31 Aralık 2014 – Yazılı Basın Açıklaması
Küresel BAK 2014 yılının sonunda “2015 Barışın yılı olsun!” başlıklı yazılı bir basın açıklaması yaptı. Bülent Aydın’ın yaptığı açıklamada 2014’te Küresel BAK faaliyetlerinin özeti verildikten sonra 2015 için “Artık milliyetçilik değil kardeşlik, kibir değil eşitlik, çatışma değil diyalog, savaş değil barış istiyoruz. Barış için ellerimizi birleştirmeye, sesimizi yükseltmeye ihtiyaç var” dendi.
12 Ocak 2015 – Rusya’nın Sesi Radyosu ile Röportaj
Küresel BAK aktivisti Tayfun Mater Rusya’nın sesi radyosu ile “İncirlik Üssü’ndeki Patriotlar neden değişti?” başlıklı bir röportaj yaptı. Tayfun Mater, röportajta İncirlik Üssü’ndeki Hollanda Patriot’larının yerine İspanyol Patriot’larının yerleştirilmesini ve Almanya’nın Patriot misyonunun süresini uzatmasını değerlendirdi.
13 Ocak 2015 – Hrant Dink Anmasına Çağrı – İstanbul
19 Ocak’ta Agos’un önünde yapılacak Hrant Dink anma etkinliği için Hrant’ın Arkadaşları çağrı yaptılar. “Yüzleşin Hrant’la, Soykırımla” sloganıyla yapılan çağrı Küresel BAK tarafından da yaygınlaştırıldı.
19 Ocak 2015 – Hrant Dink Anması – İstanbul
“Buradayız Ahparig” yazılı pankartın asılı olduğu Agos gazetesi önündeki törende Hrant Dink’in vurulduğu 15.05’te saygı duruşunun ardından yazar Murathan Mungan konuştu.
Mungan konuşmasında Hrant Dink için “Bu topraklarda yaşayan insanların bu konuyu her yönüyle konuşarak, birbirlerini tanıyarak, birbirlerinin hikayelerini dinleyerek, birbirlerinin acılarını anlayarak, birbirlerine değerek, dokunarak, zamanla bu sorunu barışçıl bir çözüme kavuşturabileceğine inanıyordu. Böylelikle resmi hafızaların yerini, artık sivil hafızaların alacağını ümit ediyordu” dedi.
Mungan konuşmasının devamında, “Ermeni sorununu emperyal güçlerin uluslararası masalarda Türkiye’ye karşı elinde bir koz olarak tutmaktan çıkaracak şeyin halkların kendi aralasında geliştireceği bu diyalog zemini olacağına inanıyordu. Bu yüzden Hrant Dink’in bu konuyla ilgili rüyalarından biri iki halkın birbirleriyle kaynaşmasını sağlayacak, Ermenistan- Türkiye sınır kapısının açılmasıydı. Ölülerimizin sadece hatıralarına değil, rüyalarına da sahip çıkmamız lazım” dedi.
20 Ocak 2015 – Barışa Söz Ver Aktivist Toplantısına Çağrı – İstanbul
20 Ocak’ta Küresel BAK ve Mazlumder İstanbul Şubesinin başlattığı Barışa Söz Ver kampanyasının 23 Ocak’ta yapılacak aktivist toplantısının çağrısı yapıldı.
20 Ocak 2015 – Hrant Dink Davasına Çağrı – İstanbul
23 Ocak’ta yapılacak Hrant Dink davası için Hrant’ın Arkadaşları çağrı yaptılar. “ Soykırımın yüzüncü yılında Acil Adalet” başlıklı bir çağrı yayınlayan Hrant’ın Arkadaşları herkesi Çağlayan adliyesine nöbete davet ettiler.
23 Ocak 2015 – Barışa Söz Ver Aktivist Toplantısı – İstanbul
Barışa Söz Ver kampanya aktivistleri, 23 Ocak’ta Cezayir toplantı salonunda biraraya geldiler. Toplantıda hükümet ile Kürt hareketi arasındaki müzakare sürecinin devam edebilmesi için sivil toplumun neler yapabileceği konuşuldu.
3 Şubat 2015 – Barışa Söz Ver Kampanyası İkinci Aktivist Toplantısına Çağrı – İstanbul
Barışa Söz Ver kampanyasının ikinci aktivistler toplantısı için Küresel BAK çağrı yaptı. Toplantıda paneller, yürüyüş vs konuşulacak.
