Dünyadan Haberler
Suriyeli muhaliflerin Antalya konferansı sona erdi / Zaman – 03.06.2011
Antalya’da 3 gün süren ve çoğunluğunu Suriye dışında yaşayan muhaliflerin oluşturduğu ‘Değişim İçin Suriye Konferansı’ sona erdi. Konferansa katılanlar ülkelerine dönmeye başladı. Konferansta, Suriye dışında yaşayan muhalifleri temsil edecek ve seslerini dünyaya duyuracak 31 kişilik danışma komitesi oluşturuldu. 9 kişiden oluşması planlanan ve Suriye muhalefetinin yol haritasını belirlemesi istenen İdari Komite’nin oluşturulması ise ileri bir tarihe ertelendi. Konferansın ardından üç komite üyesi basın toplantısı düzenledi. Konferansın başarılı geçtiğini ve ilk kez bu kadar geniş katılım sağlandığını ifade eden üyeler, sonuç deklarasyonunun 7 maddeden oluştuğunu duyurdu. Konferansın en önemli hedefinin, Suriye’deki devrimi desteklemek olduğunu ifade eden üyeler, deklarasyonda Suriye halkının isteklerinin yer aldığını bildirdi. Deklarasyonda, Suriye lideri Beşar Esed’in istifa ederek yetkilerini yardımcısına devretmesi istendi. Başkan yardımcısının, görevi devraldıktan sonra 15 gün içinde yeni meclisi oluşturarak 1 yıl içinde demokratik bir seçim gerçekleştirmesi istendi. Bu temel isteğin gerçekleşmemesi halinde devrimin devam edeceği bildirilen deklarasyonda, 4 esasa vurgu yapıldı. Bunlar; toprak birliği, dış ülkelerin askeri müdahalelerinin reddedilmesi, barışçıl şekilde devrimin devam etmesi, milli birliği oluşturan unsurların korunması olarak sıralandı.
Yasama, yürütme, yargı ayrılığına dayalı, sivil ve demokratik bir toplum oluşturulmasını amaçlayan deklarasyonda; ekonominin canlandırılmasına çalışılması, bilimsel araştırmaların desteklenerek Suriye’nin gelişmesi arzusuna yer verildi. Deklarasyonda ayrıca, Arap Birliği, İslam Konferansı ve uluslararası toplum nezdinde Suriye halkının meşru isteklerinin duyurulması ve Suriye halkının halkına destek olunması yönünde çalışılması kararlaştırıldı.
Gazetecilerin sorularını da cevaplayan komite üyeleri, Suriye’de laik bir sistem oluşturulması konusunun ele alınmadığını, ülkelerinde kan akarken bunu tartışmayı doğru bulmadıklarını kaydederek, kararı sandıktan çıkacak sonuca göre halkın vereceğini bildirdi. Üyeler, Suriye’nin yeni anayasasını halkın hangi şartlarda yaşamak istediğinin belirleyeceğini dile getirdi.
“SÜRECİ SOKAKTAKİ GENÇLER BELİRLEYECEK”
Bundan sonra nasıl yol izleneceği yönündeki soruya Ghassan Almufleh, “Yol haritasını Suriye’deki sokaktaki gençler belirleyecek. Onlar, Suriye özgürleşene kadar devam edecektir. Bundan geriye dönüş yok.” cevabını verdi. Bir gazetecinin, “Beşar Esed’ın istifa etmemesi halinde bir senaryonuz var mı?” sorusunu yanıtlayan Salim Mounem, “Devrim devam ediyor. Sokağa çıkan geri dönmüyor. Gençlerin istekleri gerçekleşene kadar kimse geri dönmeyecek. Rejimin öldürme ve işkenceye devam etmesine rağmen kimse dönmeyecek. Ne kadar insan öldürürse öldürsün bu devrim devam edecektir.” diye konuştu.
“ESAD UZATMALARI OYNUYOR”
Gazetecilerin, Beşar Esed tarafından yayınlanan genel affın Suriye’de nasıl karşılandığıyla ilgili bir soruyu cevaplayan Riad Ghannam ise “Suriye devlet başkanı uzatmaları oynuyor. 20 yılda hiçbir şey yapmadı, son anda 5 dakikada karar çıkardı. Bazı kişileri hapisten çıkardı ama yüzlercesini pencereden içeri soktu. ‘Reformları yapacağım, içeride muhalefetle diyalog kuracağım’ diyor, bunları söylerken Suriye şehirlerini ağır silahlarla vuruyor. Çocuk, genç, kadın demeden insanları öldürüyor. Ne yaptığını bilen bir insandır.” ifadesini kullandı.
