatıldı. Emeklilik yaşının erkekler için 67 – kadınlar için 65 olduğu, okullarda 140 bin işçinin işsiz kaldığı söylendi. Ancak sendikalar arasındaki bölünmeden dolayı değişik zamanlarda büyük gösteriler yapılsa da henüz bir genel grev gerçekleşemediği anlatıldı.
Belçika’da, görünüşte sınıf çatışmasından çok etnik kimlik tartışması var gibi gözüküyor, gerçekte ise sağ politikalar ile sol kanat arasında bir kavga devam ediyor dendi.
İngiltere’de, ekonomik kriz işçi sınıfına çok pahalıya mal oldu. Karşı gösteriler var ama henüz küçük küçük ve koordineli değil dendi.
Romanya’da, Batı Avrupa gibi bir direniş hareketi yok, saldırılar daha sert olmasına rağmen sendikaların ve demokratik güçlerin gösterileri zayıf kalıyor dendi.
İspanya’da, hükümetin geçirmeye çalıştığı işçi yasasına karşı 29 Eylül’de yapılan genel greve katılım %75’ti, ancak bu grevin nasıl devam ettireleceği ve yasanın engeleneceği henüz belli değil dendi.
Rusya’da, ormanların yok edilmesine karşı büyük ekolojik hareket var, eğitimdeki kesintilere karşı gösteriler yapılıyor dendi.
Yunanistan’da, Mayıs ayındaki büyük gösterilerden sonra harekette bir gerileme var, hükümet halkı ülkeyi kurtarma yalanına kazanmış durumda, milliyetçilik, sol harekette ve sendikalarda bölünme güçlü bir mücadeleyi engeliyor dendi.
Bu oturumda ayrıca ekonomik krizin belgesizler (Avrupa’da yaşama ve çalışma belgesi olmayan göçmenler) ve tarım sektöründeki işçiler üzerindeki olumsuz etkileri anlatıldı.
Oturumun sonunda ülke çapındaki örgütlenmeden Avrupa çapında bir örgütlenmeye nasıl gidilebileceği tartışıldı. Çeşitli öneriler yapıldı, Bahar’da yapılacak bir konferansta bunların bir kez daha ayrıntılı bir şekilde tartışılması gerektiği konuşuldu.
Cumartesi günü yapılan İkinci oturumda “İstanbul’da yapılan ASF’nin değerlendirilmesi” tartışıldı.
Türkiye Sosyal Forumundan (TSF) Eyüp Özer ve Hüseyin Yeşil’in yaptığı değerlendirmelerde şu başlıklar öne çıkarıldı:
En ucuz ASF gerçekleştirildi, harcamaların büyük çoğunluğu tercümanlara ve binaya verildi. 60 ülkeden katılım vardı. İlk kez Senegal, Gürcistan gibi ülkelerden katılım oldu. ASF’ye 3 bin, yürüyüşe 5 bin kişi katıldı. Sosyal Hareketler Buluşmasına 500 kişi katıldı.
Politik olarak baskıların en yoğun olduğu dönemde ASF, İstanbul’da yapıldı. ASF’nin İstanbul gibi zor bir ülkede yapılamasına tüm ASF bileşenleri karar verdi. Olumsuzluklardan herkes sorumludur. Sendikalar ve meslek örgütleri yeterince katkı koymadılar.
Yapılan katkılarda ise şu noktalar dile getirildi:
Olumsuzluklara rağmen İstanbul’da ASF yapılması iyi bir şeydir. Kürt ve Türklerin birlikte ASF örgütlemeleri, gösteri düzenlemeleri olumludur. Türkiye komitesi kendi içindeki sıkıntıları, politik ayrışmaları Avrupa’dakilerle paylaşmadı. Malmö ve İstanbul’un ortak dersi ulusal komitelere her şey bırakılmamalı, Avrupa koordinasyon komitesi kurulmalı. Olumsuzluklar Türkiye komitesi ile sınırlı değildi, Avrupa’daki kurumlar da genişleme çalışmalarına destek vermedi. Bir öneri de küçük küçük ASF etkinliklerinin pek çok ülkede yapılması üzerineydi.
Eleştirilere cevap veren TSF temsilcileri şunları söyledi:
Türkiye’de ASF çalışmalarını yürütenler kendilerini suçlu görmüyorlar, Kürtlerin kendilerini ifade edebilecekleri ve Avrupa Birliği dışında bir ülkede bir forum yapmaktan memnunlar. Pek çok kurumun aktif yer almaması ASF’yi küçük bir hale getirdi. Pek çok sendika, meslek örgütü, sol parti ve örgüt ASF’yi kendi işi olarak görmedi. Tercüme olayında ise problem Malmö’nün borçlarıydı.
