Bush’a Hayır, Irak’ta İşgale Son…
Arkadaşlar, hepiniz hoşgeldiniz,
İki gün sonra Amerikan halkı başkanlık seçimleri için oy kullanacak. Ama o kadar iyi biliyoruz ki verilecek oylar sadece ABD’yi dört yıl boyunca kimin, hangi kabinenin yöneteceğini belirlemeyecek. ABD yurttaşlarının oyları, tüm dünyanın kaderini de etkileyecek.
Çünkü bu tüm dünyanın seçimi.
Neden mi?
Nedeni çok açık değil mi?
Aramızda buna inanmayanlarımız varsa, gidip, eğer gidebilirse, eğer ABD uçaklarının tonlarca bombayla tümüyle kuruttuğu topraklarda koşarken, oynarken mayınlara basarak parçalanan üç yaşındaki, beş yaşındaki Afgan çocuklara sorabilirse öğrenebilir.
11 Ekim 2002’den beri devam eden ABD saldırganlığı sonucunda yaşamını yitiren 10 bin sivil Afgan’ın aileleri ABD seçimlerinin kendi kaderleri üzerinde dramatik bir etkiye sahip olduğunu anlatabilir.
Ya Iraklılar? Son ABD seçimlerinde oy kullanmadılar, ama Irak ABD tarafından yakılıp yıkıldı. Bush’un işgal emrini verdiği günden sonra 15 bin ile 37 bin arası sivil Iraklının yaşamını yitirdiği söyleniyor değişik kaynaklarca.
Bizim çocuklarımızın adları var: Ayşe, Ali, Ozan.
Iraklı çocukların da adları var: Hüseyin, Merve, Muhammed.
ABD’nin hegemonyacı müdahalesinin, ABD’nin savaşçı gazetecilerinin, Bush ve Blair’in birer sayıya, ölüm istatistik kağıtlarında yer alan soyut isimlere indirgemeye çalıştığı Hüseyinlere, Mervelere soralım. Onlar da bize ABD’deki seçimlerin tüm dünyanın seçimleri olduğunu söyleyeceklerdir.
Venezuella’da ABD’nin yönlendirdiği darbe girişimine direnen yoksullara, Arjantin’de IMF politikaları nedeniyle yiyecek ekmek bulamadığı için ayaklananlara, işsizlere soralım. Bolivya’da suyu satma hakkını alan ABD’li bir şirketin yağmur damlalarının bile kullanımını yasakladığını bilen Bolivya’nın varoşları, dı? borçları başarıyla ödüyoruz diyen hükümeti izleyen Türkiye’deki on milyon işsiz.sermayenin küreselleşmesinin tüm yerküredeki mağdurları. Hepimiz ABD yurttaşlarına sesleniyoruz.
“Bush’a hayır” deyin!
Çünkü biliyoruz ki, çünkü biliyorsunuz ki;Bush bir yalancı: Irak’ta kitle imha silahları var dedi. Şimdi, gözümüzün içine baka baka, “aslında yokmuş” diyor.
“Bush’a hayır” diyoruz,
Çünkü biliyoruz ki;Bush bir seri katil: Teksas Valisiyken onlarca idama onay vermişti, hızını alamadı, Afganistan’da binlerce, Irak’ta onbinlerce sivilin ölüm emrini verdi.
“Bush’a hayır” diyoruz,
Bilyoruz ki;Bush bir işkenceci: Irak’ta Ebu Garip cezaevinde gerçekleşen insanlık dışı uygulamaların, işkencelerin siyasi sorumlusu.
Bush bir kapitalist: petrol şirketleri için her şeyi yapıyor. Dev petrol ve silah şirketlerinin sözcüsü.
Bush’a hayır diyoruz;
Biliyoruz ki, biliyorsunuz ki;Bush bir emperyalist: ABD’nin küresel yayılmacılık ve işgal politikalarının temsilcisi.
G. W. Bush’un sıfatlarını saymakla bitiremeyiz: Bush, çevre düşmanı, kadın düşmanı, ırkçı.
Ve ABD emperyalizminin bu temsilcisi, yeniden başkan olmak isteyen bu adam, her şeyden önemlisi bir savaş suçlusu.
Bush sadece bir birey değil. ABD egemen sınıfının, kendilerini evrenin efendileri sananların, dünyadaki tüm sorunları kendi şirketlerinin, kendi karlarının, kendi hegemonyalarının güçlenmesi ve artması için savaşarak, bombalayarak, yakıp yıkarak çözmeyi hedefleyen savaşçı kanadının temsilcisi.
Bush ve kabinesi 11 Eylül saldırılarından sonra, dünyayı daha güvenli bir yer yapma sözü vermişlerdi. Bu sözü verdikleri günden beri bombaların patlamadığı, insanların ölmediği ülke kalmadı neredeyse.
Bush’un “terörizme karşı savaşı” bir terör gösterisine dönüştü.
Bush’un terörizme karşı savaşı terörün besin maddesi haline geldi.
ABD geçtiğimiz Nisan ayı bounca Felluce’de yüzlerce insanı yok etti. Birleşmiş Milletler Irak temsilcisi Lahdar İbrahim “Bir kenti kuşatırsanız, bombalarsanız, insanlar hastaneye bile gidemezse bunu nasıl anmak gerekir” diye soruyor.