5 Şubat 2015 – Barışa Söz Ver Kampanyası İkinci Aktivist Toplantısı – İstanbul
Barışa Söz Ver Kampanyası İkinci Aktivist Toplantısını 5 Şubat’ta yaptı. Aktivist toplantısında Şubat, Mart aylarında yapılacak toplantılar ve yürüyüşler konuşuldu.
10 Şubat 2015 – Barışa Söz Ver Kampanyasının Birinci Forumuna Çağrı – İstanbul
12 Şubat’ta yapılacak Barışa Söz Ver kampanyasının birinci Forumuna çağrı yapıldı.
12 Şubat 2015 – Barışa Söz Ver Kampanyasının Birinci Forumu – İstanbul
Mazlumder İstanbul Şubesi ile Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu’nun öncülüğünde 2014 Aralık ayında başlatılan Barışa Söz Ver kampanyası kapsamında 12 Şubat Perşembe günü “İnsanın Evi Anadil” Forumu Beyoğlu Cezayir Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi.
17 Şubat 2015 – Barışa Söz Ver Kampanyasının İkinci Forumuna Çağrı – İstanbul
21 Şubat’ta yapılacak Barışa Söz Ver Kampanyasının ikinci forumuna çağrı yapıldı.
21 Şubat 2015 – Barışa Söz Ver Kampanyasının İkinci Forumu: Türkiye’de Müslüman Olmak – İstanbul
21 Şubat’ta Mazlumder İstanbul Şubesi ile Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu tarafından organize edilen ve ayda bir yapılan forumların ikincisi “Türkiye’de Müslüman Olmak” konusu ile gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü Küresel BAK Sözcüsü Yıldız Önen’in yaptığı forumda Besim F. Dellaloğlu, Ümit Aktaş ve Fatma Akdokur konuştu.
2 Mart 2015 – Yazılı Basın Açıklaması – İstanbul
Küresel BAK yürütme kurulu üyesi Faruk Sevim 2 Mart’ta barış sürecinin devam etmesi konusunda yazılı bir basın açıklaması yaptı.
Faruk Sevim “Çözümün kalıcı bir barışa evrilmesi için, Hükümetle HDP heyetinin yaptığı açıklamada kamuoyuna sunulan maddelerin somutlaşması için hızlı adımlar atılmalı, Kürt halkının temel hakları, talepleri tanınmalı, yasal ve anayasal düzenlemeler biran önce yapılmalıdır” dedi.
22 Mart 2015 – Barışa Söz Ver Kampanyasının Üçüncü Forumuna Çağrı – İstanbul
Küresel BAK 27 Mart’ta yapılacak “Barışa Söz Ver Forumu III: Türkiye’de Barış Süreci Deneyimleri” çağrısını yaptı.
27 Mart 2015 – Barışa Söz Ver Kampanyasının Üçüncü Forumu: Barış Süreci Deneyimleri – İstanbul
27 Mart’ta Barışa Söz Ver Kampanyasının üçüncü forumu “Barış Süreci Deneyimleri ” Cezayir Toplantı salonunda gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü Taner Koçak’ın yaptığı forumda Hilal Kaplan, Fatma Bostan Ünsal ve Yıldız Önen konuştu.
4 Nisan 2015 – Barışa Söz Ver Kampanyası Basın Toplantısına Çağrı – İstanbul
Küresel BAK 9 Nisan’da yapılacak basın toplantısının çağrısını yaptı.
9 Nisan 2015 – Barışa Söz Ver Basın Toplantısı – İstanbul
Barışa Söz Ver Kampanyasının “Ya Barış, Ya Barış” konulu basın toplantısı 9 Nisan Perşembe günü Taksim’de yapıldı. Toplantının açılışında kampanya aktivistlerinden Yıldız Önen basın açıklamasını okudu. Yıldız Önen basın açıklamasında “Biz söz veriyoruz: Ya barış ya barış! Umut veren gelişmelerle, karamsarlığı yayan olaylar yan yana gelişiyor. Ama bizim umuda, barışa, demokrasiye, özgürlüğe, kardeşliğe, adalete, eşitliğe, vicdana, hakkaniyete ihtiyacımız var. 28 Şubat’ta Dolmabahçe’de okunan mektubun, o mektubun içerdiği demokrasi ve barış vurgusunun arkasındayız. Bizim, Dolmabahçe’de açığa çıkan umudun serpilmesine, tüm Türkiye’ye yayılmasına ihtiyacımız var. Newroz meydanında Kürt halkı barışa ne kadar hasret olduğunu gösterdi. Diyarbakır’da barışın sesini duyduk, barış için verilen mesajlara tanık olduk. Diyarbakır’dan uzatılan barış eline doğru uzanmak, bu eli tutmak ve barışı geri dönülmez bir toplumsal kazanım haline getirmek istiyoruz” dedi.
