5 Kasım 2012 – Edebiyat Atölyesi IV. Dönem Birinci Kitap

0
Want create site? Find Free WordPress Themes and plugins.

Temasını ‘Sinemaya uyarlanmış edebiyat eserlerinde savaş ve barış’ olarak belirlediğimiz dördüncü dönem Edebiyatta Savaş ve Barış Atölye’si ilk kitap/filmi ile başladı. İlk kitap/filmimiz      Isabel Allende’nin Ruhlar Evi isimli kitabından (1982), yönetmen  Bille August’ün uyarladığı(1993) filmdi. Kitabı bize Nilüfer Uğur Dalay ve Şengül Çiftçi, filmi ise   Ümmü Burhan tanıttı, tartışmaya açtı. Kitap Akdeniz kökenli del Valle ailesi, İspanyol-Arap kökenli Trueba ailesi ile İnka kökenli Garcia ailesinin birbirinin içine geçmiş yüzyıllık hikayesini anlatıyor. Trueba ailesi üzerinden anlatılan hikaye, 20.yüzyıl Şili’sinin de hikayesi aslında. Şili ve bir yüzyıl içinde Şili’de yaşanan olaylarkitap ve filmin kahramanlarından biri.

Trueba’ların evi Şili gibi farklı yerlerden gelen insanların uğrak yeri olur, olaylar şiddetle, savaşla tırmandırılır, şiddet değerleri değiştirir, yeni kişiler eklenir, yeni sahipler edinilir, ev dışından kişilerin müdahaleleri ile  acılar yaşanır, ölümler olur, ölümlüler ölmüşlerinin ruhları üzerinden yeni yaşama tutunmaya çalışır, insanlar yanlışlarını ödedikleri ağır bedellerle öğrenirler.

Erkeklerin şiddetine uğrayan kadın kahramanlar üzerinden anlatılan kitabın filme çevrilmesinde hikaye erkek kahraman üzerinden anlatılmış. Zorunlu eksiltmeler ve kullanılan mekansal, tarihsel tercihler, çok zengin kadın kahraman betimlemeleri olan kitabın gücünü filmin eksiltmiş olduğuna karar verdik.

Tüm eksiklerine karşın yine de toprak sahibi İspanyol kökenli Patron Trueba’nın, köylülere, köylü kadınlara ve ailesindeki kadın üyelere uyguladığı şiddet farklı güçte hissedilse de yansıtılmış olduğunu konuştuk.

Şili topraklarının ilk sahibi olan köylüler (İnka’lar), çalışanlar, emekçiler koloni kurmak, yer altı, yer üstü zenginlikleri sömürmek amacıyla topraklarına ayak basan ‘yeni sahiplerin’ baskısına karşı çıktıklarında da uluslararası büyük bir şiddet ile karşılaşıyorlar. Çünkü  yüksek yerlerde oturanlar’Ülkenin insanlarının sorumsuzluğu yüzünden bir ülkenin komünist olmasına seyirci kalamayız. Meseleler, Şilili seçmenlerin kararına bırakılamayacak kadar önemlidir’ diye karar veriyorlar ve şiddet dozu son derece yüksek bir askeri darbe ile 15 yıl boyunca baskı kuruyorlar.

Şili gibi Trueba ailesi de hiç beklemediği acımasız, karanlık yılların kara bağrına saplanıyor.’Kendini beğenmiş yepyeni bir sınıfın doğuşunu gördüler’; askeri darbe vurguncularını. Çünkü birileri ‘Halkın tek ihtiyacı ekmek, eğlence ve tapacak bir şey’ olduğuna karar veriyor ve ‘Askeri yönetim bir kalem vuruşuyla dünya tarihini değiştirdi,rejimin hoş görmediği kaç olay, ideoloji ve kişi varsa hepsini sildiler’.

Sınıfının fırsatçılığından yararlanan, muhafazakar, güç yanlısı, Patron Esteban Trueba günden güne zenginleşiyor ancak acı gerçekler onun da yakasına yapışıyor. Torunu Alba, yıllar süren bir intikam duygusu ile bilenmiş bir askeri yöneticinin demir pençelerine yakalanır. Alba işkencenin, aşağılanmanın o dipsiz kuyusunda yuvarlanırken ve ölmek istediği noktaya geldiğinde anneannesi Clara’nın ruhu ona görünür. Clara ‘Sorun ölmek değil. Ölüm nasılsa geliyor çünkü. Sorun hayatta kalabilmek çünkü mucize olan bu’ diyor. ‘Yapacak çok işin var. Hadi bakalım kendine acımaktan vazgeç, biraz su iç ve yazıya başla.’

Baskı dönemlerinde insanların varolmasına yardımcı olan mizah, büyülü gerçeklik gibi edebi araçlar, bu son derece şiddet yüklü olayları okuyabilmemizde/seyredebilmemizde bize yardımcı oluyor. Dünya ile eş zamanlı anlatılan ruhlar dünyası ile Clara bize bu dünyada da aynı ruhlar dünyasında olduğu gibi huzurun, sükunetin, barışın bulunabileceğini anlatıyor. ‘Geçmiş, bugün, gelecek…Her şey eşzamanlıdır. Bütün çağların ruhlarının boşlukta birbirine karıştığını görebiliriz…her şeyi gerçek boyutlarıyla görebilmek ve kendi zayıf belleğine meydan okumak için defter tutmalı…’ ‘bu kinin alevinin sönmeye yüz tuttuğunu duyumsuyorum. Ahının alınması gereken herkes adına benim öç almam çok güç şey; çünkü bunu yaparsam benim aldığım öç de aynı aman dinlemez törenin bir parçası olup çıkar. Bu korkunç zinciri kırmalıyım.’

