ABD İşagline Ortak Olma Kampanyası Basın Açıklamaları

0
Want create site? Find Free WordPress Themes and plugins.

25 Aralık 2004 – Basın Açıklaması – İstanbul

ABD İşgaline Ortak Olma

Türkiye’de de Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu, olarak, geçen sene yaptığımız ‘Gelme Bush’ kampanyasına benzer bir kampanyayı, 19 Mart 2005’de yapılacak bir gösteri ile sonuçlanacak olan ‘ABD İşgaline Ortak Olma’ sloganıyla örgütlüyoruz.

ABD İŞGALİNE ORTAK OLMA!

19 MART 2005’DE SOKAKLARDAYIZ! Geçtiğimiz Ekim ayında Londra’da yapılan Avrupa Sosyal Forumu’nda alınan karar doğrultusunda tüm Avrupa’da ve dünyanın geri kalanındaki bazı ülkelerde sendikalar, kitle örgütleri, siyasi partiler, savaş karşıtı kampanyalar ve sivil toplum kuruluşları, 19 Mart 2005 Küresel eylem gününde, ABD ve işgal güçlerinin Irak’a saldırışının ikinci yıldönümünde işgale karşı çıkan gösteriler örgütleyerek sokağa çıkacaklar.

Türkiye’de de Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu, olarak, geçen sene yaptığımız ‘Gelme Bush’ kampanyasına benzer bir kampanyayı, 19 Mart 2005’de yapılacak bir gösteri ile sonuçlanacak olan ‘ABD İşgaline Ortak Olma’ sloganıyla örgütlüyoruz.

BİZ KİMİZ?

Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu (BAK) 2003 yılı Haziran ayında, tüm dünyada Tarık Ali, Howard Zinn gibi aydınlar tarafından imzaya açılan bir metnin Türkiye’de de imzaya sunulmasıyla kuruldu. Küresel BAK üç öncelikli hedefe sahipti.

1. Tüm Türkiye’de bir kampanya birliği inşa etmek. Bugün 40 ilde Küresel BAK aktivistleri savaş karşıtı kampanyalar örgütlüyorlar. Böylece birçok yerde aynı anda aynı slogan etrafında etkinlikler örgütleyerek sesimizi daha güçlü bir şekilde duyurabiliyoruz.

2. Küresel anti kapitalist savaş karşıtı hareketle ilişkilerin çok daha organik bir hale getirilmesi. Bugüne kadar 2003 yılında Paris’te, 2004 yılında Londra’da yapılan Avrupa Sosyal Forum’larına katıldık. 2003 yılında Kahire’de yapılan Dünya Savaş Karşıtları Konferansı’na, 2004 yılında Beyrut’ta yapılan Dünya Savaş Karşıtları Buluşması’na katıldık. Şimdi de 2006 yılının Mart ayında Yunanistan’da yapılacak olan Avrupa Sosyal Forumu’na hazırlanıyoruz. Bu uluslararası ilişkiler ABD’nin hegemonya savaşına karşı gelişen yığınsal savaş karşıtı küresel hareketin kopmaz bir parçası olmamızı ve küresel eylemlerin ve tartışmaların eşgüdümünün merkezinde yer amamızı sağlıyor.

3. Küresel BAK kuruluş metninde de belirtildiği gibi, “Örgütsüzleri harekete geçirme”yi amaçladı. Bugüne kadar yaptığımız bütün kampanyalarda bu amaçlarımız doğrultusunda hareket etmeye özen gösterdik Koalisyonun ilk metnine sadık kaldık. Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu faaliyetinin 1.5 yılını tamamladı ve ülkemizin en önemli savaş karşıtı hareketi haline geldi. Bu ise bize daha fazla sorumluluk yüklüyor.

NELER YAPTIK?

1. 27 Eylül 2003 Küresel Savaş Karşıtı Eylem Günü’nde tüm dünya ile birlikte Ankara’da sokağa çıktık. Eylemden önce 5 ilde imza kampanyaları başlattık. Eyleme Türkiye’nin her yanından yaklaşık 10 bin savaş karşıtı katıldı.

2. 2004 yılının Ocak ayından Haziran ayının sonuna kadar devam eden ve hem sloganı hem de logosu bütün Türkiye’ye mal olan “GELME BUSH!” kampanyasını örgütledik. Bu kampanya boyunca 40 ilde toplantılar yaptık. Kampanya sırasında 24 Ocak’ta bir uluslar arası sempozyum düzenledik, 20 Mart’ta küresel eylem gününde, ‘Gelme Bush’ diyerek tüm dünyadaki savaş karşıtları ile birlikte sokağa çıktık. Nisan ayında İstanbul’da yapılan Avrupa Sosyal Forumu hazırlık toplantısında, Bush’un Türkiye’ye geldiği haftanın Küresel Eylem Haftası olarak kabul edilmesini sağladık, 12 Haziran’da Göztepe Özgürlük Parkı’nda ‘Gelme Bush’ şenliği düzenledik. 19-25 Haziran tarihlerinde İstanbul’da savaşı, işgali ve Amerikan emperyalizmini nasıl durduracağımızı tartıştığımız ‘Barış Buluşmaları’nı düzenledik. “Gelme Bush!” kampanyası Bush’un İstanbul’da olduğu 27 Haziran’da, Kadıköy’de yapılan ortak eylemle sonuçlandı. İstanbul’da 50 bine yakın kişi tepkisini sokağa çıkarak gösterdi.

3. 2003 ve 2004 yıllarının Ağustos aylarında BARIŞAROCK antikapitalist müzik festivalini düzenledik. 2004 yılında festivale, Türkiye’nin her yerinden toplam 6000 kişi geldi. BARIŞAROCK festivali 2005 yılında yeniden yapılacak.

4. 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde Beşiktaş İskelesi’nde oturma eylemi yaptık.

5. 27 Eylül’de İntifada’nın yıldönümünde Galatasaray Postanesi’nin önünde basın açıklaması yaptık.

6. Ekim ayında “Bush’a hayır Irak’ta işgale son!” kampanyamızı sürdürdük. 30 Ekim’de Taksim Gezi Parkı’nda “BUSH’A HAYIR!” eylemini yaptık.

7. Amerika’nın Kasım ayında Felluce’ye başlattığı insanlık dışı saldırının ardından 10 Kasım ve 25 Kasım tarihlerinde Galatasaray Postanesi’nin önünde basın açıklamaları yaptık.

