Savunma adı altındaki füze kalkanı sistemi bir tehdit oluşturuyor, uluslararası ilişkileri destabilize ediyor ve yeni bir silahlanma yarışı başlatıyor?
19-20 Kasım’da Lizbon’da dünya liderleri NATO’nun yeni stratejisini belirlemek için biraraya geldiler. Yeni stratejileri, savunma maskesi altında dünyanın daha fazla silahlanmasını, savaş ve işgallerin devam etmesini sağlayacak kararları içeriyor. Aynı tarihlerde, Lizbon’da Escola Secundária de Camões’de yapılan NATO Karşıtı zirvede Avrupa barış hareketi, NATO’nun bir an önce lağvedilmesi gerektiğini vurguladı. Karşı Zirve, 19-21 Kasım tarihleri arasında Portekiz’deki NATO karşıtı zirve için biraraya gelen barış hareketlerinin temsilcisi (Portekiz Savaş ve NATO Karşıtı Platform (PAGAN) ve Avrupa NATO karşıtı Uluslararası Koordinasyon Kurulu (ICC) işbirliğiyle örgütlendi. 30 ülkeden 100 temsilcinin katıldığı zirvede NATO’nun savaşa dayalı yeni stratejisine karşı küresel barış politikalarının kazanması için neler yapılabileceği tartışıldı.
Karşı Zirve’de NATO’nun yeni stratejik konsepti değerlendirildi. NATO’ya karşı ortaklaşa neler yapılabileceği tartışıldı. Avrupa, Amerika ve Latin Amerika deneyimleri paylaşıldı. Pazar günü yapılan forumun ardından ortak deklarasyon yayınlandı. Deklarasyonda savaş çığırtkanlığı yapan, silahlanmayı savunan NATO’nun lağvedilmesi için çağrı yapıldı. Karşı Zirve PAGAN’dan Natália Nogal ve ICC’den Reiner Braun’un açılış konuşmalarının ardından NATO’nun yeni stratejisiyle ilgili yapılan oturumda “Savaş ve Barış” konusunda Portekiz Le Monde Diplomatique gazetesinden Sandra Monteiro konuştu. Monterio dünyanın geldiği dönemin barış hareketi için çok zor bir dönem olduğunu vurguladı ve mücadele çağrısı yaptı.
PAGAN’dan Vitor Lima “Yeni NATO stratejisi ve Küresel Kriz” başlıklı konuşmasında, “İçinde yaşadığımız dünyada en çok Amerika ve Avrupa konuşuluyor, bu ülkelerin güvenliği her şeyin üstünde tutuluyor. Ekonomik ve askeri olarak güçlü ülkeler politik hegemonya sağlıyor. Yoksul ülkeler, sadece göç yolları olarak anılıyor” dedi.
Amerikan yalanı
“Yeni NATO Stratejisindeki Nükleer Silahlar” başlıklı konuşmasında Joseph Gerson “NATO şimdiye kadar Amerika’nın çıkarlarını koruyan bir örgütlenme oldu, son strateji bunun devam edeceğinin kanıtı. Amerika her zaman nükleer silahlanmayı güvenlik için yaptığını anlatıyor. Diğer tüm ülkeler bunları saldırı için kullanabilecek iken Amerika sadece savunma amaçlı geliştiriyor yalanı kamuoyunda oldukça etkili, halbuki Hiroşima da olanlar ortada” dedi.
“NATO’nun Afganistan Savaşı” başlıklı konuşmasında Afganistan’dan Shams Arya “Maalesef uzun yıllardır Afganistan sadece savaş ve ölüm ile anılıyor. Önce Sovyetler’in işgali ardından baskıcı bir ara dönem şimdi Amerikan’ın NATO şemsiyesi altında işgali. Batı ‘terörizme karşı mücadele ediyoruz’ diyor ama kendileri Afgan halkını terörize ediyorlar. Bugün savaştıkları kişiler, örgütler kendi mahsulleri. Karzani hükümeti yozlaşmış, Afgan halkının düşmanı bir iktidar oluştu. Afgan halkının kendi hayatını yeniden kurabilmesi için önce tüm işgal güçlerinin Afganistan’ı terk etmesi gerekiyor. İşgal güçleri Afganistan’ı sıradan insanlar için yaşanılmaz bir hale getiriyor. Yeni bir Afganistan için çalışan tüm örgütlerin birinci talebi işgalin bitmesi” dedi.