“KÜRTLER İSTEDİĞİNİ ALDI”
Toplantıdan memnun ayrılan gruplardan birisi de Suriye Kürtleri oldu. Kürt grupların liderlerinden Muhammed El Haznabi, konferansa iki temel beklentiyle geldiklerini, bunların eşit temsil hakkı konusunda anlaşmaya varıldığını söyledi. Kürtlerin isteği olan laik yönetim konusunun ise ortak bir fikir oluşmadığını anlatan Haznabi, “Bu zamana kadar Kürtler bu seviyeye gelmediler. Kürtler için en yüksek seviye bu konferans oldu.” dedi.
İsrail Suriye sınırında ‘Naksa’ gerilimi
Hürriyet – 05.062011
İsrail’in 1967’de Gazze Şeridi, Golan Tepeleri ve Kudüs’ü işgalinin yıldönümünde, İsrail-Suriye sınırında çıkan olaylarda 6 kişi öldü.
Sınıra kadar yaklaşan bir grup Filistinli mültecinin üzerine askerlerce açılan ateşte altı kişinin öldüğü, 100’ü aşkın kişinin de yaralandığı bildirildi.
Naksa olayları için dünden beri yoğun güvenlik önlemleri alan İsrail ordusu ve polisleri, Suriye sınırındaki Dürzi kasabası Mecdel Şems’te konuşlandı. Kasabanın dört bir tarafını saran askerler ve polisler, bölgeye dışardan girişlere izin vermedi.
Sabah saatlerinde sakin olan bölgede, öğle saatlerine doğru sınırdaki “Seslenme Tepesi” civarında sınır çitlerine yanaşan yüzlerce Filistinlinin üzerine İsrail askerleri tarafından ateş açıldı. Ölenlerden birinin çocuk olduğu belirtildi.
Bölgedeki Dürziler saldırıyı alkışlarla protesto ederken, “İşgalciler Golan’ı terk edin” şeklinde slogan attılar.
İsrail’in 1948’de Filistin topraklarını işgalinin yıldönümünde, o günü Nakba (Büyük Felaket) olarak nitelendiren Filistinlilerin Suriye, Lübnan ve Gazze Şeridi sınırına düzenledikleri yürüyüş de İsrail askerleri tarafından engellenmiş, çıkan çatışmalarda 14 kişi ölmüştü.
GAZZE ŞERİDİ’NDE ANMA
İsrail’in 1967’de Filistin topraklarını işgalinin yıl dönümü, Gazze Şeridi’nde de anıldı.
Gazzeli bir grup gösterici, İsrail sınırındaki dikenli tel alanına doğru yürüyüşe geçerek, İsrail işgalini bir kez daha kınadı.
Yıl dönümünde düzenlenen etkinliklerde konuşmalar yapıldı. Konuşmalarda İsrail’in Filistin halkına karşı saldırılarının sürdüğü belirtildi.
Filistinli yaşlı bir kişi, “Ben 83 yaşındayım, hala toprağıma döneceğim umudunu taşıyorum. Çocuklarım da aynı umudu taşıyor, bir gün döneceklerdir” dedi.
İsrail, 1967’deki Altı Gün Savaşında Batı Şeria, Doğu Kudüs, Golan Tepeleri ve Gazze Şeridi’ni işgal etmişti. İsrail, Gazze Şeridi’nden 2005’te çekildi.
Suriye askerleri Hama’dan çekiliyor
Zaman – 06.06.2011
Suriye güvenlik güçlerinin, cuma günü yapılan gösterilere sert bir şekilde müdahale ettiği Hama’dan çekilmeye başladığı bildirildi.
50 bin insanın bir araya geldiği gösteride, protestocuların üzerine ateş açan Suriye askerleri 48 kişiyi öldürmüştü. Bunun üzerine ilan edilen 3 günlük genel grev nedeniyle cumartesi ve pazar günleri şehirdeki dükkan ve işyerleri açılmadı. 1982’de dönemin devlet başkanı Hafız Esed’e karşı ayaklanan Hama’da ordu 2 gün içinde 20 binden fazla sivili katletmiş, şehirde taş üstünde taş bırakmamıştı. Akıllara ‘yeni bir Hama vakası mı?’ sorusunu getiren müdahaleden sonra ordunun pazar günü şehirden çekilmeye başladığı belirtildi. Bu arada cumartesi gecesi Deir Ezzor şehrinde 7 bin kadar kişiden oluşan kalabalığın eski Devlet Başkanı Hafız Esed’in 6 metrelik taş heykelini yıkmak için Başkanlık Meydanı’na yürümesi üzerine protestocuların üzerine açılan ateş sonucu onlarca kişinin yaralandığı belirtildi.