8. Bizim dışımızdaki inisiyatifler tarafından düzenlenen savaş karşıtı etkinliklere de katıldık. Sosyal Forum toplantılarına katıldık. Uluslar arası Tribunal etkinliğine destek verdik. O da sonuca doğru yaklaşıyor. Haziran sonunda yapılacak toplantının çalışmaları sürüyor.

ŞİMDİ NE YAPIYORUZ?

Savaş karşıtları uluslararası toplantısından çıkan öneriye uygun bir kampanya planladık. Kampanya sonunda, 19 Mart 2005’te İstanbul’da savaşa ve işgale karşı tüm dünyayla birlikte biz de alanlarda olacağız. Başlıca amaçlarımız, ABD ve Bush politikalarını ve Irak’taki uygulamaları teşhir etmektir. Elbette AKP’nin tutumunu da teşhir edeceğiz ve buna karşı taleplerimizi dile getirecegiz.

Çünkü 1 Mart tezkeresinin reddi sonrası gelişen süreçte, AKP’nin politikalarıyla, Türkiye’de bir şekilde Irak’a yönelik işgalin ve suçun ortağı oldu. Bu konudaki derin sessizliği bozan adımlar atmak amacındayız.

Irak’tan gelen haberler içimizi sızlatıyor. Vicdan sahibi insanlara ‘bir şey yapmalı’ dedirtiyor. Ölü sayısı çoktan yüz bini geçti. Bush’un yeniden seçilmesinden hemen sonra, ABD ve işgal güçleri bütün dünyanın gözünün içine baka baka Irak’ın Felluce kentinde korkunç bir katliam gerçekleştirdiler.

Bütün bunlar, Bush ve çetesi Irak’taki petrole tek başına el koysun, ve böylece ABD tek başına bütün dünyaya hakim olabilsin diye yapılıyor.

Ancak, Finacial Times gazetesinin bile “Dünyada artık iki süper güç var. Biri ABD, diğeri savaş karşıtı hareket” diyerek kabul etmek zorunda kaldığı bir gerçek var: Dünyada hala bu savaşa ve işgale karşı olan milyonlarca insan var ve sayıları giderek artıyor.

15 Şubat’ta, 20 Mart’ta, 27 Eylül’de bütün dünyada sokağa çıkan insanlar hala bu insanlık dışı işgale karşılar, bu işgali durdurmak için bir şeyler yapmaya devam ediyorlar. Bu nedenle, 19 Mart 2005’de, ABD ve onun peşinden giden işgal güçlerinin Irak’a yasa dışı bir şekilde saldırışının ikinci yıldönümünde işgale karşı çıkan gösteriler örgütleyerek yeniden sokaklara çıkacaklar.

BU KAMPANYADA NELER YAPACAĞIZ?

Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu olarak, 19 Mart 2005’de yapılacak büyük gösteri ile sonuçlanacak olan ‘ABD’NİN İŞGALİNE ORTAK OLMA!’ isimli yeni kampanya sırasında şu eylem ve etkinlikleri gerçekleştirmeyi planlıyoruz:

• 2005 yılı Şubat ayında uluslar arası bir savaş karşıtı sempozyum

• 2005 yılı Mart ayında büyük bir kapalı salon konseri

• Kampanya boyunca çeşitli sembolik eylemler ve basın açıklamaları • Küresel BAK aktivistlerinin bulunduğu il ve ilçelerde halka açık büyük toplantılar ve kahve toplantıları

• Yaygın afişleme ve bildiri dağıtımı

• İmza standları

• Rozet, tişört, sticker vb. malzemelerin yaygın dağıtımı

• Ayrıca kampanya boyunca düzenli aralıklarla bülten çıkaracağız. Bunlar ilk etapta bizim aklımıza gelen fikirler. Fakat, biz herkesin bulunduğu yerde bir şeyler yapabileceğine inanıyoruz. Bu konudaki tek sınırımız, hayal gücümüzdür.

Bugüne kadar yürüttüğümüz çalışmalara destek olan kurum ve kuruluş temsilcilerine, kamuoyu oluşturmamızı sağlayan aydın ve sanatçı dostlarımıza, etkinliklerimizi duyuran basın mensuplarına ve tüm görevlerde gönüllü olarak çalışan aktivistlerimize teşekkür ediyoruz.

Yaklaşık 2.5 ay sürecek ‘ABD İşgaline Ortak Olma’ kampanyamızı başlatıyoruz. Kampanyanın sonucunda ise herkesi, 19 Mart 2005’de, sesini tüm dünyadaki savaş karşıtlarının sesine katmaya çağırıyoruz.

Çünkü bu kirli savaş ve işgal, bu adaletsiz güç gösterisi geri püskürtülmeden dünya daha iyi bir yer olmayacak.

Tayfun Mater

Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu Yürütme Kurulu Üyesi

19 Ocak 2005 – Basın Açıklaması – İstanbul

Bush’un yeminine verilen cevap

Biz Felluce,

Biz Musul,

Biz Bağdat,

Biz Seattle,

Biz Porto Allegre,

Biz Prag, Cenova, Floransa,

Biz Venezüela, Cakarta, Küba, İstanbul…

ABD’nin saldırgan politikalarının temsilcisi BUSH’u ve askerlerini, evimizden, kentimizden ve ülkemizden kovana kadar mücadele edeceğiz.

19 ocak 2005’de Bush’un yemin töreni ile ilgili basın açıklaması ısrasında savaş karşıtları tarafından okunan metin

Ben CORÇ DABILYU BUŞ!

Amerika ve dünya halklarının cebinden çaldığım milyarlarca doları Amerikan medyasına peşkeş çekerek;

Amerikan halkını dünyanın en büyük, en utanmaz yalanlarıyla uyutarak;

Bütün dünyayı ülkeme düşman edip, halkımı terörörizme hedef haline getirerek;

Dünyanın geri kalanını tümden terörist ilan ederek;

ABD Başkanlığı koltuğuna yeniden oturmuş bulunuyorum.

ŞİMDİ YEMİN EDİYORUM!

