Biz söz veriyoruz: “Ya barış ya barış!”
Umut veren gelişmelerle, karamsarlığı yayan olaylar yan yana gelişiyor.
Ama bizim umuda ihtiyacımız var.
Barışa yaklaştıran adımlarla kaos çağrısı yapanların hamleleri arka arkaya geliyor.
Ama bizim barışa ihtiyacımız var.
Demokrasi çağrılarıyla nobranca öneriler aynı anda dillendiriliyor.
Ama bizim demokrasiye ihtiyacımız var.
Bizim özgürlüğe, kardeşliğe, adalete, eşitliğe, vicdana, hakkaniyete ihtiyacımız var.
Bizim, geri dönüşü olmayan barış adımlarına ihtiyacımız var.
28 Şubat’ta Dolmabahçe’de okunan mektubun, o mektubun içerdiği demokrasi ve barış vurgusunun arkasındayız. Bizim, Dolmabahçe’de açığa çıkan umudun serpilmesine, tüm Türkiye’ye yayılmasına ihtiyacımız var.
Bütün ilgili tarafların katıldığı ve temsil edildiği kesintisiz diyaloga, diyalogun güçlendirilmesine, konuşmaya, birbirimize dokunmaya, eşit koşullarda kardeşliğin ihtimallerini her gün yaratmaya, anadillerin özgürleşmesine, barışa her gün bir adım, her gün bir adım yaklaşmaya ihtiyacımız var.
Karamsarlık yayan, gençlerin ölümüyle beslenen, özgürlük alanlarını kısıtlayan uygulamalara, yasalara, konuşmalara ihtiyacımız yok bizim.
Bizim, barışa söz vermeye, barış için verilen sözlerin tutulmasına ihtiyacımız var.
Sokaklarda barış rüzgârları esmeden barış olmaz.
Barış için güler yüzlü gösteriler olmadan barış olmaz.
Newroz meydanında Kürt halkı barışa ne kadar hasret olduğunu gösterdi. Dolmabahçe’den Diyarbakır’a barışın sesini duyduk, barış için verilen mesajlara tanık olduk.
Bu mesajların arkasındayız.
Çünkü bu mesajlar, barışa ısrarla, inatla söz veren mesajlar.
Çünkü bu mesajlar çözümden yana olmayanların çözülmekten yana olacağını anlatan samimi mesajlar.
Bizim, tüm tarafların samimiyetine, en başta, halkların samimiyetlerini açığa çıkartmasına ihtiyacımız var.
Bu yüzden, “Barışa söz ver!” diyoruz.
Bu yüzden, seçimler, alınacak oylar değil, barış, kardeşlik ama eşit koşullarda kardeşlik önemli diyoruz.
Bu yüzden İç Güvenlik Paketleri değil, sınırsız demokrasi, sınırsız özgürlük diyoruz.
Biz barışın sesini gür bir şekilde çıkartmaya, barışın sesinin karamsarlığı dağıtacak kadar güçlü yankılanmasına, barışa odaklanmaya, barışın belirleyici olmasına hazırlanıyoruz.
Daha iki hafta önce Diyarbakır’dan uzatılan barış eline doğru uzanmak, bu eli tutmak ve barışı geri dönülmez bir toplumsal kazanım haline getirmek istiyoruz.
Barışa Söz Veriyoruz Kampanyası
9 Nisan 2015- İstanbul