Suriye’de çatışmalar sürüyor
TGRT Haber – 06.06.2011
Suriye’de isyan sürüyor. Humus ve Dara’da göstericilerin cep telefonu kameralarına yansıyan görüntüler, ülkede yaşanan vahşeti tüm çıplaklığıyla gözler önüne serdi…
Suriye’de kaos dinmiyor. Esad’a bağlı birliklerin muhalifler üzerindeki ölçüsüz şiddeti kameralara yansıdı.. Görüntülerde Humus ve Dera?daki gösterilerilerde askerler uzun namlulu silahlarla halkın üzerine ateş açıyor. Kurşunlara hedef olan onlarca kişi ise kanlar içinde yerlerde yatıyor. Görüntülerde en çarpıcı sahne ise askerlerin vurdukları muhaliflerin cesetleri üzerinde oynadıkları çirkin oyun. Askerler, terörist oldukları imajın oluşturmak için cesetlerin üzerlerine silah ve kurşun bırakırken görülüyor. Bu şekilde ölen sivillerin terörist olduğu imajı oluşturulmaya çalışılıyor. Çatışmaların durmadığı Suriye?de bilanço da ağırlaşıyor. Ülkenin kuzeyindeki Cisr Eşşugur kasabasındaki askeri operasyonda 25 kişi hayatını kaybetti.
Üç günlük grev çağrısı yapılan ve askerlerin çekildiği Hama şehrinde, Cuma günkü gösterilerde ölenlerin sayısı 70’i buldu.
Libya
NATO: Üç ay daha devam
Taraf – 02.06.2011
Libya’da Kaddafi hükümetinden yetkililer bombardımanlarda yaşanan sivil ölümlerin artışından şikâyet ederken, NATO, hava operasyonuna eylül sonuna kadar devam etme kararı aldı.
Libya’da Kaddafi hükümetinden yetkililer bombardımanlarda yaşanan sivil ölümlerin artışından şikâyet ederken, NATO, hava operasyonuna eylül sonuna kadar devam etme kararı aldı. Bu yolla, NATO önderliğinde 10 haftadır süren hava saldırılarına karşın halen iktidarda olan Kaddafi’ye karşı baskının sürdürülmesi hedefleniyor. Trablus’ta çarşamba sabahı yapılan hava saldırısından yalnızca birkaç saat sonra Brüksel’de bir araya gelen ittifak temsilcileri, misyonu 90 gün daha uzatma konusunda uzlaştı. Mevcut askerî gücün yasal yetki süresi 27 haziranda doluyor.
Rusya: NATO, Libya’da kara operasyonuna istekli
Zaman – 04.06.2011
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, NATO’nun Libya’daki operasyonlarının giderek kara harekatına doğru geliştiği uyarısında bulundu.
Fransa ve İngiltere’nin kara kuvvetleri birliklerine ait helikopterlerin Libya’da operasyona katılmasını değerlendiren Lavrov, “Fransa ve İngiltere’nin saldırı helikopterini kullanma çabasında olduğunu görüyoruz. Biz bunu NATO’nun kara harekatı konusundaki isteği ya da isteksizliği olarak görüyoruz. Bu istenmeyen bir durum…” uyarısında bulundu.
Rusya başından bu yana 42 yıldır iktidarda bulunan Muammer Kaddafi rejimi ve karşıtları arasındaki çatışmalarda uluslararası askeri gücün müdahalesine karşı çıkıyor. Uçuşa kapalı alan oluşturulmasında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde çekimser oy kullanan Moskova, kara harekatını kabul edilemez olarak değerlendiriyor.
RUSYA LİBYA MUHALEFETİ İLE GÖRÜŞECEK
Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev geçen hafta yaptığı çağrıda, Kaddafi yönetiminin yasal zeminini kaybettiği gerekçesi ile Libya liderinin görevi bırakmasını istemişti. Medvedev özel danışmanı Mihail Margelov’u muhalif gruplarla görüşmek üzere gelecek hafta bölgeye gönderecek.