Önümüzdeki 4 yıl boyunca,

Beni bu koltuğa oturtan ve iplerimi ellerinde tutan petrol ve silah sanayicilerinin sözlerinden çıkmayacağıma;

Dünyanın yoksul halklarını iliklerine kadar sömüreceğime, kanlarını emeceğime, onlara kendi ülkelerinde bile huzur vermeyeceğime; Çocukların, kadınların, yaşlıların, ülkelerinin onuru için mücadele eden onurlu direnişçilerin üstlerine bomba yağdıracağıma; Görenlerin insanlıklarından utanacakları en tiksindirici, en aşağılayıcı, en onur kırıcı işkencelerle bütün mazlum halklara kan kusturacağıma; emekçilerin, yoksulların, aydınların, muhaliflerin demokrasi için çırpındığı bütün ülkelere tecavüz edip, darbelerle, işgallerle tüm dünyaya hayatı zindan edeceğime

YEMİN EDİYORUM!

Yaptıklarım yapacaklarımın garantisidir.

Savaş karşıtlarının BUSH’a yanıtı:

Biz Felluce,

Biz Musul,

Biz Bağdat,

Biz Seattle,

Biz Porto Allegre,

Biz Prag, Cenova, Floransa,

Biz Venezüela, Cakarta, Küba, İstanbul…

ABD’nin saldırgan politikalarının temsilcisi BUSH’u ve askerlerini, evimizden, kentimizden ve ülkemizden kovana kadar mücadele edeceğiz.

ABD yönetiminin dünya halklarına karşı giriştiği her türlü saldırıda, başta Amerikan halkı olmak üzere tüm dünya halklarıyla kol kola, el ele, omuz omuza dayanışma içinde olacağız.

Irak’ta yaşanan işgal ve katliam sona erene kadar,

Bush’a ve onun iplerini ellerinde tutan silah kartellerine, petrol tacirlerine, medya krallarına, uyuşturucu tüccarlarına;

Ve onlarla işbirliği yapanlara karşı Barış, ve adalet için mücadele edeceğiz.

Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu

19 Ocak 2005

30 Ocak 2005 – Basın Açıklaması – İstanbul

Irak’ta yapılan seçimler hakkında basın açıklaması

Seçimler Irak’ta işgali sona erdirmediği gibi, Irak halkının temel sorunlarını çözecek bir iktidarın oluşmasına da yol açmayacaktır…

İŞGAL SÜRDÜKÇE SEÇİM ÇÖZÜM OLMAYACAKTIR.

Irak ABD işgali altında seçime hazırlanıyor. Irak’ta işgale karşı direnişin büyüklüğü ve alt edilmezliği karşısında çaresiz kalan ABD seçimlerden çıkacak işbirlikçi bir iktidarı işgalin sürdür ülmesi için kullanmak istiyor. Irak halkının direnişi karşısında düştüğü çaresizliği 30 Ocak seçimlerine sarılarak gidermeye çalışıyor.

Irak’ta tek çözüm işgalin sona erdirilmesidir. Şu yada bu biçimde işgal ordularının Irak’taki varlığını devam ettiren hiçbir çözüm kalıcı olamadığı gibi halkın desteğini de alamayacaktır. İşgal ordularının postalları altında özgür ve demokratik bir seçiminin mümkün olmadığı daha seçim sürecinin başında ortaya çıkmıştır.

30 Ocak’ta yapılacak seçimlerde sandık yerleri bilinmiyor. Seçimlere katılan adayların kimler olduğu ve seçmenlerin kimlere oy vereceği bilinmiyor. Seçimler nedeniyle şehirler arası seyahat yasaklanıyor. Sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. Bütün bunların ardından Bush yönetimi Irak’lıları “özgür” seçimlerde oy vermeye çağırıyor.

Seçimler Irak’ halkı arasındaki saflaşma ve bölünmeyi derinleştirecektir. Bu gün göstermelik seçimler için işgal ordusu ile işbirliği yapanlar, seçimlerin hemen sonrasında ya işbirliğinin kuklaları olmak ya da bu gün için uzak durmaya çalıştıkları direnişin saflarında Irak’ın özgürlüğü için saf tutmak tercihi ile karşı karşıya kalacaklardır. Göstermelik ve işgal altında bir seçimle zorbalık ve haydutluğunu meşrulaştırmaya çalışan Bush yönetimi ise, seçimlerin hemen ardından işgalin sona erdirilmesi ve işgal güçlerinin Irak’ı terk etmesi taleplerinin çığ gibi büyüdüğüne tanık olacaktır. İşgale karşı derin bir nefret duyan Irak halkı, bu gün göstermelik bir seçim oyununda figüran olmayı kabul etmiş siyasi ve dini önderliklere rağmen direnişe daha fazla destek vermeye yönelecektir.

Seçimler Irak’ta işgali sona erdirmediği gibi, Irak halkının temel sorunlarını çözecek bir iktidarın oluşmasına da yol açmayacaktır. Daha bu günden seçimlere katılım düşük olacağı ve halkın büyük çoğunluğunun seçimlere katılmayacağı beklenmektedir. İşgal yönetimi tarafından gerçekleştirilen bu seçimlerle oluşan yönetimin meşruluğu tartışmalı olmaya devam edecektir.

Irak’ta meşruluğu tartışılmayacak ve işgali gerçekten sona erdirecek çözüm, direniş güçleri de dahil tüm ırak halkının temsilcilerinin kendi özgür iradeleri ile oluşturacakları bir yönetim olacaktır. Bunun ilk ve zorunlu adımı ise işgal güçlerinin kayıtsız koşulsuz Irak’tan çekilmeleridir. Irak’ta çözüm göstermelik bir seçimle kukla yöneticiler seçmek değil, insan hakları ve demokratik hak ihlaline yönelmeden güçlendirilecek ve çoğaltılacak bir direniş olacaktır.

Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu Yürütme Kurulu Üyesi

Nuri Ödemiş

19 Şubat 2005, – Basın Açıklaması – İstanbul

Savaşsız Bir Dünya İçin Uluslararası Buluşma II basın bülteni

Bush’un ikinci defa seçilmesiyle birlikte yeniden gündeme gelen Büyük Ortadoğu Planı ve ABD’nin bir sonraki hedeflerin tartışılması amacıyla uluslararası savaş karşıtları etkin karşı duruş yöntemlerini belirlemek için İstanbul’da buluşuyor…

SAVAŞSIZ BİR DÜNYA İÇİN ULUSLARARASI BULUŞMA II

Bush’un ikinci defa seçilmesiyle birlikte yeniden gündeme gelen Büyük Ortadoğu Planı ve ABD’nin bir sonraki hedeflerin tartışılması amacıyla uluslararası savaş karşıtları etkin karşı duruş yöntemlerini belirlemek için İstanbul’da buluşuyor. Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu’nun ikincisini 19 Şubat’ta düzenleyeceği “Savaşsız Bir Dünya için Uluslararası Buluşma” başlıklı sempozyuma barış hareketinin önemli isimleri katılacak.