Kitabı kadınların barışçıl sesine karşı erkeklerin şiddet dilini eleştirerek okuduğumuzu konuştuk. Film yönetmeninin   muradının ve dilinin barışçıl olduğunu kabul ettik. Ancak bu dili tutturmak için, erkek kahraman merkezli anlatım tercihi nedeniyle, filmi bir aşk filmi eksenine soktuğu eleştirisini de yaptık. Bu da dramatik yapısı güçlü kitabın, eksik bir film uyarlaması olduğu değerlendirmesine yol açtı.

Kitapta okuduğumuz sevginin iyileştirme gücünü filmde sevgiyle estetize edilmiş şiddet olarak değerlendirdik.

Kitabın hayvanlara yönelik çok şiddet içeren betimlemesi olduğunu düşündük. Aile üyelerinin ilişilerinin alt metnin de de şiddeti gördük. Şiddet uygulayıcısı Esteban Trueba ile ilgili yazarın ‘ Yobaz, şiddet yanlısı, çağdışı. Ancak aile, gelenek, özel mülkiyet, yasa ve düzen gibi değerleri herkesten iyi temsil ediyor’ saptamasını ‘kötünün filizlendiği kaynak neresidir’,’insan mı ve sistem mi kötü’ sorunsalının yanıtının bulunacağı yer olarak değerlendirdik.

Sonra da kendimize sorduk; Değişim nasıl yaşanacak? Orta sınıf bu dönüşümü gerçekleştirecek ivmeye, güce, niyete sahip mi?

‘Bu düzendeki şiddete ihtilalin şiddetiyle karşılık vermek’ mi? Bizim bu soruya yanıtımız hayır. Çünkü biz’İnsanların kendi ihtiyaçları ile kendi güçlerinin farkına varması’na, ‘Noksansız fikir  özgürlüğüne dayanan barışçıl ve demokratik bir’ sürece inananlar olarak bir aradayız.

Atölye takvimi şöyledir:

19.11.2012    KÖRLÜK        Jose Saramago           (360 Sahife)  Evren Ergeç

Fernando Meirelles      (2008)      Şenol Karakaş

03.12.2012    TRAINSPOTTING Irvine Welsh  (352 Sahife)

Kamer Badur-Eğilmez

Danny Boyle             (1996)

Emre Arda

17.12.2012    KÜÇÜMSEME     Alberto Moravia    (208 Sahife)

Burcu Aktaş

LE MEPRİS     Jean-Luc Godard         (1963)

Erman Ata Uncu

07.01.2013    BENİ ASLA BIRAKMA

Kazuo Ishiguro     (272 Sahife)

Pınar Demircan

Mark Romanek            (2010)

Şengül Çiftçi

21.01.2013    KOKU          Patrick Süskind    (264 Sahife)

Sinan Akboğa

Tom Tykwer              (2007)

Görkem Yeltan

04.02.2013    TOZA SOR      John Fante         (160 Sahife)

Esra Akbalık

Robert Towne            (2006)

Kamer Badur-Eğilmez

Özlem Tatlıcan

18.02.2013    VENEDİK’TE ÖLÜM

Thomas Mann        (104 Sahife)

Yalçın Akyıldız

Luchino Visconti        (1971)

Burcu Aktaş

04.03.2013    KARANLIĞIN YÜREĞİ

Joseph Conrad           (184 Sahife)

Özlem Tatlıcan

APOCALYPSE NOW Francis Ford Coppola   (1979)

Esra Akbalık

Sinan Akboğa

18.03.2013    TİFFANY’DE KAHVALTI

Truman Capote           (124 Sahife)

Erman Ata Uncu

Blake Edwards           (1961)

Evren Ergeç

01.04.2013    CHARLIE’NİN ÇİKOLATA FABRİKASI

Roald Dahl         (208 Sahife)

Ümmü Burhan

Tim Burton              (2005)

Yıldız Önen

Emre Arda

15.04.2013    KOLLEKSİYONCU John Fowles       (256 Sahife)

Yıldız Önen

William Wyler           (1965)

Alev Yapışkan-Tahmaz

29.04.2013    RASHÔMON  Ryûnosuke Akutagawa    (239 Sahife)

Ülkü Burhan

Şenol Karakaş

Akira Kurosawa              (1950)

Pınar Demircan

13.05.2013    SIKI KONTROL EDİLEN TRENLER

Bohumil Hrabal     (90 Sahife)

Serkan Parlak

Jiri Menzel            (1966)

Ayşe Erdin-Parlak

27.05.2013    DÜNYANIN BÜTÜN SABAHLARI Pascal Quignard

(88 Sahife)

Görkem Yeltan

Alain Corneau          (1991)

Yalçın Akyıldız

10.06.2013    BİR YERDE Jerzy Kosinski          (115 Sahife)

Alev Yapışkan-Tahmaz

MERHABA DÜNYA Hal Ashby               (1979)

Nilüfer Uğur-Dalay

Barışla kalın.

AtölyeBAK

Did you find apk for android? You can find new Free Android Games and apps.
Share.

Comments are closed.