Konu ile ilgili açıklamada bulunan Margelov, Libya muhalefeti ile görüşmek üzere 6 Haziran’da bu ülkeye gideceğini açıkladı. Rusya’nın bağımsızlık, toprak bütünlüğü ve egemenlik haklarını savunduklarını ifade eden Margelov, “Libya yönetimi ve halkı ile ilişkilere değer veriyoruz… Biz Libya halkının problemlerini kendilerinin çözebilmesini destekliyoruz” dedi.
Odesa’da düzenlediği basın toplantısında Suriye’deki gelişmelere de değinen Lavrov, batılı ülkeleri sorunu uluslararası boyuta taşıma çabasında olmakla suçladı. Bakan Lavrov sorunun politize edilmesinin tarafların daha sert ve zorlu bir sürece girmesinden başka bir işe yaramayacağına değindi.
NATO, Libya’da ilk kez helikopter saldırısı düzenledi
Star – 06.06.2011
Libya’daki operasyonlarını sürdüren NATO güçleri, ilk kez bugün helikopter saldırısı düzenledi.
NATO tarafından yapılan açıklamada, saldırıda askeri araç ve donanım ile birliklerin dahil olduğu hedeflerin vurulduğu belirtildi.
İngiltere Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, saldırıda İngiliz ordusuna ait Apache helikopterlerinin kullanıldığı, Brega kıyıları açıklarındaki HMS Ocean helikopter taşıyıcı gemiden havalanan helikopterlerin Brega yakınlarındaki iki hedefi vurduğu ve güvenli biçimde gemiye döndükleri belirtildi.
Apache helikopterlerinin devreye girmesi, Libya’da hükümet güçlerine yönelik baskının oldukça ağırlaşması anlamına geliyor.
Öte yandan muhalif güçler, ülkenin batısında Nafusa dağlarında bulunan 3 kasabanın kontrolünü ele geçirdiklerini, hükümet güçlerinin bir kasabadaki kuşatmasını da püskürttüklerini açıkladı.
Filistin
Filistinlilere Refah Kapısı nihayet açıldı
Taraf – 29.05.2011
Mısır, 1 milyon 600 bin Filistinliye dört yıldır kapalı olan Gazze Şeridi’ndeki Refah sınır kapısını daimi olarak açtı. Yüzlerce kişinin beklediği sınır kapısından ilk olarak bir yolcu otobüsü ile hastaları Mısır’a tedavi için götüren iki ambulans geçti.
Mısır, 1 milyon 600 bin Filistinliye dört yıldır kapalı olan Gazze Şeridi’ndeki Refah sınır kapısını daimi olarak açtı. Yüzlerce kişinin beklediği sınır kapısından ilk olarak bir yolcu otobüsü ile hastaları Mısır’a tedavi için götüren iki ambulans geçti. Ancak henüz tam anlamıyla seyahat özgürlüğü söz konusu değil. Kadın ve çocuklar cumartesi günü özgürce Mısır’a geçerken, yabancı vizesi olmayan 18 ila 40 yaş arasındaki erkeklerin Gazze’den çıkış yapabilmeleri için Mısır’dan seyahat izni alması gerekiyor. Ayrıca ticari geçişler de İsrail sınır kapılarından yapılmaya devam edecek. İsrail tarafından kontrol edilmeyen tek sınır kapısı olan Refah’taki geçiş noktası, cuma ve tatil günleri hariç her gün sabah 9.00 ile akşam 17.00 arasında açık olacak. İsrail, Gazze’ye Mısır üzerinden silah kaçırılmasından endişe duyarken, Mısır yönetimi, sınırdan geçecek herkesin kapsamlı bir şekilde aranacağı güvencesi verdi. Üstelik sınırı geçenlerin İsrail tarafından verilen Filistin kimlik kartları taşıması da gerekecek.
Filistin devleti için düğmeye basıldı
İHA – 31.05.2011
Başkentinin Doğu Kudüs olacağı bir Filistin devletinin ilanı için bu akşam Kahire’de düğmeye basıldı.
Filistin yönetimi başkanı Mahmut Abbas, Kahire’deki temasları çerçevesinde bu akşam Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa ile bir araya geldi. Mahmut Abbas, Amr Musa’ya Filistin davasına katkılarından dolayı teşekkür ederek, Filistin Şeref Madalyası takdim etti.
Görüşmeden sonra basın mensuplarının sorularını cevaplandıran Amr Musa, Arap Birliği’nin Filistin devletinin ilanı için Güvenlik Konseyi’ne müracaat edilmesi konusundaki Filistin yönetiminin kararını desteklediğini söyledi. Musa, “Arap Birliği Genel Komisyonu ve Filistin yönetimi konuyu Güvenlik Konseyi’ne götürmek için gerekli hazırlıkları yapıyor” dedi.