Amerika’dan Asker Aileleri Konuşuyor (Military Families Speak Out) örgütünden, oğlu halen Irak, Musul’da asker olarak görev yapan Doktor Anne Roesler, Barbarlıklar Çatışması kitabının yazarı Gilbert Achcar’ın yanı sıra İsrail ve Irak’tan da konuşmacıların bulunacağı sempozyuma Türkiye’den de çok sayıda yazar, sanatçı destek veriyor.

Sempozyumun en dikkat çeken isimlerinden birisi olan Doktor Anne Roesler, ABD’de savaş karşıtı gösterilerin önde gelen isimlerinden birisi. 50 yaşındaki Roesler bir asker çocuğu. Babası 2. Dünya Savaşı’nda yaralanmış, ve dedesi 1. Dünya Savaşı’nda savaşmış. Fakat şimdi, Roesler’in evi barış işaretleri ve oğlunun askeri üniforması içinde çekilmiş fotoğraflarıyla kaplı. Amerikan Ordusu 82. Hava Bölüğü’nde çavuş olan 26 yaşındaki oğlu da, Dr. Roesler gibi, bu savaşın haksız ve ahlaksız bir savaş olduğuna inanıyor.

19 Şubat Cumartesi günü Taksim Hill Olteli’nde Türkiyeli savaş karşıtları ile buluşacak Dr. Roesler ‘’Bush’un politikalarına dünya’da en fazla tepki duyan Türkiye’ye gelecek olmaktan büyük heyecan duymaktayım. Irak’taki bu haksız işgali durdurmak etkili bir küresel savaş karşıtı hareket ile mümkün olacaktır. Bu nedenle İstanbul’daki toplantıyı özellikle önemsiyorum’’ dedi.

PROGRAM

Yer : Taksim Hill Oteli

Tarih : 19 Şubat Cumartesi

Saat : 12:00 – 18:00

1. Oturum

Irak’ta İşgale Son

ABD’nin Ortadoğu Politikaları

Sahar Franses (İsrailli barış aktivisti)

Gilbert Achcar (Barış aktivisti, Paris VII Üniversitesi öğretim görevlisi, yazar)

Nuray Mert (Gazeteci)

Nevin Sungur (Gazeteci)

Mete Çubukçu (Gazeteci)

2. Oturum

Küresel Barış, Küresel Adalet

2005’te Barış’ı nasıl kazanacağız

Dr. Anne Roesler (ABD “Military Families Speak Out” adlı asker ailelerinden)

Isam El-Rawi (Irak Öğretim Görevlileri Birliği’nden)

Mehmet Soğancı (TMMOB Genel Başkanı)

M ehmet Güleryüz (Sanatçı)

Murat Çelikan (Gazeteci)

KONUŞMACI BİYOGRAFİLERİ

• Dr. ANNE ROESLER (Amerika) ABD “Military Families Speak Out” adlı asker aileleri örgütünden

Toplum Sağlığı eğitmeni, akademisyen, Saint Jose Devlet Üniversitesi’nde okutman ve Military Families Speak Out (Asker Aileleri Konuşuyor) üyesi. 25 yıldan daha uzun bir zamandır sosyal adalet için mücadele ediyor. Babası 2. Dünya Savaşı gazilerinden. Anne Roesler, Irak’taki savaşa açık bir şekilde karşı çıkıyor. Bu konuda konuşmalar yapması için, San Fransisco ve Washington’da düzenlenen çok sayıda akademik konferansa, savaş karşıtı yürüyüşe ve çeşitli etkinliklere davet edildi. Ayrıca bugüne kadar ulusal, uluslar arası, yerel bir çok belgesel yapımcısı, televizyon ve radyo kanalı, ve yerel gazeteler kendisiyle röportajlar yaptılar. Amerikan Ordusu 82. Hava Bölüğü’nde çavuş olan 26 yaşındaki oğlu, Dr. Roesler gibi, bu savaşın haksız ve ahlaksız bir savaş olduğuna inanıyor. Roesler’in oğlu, 2003 Mart’ından 2004 Şubat’ına kadar Irak’ta bulundu. 2004 yılının Kasım ayında yeniden askere alındı ve şu anda Musul’da bulunuyor.

• ISAM EL-RAWİ (Irak) Irak Öğretim Görevlileri Birliği üyesiIraklı İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlileri Birliği (Iraqi League of Seminary Teachers)’nin başkanı ve Müslüman Bilim Adamları Birliği (Association of Muslim Scholars)’nin üyesi. Müslüman Bilim Adamları Birliği (ASM), ayrıca Müslüman Din Görevlileri Birliği, Müslüman Ulemalar Konseyi ya da Ulema Konseyi olarak da bilinir. Ulemalar Birliği, 14 Nisan 2003’de, yani Saddam Hüseyin’in düşüşünden beş gün sonra kuruldu. Ülkedeki bütün Sünni Ulemaları bir araya getirdi. Müslüman Ulemalar Birliği Irak’taki en yüksek otorite. Dr. Harith Sulayman al-Dari birliğin genel sekreteri. Birlik, geçen sene Nisan ayında Irak’ın işgalinden önce Irak’ta varolan bazı dini kurumlardan oluşuyor. Politik, sosyal, ekonomik ve dini alanda çalışmaları var. İşgalden sonra, Konsey camilerle ve imamların ve vaizlerin ihtiyaçlarıyla ilgilenme görevini üstlendi. Konsey, aynı zamanda gelir kaynaklarını kaybedenlere yardım etmek gibi sosyal görevleri de yerine getiriyor. Ayrıca Konsey, yaralanmış, Amerikan güçleri tarafından yakalanmış, yakınları şehit düşmüş Iraklı aileler ile de ilgileniyor. Müslüman Öğretim Görevlileri Birliği, haftalık olarak çıkardığı “Al-Basa’ir” isimli yayınının 14 Ekim tarihli sayısında bir beyanat yayınlayarak Irak polisini ve askerilerini Amerika’nın önderliğindeki işgal güçleri tarafından düzenlenen operasyonları desteklememeleri konusunda uyardı. Irak’taki Amerikan güçleri, Irak seçimlerini boykot etme çağrısı yapan bir konferansa katıldıkları gerekçesiyle, 22 Ekim 2004’de Müslüman Öğretim Görevlileri Birliği üyelerinin bazılarını tutukladı. Isam El-Rawi, Müslüman Öğretim Görevlileri Birliği’nin seçimleri neden boykot ettiğini şöyle açıklıyor: “Müslüman Öğretim Görevlileri Birliği aslında seçimlere karşı değil, fakat seçimlerin işgalin gölgesinde yapılmasına karşı.”