Yazar Emine Uçak Erdoğan “Siyasette üslup önemli. Elbette rekabet olacak, ama seçim sürecindeki tartışmalara barış süreci kurban edilmemeli, barış süreci korunmalı” dedi.
Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu temsilcisi Nilüfer Uğur Dalay “Şiddetten ekonomik veya başka türlü çıkar sağlayanlar barışa engel oluyorlar, düşmanlıkları devam ettiriyorlar. Can güvenliği, toplanma, söz söyleme, barınma, sağlık, eğitim, din vb. en temel insan haklarımız savaş ortamlarında yok oluyor, insanlık kaybediyor. Oysa huzura, barışa, birbirimizle konuşmaya ihtiyacımız var. Romanlarda Binbir gece masallarında Şehrazat nasıl konuşarak ölüme karşı durduysa, İlyada’da nasıl kadınlar, anneler barış için çırpınıyorlarsa, bizler de usul usl, konuşa konuşa, zaman zaman bağırarak bu barışı kurmamız gerekiyor. Çünkü artık barışmanın, barışın ne demek olduğunu hatırladık. O nedenle barışa söz vermemiz gerekir” dedi.
- dönem milletvekili Ufuk Uras “İnsan hayatından daha önemli hiç bir şey yok, aslolan ölümü değil barışı savunmak, onun için barışı savunuyoruz, barış bizim üst belirleyenimiz. Dolmabahçe mutabakatı geri dönülmez bir ilk adım, tıpkı Newroz’da verilen barış mesajları gibi. Seçimlerdeki rekabet de kimin daha çok barışı savunduğu üzerinden olmalıdır, kavmiyetçilik üzerinden değil. Meclis seçimlere kadar yeni bir komisyon kuramayacağı için, PKK önkoşulsuz barış konferansını toplamalı, ertelememeli, somut adım atmalıdır. Kobani nedeniyle sınırı geçen peşmergeye laf edenleri, Suriyeli göçmenlere yapılan yardımlara laf edenleri unutmamalıyız. Bizler barış ve demokrasi için siyaset yapıyoruz. Militarist mi, barışçı mı bir cumhuriyet istiyoruz, buna seçimlerde karar vereceğiz. Demokrasi ve barış bir bütündür, ikisini de gerçekleştirmek için çaba göstereceğiz” dedi.
Yazar Ömer Faruk Gergerlioğlu “Şimdiye kadar büyük bir yangın vardı, barış süreci ile bu ateş küllendi. Şimdi bizler bu ateşin tamamen sönmesi için su mu dökeceğiz, yoksa parlaması için benzin mi? Tüm toplum barış istiyor. Newroz’da bu ortaya çıktı. Batıdaki ulusalcı kesimler bile barış ortamından memnun. İster PKK, ister devlet olsun, barıştan vazgeçen kaybeder. Süreçte bazı gelgitler oluyor, sanki kişilere T.Erdoğan’a, A.Öcalan’a, H.Fidan’a endeksli bir süreç var, bu yanlış. Barış sürecinde ne yapılması gerektiği konusunda dünyada kabul edilen yöntemler var. Arabulucu, uzlaşma komisyonu, hakikatleri araştırma komisyonu gibi kurumsal yapıların süreci götürmesi gerekir. Ayrıca T.Erdoğan’ın başkanlık isteği barış sürecini etkiliyor, zora sokuyor. Çözüm süreci başkanlık tartışmalarına kurban edilmemelidir. Demokrasiden uzaklaşılan yöntemler, iç güvenlik paketleri süreci olumsuz etkiliyor” dedi.