Başkenti Doğu Kudüs olacak olan bir Filistin devleti için Güvenlik Konseyi’ne müracaat edeceklerini söyleyen Filistinli başmüzakereci Saib Erikat ise yaptığı açıklamada; “Katar Başbakanı Hamad bin Casim ve Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa başkanlığında, Doha’da oluşturulmuş olan komisyon aracılığı ile Güvenlik Konseyi’ne müracaat etmeyi kararlaştırdık. Başkentinin Doğu Kudüs olacağı bir Filistin devletinin tam üyeliği için Güvenlik Konseyi’ne müracaat edeceğiz. İsrail hükümeti konusuna gelince,
Netanyahu’nun ne dediği bizi ilgilendirmiyor. Ancak ona altı kelime ile cevap vermek istiyorum. Netanyahu barış girişimi müzakerelerine ortak değildir” şeklinde konuştu.
İsrailliler Filistin’in bağımsızlığı için yürüdü
A.A. – 04.06.2011
Tel Aviv’de binlerce kişi 1967 sınırlarıyla, başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devletine destek için yürüdü. Yürüyüşe katılanların temel sloganı “Filistin devletine Netanyahu hayır; biz evet diyoruz” oldu.
Tel Aviv’in tam merkezindeki Rabin meydanından akşam saatlerinde başlayan ve ana caddelerden geçerek devam eden yürüyüşe İsrail muhalefetinden İşçi partisi, Meretz, Hadaş partileri yanı sıra İsrail-Filistin barışına destek veren sol örgütler Şalom Ahşav (Şimdi Barış) başta olmak üzere Guş Şalom, Ulusal Sol, Barış için sivil toplum örgütleri ve diğer bazı örgüt ve kuruluşlar katıldı. Yürüyüşte Meretz partisi milletvekillerinden Zahava Gal-On, eski Meretz başkanı Haim Oron ve Hadaş partisinden Dov Kenin de yer aldılar.
Ellerinde Filistin ve İsrail bayrakları olduğu halde yürüyüşe katılanlar “sık sık “İşgale hayır”, “barışa evet” sloganları attı; İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu Filistin devletini tanımaya çağırırken, bunun İsrail için de hayati olduğunu dile getirdi
Yüzlerce kişinin üzerinde sadece “67” yazılı pankartlar taşıyarak 1967 sınırlarına destek verdiği yürüyüşte, ABD Başkanı Barack Obama’nın, üzerinde “Evet yapabiliriz” yazılı dev resimleri de göze çarptı.
İsrail vatandaşı Arap gençlerinin trampet ve davullar çalarak eşlik ettiği gösteride, aralarında kadınların da yer aldığı çok sayıda İsrailli Arap da yer aldı.
Ynet haber sitesi, yürüyüşe katılanların tahmini rakamını 20 bin olarak verirken, yürüyüşe kimi yaşlılar tekerlekli araçlarıyla, kimi bebekleri, kimi de köpekleriyle birlikte gelip destek verdi. Hayfa’dan gelen 80 yaşındaki Yenina Altman ise “Bütün ailem Soykırım sırasında yok olduktan sonra Polonya’dan buraya geldim. Ben de bir gettoda ve toplama kampında yaşadım. Ülkemin Filistinliler’e hoşgörü ve saygı göstermesini; onlara, bizim de bir zamanlar arzu ettiğimiz gibi, bağımsız bir devlet kurma hakkını tanımasını istiyorum” dedi.
Göstericilerin son durağı olan Tel Aviv Sanat Müzesi önünde bir konuşma yapan oyun yazarı Yehuşua Sobol, “Netanyahu, 1967 sınırlarına hayır dediğinde, barış için de hayır demiş oluyor. Bundan sonra meydana gelecek bir savaşın bedelini ödeyecek olanlar, ABD Kongresi’nin üyeleri de olmayacak” sözleriyle, İsrail Başbakanı’nın, Washington’daki son ziyareti sırasında, 1967 sınırlarını kabul etmeyen açıklamasını eleştirdi.
Polisin bir çok yolu kapayıp, geniş güvenlik önlemleri aldığı yürüyüş sırasında, küçük bir grup sağ eylemci de ellerinde İsrail bayraklarıyla yürüyüşe katılanları protesto etti. Ancak, polisin taraflar arasında barikat kurması nedeniyle herhangi bir olay meydana gelmedi.
