Mayınsız Bir Türkiye Girişimi, Türkiye Sakatlar Derneği, Türk Tabipleri Birliği, Sosyal Demokrasi Vakfı, Adli Tıp Uzmanları Derneği, Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu, Irkçılığa ve Milliyetçiliğe DurDe! Girişimi’nin ortaklaşa düzenlediği “susMAYIN” basın açıklaması 27 Şubat’ta Taksim Meydanında yapıldı. Basın açıklamasında “Mayınlar can almaya, sakat bırakmaya devam ediyor. Ottawa Sözleşmesi’ni 7 yıl önce imzaladığımızda topraklarımızda 1 milyon mayın vardı, hala 1 milyon mayın var. Mayınların bir an önce temizlenmesi, yeni ölüm ve yaralanmaların olmaması için sesleniyoruz” dendi. Basın Açıklamasının Metni:
susMAYIN!
Ottawa Sözleşmesi’nin yürürlüğe girişinin 12’nci yılında, Uluslararası Mayın Yasaklama Kampanyası (ICBL) aktivistleri ve sivil toplum kuruluşları, Ottawa Sözleşmesi’ni henüz imzalamayan ülkeleri Sözleşme’yi imzalamaya; Taraf Devletleri de Sözleşme’yi tam olarak uygulamaya çağırıyor.
Biz de, 7 yıl önce, 1 Mart 2004’de Ottawa Sözleşmesi’ne Taraf Devlet olan hükümete, hem ulusal hem de uluslararası kamuoyuna verdiği taahhütleri hatırlatıyor ve taahhütlerini yerine getirmeye çağırıyoruz:
7 yıl önce Türkiye, 1 Mart 2008’e kadar stoklarında bulunan tüm mayınları imha edeceğine; 1 Mart 2014’e kadar toprağa döşeli tüm mayınları temizleyeceğine; 1 Mart 2004 yılından itibaren de mayın kurbanlarının topluma yeniden kazandırılmasına yönelik programlar oluşturacağına dair taahhütte bulunmuştu.
Türkiye, bu taahhütlerinden yalnızca birini, stoklardaki 3 milyon mayının imhasını, yaklaşık üç yıllık bir gecikmeyle yerine getirdi.
Türkiye’de hala toprağa döşeli bir milyon mayın, yeni kurbanının kendisine gelmesini bekliyor. Asker, sivil, kadın, çocuk ayrımı yapmaksızın öldürüyor veya sakat bırakıyor.
Rakamlar Türkiye’de her üç günde bir, 1 kişinin mayın nedeniyle ya yaşamını yitirdiği ya da sakat kaldığı acı gerçeğinin devam ettiğini gösteriyor: 2010 yılında, mayın ve patlamamış askeri patlayıcılar nedeniyle 47 kişi yaşamını yitirdi, 95 kişi de yaralandı. Ölenlerin 17’si sivil, 4’ü çocuk; yaralananların 15’i sivil, 25’i çocuktu…
Mayınlı veya mayın olduğundan şüphe edilen alanların etrafı işaretlenmiyor. Olayların pek çoğu, bu alanlarda çocuklar oyun oynarken; çobanlar hayvanlarını otlatırken; kadınlar bitki toplarken meydana geliyor.
Ve Türkiye’de mayın mağdurlarının sayısı da bilinmiyor. Mağdurların mağduriyetlerinin giderilmesine, ekonomik ve sosyal entegrasyonlarının sağlanmasına yönelik bir program bulunmuyor. Mağdurlar adeta kaderlerine terk ediliyor.
Mayın temizliğinde gecikilen her saatin, yeni ölüm ve yaralanmalara yol açtığı açıkça görülürken ve Türkiye’nin taahhüdünü yerine getirmek için yalnızca üç yıl gibi kısa bir süresi kalmışken, hala bu konuda somut bir programın bulunmayışı bizleri kaygılandırıyor.
Buradan Hükümete bir kez daha sesleniyoruz:
- 2014 yılına kadar mayınları temizleyin. Mayın temizliği için ikinci bir 10 yıl daha zaman istemeyin.
- Tüm mayınlı alanların etrafını uluslararası standartlarda işaretleyin ve çitlerle çevirin.
- Başta çocuklar olmak üzere mayınlı alanlarda yaşayanlar için mayın risk eğitimi çalışması başlatın.
- Mayın mağdurlarının yaşadıkları topluma ekonomik ve sosyal entegrasyonunu sağlayın.