• GİLBERT ACHCAR (Fransa) Barış aktivisti, Paris-VIII Üniversitesi öğretim görevlisi, yazar.

Lübnan doğumlu Gilbert Achcar, Fransa’da savaş karşıtı Agir contre la guerre (Savaşa Karşı Eylem) üyesi ve le Monde Diplomatique gazetesi yazarlarındandır.

Türkiye’de yayınlanan kitapları: Barbalıklar Çatışması (Everest, 2002). Evrenin Efendileri (Tarık Ali ve başkaları ile) (OM Ekonomi-Politik, 2001) Doğu Kazanı:Kaynayan Orta Doğu: Marksist Aynada Orta Doğu (İthaki, 2004)

• SAHAR FRANSES (İsrail) İnsan Hakları Avukatı ve ADDAMEER – Mahkumlara Destek ve İnsan Hakları Birliği örgütünün üyesi Sahar Franses 1996’dan bu yana insan hakları avukatı olarak çalışmaktadır. Badil (mülteci hakları örgütü) gibi çeşitli Filistin’li insan hakları örgütleri ile çalışan Francis su anda, Filistin’li mahkumları askeri mahkeme ve İsrail mahkemeleri önünde savunan ve işkenceyi İsrail işgalinin neden olduğu her türlü şiddete karşı Dördüncü Cenova Konvansiyonu’na dayanarak mücadele eden Addameer örgütü ile çalışıyor. Addameer, insan hakları konularına odaklanan Filistin’li bir sivil toplum kuruluşudur. İnsan haklarıyla ilgilenen bir grup aktivist tarafından 1992’de kurulan merkez, politik mahkumların haklarını savunarak ve işkencenin sona ermesi için mücadele ederek Filistin’li mahkumlara destek hizmeti sunar. •NURAY MERT (Türkiye) Gazeteci

1960 Trabzon doğumlu. Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Tarih bölümlerinde lisans eğitimi alan Mert, aynı üniversitenin tarih bölümünde yüksek lisansını (Prens Sabahaddin ve Terakki Mecmuası), siyaset bilimi bölümünde de doktorasını (Erken Cumhuriyet Döneminde Laik Düşünce) tamamladı. Çeşitli üniversitelerde ders vermektedir. Halen Radikal gazetesinde ve Medyakronik internet sitesinde düzenli olarak yazmaktadır.

• NEVİN SUNGUR (Türkiye) Gazeteci

1966 yılında Yalova’da doğdu. İlk ve Orta öğrenimini Yalova’da tamamladıktan sonra Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nü bitirdi. Gazeteciliğe 1991 yılında Tempo Dergisi’nde başladı. Ardından ATV’de sekiz yıl çalıştıktan sonra NTV Haber Merkezi’ne geçti ve o tarihten bu yana NTV’de muhabir olarak görevine devam etmekte. ATV’de yayınlanan Haberci programıyla birlikte dünyanın çeşitli ülkelerinde belgeseller hazırladıktan sonra son dört yıldır ağırlıklı olarak Afganistan, Filistin- İsrail, Irak gibi çatışma bölgelerinde  gazetecilik görevini sürdürüyor.

• METE ÇUBUKÇU (Türkiye) Gazeteci

1962’de Gebze’de doğdu. Kuleli Askeri Lisesi’ni bitirdi. 1981 Şubat’ına kadar Kara Harp Okulu’nda okudu. Marmara Üniversitesi BYYO Gazetecilik Bölümü’nden mezun oldu, aynı üniversitenin İletişim Fakültesi’nde yüksek lisans yapıyor. Gazeteciliğe 1987’de Karacan Yayınları’nda başladı. Nokta, Cönk dergileriyle Kanal 6 ve atv’de çalıştı. Bosna, Filistin, Afganistan, Çeçenistan, Kuzey Irak, Kosova gibi bölgelerde görev yaptı. Halen NTV’de muhabirlik yapıyor. Birikim dergisinde ve internet sitelerinde yazıları yayımlandı. Televizyon habercililiği ve muhabirliği konusunda ders veriyor.

• MEHMET SOĞANCI (Türkiye) TMMOB Genel Başkanı

1958 Ladik doğumlu. ODTÜ Makina Mühendisliği Bölümünden 1985’de mezun oldu.

1994 – 2002 yılları arasında TMMOB Makina Mühendisleri Odası Başkanlığında bulundu. Halen TMMOB Yönetim Kurulu Başkanlığını yürütüyor. Özel sektörde Proje Yöneticisi olarak çalışmakta. •MEHMET GÜLERYÜZ (Türkiye) Sanatçı

İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümünü 1966 yılında birincilikle bitirdi. 1970-1975 yılları arasında devlet bursu ile gittiği Paris’te ihtisas yaptı. 1975-1980 yılları arasında, akademide öğretim görevlisi olarak çalıştı. 1980’de bu görevinden ayrılarak New York’a gitti. On biri yurtdışında olmak üzere otuz iki kişisel resim sergisi açan sanatçı, yurtiçi ve yurtdışında çok sayıda karma ve grup sergisine katıldı. 1979 yılında Sedat Simavi Vakfı Altın Madalya Ödülü ile 1995 yılında Nokta Dergisi Doruktakiler Plastik Sanatlar Ödülünü aldı. 1985’ten bu yana BİLSAK’ta sanat eğitimi veren sanatçı, çalışmalarını, İstanbul’da kendi atölyesinde sürdürmektedir.

KÜRESEL BARIŞ VE ADALET KOALİSYONU NEDİR?

Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu (Küresel BAK) 2003 yılının Haziran ayında, Tarık Ali, Howard Zinn gibi aydınlar tarafından tüm dünyada imzaya açılan bir ortak bildirinin Türkiye’de de savaş karşıtları, aydınlar, sivil toplum kuruluşları temsilcileri tarafından imzalanmasıyla birlikte kuruldu. Küresel BAK üç öncelikli hedefe sahiptir: Tüm Türkiye’de bir kampanya birliği inşa etmek, küresel savaş karşıtı hareketle işbirliği oluşturmak ve örgütsüz kitleleri harekete geçirmek.

Bu güne kadar Türkiye’de on binlerce insanın katıldığı savaş karşıtı gösterileri düzenleyen Küresel BAK aynı zamanda uluslararası sempozyumlar ve BarışaRock gibi kültür etkinliklerinin altına da imza attı.

Küresel BAK Ekim ayında Londra’da gerçekleşen Avrupa Sosyal Forumu’nda alınan ortak karar doğrultusunda 19 Mart 2005’de, tüm dünyada düzenlenecek savaş karşıtı gösterilerin Türkiye’deki ayağını organize etmektedir. Bu amaçla Küresel BAK, 19 Mart 2005′ de yapılacak büyük bir gösteri ile sonuçlanacak olan ‘ABD’NİN İŞGALİNE ORTAK OLMA!’ isimli yeni bir kampanya başlattı.

25 Şubat 2005 – Basın Açıklaması – İstanbul

Şam gezisi öncesi basın açıklaması

Bu yıl, 1 Mart tezkeresinin reddinin ikinci yıldönümünü kutluyoruz. Benzer bir tehlikenin ilk hedefi olarak gösterilen Suriye halkı ile dayanışmak ve onun ötesinde, Irak savaşının ikinci yıldönümü olan 19 Mart’ta, işgal ve neo-liberalizme karşı küresel eylem gününe dikkat çekmek ve bir ilk adım olarak sembolik bir hareket olarak Şam’a gitmeye karar verdik.

Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu ve Doğu Konferansı olarak, 1 Mart Salı günü Ankara’dan hareketle Şam’a gidiyoruz. Irak’ı kan gölüne çeviren işgal, şimdi de, İran ve Suriye’yi hedef alıyor. Irak işgali öncesinde, sonuna kadar savaşa karşı tavrımızı koruduk, şu anda devam eden işgale karşı tavrımızı koruyoruz. Türkiye’yi işgalin merkez üssü halinde getirmek isteyen ünlü tezkere 1 Mart’ta Meclis tarafından reddedildi. Böylece hem kanlı bir işgalin merkez üssü olmayı reddettik, hem kamuoyunun politik gücüne bir kez daha şahit olduk.

Türkiye kamuoyu bugün de ezici çoğunlukla işgale ve savaşa karşı. Kamuoyunun vicdanının sesi olmak ve buna karşı işgal ve işgal tehditlerini haklı çıkarmak yönünde çaba sarfedenlerin gayretlerini boşa çıkarmak zorundayız. Bölgemizde yeni bir işgal daha fazla kan gölü istemiyoruz. Bu noktada tehdit altında olan Suriye halkı ile dayanışma içinde olmak gerektiğine inanıyoruz. Sivil bir hareket olarak, sembolik dayanışma eylemimizin resmi yönetime destek olarak algılanmaması gerektiğine önemle işaret etmek istiyoruz.

Bu yıl, 1 Mart tezkeresinin reddinin ikinci yıldönümünü kutluyoruz. Benzer bir tehlikenin ilk hedefi olarak gösterilen Suriye halkı ile dayanışmak ve onun ötesinde, Irak savaşının ikinci yıldönümü olan 19 Mart’ta, işgal ve neo-liberalizme karşı küresel eylem gününe dikkat çekmek ve bir ilk adım olarak sembolik bir hareket olarak Şam’a gitmeye karar verdik.

1 Mart Salı günü Turan Güneş Bulvarı Mado Pastahanesi önünde basın açıklamasının ardından bir grup, otobüsle Şam’a hareket ediyoruz. Sabah Şam’a varıyoruz, Çarşamba akşamı bizi karşılayan aydın ve gazetecilerle yemekli bir toplantı yapacağız. Perşembe günü Gazeteciler Cemiyeti ve benzer sivil toplum kuruluşları ile basın açıklaması yapacağız. Ertesi gün Ankara’ya dönüyoruz.

Can Dündar, Mete Çubukçu, Nuray Mert, Roni Margulies, Yıldız Önen, Mehmet Bekaroğlu, Nihat Genç, Hülya Aktaş, Hakan Tahmaz, Kenan Çamurcu, Hakan Albayrak, Murat Utku, Gencay Gürsoy bizlerle olacak.

Tayfun Mater

Nuray Mert

1 Mart 2005 – Basın Açıklaması – İstanbul

Tezkerenin geçmeyişinin yıldönümü

1 Mart 2003’te Ankara’da, kelimenin gerçek anlamıyla tarihi bir gün yaşandı. ABD Irak’a saldırmadan önce 65 bin askerini Türkiye’de konuşlandırmak ve kilit önem taşıyan bir dizi hava alanını kullanmak istiyordu.

Değerli basın mensupları, değerli dostlar,

Bugün onur duyduğumuz bir gün

1 Mart 2003’te Ankara’da, kelimenin gerçek anlamıyla tarihi bir gün yaşandı. ABD Irak’a saldırmadan önce 65 bin askerini Türkiye’de konuşlandırmak ve kilit önem taşıyan bir dizi hava alanını kullanmak istiyordu.

1 Mart 2003’de Türkiye Büyük Millet Meclisi ABD’nin bu isteğini oylarken, yüz bin savaş karşıtı, Ankara’da sokaklardaydı. O gün parlamentoda ve sokakta tarih oylanıyordu.

Savaş karşıtları, barış girişimcileri aylar boyu Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleriyle yürüttükleri sessiz diplomasiyi, o gün dev bir kitle gösterisine dönüştürmüştü.

1 Mart 2003 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi, üzerindeki içten ve dıştan gelen ağır baskıya rağmen, Hükümetin önlerine sürdüğü Amerikan tezkeresine “Hayır” dedi.

Türkiye, Amerikan tezkeresine hayır dedi.

1 Mart, sadece bizim değil, dünya savaş karşıtı hareketin bir başarısıydı.

Geçtiğimiz ay Porto Alegre’de gerçekleşen Dördüncü Dünya Sosyal Formu’nda konuşan Tarık Ali’nin dediği gibi, yine de tüm savaş karşıtı hareket içinde en somut kazanım, 1 Mart’ta Türkiye’de elde edildi.