Naksa isyanı
Yeni Şafak – 06.06.2011
Filistin’in bağımsızlığını ilan etmesine aylar kala İsrail işgaline karşı protestolar giderek güçleniyor. Arap-İsrail savaşının 44. yıldönümünde (Naksa) Filistinliler işgal altındaki Golan Tepeleri’ne girmeye çalıştı, İsrail kurşunuyla 22 Filistinli öldürüldü. Tel Aviv’de ise binlerce İsrailli ‘Özgür Filistin’ için yürüdü
Eylül’de bağımsızlığını ilan etmeye hazırlanan Filistin için İsrail üzerindeki baskı giderek artarken, İsrail işgaliyle sonuçlanan Altı Gün Savaşları’nın 44. yıldönümünde yüzlerce Filistinli ellerinde Filistin bayraklarıyla Suriye’nin işgal altındaki Golan Tepelerine girmeye çalıştı. İsrail askerlerinin ateş açması sonucu 22 silahsız Filistin genci hayatını kaybetti. Filistin bayraklarının yanı sıra Türk bayrakları da taşıyan gruptan dikenli tellere yaklaşanlara İsrail askerleri gözünü kırpmadan ateş açtı.
Filistinlilerin vurulması an be an görüntülenirken, gençler vurulan arkadaşlarını ‘Kanımız canımız sana feda olsun ey şehit’ sloganlarıyla taşıdı. İsrail askerleri, geçtiğimiz ay da sınırı birçok bölgeden geçmeye çalışan Filistinlilere ateş açmış, 10 kişi hayatını kaybetmişti. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, askerlere itidalli davranmaları emrini verdiklerini fakat sınırları savunmada kararlı olacaklarını söyledi.
Sınırda binlerce İsrail askerinin tetikte beklediği belirtiliyor. 1967’de İsrail ile Arap ülkeleri arasında yaşanan ‘6 Gün Savaşı’ İsrail’in galibiyetiyle sonuçlanmış, Tel Aviv yönetimi Batı Şeria, Doğu Kudüs, Golan Tepeleri ve Gazze Şeridi’ni işgal etmişti. Şimdi El Fetih-Hamas bölünmesine son veren Filistin yönetimi işgal öncesi sınırlarına dayanan bir Filistin devletinin ilanına hazırlanıyor. ABD Başkanı Barack Obama da geçtiğimiz ay ilk kez İsrail’in işgal ettiği yerlerden çekilmesini söyleyerek İsrail gündemini sarsmıştı. Tel Aviv yönetimine bir darbe de içeriden geldi. Önceki gün Tel Aviv’de toplanan onbinlerce İsrailli “Başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devleti” için yürüdü. Ellerinde 1967’ye ithafen “67” yazan dövizler taşıyan İsrailliler “Netanyahu hayır diyor ama biz Filistin’e evet diyoruz” sloganları attı.
FİLİSTİNLİLERİ ANLAMALIYIZ
Yürüyüşe katılanların tahmini rakamı 20 bin olarak verilirken, yürüyüşe kimi yaşlılar tekerlekli araçlarıyla, kimi bebekleri, kimi de köpekleriyle birlikte gelip destek verdi. Hayfa’dan gelen 80 yaşındaki Yenina Altman “Bütün ailem soykırım sırasında yok olduktan sonra Polonya’dan buraya geldim. Ben de bir gettoda ve toplama kampında yaşadım. Ülkemin Filistinliler’e hoşgörü ve saygı göstermesini; onlara, bizim de bir zamanlar arzu ettiğimiz gibi, bağımsız bir devlet kurma hakkını tanımasını istiyorum” dedi.
Almanların ‘Özgürlük Filosu’ da hazır
İsrail ablukası altındaki Gazze için Türkiye’nin yanısıra Batılı ükelerde son hazırlıklarını yapıyor. “Alman Gazze Ablukasını Kırma Girişimi” adlı kuruluşun öncülüğünde ve tanınmış Alman Ortadoğu uzmanı Prof. Udo Steinbach’ın himayesinde hazırlanan “Özgürlük Filosu II” (Freedom Flottille II) adlı insani yardım gemisi, Özgürlük Filosu’nu desteklemek amacıyla 19 Haziran’da Hamburg Limanı’ndan Gazze’ye hareket edecek. Steinbach, Özgürlük Filosu’na bilimsel ve akademik destek verdiğini belirtti.
Afganistan
Gates: Afganistan’da sonsuza dek…
TimeTürk – 05.06.2011
Afganistan ziyareti sırasında ülkenin Devlet Başkanı Hamid Karzai ile görüşmesinin ardından ortak basın toplantısı düzenleyen ABD Savunma Bakanı Gates, Afganistan’da sonsuza kadar kalmayacaklarını fakat biraz sabırlı olunması gerektiğini ifade etti.