Nasıl anmak gerekir? Biz söyleyelim!Savaş suçu olarak anmak gerekir!!!
İşgal olarak anmak gerekir!!! mYıkım olarak anmak gerekir!!!!
Irak. Bağdat.semalarını uçan halılar olmaksızın, 1001 gece masallarını anımsamaksızın düşünmemize imkan yok. Ama Irak gecelerinde parlayan, masalların havai fişekleri değil, ABD’nin güdümlü füzeleri artık.
19 Mart 2003’te Irak’a saldırı emrini veren Bush, bunun bir özgürlük harekatı, demokrasi için yapılan ulvi bir müdahale olduğunu söylemişti.
Irak’ta demokrasi mi? Irak’ta sadece işgalin yarattığı siyasal kaos hüküm sürüyor.
Irak’ta özgürlük mü? Onbinlerce Iraklıyı öldürme emrini verirken, Bush, Irak’ı Iraklılardan özgürleştiriyor.
İşte işgalin yarattığı ekonomik yıkımın kaba bir tablosu. Lütfen, bu ülkenin dünyanın ikinci en büyük petrol rezervine sahip olduğunu bir kez daha anımsayalım.
Irak’ta işsizlik oranı yüzde 70,
Irak’ta elektrik ve su sıkıntısı tehlikeli boyutlarda,
Sağlık hizmetlerinin tümü çöktü, Çocukların yüzde 35’i okula gidemiyor.
Ama karamsar değiliz, umutsuzluğa kapılmak için hiçbir nedenimiz yok!
Artık tüm dünya, ABD emperyalizminin işgal politikalarını yalanlar üzerine inşa ettiğini biliyor. Evet, dünyaya yalan söylediler ama dünya bu yalanları yutmadı.
Küresel direniş hareketimiz savaşa ve işgal politikalarına savaş başlamadan önce de, işgal başladıktan sonra da ara vermeden karşı çıkmayı sürdürdü, ve sürdürüyor. Dünyanın 600 kentinde sokaklara, “Savaşa hayır” haykırışlarıyla çıkan milyonlarca savaş karşıtı, milyonlarca barış aktivisti “Katil Bush! Hesap ver, bugün kaç çocuk öldürdün” demeye devam ediyor.
Gerçekten de Bush, hesap ver, bugün Afganistan’da, Irak’ta ve Filistin’de kaç çocuğun daha öldürülmesi için emir verdin?
Kaç savaş suçu işledin?
Kaç işkenceyi onayladın? “Özgürleştirmeyi düşündüğün kaç ülke daha var ‘ahbap'”
ABD kabinesinin üyeleri, Irak işgalini, golf oynarken, yat gezilerinde, süslü ve elit kokteyllerde, ilişkide oldukları dev şirketlerin açılışlarında ve Beyaz Saray’ın pahalı ofislerinde planladılar. Ama iki şeyi gözden kaçırdılar. Birisi biziz!!! Bizi unuttular.
Küresel direnişin savaş suçlularının peşinin amansızca takip edeceğini hesaplamadılar.
Diğeri ise Irak halkı. Irak halkının onurunu unuttular. Irak halkının bir gecede teslim olacağını düşündüler. Aşırı kendine güven ve ırkçılık her yoksul halk gibi Irak halkının da dişiyle tırnağıyla yaşam hakkı için, onuru için, kendi kaderini kendisi belirlemek için sonuna kadar direneceğini göremediler.
Evdeki hesapları çarşıya uymadı. Çuvalladılar. Bush’un “Savaş bitti” diyerek böbürlendiği 1 Mayıs 2003’ten bugüne kadar, 1000’den fazla ABD askeri öldürüldü. Onlarca kent Iraklıların kontrolüne geçti. Kitlesel bir direniş Irak’ta her geçen gün yaygınlaşıyor. ABD’yi yeni bir Vietnam Sendromu, yeni bir mağlubiyet bekliyor.
Öyleyse bize düşen Irak halkının yanında olduğumuzu bir kez daha haykırmaktır.
Öyleyse ABD’deki savaş karşıtlarına düşen Bush’a karşı, savaş ve işgal politikalarına karşı daha güçlü olmaktır.
Biz küresel direnişin gücüyle 1 Mart’ta tezkereyi durdurduk. Şimdi ABD’deki savaş karşıtları, küresel hareketin gücünü arkalarında hissederek Bush’u durdurmak için kolları sıvadılar.
Bu hafta sonu Barcelona, Roma, Hollanda ve İngiltere gibi bir çok ülkede Bush’a karşı ABD’deki savaş karşıtlarına destek gösterileri düzenleniyor.
Irak’ın işgaline bir kez daha son diyoruz. Umarız sesimizin yankıları ABD’deki savaş karşıtlarına güç verir.
Umud ediyoruz ve inanıyoruz ki, biz kazanacağız, Bush kaybedecek.
Bush kaybedecek, yargılanacak.
Kafasından işgali sürdürme fikrini geçirenlere de iyi bir ders olacak!
KÜRESEL BARIŞ VE ADALET KOALİSYONU