27 Mart’ta Barışa Söz Ver Kampanyası etkinlikleri çerçevesinde “Barış Süreci Deneyimleri Forumu” Cezayir Toplantı salonunda gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü Kampanya aktivistlerinden Taner Koçak yaptı.
Panelde ilk olarak Mazlumder üyesi Fatma Bostan Ünsal konuştu. Kuzey İrlanda barış sürecindeki önemli noktalara değinen Fatma Bostan Ünsal şunları söyledi: Kuzey İrlanda’da barış görüşmelerinde Kadın Koalisyonu Partisi çok aktif yer alıyor. Barış sürecini yürütecek heyetin belirlenmesi için seçime gidiliyor. Taraflar kadın aday göstermeyince, Protestan ve Katolik akademisyen, aktivist ve örgütlü kadınlar bir araya gelerek Kuzey İrlanda Kadın Koalisyonu Partisini kuruyorlar. Parti aldığı oylar sayesinde 10 kişilik barış kurulu içine bir kadını sokmayı başarıyor.
Kadın Koalisyonu Partisinin iki başkanı var, biri Katolik, diğeri Protestan. KKP barış masasında uzlaşma için çaba gösteren tek grup. Eğer KKP olmasaydı uzlaşma sağlanamazdı diyenler var. Barış sürecinde başka olumlu davrananlar da var. Örneğin İngiltere’nin İrlanda’dan sorumlu bakanı, İrlanda Devlet Başkanı.
İrlanda Anayasası, 1998’de imzalanan Hayırlı Cuma anlaşması sonrası, anlaşma gereği değiştirilmiş. Ve bu değişikliğe İrlanda halkı yüzde 93 ile onay vermiş. BBC televizyonu yaşanan acılarla ilgili program yapmış. Türkiye’de işin bu yönleri eksik. Süreçte bir Amerikalı arabulucu da var. Bu kişi tüm tarafları dinliyor. Bir son tarih konmuş, o tarihe kadar süreç tamamlanmış.
Kuzey İrlanda Barış görüşmeleri 1994-98 yılları arasında yürütülmüş, 1998’de Hayırlı Cuma anlaşması imzalanmış, 2006 yılında uluslar arası bir komisyon gözetiminde silahsızlanma gerçekleştirilmiş, ama bugün bile hala “sorunu çözdük” değil, “çatışmayı yönetiyoruz” diyorlar. Güven sorununu aşmak en önemli konu, önce birbirlerine değil, arabulucuya güveniyorlar, birbirlerine güven daha sonra süreç içinde oluyor.
Daha sonra Barış İçin Kadın girişiminden Hilal Alkan barış süreçlerinde kadınların talepleri ile ilgili görüşlerini ifade etti:
Barış sürecinde kadının sözü önemli. İrlanda örneğinde bunun önemini Fatma anlattı. Dünyada gerçekleşen barış anlaşmalarında yüzde 4 kadın imzası var. Bu anlaşmaların çoğu daha sonra rafa kaldırılıyor. Kadınların toplumdaki değerleri açısından Türkiye 69. sırada. Parlamentoda kadınların temsili yüzde 14. Bizdeki barış görüşmelerinde bugün HDP heyetinde 2 kadın var. Kadın hareketinin heyette yer alması çok önemli.
Çatışma çözümlerinde kadınların uğradığı zararların nasıl giderileceği yer almalıdır. BM’nin 1325 sayılı sözleşmesi böyle bir ulusal eylem planını gerektiriyor. Barış sürecine toplumsal katılım bizde zayıf. Sürekli toplumda bu konuyu konuşmak tartışmak gerekiyor. Somut taleplerimiz giderek oluşuyor.
Savaşlarda pek çok hak ihlali var. Örneğin güvenlik güçleri sürekli kadınları izliyor. Meralar yasaklanıyor, mayın döşeniyor. Koruculuk kaldırılmalı, çünkü diğer zararlarının yanı sıra kadınlar için kız kaçırma, tecavüz vb. mağduriyetlere yol açıyor. Kalekol, karakol inşaatları durdurulmalı. Bir anlaşma sağlandığında kadın savaşçılar kadın savcılara teslim olmalı. İnsani bir güvenlik ortamı sağlanmalı. Yeni anayasa yapılmalı, hakikatlerin ortaya çıkması sağlanmalı.
Güney Afrika bu konuda online casino iyi bir örnektir. Güney Afrika’da ise hem barış görüşmelerini yürütenlerin hem de Hakikat Komisyonlarında tanıklık yapan ve tanıklıkları değerlendirenlerin P’si kadın. Komisyon oturumları canlı yayınlanıyor. Bu oturumlarda kadınlar başlarına geleni anlatırken ağlıyorlar, bu da beyazların onları küçümsemesine yol açıyordu. Taciz, tecavüz vakaları kolayca atlatılamıyor. Türkiye’de bu hakikat açıklamaları sadece taciz, tecavüz değil başka konuları da kapsamalıdır.
Son olarak Küresel BAK’tan Yıldız Önen Türkiye’deki barış sürecinin geldiği noktayı ve talepleri özetledi:
Türkiye’de barış süreci 2013 Newrozunda Apo’nun mesajı ile başladı. Mesaj “artık mücadeleyi siyasal yöntemlerle yürüteceğiz” şeklindeydi. 2015 Newrozunda Apo bir kez daha “silahlı mücadelenin artık sürdürülemeyeceğini” söyledi. 2013-2015 yılları arasındaki çatışmasızlık döneminde bazı olumlu adımlar atıldı. Kürtlerin bugün en somut talepleri şunlardır: Anayasal eşit vatandaşlık, anadilde eğitim, siyasi tutsakların ve gerillanın siyasal yaşama katılmasının sağlanması.
Bugün için en somut konu izleme heyeti, heyetin ne olacağı hala belli değil. Ama harekete güvenmek gerekiyor. Barış süreci kamuoyunda olumlu algılanıyor, ölümlerin kesilmesi olumlu bulunuyor. Sürecin tam olarak başarı ile sonuçlanması için Kürtlerin taleplerinin karşılanması gerekir. İzleme heyeti sürecin bilinirliğini artırır, süreç için yararlı olur. Anayasa değişmeli, HDP eğer barajı aşarsa olumlu bir anayasa değişikliği gerçekleşebilir. Çözüm süreci bugün seçime endeksli hale gelmiş gibi görünmektedir.
Kobani Kürtlere özgüven kazandırdı. Demokrasi anadilde eğitim gerektirir. Demokratik bir Türkiye için Kürtlere özgürlük gerekir. Boşaltılan köyler sorunu var, Diyarbakır’ın hem göç hem de yoksulluk sorunu var. Bunlar özerklik gerektirir. Siyasetin önü açılırsa bu herkes için faydalı olur.
Barış sürecinin önündeki en önemli engel, sürece Batıdan yeterince destek sağlanamamasıdır. En önemli görevimiz Batıdan bu desteği sağlayacak kitlesel eylemler yapabilmemizdir.
Program katılımcıların sorularının cevaplandırılması ile son buldu.