2015 BARIŞIN YILI OLSUN!
ABD’nin Irak’ı işgal ettiği 2003 yılında kurulan Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu, savaş karşıtı, barış yanlısı mücadelesini 2014 yılında da sürdürdü. Barış kültürünün gelişmesine yönelik ilkeli savaş karşıtı tutumuyla Türkiye’de ve Ortadoğu’da barışın sesini yükseltmeye çalışan Küresel BAK, uluslararası savaş karşıtı hareketin bir parçası olmaya devam ediyor.
Birinci Dünya Savaşı’nın 100. Yılında yapılan savaş karşıtı kampanyaya İstanbul’da gerçekleştirdiğimiz uluslar arası konferans ve yayınladığımız kitapçıkla katıldık. “100 Yıllık Savaş Yeter, Dünyada, Bölgede, Ülkede Artık Barış” konferansımıza katılan Jay Winter, savaş karşıtlığının ve anti-militarizmin önemine vurgu yaparken, savaş anıtlarının yeni nesillere hatırlattığı ölüm ve yıkım duygularının halkların savaş karşıtlığını yükselttiğini anlattı.
Küresel BAK aktivistleri tarafından barış kültürünü içselleştirmek amacıyla başlatılan Edebiyatta Savaş ve Barış Atölyeleri 6. Dönem çalışmalarını devam ettiriyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde savaş karşıtlarının adaylardan beklentilerini duyurduk. Askeri harcamaların azaltılmasından yana, militarizme karşı, daha fazla demokrasi için girişimlerde bulunan, Kürtlerin eşit vatandaşlığını savunan, Türkiye’de yaşayan gayrimüslimlerin haklarını koruyan, tarihsel acılarla yüzleşebilen, inanç özgürlüğünün güvencesi, çevre duyarlığına sahip, emekçilerin taleplerine duyarlı, nefret söylemi kullanmayan, farklılıkları ötekileştirmeyen, kapsayıcı bir cumhurbaşkanı istediğimizi açıkladık.
Nükleere ve savaşa karşı Japonya’dan yola çıkan Peace Boat – Barış Gemisi’ndeki Yunanistanlı ve Kıbrıslı barış gönüllüleri ile 9 Eylül’de İstanbul’da buluştuk. Gerçekleştirdiğimiz ortak basın toplantısında Kıbrıs ve Akdeniz’de barış için yapabileceklerimizi konuştuk.
Dünyada milyonlarca insan 20 – 21 Eylül’de iklim adaleti için sokağa çıktı. İstanbul’da Küresel Eylem Grubu tarafından düzenlenen yürüyüşe katıldık.
Türkiye Barış Meclisi’nin girişimiyle bu yıl ikincisi verilen Orhan Doğan Barış Ödülünü Küresel BAK aktivisti, insan hakları savunucusu Eren Keskin aldı.
Hrant Dink Cinayeti davasını takip ettik. Her duruşma öncesi “Adalet Nöbeti” eylemlerine aktif olarak katıldık. İhmali olan kamu görevlilerinin TCK’nın 83. Maddesinden yargılanmaları talebimizi yineledik. Hrant Dink’in katledilmesinin 7. Yılında Agos’un önünde ve Ermeni Soykırımının 99. Yılı anmasında Taksim’deydik.
Roboski katliamının sorumlularının yargılanıp cezalandırılmasının takipçisi olmaya devam edeceğiz. Berkin Elvan’ın cenazesinin ardından yüz binlerle birlikte yürürken Ceylan Önkol’u ve Uğur Kaymaz’ı da andık.
Manisa’nın Soma ilçesinde yaşanan maden faciasında 301 vatandaşımızı kaybettik. Daha fazla insanımızı iş cinayetlerinde kaybetmek istemiyoruz. Silahlanmaya değil, insane ve onun güvenliğine bütçe ayrılmasını istedik.
12 Haziran’da kaybolan 3 İsrailli gencin, öldürülmüş olarak bulunmasının ardından, İsrail’in Gazze’ye saldırılarında, 2 bin Filistinli hayatını kaybetti. 10 bin kişi yaralandı. Gazze’de ölenlerin çoğunluğu sivil ve bunların 500’ü çocuktu. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırganlığına karşı, Türkiye’nin birçok yerinde Filistin halkıyla dayanışma eylemleri yapıldı. Küresel BAK olarak İstanbul’da yaptığımız eylem ve basın açıklamasında “Saldırgan İsrail durdurulsun – Gazze halkının yanındayız” dedik.