ABD Savunma Bakanı Robert Gates, Kabil’de Afganistan Devlet Başkanı Hahidm Karzai ile görüştü.
Görüşmenin ardından basın toplantısı düzenleyen Gates, yabancı güçlerin sonsuza kadar bu ülkede kalmayacağını, fakat biraz sabırlı olunması gerektiğini ifade etti.
Gates, ABD ordusunun Afganistan’a sonsuz kaynak ve zaman ayıramayacağını söyledi.
NATO’nun daha fazla askeri ilerleme kaydederek militanlar üstünde baskı kurması halinde Afganistan Talibanı ile bu yıl sonuna doğru siyasi müzakerelerin yapılabileceğini belirten Gates, Taliban’la henüz başlayan bir barış görüşmesinin olmadığını dile getirdi.
ABD Başkanı Barack Obama tarafından başlatılan hedeflere ulaşmanın önemli olduğunu söyleyen Gates, Afganistan işgalinin her 2 ülkeye de yüksek maliyetine ve Afganistan’da bulunan işgal askerlerinin neden olduğu sivil kayıplara rağmen sonuç elde edilene kadar işgalin süreceğini ifade etti.
PASİFİK’TE ASKERİ VARLIĞINI ARTTIRACAK
Bu arada, ABD, Pasifik Okyanusu çevresindeki ülkelerde askeri varlığını artıracağını açıkladı.
Afganistan’dan önce Singapur’u ziyareti sırasında, Avustralya ve Singapur ile askeri bağların güçlendirileceğini söyleyen ABD Savunma Bakanı Robert Gates, ABD’nin bölgeye yeni gemi gönderme ve teknolojik desteğinin amacının; müttefiklerini ve deniz ticareti yollarını korumak olduğunu iddia etti.
ABD’nin askeri bütçesini kısmaya çalıştığı ve Afganistan ile Irak’taki askeri varlığını azalttığı bir dönemde böyle bir açıklama yapan Gates, konuşmasında Irak ve Afganistan işgallerinin askeri güç ve kamuoyu desteği açısından yarattığı zorlukları ifade etti.
Japonya ve Güney Kore ile askeri bağların daha modern bir hale getirileceğini belirten Gates, Avustralya ve Singapur ile ortaklıkların ise geliştirileceğini söyledi.
ABD, Temmuz ayından itibaren Afganistan’daki askeri birliklerini geri çekmeye başlayacak. 2014 yılı sonunda da NATO ve Amerikan birlikleri ülkenin güvenliğiyle ilgili sorumlulukları Afgan güçlerine devredecek.
NATO, 12 Afgan çocuğunu öldürdü
Taraf – 30.05.2011
Afganistan’da Taliban militanlarının peşine düşen NATO’ya bağlı güçler, iki eve hava saldırısı düzenledi. Ölen 14 kişinin tamamı sivil ve en az 12’si de çocuk
Afganistan’ın Helmand vilayetinde iki eve NATO uçaklarıyla düzenlenen hava saldırısında tamamı çocuk ve kadın en az 14 sivil hayatını kaybetti, 6 sivil de yaralandı. NATO saldırısı, Taliban militanlarının önceki gün Nevzat ilçesindeki bir NATO deniz üssüne düzenledikleri baskının ardından gerçekleştirildi. Helmand yönetimi, önceki gece düzenlenen saldırıda bölgedeki militanları hedef alan NATO savaş uçaklarının, militanlar yerine sivillere ait iki evi vurması sonucu iki kadın, beş kız ve yedi erkek çocuğun öldüğünü duyurdu. Nevzat’ta bir görgü tanığı, ISAF helikopterlerinin önce ateş açtığını, uzaklaştıktan 10 ila 20 dakika sonra da bölgeye geri dönerek roket yağdırdığını anlattı. Sera Kala köyünden Helmand’ın başkentine taşıdıkları cesetleri gazetecilere ve yetkililere gösteren köylüler de, “Bunlar mı Taliban” diyerek öfkelerini dile getirdi. NATO öncülüğündeki ISAF güçlerinin sözcüsü Binbaşı Tim James ise, saldırıda sivil kayıplar olduğuna ilişkin iddiaların kendilerine ulaştığını, ittifak güçleriyle Afgan askerlerinin incelemelerde bulunduğunu belirtti.