Mazlumder İstanbul Şube Başkan Yardımcısı Ali Öner “Barışa Söz Ver kampanyasını BAK ve Mazlumder olarak birlikte yürütüyoruz. Barışı hasretle bekliyoruz, önemsiyoruz. Bu süreçte en önemli husus, halkların barış sürecinin önemini kavraması, meydanları, salonları, gazetelerin köşelerini doldurması. Barış sürecinden dönülmemelidir. Seçim sürecinde siyasiler özenli davranmalı, barışı siyasi ranta çevirmeye çalışmamalıdır” dedi.
YSGP Eş Sözcüsü Naci Sönmez “Devlet yıllarca kimliklere, dinlere, mezheplere, cinslere baskı uyguladı. Barışa el vermeli, söz vermeli, inşa etmeliyiz. Şimdi yürüyen aslında çözüm sürecidir. Barış çok daha uzun bir sürede sonuçlanabilir. 100 yıldır binlerce insan öldü. Çözüm süreci, toplumların diyaloga geçmesi için bir başlangıçtır. Trabzonlu ile Diyarbakırlı anlaşabildiği zaman barış gerçekleşmiş olacaktır. Bütün kamuoyunu barışa el vermeye, söz vermeye, inşa etmeye çağırıyorum” dedi.
Kafkasya Forumu aktivisti Furkan Dzapş “Süreç eksikliklerine rağmen devam ediyor. Ama halklar bu süreçte pasif, sanki iki egemen oturmuş anlaşmaya çalışıyor. Biz Kafkasyalılar biliyoruz ki, demokrasinin olgunlaşmadığı toplumlarda barış süreçleri olumlu sonuçlar vermiyor. Örneğin Çeçenistan’da Rus Hükümeti ile Çeçenler arasında uzlaşma sağlandı, eskiden Çeçenleri Ruslar öldürürdü, şimdi Çeçenleri Çeçenler öldürüyor. Dolmabahçe mutabakatı önemli, ama günümüzde hükümet AİHM sözleşmelerini bile ihlal edebiliyor. Toplumlar, halklar barış sürecinde etkin yer almalı. İç güvenlik paketi, tek adam yönetimi gibi uygulamalar tepki topluyor. Her şeye rağmen umutluyuz, yeni acılar yaşanmamalı, sorumlular bilinçli davranmalı. Sorunlar çözüldükten sonra da halkların birbirine düşman olmaması önemli” dedi.
DSİP MK üyesi Roni Margulies “Hükümet barış istiyor, ama devletin Kürtlere hediye ettiği bir barış olsun istiyor. Barış iki taraflı olur, yoksa kalıcı olmaz. Hükümet tek taraflı bir barış yapmaya çalıştığı için sürekli yalpalıyor. Aslında barış çok kolay. Anadilde eğitim, A.Öcalan’ın koşullarının düzeltilmesi, gerillanın ve yurt dışındakilerin sivil ve siyasal yaşama katılımlarının sağlanması, bunların hepsi Mecliste kısa zamanda çözülebilecek konular. Ama bütün bunlar için barış isteyenlerin etkili eylemler yapması, hükümeti, Meclisi buna zorlaması gerekir. Fırat’ın batısında barış için kitlesel eylemlere ihtiyacımız var” dedi.
İbrahim Betil “Çoğunluktan mı, çoğulculuktan mı yanayız. Kimlik ve inanç en önemli iki konu, herkes bunlara saygı göstermeli. Halk barıştan yana, hiç kimse savaş istemiyor. Siyasetçiler de halkın bu tercihine uygun davranmalı” dedi.
Akademisyen, gazeteci Erol Katırcıoğlu “Bütün felaketlere rağmen iyi yoldayız” dedi.
Basın toplantısının moderatörü sanatçı Zeynep Tanbay “Ben çözüm sürecini eskiden mehter takımının yürüyüşüne benzetirdim, iki ileri bir geri. Şimdi ise süreç iki geri bir ileri gidiyor, yani iyi gitmiyor. Sürecin tekrar mehter takımı ritmine dönmesi gerekir” dedi ve konuşmaları özetleyerek herkesi barışa söz vermeye, barış için bir şeyler yapmaya davet etti.
1 Temmuz 2015 – Yazılı Basın Açıklaması
Küresel BAK yürütme kurulu üyesi Yıldız Önen 1 Temmuz’da “Savaşa hayır! Askeri operasyonlara hayır!” başlıklı yazılı bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada sınır ötesi operasyonlara ve savaşa hayır dendi.