1 Mart tezkeresinin yankıları hala sürüyor.

ABD savaş makinesinin önemli isimlerinden Savunma Bakanı Donald Rumsfeld, geçtiğimiz günlerde “Savaşta yolunda gitmeyen işlerden biri, bizim 4. Piyade Tümeni’nin, Türkiye üzerinden kuzeyden Irak’a girememesi oldu.” açıklamasını yaptı. 1 mart tezkeresinin engellenmesinin ABD açısından çok kötü olduğunu anlattı.

Onların kara günü olan 1 Mart 2003, bizim için, devasa savaş aygıtlarına karşı yalın insan gücüyle direnen dünya savaş karşıtları… Amerikan işgaline direnen Iraklılar… ve elbette bu onurlu reddedişle savaşın işgalici cephesine dahil olmayan Türkiye için mükemmel bir günüdür.

ABD Irak’ta 110 bin kişiyi öldürdü, 1 Mart Türkiye’nin bu cinayetlere ortak olmasını engelledi.

ABD Irak’ta, Ebu Garip cezaevinde akıl almaz işkenceler uyguladı. 1 Mart reddedişi, insanlığın utanca gömüldüğü bu soykırım suçuna engel olmamızı engelledi.

ABD Felluce’de insanlığa karşı işlenen suçların en dehşetlilerinden bir soykırım gerçekleştirdi. 1 Mart reddedişi insanlığın utanca gömüldüğü bu soykırım suçuna ortak olmamızı engelledi.

1 Mart’ın rövanşını da almak isteyen Bush ve ekibine bir dersi de BBC’nin geçen ay yayınlanan anketiyle verdik. Dünya genelinde 21 ülkede gerçekleştirilen ankette, ABD Başkanı George Bush ‘un yeniden seçilmesinin küresel güvenlik açısından olumsuz olduğunu düşünenler arasında ilk sırayı yüzde 82 ile Türkler aldı.

Biz, Amerikan karşıtı değiliz, biz ABD emperyalizmine karşıyız. İyi Amerikalıların ülkesine değil, Bushların küresel savaş aygıtına karşıyız. Dünyanın gözünün içine baka baka yalan söyleyen, bu yalanlar bir ülkeyi işgal ederek masum insanları öldüren paranoyak küresel saldırganlığa karşıyız.

Biz vahşete karşıyız, insanlığa karşı işlenen suçlara karşıyız, savaşa karşıyız.

Önümüzde yeni, zorlu süreçler olduğunu biliyoruz. Yalnız olmadığımızı, sessiz çoğunluğun da, aslında güçlü bir sese dönüşebilecek vicdana sahip olduğunu biliyoruz.

Bushgillerin Amerikası, bataklığında debelenirken, tehditlerine aralıksız devam ediyor. Bugünlerde İran ve Suriye’yi tehdit ediyorlar. Türkiye’ye de aba altından sopa gösteriyorlar.

İnsanlık tarihi, küresel imparatorluk hayallerinin gömüldüğü bataklıkların da tarihidir. Bushgillerin Amerikası, insanlığa karşı işlediği suçların bedelini ödemenin eşiğindedir bugün.

Savaşçı ideolojilerin karşısına dikilen küresel direniş hareketi, barış içinde birlikte yaşama idealinin önünü açarak serpiliyor, gelişiyor, büyüyor bugün.

Bugün, 1 Mart 2003’ten aldığımız gücü artırarak geleceğe taşıyacağımızı duyuruyoruz.

Bushgilleri 1 Mart’ta engelledik.

19 Mart Küresel Eylem Günü’nde dünyanın dört bir yanında ve İstanbul sokakalrında bir araya geleceğiz.

Küresel saldırganlığı savaş karşıtlarının birleşik gücü engelleyecek.

İnsan kazanacak.

Orhan Alkaya

Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu

15 Mart 2005 – Basın Açıklaması – İstanbul

Şam gezisi dönüşü

Savaş karşıtları, Suriye Parlamento binası önünde Arap Yazarlar Birliği üyeleriyle birlikte bir de basın açıklaması yaptılar. Böylece Suriye Parlamentosu belki de ilk kez, Türkiye’den gelen savaş karşıtları ile Arap yazarların ve halkın ortak basın açıklamasına sahne oldu.

Savaş karşıtlarının Suriye gezisi

Savaş karşıtlarının Suriye halkıyla dayanışma ziyareti sona erdi. Aralarında Mehmet Bekaroğlu, Prof. Dr. Gencay Gürsoy, Roni Margulies, Yıldız Önen, Nihat Genç, Hülya Aktaş, Hakan Tahmaz, Kenan Çamurcu, Hakan Albayrak, Murat Utku, Nuray Mert ve Mete Çubukçu gibi isimlerin de bulunduğu 60 kişilik grup Suriye parlamento binası önünde de bir eylem ve basın açıklaması yaptı.

Doğu Konferansı ile Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu’nun (BAK) birlikte düzenlediği Suriye halkıyla dayanışma ziyareti sona erdi. 60 kişilik ziyaretçi grubu, yazar, bilim adamı, gazeteci ve sanatçılardan oluşuyordu.

Küresel BAK’ın Suriye halkıyla dayanışma ziyareti öncesinde yayınladığı çağrı metninde şöyle deniliyordu: “Bizler bütünüyle sivil kişiler ve kuruluşlarız, [ziyaretimiz]hiçbir şekilde Suriye’deki mevcut yönetime destek vermek olarak algılanmamalı. Oradaki ve kendi ülkemizdeki tüm otoriter siyasetlere ilişkin eleştirel görüşlerimizi saklı tutuyoruz. Tüm dünyada ve özellikle bölgemizde demokrasiye ilişkin sorunları sonuna kadar önemsiyoruz. Diğer taraftan, kimsenin, ‘otoriter rejim’ bahanesi ile bölgeyi işgal etme girişimine tahammülümüz yok!”

Suriye halkının karşı karşıya bulunduğu ABD tehdidine karşı Suriye halkıyla dayanışma için 1 Mart Salı günü yola çıkan aydınlar, seslerini çeşitli platformlarda yükselterek, kardeşlik ve dayanışma duygularını dünya kamuoyuna ilan ettiler. Savaş karşıtları, Suriye Parlamento binası önünde Arap Yazarlar Birliği üyeleriyle birlikte bir de basın açıklaması yaptılar. Böylece Suriye Parlamentosu belki de ilk kez, Türkiye’den gelen savaş karşıtları ile Arap yazarların ve halkın ortak basın açıklamasına sahne oldu.