“NATO savaş demektir”
Karşı Zirve’nin sonunda, protestolara katılan tüm kurumların oy birliğiyle benimsediği ortak “Sonuç Deklerasyonu” yayınlandı. “NATO savaş demektir! Yeni strateji konseptine hayır” vurgusuna sahip olan sonuç metninde, “Biz savaşsız bir dünya isterken, dünya kaynaklarının savaş ve toplu imha silahları, şiddet ve militarizasyon için kullanılmasını reddediyoruz. Bu, insanlığın çoğunluğunun ortaklaştığı bir vizyondur. Biz NATO ülkelerindeki barış aktivistleri olarak ülkelerimiz şiddet ve vahşet için değil tüm dünyada barış, adalet ve eşitlik için çalışmaya başlayıncaya kadar birlikte mücadele edeceğiz” vurgusu savaşa karşı ses çıkartmak için yeni eylemlere hazırlanmak gerektiğine işaret ediyordu.
Türkiye’de de gündemi meşgul eden füze savunma sistemiyle ilgili sonuç metni şu vurgulara sahipti: “Savunma adı altındaki bu füze sistemi bir tehdit oluşturuyor, uluslararası ilişkileri destabilize ediyor ve yeni bir silahlanma yarışı başlatıyor. Biz her çeşit füze savunma sistemine karşı çıkıyoruz. NATO ülkelerine sesleniyoruz, bu sistemler yerine dış ilişkilerin barış kültürü ile geliştirilmesini öneriyoruz. Biz halkların arasındaki ilişkileri demokratikleştirmeliyiz ve militarizasyondan uzaklaştırmalıyız. Daha güvenlikli ve adaletli bir dünyayı barışçıl bir işbirliği ile kurmalıyız.”
NATO’nun demokrasiyle ilişkisini açığa vuran metnin son bölümü özellikle çok önemliydi: “Adil bir dünya vizyonumuzda NATO’ya yer yok. NATO demokrasi karşıtlığı ile tanınıyor. Hem Afganistan’daki yozlaşmış ve savaş taciri Karzai hükümetini destekleyen, hem de NATO zirvesini protesto edenlere antidemokratik uygulamalarda bulunan NATO, demokrasi düşmanıdır. NATO saldırgan, yayılmacı, militarist ve eşitsizliği savunan politikalara sahip. Biz tüm insanlıktan bu politikaları reddetmelerini istiyoruz. NATO’yu ve değerlerini reddetmelerini istiyoruz. NATO’suz barış içinde bir dünya kurma mücadelemizde bize katılmalarını istiyoruz.”
YILDIZ ÖNEN: Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu
Karşı zirve notları
* Karşı zirve için Lizbon’a gelmeye çalışan 150 kişi sınırlardan geri çevrildi, aktivistler bunun demokrasi ihlali olduğunu söylediler. 20 Kasım’da Portekiz’deki pek çok barış hareketi, siyasi parti ve sendikanın katıldığı bir yürüyüş gerçekleşti. “NATO’ya hayır, barışa evet” sloganı ile yürüyen binlerce barış aktivisti NATO’yu protesto etti. Bu eylemlerde göstericilerden 40 kişi gözaltına alındı. Göstericiler NATO Zirvesini engelleme suçuyla bir süre gözaltında kaldılar.
* Portekiz Le Monde Diplomatique gazetesinden Sandra Monteiro karşı zirvede yaptığı konuşmada, medyanın NATO zirvesini dünyayı barışa götürecek bir buluşma olarak öne çıkarttığını, halbuki gerçeğin tam tersi olduğunu anlattı. “11 Eylül konsepti savunma adına saldırı anlamına geldi. Medya bunun en iyi temsilcisi oldu. Medyanın etkisini bilip buna göre strateji belirlemek gerekir” dedi.
* “NATO ve Füze Kalkanı” konusunda Karşı Zirve’de konuşan, Üslere Hayır Ağı aktivisti Çek Cumhuriyeti’nden Jan Majicek şunları söyledi: “Füze kalkanı Bush zamanında Sovyetler’e karşı uzay savaşları ile başlamıştı. Şimdiki plan da bu planın bir versiyonu. Obama NATO ve Avrupa’nın kabul edebileceği şekle çevirdi. Savunma amaçlı kalkan diye tanımlanan füze sistemi girdiği toprakları savaşa sokacak hale getirme şansına sahip. Doğu Avrupa’da maalesef güçlü sosyal hareketler yok. Füze kalkanı gibi saldırılar geldiğinde bunu durdurabilecek bir güç yok. Silahsızlanma için mücadele etmek çok önemli, beraber mücadele ile bunu başarabiliriz.”