2 Temmuz 2015 – Çözüme Devam Basın Toplantısına Çağrı
Küresel BAK öncülüğünde örgütlenen Çözüme Devam kampanyasının 2 Temmuz’da yapacağı basın toplantısına çağrı yapıldı.
4 Temmuz 2015 – Çözüme Devam Kampanyası Basın Toplantısı
Çözüme Devam Kampanyasının aktivistleri basın toplantısında, Türkiye’nin Rojava’ya yönelik askeri müdahale planlarına ve Abdullah Öcalan’ın 4 aydır süren tecridine karşı ses çıkartarak barış için Dolmabahçe mutabakatına geri dönülmesini ve gerekli adımların atılmasını talep ettiler.
Toplantının açılışında konuşan sanatçı Zeynep Tanbay, çözüm sürecinde masanın bir tarafında oturan kişinin 4 aydan uzun süredir tecritte olduğunu, bu yüzden sürecin gelişemediğini ve durumu endişeyle izlediklerini, bu yüzden de basın toplantısı için bir araya gelindiğini aktardı.
“Çözüme devam” diyenler adına basın açıklamasını ise Tatyos Bebek okudu. Açıklamada “Savaşa hayır, tecride son, çözüme devam!” dendi.
Eski milletvekili Ufuk Uras, edindiği bilgilere göre AKP ve devletin Öcalan ile görüşmeyi sürdürdüğünü, HDP’nin İmralı heyetinin görüşmelerinin ise keyfi olarak engellendiğini belirtti. Seçim sonuçlarının HDP’nin by-pass edilemeyeceğini gösterdiğini, Dolmabahçe mutabakatına ihanetin faturasının ise AKP’ye sandıkta geri döndüğünü ifade eden Uras, “İmralı’nın kapıları herkese açılsın, barışın önü açılsın” dedi.
DSİP Eşsözcüsü Şenol Karakaş ise tecridin 6 milyon insanın iradesini yok saymaya yönelik bir tutum olduğunu söyleyerek bunun kabul edilemez olduğunu hatırlattı. Karakaş şöyle devam etti:
“Yalçın Akdoğan dün gene HDP ile ilgili ileri konuştu. Öncelikle, Dolmabahçe mutabakatının neden çöp tenekesine atıldığının hesabını versin. IŞİD sınır komşusuyken bundan şikâyet etmeyenlerin şimdi savaş tehdidinde bulunmalarına karşı sesimizi yükseltmenin zamanıdır. Öcalan tüm bu sürecin mimarı ve 4 aydır onun ne düşündüğünü öğrenmek mümkün değil. Bu da Kürt halkının ve batıdaki biz barışseverlerin sinir katsayısını yükselten bir durum. Rojava’ya yönelik planlar bir daha ağza alınmamalı ve Sayın Öcalan’a tecrit sona ermeli. Tecrit edilmesi gereken, HDP’ye verilen 6 milyon oyu önce flu gören, daha sonra ise hiç görmeyen Devlet Bahçeli’dir.”
Küresel BAK sözcüsü Kerem Kabadayı ise “Sayın Öcalan’ın 2013 Newrozunda çözüme dair ilk mesajı okunduğundan beri en önemli gündemimiz barış. Ortadoğu’nun gündemi de Türkiye’nin barışı. Suriye’ye müdahale, barışı uzun süre daha imkansızlaştırır. Sayın Öcalan’la İmralı heyetinin görüştürülmemesine son verilmesini talep ediyoruz” dedi. Tarihin akışının hepimizi zorunlu olarak barışa götürdüğünü vurgulayan Kabadayı, buna direnen hiçbir hükümetin şansı olmayacağını hatırlattı.
24 Temmuz 2015 – Büyük Barış Yürüyüşü Çağrısı
Küresel BAK’ın bileşenlerinden biri olduğu 100den fazla sendika, emek örgütü, siyasi partinin oluşturduğu Barış Bloku 26 Temmuz’da büyük barış yürüyüşü gerçekleştirecek. Küresel BAK bu yürüyüşün çağrısını yaptı.
26 Temmuz 2015 – Barış Bloku Basın Açıklaması
Barış Bloku valiliğin iptal ettiği Büyük Barış Yürüyüşü yerine Aksaray’da bir basın açıklaması yaptı. Binlerce barış aktivistinin katıldığı basın açıklamasında “Savaşa Hayır” dendi.