Karzai’den ‘son ihtar’
Olayın ardından açıklama yayınlayan Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai, NATO’nun hava saldırısının büyük bir hata ve cinayet olduğunu” söyledi. “ABD’ye ve NATO’ya, tek taraflı ve gereksiz operasyonlarının masum Afganların ölümüne neden olduğunun birçok kez hatırlatıldığını, ancak dinlemediklerini” ifade eden Karzai, “bunun son ihtar olduğunu” vurguladı. Karzai daha önce de, NATO’nun düzenleyeceği askerî operasyonları artık Afgan yetkilileri ile kararlaştırması gerektiğini söylemişti. Ülkenin kuzeydoğusunda çarşamba günü de 30 Taliban militanının öldürüldüğü hava saldırısında 20 Afgan polisinin yanı sıra 18 sivil hayatını kaybetmişti.
Türkiye
Hükümete “ölümleri durdurun” çağrısı
ANKA – 04.06.2011
Aralarında yazar, müzisyen, sinemacı, akademisyen ve gazetecilerin de bulunduğu üç yüze yakın aydın yaptıkları yazılı açıklama ile Hükümete “ölümleri durdurun” çağrısında bulundu. Açıklamada Bismil ve Hopa’daki can kayıplarının sorumlularının yargılanması talep edilerek “Hükümeti, seçime giren adayların ve oy verecek seçmenlerin düşünce ve kanaatlerini özgürce, korkusuzca oluşturmalarına ve ifade etmelerine olanak sağlayacak önlemleri acilen almaya çağırıyoruz. Bismil ve Hopa’daki cinayetlerin sorumlularının yargılanmasını istiyoruz. Başbakanı yaşam hakkına saygılı olmaya davet ediyoruz” denildi.
Aydınlar, 12 Haziran genel seçimleri öncesinde Hükümete ve Başbakan Erdoğan’a çağrıda bulundu. Aralarında yazar, müzisyen, sinemacı, akademisyen ve gazetecilerin de bulunduğu üç yüze yakın aydının ismini taşıyan yazılı açıklamada, seçime günler kala, demokratik bir yaşamdan yana olan herkesi giderek daha fazla endişelendiren bir baskı ortamıyla karşı karşıya olunduğu belirtildi. Seçim ortamının terörize edildiği kaydedilen açıklamada şöyle denildi:
“Yüzde on seçim barajı, düşünce, ifade özgürlüğü önündeki olağanüstü engeller yetmiyormuş gibi, Güneydoğu’da operasyonlar ve tutuklamalar, birçok seçim bölgesinde ırkçı-milliyetçi saldırılar, kimi medya organlarının kışkırtıcı yayınları ve muhalif gösterilerde karşılaşılan yoğun polis şiddetiyle seçim ortamı terörize ediliyor. Emek Demokrasi ve Özgürlük Bloku’nun bağımsız adaylarına, seçim bürolarına, seçim konvoylarına yönelik saldırılara, linç girişimlerine, birkaç gün önce Hopa’da hükümet karşıtı gösteriye katılan bir emekli öğretmenin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan polis müdahalesi de eklendi. Bismil’deki iki yurttaşımızla birlikte yalnızca protesto gösterilerinde verilen can sayısı üç Başbakanın Hopa’daki olayları, “Hopa’ya eşkıyalar inmiş. Bir tanesi de, kimliğini bilmiyorum, üzerinde durmaya da gerek duymuyorum kalp krizi sonucu ölmüş’ sözleriyle değerlendirmesi hükümetin başta yaşam hakkı olmak üzere hak ihlalleri konusundaki tutumunu ortaya koyuyor. Yaratılan baskı ve şiddet ortamı seçim ve anayasa sürecine, ülkede barış ve toplumsal mutabakatın sağlanması yolundaki çabalara zarar veriyor. Demokratik mücadeleye zemin olması gereken seçim süreci, hiç kimsenin dışında kalamadığı bir şiddet ortamına dönüşüyor. Hükümeti, seçime giren adayların ve oy verecek seçmenlerin düşünce ve kanaatlerini özgürce, korkusuzca oluşturmalarına ve ifade etmelerine olanak sağlayacak önlemleri acilen almaya çağırıyoruz. Bismil ve Hopa’daki cinayetlerin sorumlularının yargılanmasını istiyoruz. Başbakanı yaşam hakkına saygılı olmaya davet ediyoruz. ”
Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu Bülteni, 6 Haziran 2011
İletişim: www.kureselbak.org, kureselbak@gmail.com; 00905362196341