24 Ekim Pazar
Pazar günkü ilk oturumda “ASF’nin geleceği” tartışıldı.
İtalya’dan Alessandra Mecozzi, İstanbul’da yapılan iki oturumun, ASF web sitesi üzerinden yapılan tartışmaların ve bireysel bazı katkıların sonuçlarını sundu. Sunumda şunları söyledi:
“Tüm tartışmalar Avrupa’daki kriz ve buna karşı mücadele çerçevesinde gerçekleşti. Tartışmanın amacı, ASF çerçevesinde sisteme bir alternatif üretmekti. Burada önemli olan ASF sürecini değerlendirmek ve yeniden düzenlemek olacak. Birinci nokta hazırlık toplantıları, çeşitli nedenlerden dolayı bu toplantılara katılım azaldı. Doğu Avrupa katılımı iyi sağlanamıyor. İkinci nokta çeviri problemi; tercüme iyi yapılmadığında anlaşmak imkânsız. Üçüncüsü örgütlenme sürecini demokratikleştirme ihtiyacı, Avrupa çapında yapılmayan tartışmalar, alınan kararlar, katılımcıların çoğunluğunu dışarıda bırakıyor. Bu üç noktada yeni düzenlemeler yapmak gerekiyor. “
Bu oturumda yapılan katkılarla sürecin nasıl düzenlenebileceği tartışıldı.
Önerileri iki başlık altında toplayabiliriz. Değişik zamanlarda değişik yerlerde ASF toplantıları yapmak, buralarda ASF sürecini tartışmak, değerlendirmek, yeni yöntemler tartışmak. İki örnek: Altı ay içinde mümkünse Doğu Avrupa’da bir büyük, açık ASF buluşması düzenlemek, bunun için yerel platformları katarak çalışmak, küçük gruplarla tartışarak büyük bir işi inşa etmek; Şubat, Mart’ta bir Avrupa buluşması yapmak. Bu toplantıya bir çalışma grubunun tüm ülkelerdeki mücadeleleri takip ederek hazırlanması.
İkinci başlıkta kriz ve krize karşı mücadele üzerine Avrupa çapında toplantılar, konferanslar örgütlemekti. Bu başlık altında sosyal Haklar, demokrasi, çalışma hakları, vatandaşlık ve pek çok konunun çeşitli konferanslarda tartışılması önerildi.
Pazar günü yapılan ikinci oturumda kararlar alındı.
Hem İstanbul’da ASF tartışmaları hem de hazırlık toplantısındaki konuşmalardan sonra aşağıdaki kararlar alındı.
v Avrupa’daki sendikalar, çeşitli hareketler olarak ASF gibi bir sürecin gerekli olduğu ve bunu inşa etmek için çalışılacağı kararı verildi.
v Bunun için değişik zamanlarda değişik ülkelerde yapılan tüm konferans, toplantı ve gösterilere katılıp ASF’nin buralarda yer almasına karar verildi. Şimdilik Avrupa’da olacağı bilinen konferans ve etkinlikler: Borç ve Kemer Sıkma politikaları üzerine konferans; Birleşik Sosyal Haklar Konferansı; Kamu malları, sosyal haklar ve çalışma konferansı; Cancoon toplantısı (28 Kasım – 11 Aralık 2010) çercevesinde Avrupa’da yapılacak ortak etkinlikler; Temmuz 2011’de Carlo Giuliani’nin öldürülüşünün onuncu yıldönümünde İtalya’da buluşmak; Ağustos 2011’de Almanya’da Akademi konferansı.
v Bütün bu konferans ve etkinliklerde ASF sürecinin nasıl düzenleneceği tartışılacak. Bu süreçte ilk açık büyük toplantı Mart 2011’de Budapeşte’de olacak. Bu toplantı için açık bir çalışma grubu kuruldu. İlgilenenler christine@cadtm.org adresine mail atabilirler.
v Avrupa Çalışma Komitesine ilgi duyanlar, katılmak isteyenler lgabriel@gmx.net adresine mail atabilirler.
v Daha iyi bir tercüme için Babels’in katkılarını almak gerekir.
v İyi bir web sitesi için çalışmalar yapmak gerekir.