27 Temmuz 2015 – Yazılı Basın Açıklaması
Küresel BAK yürütme kurulu “Çözümsüzlük politikalarına ve savaşa hayır” başlıklı yazılı bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada hükümetin savaş politikaları eleştirildi.
7 Ağustos 2015 – Barış Mitingine Çağrısı
Barış Bloku’nun Bakırköy’de örgütlediği mitinge çağrı yapıldı.
9 Ağustos 2015 – Barış Mitingi – İstanbul
Barış Bloku adına ortak açıklamayı okuyan Gençay Gürsoy, “90’ları aratmayacak sahneler izliyoruz sosyal medyada. Bir polis ‘ne yaptı ulan bu devlet size’ diyerek elleri arkadan kelepçelenerek yere yatırılmış Kürt gençlerine soruyor. Ne mi yaptı? Dersim, Maraş, Çorum, Sivas, Gazi, Gezi, Roboski, Suruç daha sayalım mı? Savaşın nelere mal olduğunu iyi biliyoruz ve hep bir ağızdan savaşa hayır diyoruz” dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ise kitleye yaptığı konuşmada “Vatan ortak vatanımız. Savunmasına hazırız. Ama saray savunmasını vatan savunması diye yutturmasınlar” dedi.
1 Eylül 2015 – Yazılı Basın Açıklaması
Küresel BAK yürütme kurulu 1 Eylül’de savaşı bitirelim çağrısı yaptı. Yazılı basın açıklamasında “Bugün 1 Eylül Barış günü. Savaş karşıtları, emek örgütleri, kadınlar, gençler barış talebiyle bir kez daha meydanlara çıkıyor. Bulunduğumuz her yerde barış için yükselen sese biz de sesimizi katıyoruz” dendi.
17 Eylül 2015 – Yazılı Basın Açıklaması
Küresel BAK yürütme kurulu “Acil Barış” başlıklı yazılı bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada “Bizler acil barış, acil demokrasi istiyoruz. Yasaklar, olağanüstü hal ve sıkıyönetimler değil özgürlük istiyoruz” dendi.
9 Ekim 2015 – Yazılı Basın Açıklaması
10 Ekim’de Ankara’da yapılacak olan Barış mitingine Küresel BAK çağrı yaptı. Emek ve meslek odalarının örgütlediği mitingin başlığı “Savaşa İnat Barış Hemen Şimdi!”
12 Kasım 2015 – İklim Forumu
12 Kasım’da İklim forumu çerçevesinde Küresel BAK, KEG ve Antikapitalistler birlikte “İklim değişikliği, savaşlar, yoksulluk, mültecilik: G20’den Sorulur” paneli yaptılar. Küresel BAK yürütme kurulu üyesi Nilüfer Uğur Dalay G20 örgütlenmesinin militarizme ve savaşlara nasıl zemin sağladığını anlattı.
13 Kasım 2015 – Yazılı Basın Açıklaması
Küresel BAK yürütme kurulu üyesi Nilüfer Uğur Dalay 13 Kasım’da “Savaşlar, mültecilik ve iklim felaketinin baş sorumlusu: G20 DAĞITILSIN!” başlıklı yazılı bir basın açıklaması yaptı.
Açıklamada “G20’ler, kendileri daha çok kar elde edebilsin diye dünyayı nefessiz bırakma pahasına, büyümeye devam etmek istiyor. Oysa insan için, doğa için, dünya için, herkesin kazanması için gerekli olan yalnız ve yalnızca barıştır. Barış Dünya’nın ve Türkiye’nin en büyük siyasi projesidir. Bu nedenle G8, G20 gibi organizasyonlar dünya halklarının düşmanıdır ve dağıtılmalıdır” dendi.
13 Kasım 2015 – Barış Bloku Basın Açıklaması
Küresel BAK’ın bileşenlerinden olduğu Barış Bloku, 11 gündür sokağa çıkma yasağın sürdüğü ve 7 sivilin yaşamını yitirdiği Silvan için uluslararası kuruluşlara mektup yazdı. Blok’un mektubunda, ‘Silvan ablukasını kaldırın’ çağrısı yapıldı. Blok bu mektubu paylaşmak için “Silvan yalnız değildir” sloganıyla 13 Kasım Perşembe günü TMMOB toplantı salonunda bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıya, HDK Eş Sözcüsü Sebahat Tuncel, HDP ve CHP milletvekilleri ve çok sayıda blok bileşeni kurum ve kuruluş temsilcisi katıldı.