Ukrayna’da bir iç savaş yaşanıyor. Ukrayna halkı demokrasiyi, barışı ve adil bir yönetimi hak ediyor. Bölgede tek yol ve alternatif barıştır. Darbeci Mısır mahkemelerinin verdiği hukuksuz idam kararlarının bir an önce iptal edilmelidir.
ÇÖZÜM VE BARIŞ SÜRECİ
Çatışmasızlık ve çözüm süreci çeşitli aksaklıklarına rağmen devam ediyor. Sürecin en başında biz savaş karşıtları olarak barışı göz bebeğimiz gibi korumalıyız ve “Barışa Evet!” dedik. Sürecin kalıcı barışa evrilmesi için elimizden geleni yapmaya kararlıyız. Türkiye Kürt sorununda ikinci bir Newrozu daha savaşsız geçirdi. Barış talebi daha da güçlendi. Ancak 6-9 Ekimde meydana gelen Kobane protestolarında aralarında çocukların da olduğu 40 kişi öldü, yüzlerce bina tahrip edildi. Yaşananlar barıştan başka çıkar yol olmadığını bir kez daha herkese gösterdi. Bu kısırdöngünün kırılması için şiddete değil diyaloga ihtiyaç var. Herkesi barış politikalarına destek vermeye çağırıyoruz.
Suriye ve Irak’ta IŞİD güçlerinin estirdiği terör bahanesi ile Ortadoğu yeniden emperyalist açık müdahalenin alanı haline getiriliyor. ABD öncülüğünde Ortadoğu’da yapılacak askeri bir operasyonu meşru görmediğimizi açıkladık. Türkiye bu operasyona katılmamalı ve lojistik destek vermemelidir.
IŞİD Ezidi Kürtlerin yaşadığı Şengal’e saldırdı, yüzlerce Ezidi’yi öldürdü, kadınları esir aldı. On binlerce Ezidi aç susuz dağlara kaçmak zorunda kaldı. Türkiye’nin katliamdan kaçan sivil halka insani yardım yapmak için her türlü imkanlarını vakit geçirmeden kullanmasını istedik. Türkiye sınırları, savaştan kaçan sivillere açılmalı, savaş mağdurlarına mülteci statüsü verilmeli ve insanca yaşam koşulları sağlanmalıdır dedik.
Suriye Kürdistanı Rojava’nın üç kantonundan biri olan Kobane IŞİD saldırısına uğradı. Barıştan, halkların kardeşliğinden yana olanların IŞİD’in saldırı ve katliamlarına karşı mücadele etmesi gerektiğini vurguladık. 25 Ekim’de İstanbul’da İstiklal Caddesinde Kobane halkıyla dayanışma yürüyüşü gerçekleştirdik.
Suriyeli sığınmacılara yönelik artan ırkçı ve ayrımcı saldırılara karşı hükümeti tutum almaya ve herkesi duyarlı olmaya çağırdık. Ağustos ayında Irkçılığa ve Milliyetçiliğe DurDe platformunun gerçekleştirdiği ‘“Suriyeli sığınmacılar kardeşimizdir” yürüyüşü ve basın açıklamasına Mazlum-Der ile birlikte katıldık. Suriyeli sığınmacılara yönelik saldırganlığı protesto ettik, hükümetten göçmenlerin “mülteci” statüsünü tanımasını istedik.
2014 yılı biterken, hala Şengal ve Kobane’de IŞİD işgali devam ediyor. Suriye’de iç savaşta ölü sayısı 300 bine ulaştı. Suriyeli milyonlarca mülteci bir kışı daha çadırlarda yarı aç ve soğukta geçirecek.
BARIŞA SÖZ VER
Yılın son günlerinde yeni bir barış kampanyasını kamuoyuna duyurduk. Küresel BAK ve Mazlum-Der’in girişimi ve çok sayıda aydın ve barış aktivistinin desteğiyle, çözüm sürecinin ilerletilmesini savunan “Barışa Söz Ver” kampanyasını başlattık. 2015 yılında artık kalıcı barış için pratik adımların atılmasına ihtiyacımız var. “Savaşın kazananı olmaz” diyenler yan yana gelmeli, ötekileştirildiğini düşünen tüm kişi ve gruplar haklarını garanti altına alacak demokratik bir barış köprüsü oluşturmalıdır. Artık milliyetçilik değil kardeşlik, kibir değil eşitlik, çatışma değil diyalog, savaş değil barış istiyoruz.
Barış için ellerimizi birleştirmeye, sesimizi yükseltmeye ihtiyaç var.
2015 barışın yılı olsun.
Bülent Aydın
Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu adına
30 Aralık 2014