Parlamento binası önündeki basın açıklamasında Doğu Konferansı adına Mehmet Bekaroğlu, Küresel BAK adına Gencay Gürsoy ve Arap Yazarlar Birliği Başkanı Ali Akle Ursan birer konuşma yaptılar. Eylem sırasında Türkiye’den gelen savaş karşıtlarının attığı, halkların kardeşliğini vurgulayan Arapça sloganlar, Arap Yazarlar Birliği Başkanı Ursan’ın Türkiyeli ve Suriyeliler’in kardeşliğini vurgulayan sloganlarla desteklenirken, eylem halk tarafından ilgi ve sevgiyle karşılandı.

Yıldız Önen

Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu

16 Mart 2005 – Basın Açıklaması – İstanbul

ABD İşgaline Ortak Olma, Kadıköy

Biz savaşa karşı olanlar, her zaman barış isteyenler, Irak’taki işkence görüntülerine öfkelenenler, Felluce’deki katliamı unutmayanlar, ABD işgaline ortak olmayanlar, Bush’a, çetesine ve emperyalizme karşı çıkanlar, savaşa ve işgale karşı ses çıkartmak isteyenler, savaş suçlusu Bush yargılansın diyenler, Irak’ta öldürülen 100 bin kişinin anısını yaşatmak isteyenler, “Biz bu işgale son verebiliriz” diyenler…19 Mart’ta Kadıköy’ün sokaklarında buluşuyoruz.

Irak işgalinin ikinci yılında 50 ülkede milyonlarca savaş karşıtı sokaklara çıkıyor

“19 Mart’ta dünyanın tüm sokakları bizim”

Tam iki yıl önce, 19 Mart’ta, ABD Başkanı Bush Irak’a saldırı emrini verdi.

Bush çok sayıda yalan söyledi. “Biz ABD emperyalizmi olarak Irak petrollerine el koyacak ve dünyanın jandarması olduğumuzu bir kez daha hepinize göstereceğiz” diyemezdi kuşkusuz.

Bunun yerine yalan söyledi. “Irak’ta kitle imha silahı var” dedi. “Irak’a demokrasi taşıyacağız” dedi. “Irak’ı özgürleştireceğiz” dedi.

Sonuç: Irak’ta 110 bin insanı öldürdüler. Irak’ı bir ölüler ülkesine çevirdiler. Ebu Garip cezaevinde işkence, Felluce’de soykırım yaptılar. Şimdi de kızıyorlar.

Bush ve savaş çetesi dünyada sevilmediği için öfkeleniyorlar. Türkiye’de halkın ezici çoğunluğu, yüzde 82’si Bush’u küresel güvenliğin en büyük tehdidi olarak gördüğü için ağızlarını bozuyorlar.

Suriye’yi tehdit ediyorlar. “Suriye halkının yanındayız”, diyoruz, yine kızıyorlar.

Şimdi de İran’ı tehdit ediyorlar. “İran’a dokunma, komşuma dokunma” dediğimiz için kızıyorlar.

Evet! Gerçekten de sevmiyoruz! Bush’un Amerikasını sevmiyoruz. ABD emperyalizmini sevmiyoruz. Dünyaya kan kusturanları sevmiyoruz.

Bu ABD emperyalizminin nesini sevmemizi istiyorlar?

Sadece mevcut ABD kabinesi değil, tüm ABD hükümetleri işgalci. Kurulduğu 1890 yılından bu yana ABD dünya üzerinde 100’ü aşkın askeri müdahalede bulundu.

ABD’nin savaş suçu dosyası çok kabarık. Hep birlikte hatırlayalım; Clinton döneminde Dışişleri Bakanlığı yapan Madeline Albright, Irak’ta 500 bini çocuk 1 milyon insanın ABD ve Birleşmiş Milletler öncülüğündeki ambargo sonucunda yaşamını yitirmesini, “Buna değerdi” cümlesiyle savunmuştu. Neye değerdi? 500 bin çocuğun açlık, hastalık ve bombardıman sonucunda ölmesini haklı kılabilecek ne var yeryüzünde?

Eski bir CIA komutanı, 1950’lerden beri yaptıkları operasyonların ve provokasyonların sonucunda yaklaşık 3.5 milyon insanın öldüğünü açıkladı. Sadece İkinci Dünya Savaşı’ndan itibaren ABD 55 yılda 20 ülkeye karşı terör eylemlerine girişti, sivilleri öldürdü ve sivil hizmetleri tahrip etti.

Bush bu kanlı geleneği temsil ediyor. Irak’ta onbinlerce insanı öldürülenlerin nesini sevmemiz bekleniyor? Tersine biz, Bush ve kabinesini sevenleri, bu savaş kabinesinin bugünkü politikalarını onaylayanları şaşkınlıkla karşılıyoruz ve inadına, “Biz %82, gerisi Bush” diyoruz.

Bugün bize kızıyorlar ama yarın, ertesi gün ve özellikle 19 Mart’ta daha çok kızacaklar.

Varsın kızsınlar! Biz Irak halkının yanında olmaktan onur duymaya, gurur duymaya devam edeceğiz.

Biz savaşa karşı olanlar, her zaman barış isteyenler, Irak’taki işkence görüntülerine öfkelenenler, Felluce’deki katliamı unutmayanlar, ABD işgaline ortak olmayanlar, Bush’a, çetesine ve emperyalizme karşı çıkanlar, savaşa ve işgale karşı ses çıkartmak isteyenler, savaş suçlusu Bush yargılansın diyenler, Irak’ta öldürülen 100 bin kişinin anısını yaşatmak isteyenler, “Biz bu işgale son verebiliriz” diyenler…19 Mart’ta Kadıköy’ün sokaklarında buluşuyoruz.

19 Mart işgale karşı Küresel Eylem Günü’ne siz de katılın, yüreklerimizi, kızgınlığımızı ve umudumuzu birleştirelim!!!

Sami Evren

KESK Genel Başkanı-Küresel barış ve Adalet Koalisyonu üyesi

Did you find apk for android? You can find new Free Android Games and apps.
Share.

Comments are closed.