Toplantıda Barış Bloku Eş Sözcüsü Gencay Gürsoy’un açıklamada şunları söyledi: “Hayatları kurtarabilmemiz için, güvenlik güçlerinin sivil halka yönelik operasyonları durdurması; milletvekilleri, insan hakları temsilcileri ve barış delegasyonlarının mahallelere girmesine izin verilmesi ve uluslararası bağımsız gözlemcilerin bölgeye erişiminin sağlanması gerekiyor.”
18 Kasım 2015 – Yazılı Basın Açıklaması
Küresel BAK yürütme kurulu üyesi Faruk Sevim “Savaşa, işgale, IŞİD barbarlığına karşı birlikte mücadele etmeliyiz” başlıklı yazılı bir basın açıklaması yayınladı. Açıklamada “Savaşlara ve barbarlıklara verilebilecek en önemli yanıt, kökenleri, derilerinin rengi, dinleri ne olursa olsun tüm halkların barbarlığı doğuran kapitalizme ve emperyalizme karşı barış için birlikte mücadelesidir. Bunun için tüm emperyalist ülke ordularının başta Suriye, Irak ve Afrika olmak üzere bulundukları bütün ülkelerden derhal çekilmesini, halkların kendi kaderlerini tayin hakkına saygı göstermesini talep ediyoruz. IŞİD barbarlığının doğmasının nedeni kapitalizm ve emperyalizmdir. Savaşsız bir dünya için, emperyalizme ve kapitalizme karşı birlikte mücadele etmeliyiz” dendi.
25 Kasım 2015 – Yazılı Basın Açıklaması
Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu Yürütme Kurulu Üyesi Şengül Çifci 25 Kasım’da “Savaş Kışkırtıcılığına Hayır” başlıklı bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada “Suriye’deki insanlık trajedisinin bitirilmesi için çaba göstermek yerine bölgesel hatta küresel bir savaşa yol açacak davranışlar insanlık için çok büyük bir yıkım demektir. Savaş hiçbir suçu günahı olmayan insanlar için ölüm demektir. Savaş yıkım ve acı demektir. Savaş öfke ve düşmanlık demektir. Çok ciddi bir savaş kışkırtıcılığı sürecinden geçiyoruz. Bu kışkırtmanın kimler tarafından yapılmakta olduğu önümüzdeki günlerde alınacak pozisyonlarla daha net ortaya çıkacaktır. Bu kışkırtmaların çatışmalara ve giderek bir savaşa dönüşmemesi için acilen barış aktivistleri tavır almalıdır” dedi.
5 Aralık 2015 – Yazılı Basın Açıklaması
Küresel BAK yürütme kurulu üyesi Faruk Sevim 5 Aralık’ta “İncirlik üssü kapatılsın” başlıklı yazılı bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada “Türkiye İncirlik üssünün Suriye veya başka herhangi bir ülkenin bombalanması için kullanılmasına son vermelidir. Suriye’ye her türlü dış müdahaleye son verilmelidir. Esad diktatörlüğünü de, IŞİD barbarlığını da durduracak olan Suriye halkının kendisidir. İncirlik üssü herhangi bir savaşta kullanılmamak üzere kapatılmalıdır” dendi.
11 Aralık 2015 – Yazılı Basın Açıklaması
Küresel BAK yürütme kurulu “Musul’a Gönderilen Askerler Geri Çekilmelidir” başlıklı bir basın açıklaması yayınladı. Açıklamada “IŞİD barbarlığını da Esad diktatörlüğünü de durduracak olan Irak ve Suriye halklarının kendisidir. Ortadoğu’daki tüm emperyalist müdahaleler durdurulmalıdır” dendi.
20 Aralık 2015 – Yazılı Basın Açıklaması
Hrant’ın Arkadaşları 22 Aralık’ta yapılacak davaya çağrı yaptılar. Çağrı’da “Devlet, görevlilerini yargılayacakmış. İnansak mı? Yine aynı şüpheyle, yine aynı dikkatle, aynı taze inatla yeni açılan davayı izlemek üzere adalet nöbetimizi sürdürmek için, sana verdiğimiz sözü yerine getirmek için, bir kez daha davanın görüleceği mahkemenin önünde buluşuyoruz…” dendi.